Çocukları dağa kaçırılan Diyarbakır annelerinin, HDP il binası önünde başlattığı oturma eylemine 2 ailenin daha katılmasıyla sayı 13'e çıktı.
Çocuklarının dağa kaçırılmasında HDP'nin aracı olduğunu iddia ederek 3 Eylül'de HDP İl Başkanlığı binası önüne gelen anneler Fevziye Çetinkaya, Remziye Akkoyun ve Ayşegül Biçer'in başlattığı oturma eylemine her geçen gün katılan aile sayısı artıyor.
Çocukları dağa kaçırılan Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinden anne Necla Çur (43) ve eşi Bedirhan Çur (52) ile Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinden Güzide Demir (57) de bugün oturma eylemine katıldı. Oturma eylemine iştirak ederek çocuklarını kurtarmak için seslerini duyurmak isteyen aile sayısı 13'e yükseldi.
"Oğlum daha 15 yaşındaydı"
Anne Necla Çur, gazetecilere yaptığı açıklamada, çobanlık yapan oğlu Vahit'in 4 yıl önce 15 yaşındayken dağa kaçırıldığını, televizyonda oturma eylemi yapan aileleri görünce evladını kurtarmak için eşiyle eyleme katılmaya karar verdiklerini söyledi.
Oğlunun kandırılarak götürüldüğünü ifade eden Çur, şunları dile getirdi:
"Oğlumu almadan gitmem. Oğlumu kandırdılar, beynini yıkadılar, ilaç veriyorlar. Oğluma, 'Sen gidersen devlet anne ve babana işkence eder. Sen gidersen devlet seni öldürür, seni ateşe verip yakar.' diyorlar. Bunların hepsi yalan, çocuğu korkutuyorlar, eve gelmesin diye. Oğlumu istiyorum. Başka birşey istemiyorum. Oğlumu götürdükten sonra bir sene evvel dağa gittim, yalvardım, ağladım ama oğlumu vermediler. Oğlum daha 15 yaşındaydı, neden bana vermediler? Buraya kadar geldim. Oğlumu almadan bir yere gitmiyorum. Bunların vicdanı yok mu? Oğlum gelmek istiyor. Artık ilaç vererek mi yoksa beynini yıkayarak mı götürdüler nasıl oldu bilmiyorum."
Oğlunun sağ olduğuna dair haberler aldıklarını dile getiren Çur, "Onun yanına gittiğimizde gelip benim yanıma oturdu, bana, 'Kaçmak istiyorum ama korkuyorum.' dedi." ifadelerini kullandı.
"Bizi tehdit ettiler"
Baba Bedirhan Çur da çocuğunu görmek için eşiyle girişimlerde bulunduklarını bildirerek, "Bizi tehdit ettiler. Bize, 'Bir çocuğunuz gitmiş çok mu?' dediler." dedi.
Çocuğunu almadan eyleme son vermeyeceklerini anlatan Çur, şöyle dedi:
"Vahit, oğlum kaç gel, devletine teslim ol. Devletimiz bambaşkadır babam. Onlardan hayır gelmez. Çocuğumuzu görmeye gidiyoruz kafamıza silah dayıyorlar. Adalet, Müslümanlık böyle bir şey mi? Hani Müslümanlık? Onlar vatan hainidir. 8 çocuğum var ama bu çocuğum bana bakıyordu. Bunlar devletine, halkına karşı haindir. Bunlardan biri de benim oğlumdur. Hain olmazsa dağa çıkmaz. Sen suç işlemezsen devlet seni yakalar mı? Yakalamaz. Oğluma sesleniyorum, çık gel, yazıktır sana, o zor şartlarda perişan oldun. Oğlum devletinizi bırakmayın. Devlet hiç kimsenin burnu kanasın istemez. Ama diğerleri insanın başına silah dayıyorlar, insanları öldürtüyorlar. Durma gel. Ben yaşlıyım artık çalışamıyorum. Bu Müslümanlıkta var mıdır? Kalkıp Müslümanların evladını götürüp ondan sonra kafalarına silah dayamak. Müslümanlık böyle mi?"
"Oğlumu istiyorum"
Anne Demir ise oğlu Aziz'in 4 yıl önce 16 yaşındayken kaçırıldığını, günlerce aramalarına rağmen oğlunu bir daha göremediklerini dile getirdi.
Oğluna kavuşana dek eyleme devam edeceğini anlatan Demir, yıllardır evladının acısıyla yaşadığını belirterek, "Oğlumu istiyorum başka bir şey istemiyorum. Kaç defa bu binaya geldim Bana, 'Biz görmemişiz, bilmiyoruz, ne bilelim nereye gittiğini' dediler. Ben hastayım, babası da yok. Bir defa beni aradı, Suriye'de olduğunu söyledi ve ağlıyordu, 'Sakat oldum, her iki ayağım yandı, sandalyedeyim.' dedi."
Hacire annenin çığlığı yüreği yanık annelere umut oldu
Diyarbakır'da anne Hacire Akar, dağa kaçırılan oğlu Mehmet Akar için 22 Ağustos'ta sorumlu olarak gördüğü HDP'nin aracı olduğunu iddia ederek, partinin il binası binası önünde oturma eylemi başlatmış, oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı oturma eylemi sonuç veren anne Akar, kararlı mücadelesiyle 24 Ağustos'ta oğluna kavuşmuştu.
Hacire annenin oğlu için gösterdiği mücadele, benzer acıyı yaşayan, yüreği evladına duyduğu özlemle yanan diğer annelere de örnek olmuş, bunun üzerine 3 Eylül'de HDP İl Başkanlığı binası önüne gelen anneler Fevziye Çetinkaya, Remziye Akkoyun ve Ayşegül Biçer oturma eylemine başlamıştı.
Daha sonra 17 yaşındaki oğlu Yusuf Begdaş'ın kaçırıldığını belirten Celil Begdaş, Malatya'dan anne Sadiye Özbey, Gaziantep'ten Songül ve Şevket Altıntaş, Mardin'den Emine ve Şehmus Kaya, Mersin'den Rahime Uymaz yeğeninin terör örgütü PKK tarafından kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutarak, Diyarbakır annelerinin yürüttüğü oturma eylemine dahil olmuştu.
Diyarbakır'ın merkez Yenişehir ilçesinin Dokuzçeltik köyünden gelen Aysel Koyun dağa kaçırılan oğlu N. Koyun, askere gitmeye hazırlanırken 5 yıldır haber alamadığı oğlu Arafat Balta için Dicle ilçesinden gelen anne Sabiha Balta ile 4 yıl önce kaçırılan 17 yaşındaki oğlu Fırat Savur için Bağlar ilçesinden gelen anne Meryem Savur da oturma eyleme katılarak, HDP'ye tepkilerini dile getirmişti.
Diyarbakır annelerine destek ziyareti
Evlatlarına kavuşmak için oturma eylemi yapan anneleri, aralarında Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) başta olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşları ziyaret etti.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Yönetim Kurulu Üyesi Sevim Zehra Can Kaya, yaptığı açıklamada, komisyon olarak yüreği yanan annelerin yanında olmak için geldiklerini söyledi.
Türkiye'nin vicdanlı anneleri olarak burada olduklarını belirten Kaya, aslında söylenecek her şeyi buradaki annelerin söylediğini kaydetti.
Kaya şunları kaydetti:
"Bizim sorulacak sorulara da cevabımız buradaki annelerin bu güçlü duruşu. Asıl mikrofonları buraya gelemeyen, burayla ilgili söz söyleyemeyenlere de uzatmak lazım, niye susuyorlar diye. Biz buradayız onlara destek veriyoruz. Yürekli duruşlarına, dirençlerine sonuna kadar destek verdiğimizi ifade ediyoruz. Onların yanında olduğumuzu söylemek adına geldik. Her zaman yanlarındayız. Onlara olan desteğimiz bitmeyecek. Bundan sonra da güçlü bir şekilde başka sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte burada olmaya devam edeceğiz. Onları desteklemeyi sürdüreceğiz. İnşallah anneler direnişiyle evlatlarına kavuşacak."
AA