Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Çin'in Doğu Türkistan'da uyguladığı politikaları eleştirerek, "Kur'an okumanın terör eğitimi, namaz kılmanın terör eylemi ve oruç tutmanın devlete başkaldırı olarak ilan edildiği Doğu Türkistan fotoğrafı, Çin'in bu yüzyıla sunduğu utanç tablosudur." dedi.
Yalçın, Çin ile Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi arasında bugün yapılacak "Çin'deki insan hakları ihlalleri görüşmesi"nden önce Çin'in Müslüman Türk toplumuna yönelik zulümlerini protesto etmek için Memur-Sen Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
Yapılacak görüşmeyi Çin'in Doğu Türkistan'da yaptığı soykırımı dünya kamuoyuna duyuracak olması bakımından önemsediklerini belirten Yalçın, şunları kaydetti:
"Buradan hemen şu uyarıyı da yapmamız gerekiyor, Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı soykırımı, son zamanlarda gittikçe şiddetini artıran Amerika-Çin rekabetine politik meze yapmaya çalışanlara izin verilmemeli. Doğu Türkistan ve milyonlarca insan, iki emperyalist devletin çıkar kavgasında araç haline getirilmemeli. Biz bu noktada dünyanın bütün iyi insanlarına, insanlığa önemli vazifeler düştüğüne inanıyoruz. Eğer dünyanın iyi insanları bu konuyu sahiplenip, zulme karşı bir hat oluşturmazsa, Doğu Türkistan başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde yaşayan mazlumların iki zalimden birinin zulmüne maruz kalması kaçınılmazdır. Bu yüzden dünyanın bütün iyi insanları zulme karşı güçlü bir hat oluşturmalı, adalet ve özgürlük dünyamıza hakim kılınmak için sorumluluk almalı."
"1949'dan bu yana yaşanan bir zulüm var"
Çin hükümetinin Doğu Türkistan'daki soykırımı ve zulmü gizlemek için "Sosyoekonomik reformlar" söylemini kullandığına dikkati çeken Yalçın, şu ifadeleri kullandı:
"Doğu Türkistan'da 1949'dan bu yana yaşanan bir zulüm var. Bir noktada bu zulmün temelinde Doğu Türkistan'ı Müslüman Uygur Türklerinden arındırmak yatıyor. Bu politika işgalin ilk yıllarından bugüne kadar aralıksız uygulandı. Özellikle 1960 ile 1990 arasında başkent Urumçi'nin güney doğusundaki Lop Nur çölünde yapılan atom denemeleri neticesinde on binlerce Uygur Türkü radyoaktif maddeler yüzünden ölmüştür. Şimdilerde ise bizzat Çin Komünist Partisinin geliştirdiği politikalarla insanlar ya ölüme sürükleniyorlar ya da yerlerinden yurtlarından ediliyorlar."
Yalçın, Çin'in Doğu Türkistan'da tek orijinal ürününün işkence ve zulüm olduğunu dile getirerek, bu yönüyle "Çin işkencesi"nin bugünkü somut karşılığının Doğu Türkistan'da her an yaşandığını söyledi.
"Çin, Doğu Türkistan'ı Müslümansızlaştırmaya devam ediyor"
Çin'in sadece yaşayanları öldüren bir politika izlemediğini, doğacak olanların da hayata gelmesine engel olduğunu vurgulayan Yalçın, "Nüfus planlaması adı altında anne karnındaki dokuz aylık bebeği sezaryenle alıp katleden Çin hükümeti, terör söylemleriyle oluşturduğu sahnede İslam medeniyetinin kadim bölgelerinden biri olan Doğu Türkistan'ı insansızlaştırmaya ve Müslümansızlaştırmaya hunharca devam ediyor. Kur'an okumanın terör eğitimi, namaz kılmanın terör eylemi ve oruç tutmanın devlete başkaldırı olarak ilan edildiği Doğu Türkistan fotoğrafı, Çin'in bu yüzyıla sunduğu utanç tablosudur." diye konuştu.
Yalçın, Doğu Türkistan'ın İslam medeniyetinin kadim bölgelerinden bir tanesi olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Hangi politikaları uygularsanız uygulayın, hangi söylemin arkasına gizlenirseniz gizlenin, Doğu Türkistan'dan ilk Müslüman Türk Hakanı Satuk Buğra Han'ı, Divanü Lugati't-Türk'ü yazan ilk Türk dil bilgini Kaşgarlı Mahmud'u, Kutadgu Bilig'in sahibi şair, yazar ve devlet adamı Yusuf Has Hacib'i silemezsiniz. Biz insanlığın vicdan sesi olarak Doğu Türkistan'ın yanında Çin'in ve zulmünün karşısındayız. Bizler, insanlık ailesinin onurlu fertleri ve özgürlük sesleri olarak soykırıma sessiz kalmayacağız, Çin'e karşı ses vermekten geri durmayacağız."
AA