Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Onur Kurulu başkanlarından Hıfzı Topuz, günümüzde medya patronlarının aynı zamanda holding patronu olduklarını ve bundan dolayı iktidarın her istediğini yaptıklarını söyledi. Topuz, "Bu yalnız Türkiye’de değil başka yerlerde de var ama başka yerlerde medya bu kadar köle olmadı. Başka ülkelerde medya bu kadar emir altına ve baskı altına girmedi." dedi.
TGC ve Tarih Vakfı 'Tan Evi Etkinlikleri' kapsamında ‘Dünden Bugüne Türk Basınının Özgürlük Sorunu’ konulu toplantı düzenledi. Burada konuşan TGC Onur Kurulu başkanlarından Hıfzı Topuz, daha öncelerinde gazetecilere karşı İstiklal Mahkemelerinin açıldığını vurguladı. Topuz, "Ama onların mahkumiyeti pek fazla uzun sürmedi. Hiçbiri cezasını çekmeden Atatürk en sonunda hepsini çıkardı dışarıya. Hepsi yeniden mesleğe döndüler." diye konuştu.
Gazete patronlarının aynı zamanda holding patronu olduğunu ve bunun için hükümetin dediklerini yapmak zorunda olduklarını belirten Topuz, "Holdinglerin birçok alanda işleri var. İhale işleri, yol, ithalat ve ihracat işleri var. Ve holding iktidarla iyi geçinmek zorunda. Holding patronu aynı zamanda gazete patronu. Holding patronu hükümetle işlerini iyi geçindirmek için hükümetin dediklerini yapmak zorunda. Yani holding patronu uşak oluyor. Ve büyük patron ne isterse onu uygulamak zorunda. O dönemde bu yoktu. İnönü bunlara karışmıyordu. Yani bugün holdingleşme gazeteleri buna götürdü. Gazeteler ve televizyonlar holdinglerin oldu. Holdingler de iş ve bankacılık çıkarları nedeniyle iktidar ile iyi geçinmek zorunda." ifadelerini kullandı.
Geçmişte iktidar istemiyor diye hiçbir gazetecinin işinden olduğunu hatırlamadığını kaydeden Topuz, "Partinin basında olan kişi emir verdiği zaman gazete ve televizyon sahibi emirlere yüzde yüz uyuyor ve gazete de istenmeyen adamların işine son veriyor. O zaman böyle şeyler yoktu. Kimsenin iktidar istemiyor diye işine son verildiğini ben hatırlamıyorum. Katiyen böyle bir şey hatırlamıyorum. Yani gazetelerin, medyanın ve televizyonun büyük sermaye işi olması özgürlüğünü kaybetmesine neden oldu. Bu yalnız Türkiye’de değil başka yerlerde de var ama başka yerlerde medya bu kadar köle olmadı. Başka ülkelerde medya bu kadar emir altına ve baskı altına girmedi." açıklamasını yaptı.
Sosyal medyanın bugün çok büyük imkanlar sağladığını ifade eden Topuz, "Bugün sosyal medya var. Sosyal medya klasik medyanın dışında savaşını sürdürüyor. Bu gün yalnızca gençler değil büyük bir çoğunluk sosyal medyadan haber almaya başlıyor. Yani ortam ve koşullar çok değişti. Bugün bizlere daya iyi bir mücadele imkanı sağlıyor. İktidara uymayanlar için daha geniş bir savaş imkanı sağlamış oldu. Bu koşullar boyun eğen medyaya rağmen daha iyi koşullar sağlayacak." şeklinde konuştu.
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise "Şu an Türkiye'de 6 bin 800 gazete ve dergi, 263 televizyon kanalı, bin 58 radyo kanalı var." diyerek mevcut medya kanallarının çok çeşitli olduğunu belirtti. Güneş, ancak bu yayın çeşitliliğinin basın özgürlüğü anlamına gelmediğini söyledi. Güneş, ifade özgürlüğünün iktidar tarafından nasıl baskı altına alındığını şu verilerle açıkladı: "22 gazeteci, 2015'e hapiste girdi. Son 3 ayda; Ekim, Kasım, Aralık'ta 43 gazeteci gözaltına alındı, Cumhurbaşkanı'na hakaretten 9 gazeteci yargılandı. Sadece 2014 yılında bin gazeteci işsiz kaldı."