Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’da yaptığı konuşmasında mağdur mektuplarının sahte olduğu imasında bulunarak, tek bir elden çıktığını iddia etti. Çeşitli kurum ve kuruluşlara yansıyan, neredeyse bütün gazetecilere gönderilen mağdur mektupları Erdoğan’ın söylemleriyle çelişiyor. Suçlarını dahi bilmeyen binlerce kişi ne yapacaklarını şaşırmış bir halde feryat ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’nın İnegöl ilçesindeki Hacı Sevim Yıldız Eğitim Kampüsü’nün açılış törende konuştu. Mağduriyetler konusunu gündemine alan Erdoğan yine ‘mağdur falan yok’ söylemiyle paralel ‘ne mağduriyeti ya’ ifadelerini kullandı. “Adeta bir kuyumcu hassasiyetiyle çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz” diyen Erdoğan, “ne diyorlar mağduriyet giderilsin diye yapılan başvurular var. Ne mağduruyeti ya. Benim 241 şehidimin ailesinin mağduriyetini kim giderecek? Acırsanız acınacak hale düşerseniz. Hukuk içinde adil bir şekilde kararınızı verin. Dilekçelere bakıyorsunuz tek bir örnekten çıkmış” şeklinde konuştu.
Bir de mağduriyetlerini ispatın derdine düştüler
Meclis’te milletvekillerinin odalarının mağdurlar ve yakınlarıyla dolduğu bilinirken, gazetemize ve diğer gazetecilere, medya kuruluşlarına mağdur mektupları gelmeye devam ediyor. Dilekçelerin tek elden çıktığı suçlamasına rağmen, telefonlarını, adreslerini, çalıştıkları ve ihraç edildikleri tüm kurumları ayrıntılarıyla yazan mağdurlar, hatta seslerinin duyurulması için çocuklarının ve kendilerinin fotoğraflarını bile göndermek gereği duyuyorlar. Bütün emeklerinin biranda elinden alındığını belirten mağdurların en büyük üzüntüleri hiçbir suçları yokken vatan hainliğiyle itham edilmeleri.
Af değil adalet istiyoruz
Gazeteci Ahmet Takan da son yazısında mağdur mektuplarına yer vererek, gelen mektuplarda, “Biz terörist değiliz. Af değil, adalet istiyoruz. Suçsuz olduğumuzu ispat edip görevlerimize iade edilmemizi bekliyoruz” şeklinde feryatlar olduğunu belirtiyor. “Seslerinin duyurulması ve suçsuz olduklarını ispatlayıp kutsal mesleklerine geri dönmeleri için yardım istiyorlar” diyen Takan, “Bunlardan bazılarına yerim yettiğince yer vereceğim. Yine de, ne olur ne olmaz, isimlerini ve adreslerini saklı tutacağım. Bu işte tek gayem var; kuru ile yaşın ayrılmasına katkıda bulunmak” diyerek malum mektuplardan bazılarına yazısında yer verdi.
25 yıllık öğretmendim
Mektuplardan biri özeti şöyle: “Ben 25 yıllık bir öğretmendim. Öğretmendim derken bile gözyaşlarımı tutamıyorum çok zoruma gidiyor. Ne yazık ki artık değilim elimden aldılar. Kızım üniversitede okuyor para gönderemiyorum. Büyük oğlum içine kapanıktı babalarından darbe yemişlerdi şimdi daha çok içine kapandı yarından ümidi yok.. Özelde iş yok. Bu yaştan sonra ben ne iş yapayım, nasıl hayata tutunayım, çocuklarıma nasıl annelik babalık yapayım Ahmet Bey... Ben terörist değilim. Öğretmenim. Suçsuz olduğumuz ispatlanarak bir an önce evlatlarımızın yanına dönmek istiyorum.”
İstanbul – Yeni Asya