İYİ Parti’nin 4. Olağanüstü Kurultayı’nda konuşan Meral Akşener, “Cesaret bulaşıcıdır. Biz, korku duvarlarını yıktık. Biz, sönen umutları yeniden alevlendirdik” dedi.
İYİ Parti’nin, “Bugün geleceğin ilk günü” temasıyla gerçekleştirilen 4. Olağanüstü Kurultayı çalışmalarına başladı. Dün sabah saatlerinden itibaren delegelerin ve misafirlerin gelmeye başladığı Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne, Genel Başkan Meral Akşener saat 11.00’de giriş yaptı. “Hapisse hapis, ölümse ölüm bir adım geri atmayan lider” anonsuyla salona giren Akşener, partilileri selâmladı. Genel Başkan Meral Akşener, kongrede yaptığı konuşmada “Cesaret bulaşıcıdır. Biz, korku duvarlarını yıktık. Biz, sönen umutları yeniden alevlendirdik. Kadını erkeği, genci yaşlısı, bu umut sayesinde sandıklara koştu. Milletimiz bu umut sayesinde, şımarık iktidarın kulağını çekti. Biz bu umudun mimarlarıyız” dedi. Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:
Basiretsiz ve savurgan bir yönetim anlayışı
Türkiye darlık çekecek bir ülke değildir. En verimli topraklar üzerinde, yeraltı kaynakları zengin, genç, üretken bir ülkedir. Türk milleti yokluktan değil, basiretsiz yönetim anlayışı yüzünden darlık yaşıyor. Sayın Erdoğan’ın ve koskoca devlet hazinesini teslim ettiği damadının, günü kurtarmaya yönelik açıklamalarına bakmayın. Türkiye gibi yüksek potansiyele sahip bir ülkeyi, Merkez Bankası’nın “İhtiyat Akçesi”ne muhtaç hale getiren, işte o basiretsiz, savurgan yönetim anlayışıdır.
Saraya kapanmış bir iktidarın, milleti duyması mümkün değil
Biz genciyle yaşlısıyla, aziz milletimizin her bir ferdini dinliyoruz. Sokakta, işyerinde, kahvede, otobüste, dolmuşta, vatandaşlarımız dertlerini söylüyor, çare bekliyor. Ama duymuyorlar… Saraya kapanmış bir iktidarın, milleti duyması mümkün değil. Onca zenginlik arasında, bu ülkede yokluk olmasına, açlık olmasına isyan ediyorum. İsyan ediyorum kardeşim, isyan. Bu potansiyeli harekete geçiremeyen, bizleri yokluğa mahkûm edenlere, isyan ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranların emanetine ihanet edenlere, isyan ediyorum. İş bulamadığı için evine hüzün çöken, ekonomik sebeplerle dağılan aileleri gördükçe, isyan ediyorum. Tam 17 yıldır “en iyisi bu” diye kendini pazarlayan bu iktidara, isyan ediyorum. Avrupa’nın en zengin ülkesi olmamız gerekirken, kişi başı millî gelirde en fakir ülkesi olmamız nasıl bir başarıdır? Her dört gençten biri işsizse, bu nasıl başarıdır?
Milletimiz olan bitenin farkında
Omuzlarına fatura yüklenen milletimizin, siyasî faturayı da sorumlulara kesmesi için, yılmadan çalışacağız. İlk fatura 23 Haziran’da yola çıktı. 23 Haziran sonuçları göstermiştir ki, milletimiz olan bitenin farkında. Bu işin dönüşü yok. Türkiye 17 yıllık kâbustan uyanıyor. Türkiye’nin İYİ ve cesur insanları iktidara yürüyor… Hz. Ali’nin sözlerine kulak verin: “Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber, şerefinizi de kaybedersiniz.” Türk milleti tarihi boyunca, savaş kaybetmiştir, toprak kaybetmiştir, can kaybetmiştir. Ama onurunu asla kaybetmemiştir. O onuru ayakta tutan da, haksızlık ve adaletsizlik karşısında eğilmeyişidir. Akarsularımızı daha fazla kirlettirmeyeceğiz. Ormanlarımızı daha fazla talan ettirmeyeceğiz. Meralarımıza daha fazla beton diktirmeyeceğiz. Çiftçimizi daha fazla küstürmeyeceğiz.