Gazete Duvar yazarı Ali Duran Topuz ‘Adalet Kurultay’ındaki gözlemlerini aktaran bir yazı yazdı.
Duran, “CHP’nin Gelibolu’daki kurultayına gittim, dedem Kalê Rifet’in “Çağrıldığın yerden erinme, çağrılmadığın yerde görünme” öğüdüne uyarak. Dışarıdan bakınca “Klasik CHP işi” görüntüsünün, vitrinin altında çok ciddi bir arayışa şahit oldum. Sıkı sunumlar izledim, nazik tartışmalara tanıklık ettim, umudu ve umutsuzluğu birlikte gördüm. Onun hikayesidir” diyerek izlenimlerini aktardı. Duran şunları yazdı; “Durum malum aslında: CHP ya Baykalcı müzmin hayırcılıkla, devletçi uydumculuk uçları arasındaki salınımdan kurtularak yenilenecek, ya da Bonapartist atakların çaresiz izleyicisi olarak kalacak.
‘Hakikat aranmakla bulunmaz ancak bulanlar hep arayanlardır’
Soyut adalet arzusundan somut adalet arayışına geçişin ilk adımı Adalet Yürüyüşü idi, ikinci adımı da bu kurultay oldu. Yürüyüş değiştirir. Arayış değiştirir. Konuşma değiştirir. Vitrinde görünen salt söylemci, nutukçu ve ajitatör CHP ile içte, altta fikre, örgütlenmeye, dönüşüme önem vererek arayış içine girmiş CHP’lilerin mücadelesi bu. Parlamentoyu sıfırlayan dokunulmazlık kararına el kaldıran CHP’lilerle “Bu yanlış” diyen CHP’lilerin mücadelesi. Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı, ikincilerin kazanma ihtimalini zayıflatmıyor, aksine güçlendiriyor. Birincilerin zaferi zaten 15 yıldır Erdoğan’ın zaferleri anlamına geliyor. Konu adaletse, hep aranması gerektiğini söyler Jean-Luc Nancy. Platon için sadece adalet adil olabilir, kalanlar belki en fazla pay alabilir ondan. Aramak deyince, Bayezid-i Bistami ile bitirmek en iyisi: “Hakikat aranmakla bulunmaz ancak bulanlar hep arayanlardır.”