İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SEÇİMİNİN İPTALİ İÇİN 7 YSK ÜYESİNİN OYU İLE VERİLEN İPTAL VE YENİLEME KARARININ 250 SAYFALIK GEREKÇESİ İKNA EDİCİ BULUNMAZKEN, KARARA KATILMAYAN BAŞKAN DAHİL 3 ÜYENİN KARŞI OY GEREKÇELERİ KAMUOYUNDA MÂKES BULDU VE KABUL GÖRDÜ.
Gerekçede ikna yok, itiraf var
Prof. Dr. Tanel Demirel: “Gerekçeli karar kesinlikle ikna edici değil. YSK, mülkî amirler ile ilçe seçim kurullarının ve nihaî analizde kendisinin hatası nedeniyle ortaya çıkan bu usulsüzlüklerin seçim sonucuna nasıl tesir ettiğini açıklamıyor. Ama bir itirafta bulunuyor: ‘Sayım döküm cetvellerindeki bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olmadı.’ ”
Tamamen siyasî bir karar
Prof. Dr. Bahadır Erdem: “250 sayfalık gerekçe. 200 sayfa davacı AKP’nin iddiaları. 12 sayfa karar. 38 sayfa muhalefet şerhi. Sonuç: Daha önce hiçbir seçimde kabul edilmeyen, kanuna, içtihat ve uygulamaya aykırı iddiaların kabulünden oluşan tamamiyle siyasî bir karar.”
Hukuk cinayeti işlendi
“YSK’nın kelimenin tam anlamıyla hukuk cinayeti işlediğini” belirten anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, “Seçimin iptaline gerek olmadığını anlatan dört YSK üyesi dürüstçe davranmıştır, ama diğerlerinin nasıl davrandığını söylemeye dilim varmıyor” şeklinde konuştu.
***
Kimse ikna olmadı
YSK, 6 Mayıs’ta verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptalİ kararının gerekçeleri kimseyi ikna etmezken, hukukçular bunun hukuk cinayeti olduğunu belirtti.
Yüksek Seçim Kurulu gerekçeli kararını açıkladı. YSK, 6 Mayıs’ta verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal kararının gerekçelerini ve muhalif üyelerin bu karara hangi gerekçelerle karşı çıktığını gösteren metni yayımladı. YSK’nın 4 üyesinin muhalefet şerhiyle birlikte 250 sayfayı bulan gerekçeli kararında, seçimin iptali için “seçim sonuçlarına müessir (etkileyici)” olay ve hal olarak, “Sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olması zorunluluğuna uyulmaması” gösterildi.
YSK kararında ayrıca 108 sandıkta oy sayım cetvellerindeki usûlsüzlük ve 706 kısıtlı / ölü / zihinsel özürlü seçmenin oy kullanmasını, tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte, sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı biçimde belirlenmesi ile birlikte değerlendirildiğinde, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldıran, seçim güvenliğini zedeleyici” unsurlar olarak nitelendirip iptale gerekçe yaptı.
Özbudun: Hukuk cinayeti
Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul seçiminin iptaline ilişkin gerekçeli kararı, hukukçuları ikna etmedi. YSK’nın “hukuk cinayeti” işlediğini düşünen hukukçular, Türkiye’de seçim güvenliğinin kalmadığında hemfikir. “YSK’nın kelimenin tam anlamıyla hukuk cinayeti işlediğini” savunan Anayasa hukukçusu Prof. Ergun Özbudun, “Kararın hiçbir mantıklı yanı yoktur. Karara itiraz eden dört YSK üyesi demokrasiyi, hukuku kurtarmaya çalıştıklarını ortaya koysa da, bunu başaramamıştır” değerlendirmesinde bulundu. YSK’nın gerekçeli kararını okuduktan sonra, kararı değerlendirmeye gerek kalmadığını belirten Özbudun, “YSK’nın hukukta yerinin dahi kalmadığını” savundu. DW’nin haberine göre seçimin iptalini oluşturacak herhangi bir delilin gerekçeli karara yerleştirilemediğini söyleyen Anayasa hukukçusu, “Demek ki öyle bir delil yok. Sandık kurullarının oluşturulması sırasında usûlsüzlükler oluşturulmuş, bu usûlsüzlüklere göz yumulmuş ve sonrasında da zamanında itirazlar yapılmamış. Sandık kurulu başkanları kamu görevlisi değilmiş. İnanacağımız şey bu mudur?” diye konuştu.
Demirel: İkna yok, itiraf var
Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanel Demirel YSK’nın kararını ikna edici bulmayanlardan. Demirel sosyal medya hesabından gerekçeli karara ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı; “YSK’nın gerekçeli kararı kesinlikle ikna edici değil. YSK bize, mülki amirler ile İlçe seçim kurullarının (ve nihaî analizde kendisinin) hatası dolayısıyla ortaya çıkan bu usûlsüzlüklerin seçim sonucuna nasıl tesir ettiğini açıklamıyor. Zira bu türlü usûlsüzlükler dolayısıyla seçim iptali için sonuca tesir ettiğinin gösterilmesi gerektiği YSK’nın yerleşik içtihadı idi. Zaten kurul 6 Mayıs tarihli kısa kararında bu usûlsüzlüklerin “seçime müessir olduğu için” yenileme kararı aldığını söylemişti.
Oy çalındığına dair en ufak bir ima dahi yok
Hatta YSK kararında bir itirafta bulunuyor ve “Sayım döküm cetvellerindeki bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte, sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı biçimde belirlenmesi ile birlikte değerlendirilmiştir” diyor (s, 211). Daha açık yazalım 108 sandıktaki usulsüzlüklerin seçim sonucuna tesir etmediğini YSK da kabul ediyor. Ve 754 sandıktaki başkanların devlet memuru olmamasının ne gibi olumsuz etkisi olduğunu ise bir türlü gösteremiyor. Çünkü bu imkansız. İkisini birlikte değerlendirdim ve sonuca etki ettiği kanaatine vardım diyor. Oy çalındığına dair en ufak bir ima dahi yok.”
***
İmamoğlu, itiraza mahal vermeyecek şekilde kazanacak
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partilerden bağımsız olarak CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu için ellerinden gelen en yüksek gayretle çalışacaklarını belirterek, “İnanıyorum ki İmamoğlu, 16 milyon İstanbullunun vicdanlarına dokunduğu için bu seçimi itirazlara mahal vermeyecek şekilde kazanacaktır” dedi. Akşener, partisince Nevşehir’in Gülşehir ilçesinde bir otelde düzenlenen iftar programına katıldı. Akşener, “İlk seçimde iktidar partisi sağlam bir şamar yiyecek, bu alanı dolduracak olan ki bunun biz olacağımıza inanıyorum iktidar olacaktır” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yapılacak seçimde CHP’li Ekrem İmamoğlu’na desteğini açıklayan Akşener, şöyle konuştu; “Hepimiz, partilerimizden bağımsız, oturduğumuz sandalyelerden bağımsız olarak İstanbul’da Sayın İmamoğlu için elimizden gelen en yüksek gayretle çalışacağız. Ben İstanbul’da ikamet eden birisi olarak biliyorum ki İstanbul seçimi vicdanla zulüm, millî irade ile millî irade hırsızlığı arasında geçecek bir seçim olacaktır ve inanıyorum ki İmamoğlu, 16 milyon İstanbullunun vicdanlarına dokunduğu için bu seçimi itirazlara mahal vermeyecek şekilde kazanacaktır.” Nevşehir - aa
***
754 sandığın 750 tanesinde AKP’li üyeler görev yaptı
YSK’nın iptal kararına karşı oy kullanan YSK Başkanı Sadi Güven, yazdığı muhalefet şerhinde 31 Mart seçimleri öncesinde görev süresi 2020 yılına dek uzatılan Güven, YSK’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptaline gerekçe olan bazı sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı şekilde belirlendiği kararına “Sandık kurullarının kuruluşuna ilişkin işlemlerin kesinleşmesinden sonra bu kuruluşa karşı yapılacak itirazlar seçimden sonra o seçimlerin iptali için tek başına bir itiraz sebebi olarak ileri sürülemez” sözleriyle karşı çıktı. Güven, “Bazı sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı bir biçimde seçildiğinin kesin olarak belirlendiğini, ancak bunun iptale gerekçe oluşturmayacağının savunan Güven “Dosyadaki belgelere göre; kamu çalışanı olmadığı halde sandık başkanı olarak görev yapan 754 kişinin görev yaptığı sandıkların 750 tanesinde Adalet ve Kalkınma Partili üye görev yapmış olup bu sandıklara 1.104 üye vermekle 354 sandıkta iki üye ile temsil edilmiştir” ifadelerini kullandı.