TÜSİAD: YENİ SİSTEMDE SORUNLAR MEVCUT. DENGE VE KONTROL MEKANİZMALARINA İHTİYAÇ VAR. KURUMLAR GÜÇLENDİRİLMELİ.
AB sürecini canlandırmalıyız
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski: “AB üyelik sürecini yeniden canlandırmalıyız. Hukuk sistemimizdeki sorunları bir an önce çözmeli ve uluslararası standartta işlerliği olan, öngörülebilir bir hukuk düzenine kavuşmalıyız. AB üyeliği konusunda ilerleme sağlanması bize ekonomi alanında ciddi ivmelenme ve kredibilite sağlayacaktır.”
Yapısal reformlar tamamlanmalı
“Yapısal reformlarımızı tamamlamalıyız. Rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisine sadık kalınması, kurumların güçlendirilmesi, yönetim şekilleri ve sahip oldukları itibar ile ekonomiye daha fazla katkı yapacak hale gelmesi gerekiyor. Bize benzer ülkeler arasında en yüksek enflasyona sahip ülke olarak MB bağımsızlığına özen göstermeliyiz.”
***
İş dünyasından hukuk ve AB çağrısı
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, göreve geldikten sonra verdiği ilk ropörtajında AB ve hukuk çağrısı yaptı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, iş dünyası için zorlu şartlar ve risklerin devam ettiğini ancak geleceğe dair daha ümitli olmak için de her zaman nedenlerin olduğunu belirterek, “Türkiye’de iş dünyası çok girişken ve dinamik. Krizlerde panik olmayan, mücadeleci bir iş dünyamız var. Altyapımız da sağlam.” dedi.
Türkiye’nin önünde 4 yıllık seçimsiz sürecin bulunduğuna işaret eden Kaslowski, bu döneme dair en büyük beklentilerinin finansal istikrar ve yapısal reformlar olduğunu söyledi. Kaslowski, kurumların güçlendirilmesi, yönetim şekilleri ve sahip oldukları itibar ile ekonomiye daha fazla katkı yapacak hale gelmesi gerektiğini vurgulayarak, yakın zamanda Türkiye’de anayasa ve bununla beraber yönetim sistemi değişikliği yapıldığını anımsattı. Erken seçim vesilesiyle yeni sistemin umulandan çok daha hızlı bir şekilde devreye girdiğine değinen Kaslowski, “Belki bir anlamda çok da iyi hazırlanmamıştık, belki bazı sakıncaları da uygulamada fark ettik diyebiliriz ama bu sistemde bazı sorunlar olduğu hepimizin malumu. Bu sakıncaları gidermeye odaklı anayasal değişikliklerin yapılacağı yönünde çalışmalar olduğunu duyuyoruz. Bunların hem süratle hazırlanmasını bekliyor, hem de sistemi yeni denge ve kontrol mekanizmalarıyla destekleyecek değişiklikler görmeyi umuyoruz.” diye konuştu.
AB STRATEJİK HEDEFİMİZ
Simone Kaslowski, jeopolitik risklerin önemini koruduğuna işaret ederek, “Bu riskler devam ederken; stratejik hedefimiz AB üyeliği konusunda ilerleme sağlanması bize ekonomi alanında ciddi ivmelenme ve kredibilite sağlayacaktır. Ülkemizdeki yatırım ortamına çok pozitif etkileri olacaktır. Dünyada faizlerin düşmesi ile birleştirebilirsek, çok büyük kalıcı yatırımları çekebiliriz. İçeride talep koşulları fevkalade zayıf. İş dünyası için zorlu koşullar ve riskler devam ediyor ama geleceğe dair daha ümitli olmak için de her zaman nedenlerimiz var” dedi.
MB bağımsızlığı makro ekonomik istikrar için şarttır
“Merkez Bankası (MB) Başkanı görev değişikliğini de değerlendiren Kaslowski şunları kaydetti: “Merkez Bankası bağımsızlığı makro ekonomik istikrar için şarttır. Kanunlarımıza göre, Merkez Bankası, hükümetle birlikte karar verilen hedeflere ulaşmak amacıyla araç kullanma bağımsızlığına sahip… Faiz indirip indirmeyeceğine Merkez Bankası yönetimi karar verir. Dünyada bize benzer ülkeler arasında en yüksek enflasyona sahip ülke olarak Merkez Bankası bağımsızlığına fazlasıyla özen göstermeliyiz. Finansal istikrarı sağlamak için enflasyon hedeflemesi yapan bağımsız bir Merkez Bankası’na ihtiyacımız var. Bu çok net.”