"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İHH: İsrail’le kapalı kapılar ardında ortaklıklar kuruluyor

24 Ocak 2015, Cumartesi 12:10
İHH Başkanı Bülent Yıldırım, "Biz Suriye'de muhaliflerin yanındayız, bu doğru. Ama İHH olarak biz hiçbir zaman bir iç savaşı da istemedik. Bu yüzden biz Suriyeli muhaliflerle İran arasında hatta rejim arasında arabuluculuk yapmaya çalıştık. Türkiye Suriye ile diplomatik ilişkileri kesmemeliydi ne olursa olsun" dedi.

Ortadoğu’da ve dünyanın farklı noktalarında hükümetin desteği ile birçok projeye imza atan İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım, “Biz Suriye’de muhaliflerin yanındayız, bu doğru. Ama İHH olarak biz hiçbir zaman bir iç savaşı da istemedik. Bu yüzden biz Suriyeli muhaliflerle İran arasında hatta rejim arasında arabuluculuk yapmaya çalıştık. Türkiye Suriye ile diplomatik ilişkileri kesmemeliydi ne olursa olsun” dedi.

İHH Başkanı Yıldırım, “Mısır’da İhvan seçimlere girmek istemiyordu. Türkiye’nin zoruyla seçimlere girdi. Aslında seçimlere girmeme kararıyla haklıydı çünkü bütün yükü omuzlarına almış olacaktı. Nitekim öyle oldu ve Mursi hükümetinin başarısız gösterilmesine sebep olundu” diye konuştu.

İHH tarafından organize edilen ve 9 Türkiye vatandaşının vefat ettiği Mavi Marmara saldırısının ardından Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişkilerin artarak devam ettiğini kaydeden Yıldırım, şunları söyledi:

“Doğalgaz anlaşmalarının el altından yapılması, birtakım şirketlerin bu anlaşmaların içinde yer alması, bazı bürokrat ve siyasilere ortaklıklar teklif edilmesi, ortaklıkların kapalı kapılar ardında kurulması, ticaret hacminin artması... Bütün bunlar İsrail’e şunu söyletiyor: ‘Biz istediğimizi parayla satın alabiliriz.’ Yerlere atılan Kur’an-ı Kerim bizim fakat demek ki İsrail’le ticaret yapan Müslüman tüccarların değilmiş diyorum.”

İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Genç Öncüler Dergisi’ne verdiği ve T24'te aktarılan mülakatta AKP’nin Mısır ve Suriye politikalarında hata yaptığını söyledi. Suriye’de iç savaş istemediklerini belirten Yıldırım, 200 bin kişinin öldüğü ülkede, hükümet ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aksine barış için Beşşar Esad rejimiyle diyaloğun kesilmemesi gerektiğini ifade etti. Yıldırım, “Biz Suriye’de muhaliflerin yanındayız, bu doğru. Ama İHH olarak biz hiçbir zaman bir iç savaşı da istemedik. Bu yüzden biz Suriyeli muhaliflerle İran arasında hatta rejim arasında arabuluculuk yapmaya çalıştık. Türkiye Suriye ile diplomatik ilişkileri kesmemeliydi ne olursa olsun. Türkiye devlet olarak Suriye ile ilişkilerini devam ettirmeliydi. Alttan STK’lar da halkın taleplerinin yerine getirilmesi için çalışmalar yapmalıydı.” dedi.

İHH Başkanı, Mısır’da askerî müdahaleyle darmadağın edilen İhvan Hareketi ve ülkenin devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin seçimlere girmesini de ‘hata’ olarak değerlendirdi. Dahası, Mursi’nin seçimlere AKP hükümetinin ısrarıyla girdiğini söyledi. Yıldırım, “Mısır’da İhvan seçimlere girmek istemiyordu. Türkiye’nin zoruyla seçimlere girdi. Aslında seçimlere girmeme kararıyla haklıydı çünkü bütün yükü omuzlarına almış olacaktı. Nitekim öyle oldu ve Mursi hükümetinin başarısız gösterilmesine sebep olundu” görüşünü dile getirdi. Bülent Yıldırım, Türkiye’nin İsrail politikalarını da eleştirdi. “Hükümet çok doğru şeyler ifade ediyor ama bazen doğru şeyler yapmıyor” diyen Yıldırım, bu konuda şu eleştirilerde bulundu:

'POMER KOMİSYONU İLE OYUNA GELDİK'

“İlk defa Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Afrika ülkelerinin dışında bir beyaz ülkeyi hem de dünyayı yöneten bir ülkeyi, Siyonizm’i yargılıyordu. BM İnsan Hakları Komisyonu kararları vardı. Bu komisyonun kararları bağlayıcıydı. Çünkü Güvenlik Komisyonu’nun aldığı karar neticesinde bu komisyon harekete geçmişti ve orada yüzde yüz İHH’yı haklı, İsrail’i haksız görmüştü. İsrail’i mahkûm edebilirdik. Kanunen bunun imkânı vardı ve bunu BM’ye taşıyabiliyordu. O zaman İsrail hükümetinin hepsini, askeriyenin hepsini yargılayabiliyorduk. Ama Türkiye bir oyuna geldi; kalktı BM İnsan Hakları Komisyonu’nda maç bitmişken, birdenbire Pomer Komisyonu denilen bir komisyon önümüze atıldı ve Türkiye’nin kendi içerisindeki bazı bürokratları vasıtasıyla (bu bürokratla rın ve diplomatların demek ki İsrail ile ilişkisi güçlü) Pomer Komisyonu’na gidildi. Pomer Komisyonu’nda bir tane Türkiye’den -Özdem Sanberk- vardı diğer üçü İsrail’in paralı hukukçularıydı, arabulucularıydı. Bu komisyonda ne yazık ki Filistin halkına çok büyük bir haksızlık yapıldı ve abluka şu ana kadar hiçbir şekilde hukukî görülmezken Pomer Komisyonu ablukanın hukukî olduğunu savundu. Burada Türkiye aslında hem Filistin’e hem de Mavi Marmara mağdurlarına, bütün dünyaya haksızlık yapmış oldu. Biz o zamanki yetkililerin hiçbirini ikna edemedik, bize dediler ki: “Aman ha bu konuda kimseye ses çıkarmayın! Güneş balçıkla sıvanmaz”. Biz de dedik ki böyle bir şey olabilir mi, ne yazık ki yine haklı çıktık.

'MAHKEMEYE BELGE GÖNDERMEDİLER'

Sonuç olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gittik ayrıca Türkiye’de de bir mahkeme açıldı. Keşke Türkiye burada hakkımızı rahat bir şekilde almamıza izin verseydi hem de UCM’de bize destek verseydi. Ne yazık ki Türkiye’nin bazı bürokratları yetkilileri ikna ederek UCM Türkiye’den bilgi ve belge istemesine rağmen bu bilgi ve belgeyi göndermediler. Türkiye bilgi ve belge gönderseydi, bu mahkemedeki ifadeleri gönderseydi burada mesela kasten adam öldürme dedi, ki 10 kişi öldü. Ama 60 kişiden fazla yaralama vardı. Esaret ne kadardı? 700 kişiydi. Bütün bu ifadeler Türkiye mahkemelerinden oraya gitmiş olsaydı mağdur olan kişilerin sayısının çokluğundan dolayı UCM İsrail’i mahkûm edecekti. Türkiye’de birileri İsrail lehine çalışarak UCM’ye bu bilgi ve belgeyi göndertmedi.”

İsrail’le kapalı kapılar ardında ticarî ortaklıklar kuruluyor

“Türkiye’den İsrail’e Türk Yahudileri içerisinden askere gidenler var ve askerliğini orada yapanlar burada askerlikten muaf oluyorlar. Bu 1993’te Bakanlar Kurulu’nda alınmış bir karar ve çok kolay kaldırılabilmesine rağmen hükümet bunu kaldırmıyor. Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırının geleceğini İHH gördü. Bunu Türk devleti mi göremedi? Buna rağmen asıl saldırının zirveye çıkmasından bir hafta önce konsolos buraya gönderildi. Buradan giden her Türk vatandaşı saatlerce aramaya tabi tutuluyor, çırılçıplak soyuluyor. Ben çırılçıplak soyulan milletvekilleri bilirim. Fakat İsrail’den Türkiye’ye gelirken ellerini kollarını sallayarak geliyorlar. Ayrıca doğalgaz anlaşmalarının el altından yapılması, birtakım şirketlerin bu anlaşmaların içinde yer alması, bazı bürokrat ve siyasilere ortaklıklar teklif edilmesi, ortaklıkların kapalı kapılar ardında kurulması, ticaret hacminin artması... Bütün bunlar İsrail’e şunu söyletiyor: ‘Biz istediğimizi parayla satın alabiliriz.’ Yerlere atılan Kur’an-ı Kerim bizim fakat demek ki İsrail’le ticaret yapan Müslüman tüccarların değilmiş diyorum.”

Okunma Sayısı: 2894
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    25.1.2015 06:09:42

    Hiç düşğünemiyormuyuz.YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ ne demek,ne için verilir,neden verilir,kimlere verilir,şimdiye kadar kimler aldı,ne yaptılarda aldılar.?Biraz araştırabildik mi altından neler çkıkacaktır neleer.

  • Abdurrahman KOÇAK

    24.1.2015 13:51:16

    Iceberg in görünen minik kısımlarından biri bu kimbilir daha neler var ve çıkacak.Biz yanlış yaptılar yapıyorlar dediğimiz zaman AKP lilerin bizi doğru anlamasını beklemedik beklemiyoruz ama yanımızda yakınımızda olan kardeşlerimizde bizi anlamadılar anlamamakta ısrar ediyorlar.Sloganla İttihadı İslam olmaz.Selametle...

  • özdemiroğlu

    24.1.2015 12:55:48

    Evet; hala one minute efsanesi ile Sn. Erdoğan'a methiyeler düzen ve göklere çıkararak teselli bulan kardaşlarımız neredesiniz?İHH Başkanı Bülent Yıldırım, yalan mı söylüyor? Yoksa gerçekleri mi ifade ediyor? Yorum sizin!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı