"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

'Hukuku yok saymak isteyen bir irade, devlet içinde çaba gösteriyor'

02 Ağustos 2019, Cuma 15:54
Anayasa Mahkemesi kararına rağmen 21 ay tutuklu kalan ve 8 Ekim 2019 tarihinde yeniden hakim karşısına çıkacak olan Prof. Dr. Mehmet Altan dava sürecini anlattı.

İktisatçı Prof. Dr. Mehmet Altan, 30 yıllık yazarlık ve akademisyenliğin ardından 10 Eylül 2016 tarihinde “Darbe girişimine yönelik subliminal mesaj vermek, FETÖ’ye üyelik” suçlamasıyla gözaltına alındı. 22 Eylül 2016 tarihinde aynı suçlamayla gözaltına alınan ağabeyi gazeteci yazar Ahmet Altan ile gece yarısı kapıları kilitli bir nöbetçi mahkemede yargılandı ve tutuklandı. 30 yıl boyunca sürdürdüğü akademisyenlik görevi ise Kanun Hükmünde Kararnâme (KHK) ile sonlandırıldı. Bu yargılama sırasında kamuoyu ilk kez Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği, “Hak ihlali var, gözaltına bile alınamaz” kararına ilk derece mahkemesinin uymadığına tanıklık etti. AYM kararının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) de benzer karar vermesiyle tahliye olan Altan için 5 Temmuz 2016 tarihinde Yargıtay da, “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozarak beraatına hükmetti. Yargıtay’ın beraat kararının ardından 8 Ekim'de görülecek duruşma için hakkında zorla getirilme kararı çıkarıldı. Avukatlarının itirazı üzerine ise bu karar kaldırıldı.

Zorla getirilme kararı ardından Mehmet Altan, ağırlaştırılmış müebbet cezasını veren heyet tarafından yapılacak yeniden yargılamaya ilişkin eleştirilerini dile getirdi: “Ağırlaştırılmış müebbet hükmünü veren, AYM ve AİHM kararına uymayan, Yargıtay’ın beraat kararına da uymayan; bu kadar açık anayasayı, AYM’yi, AİHM’i, Yargıtay’ı dinlemem diyen bir heyetle yola devam etmeye göz yumacaksa Türkiye, hukuk devleti olmaktan istifa ediyoruz demektir.”

Ekim ayı başındaki davasını görecek mahkemenin; AYM, AİHM ve Yargıtay'ın lehinde verdiği 'beraat etmesi gerektiği' yönündeki kararları işleme koymayan mahkeme olduğunu hatırlatan Altan, "Burada adil, objektif, yansız bir yargılama söz konusu olmayacaktır. Hukukun ve anayasal bağlayıcılığın dışında duran bir mahkeme anayasa çizgisine geri dönecek mi dönmeyecek mi? Bu mahkeme bizi yeniden yargıladığında ne olacak? Anayasa suçu işlemekten çekinmeyen bir zihniyet söz konusu… Bu kadar açık yasayı, anayasayı, anayasa mahkemesini, AİHM’i, Yargıtay’ı ben dinlemem diyen bir heyetle yola devam etmeye göz yumacaksa Türkiye, zaten hukuk devleti olmaktan istifa ediyoruz demektir.” diyor.

“Subliminal mesaj” iddiasıyla başlayıp, darbe suçlamasıyla 21 ay tutuklu kaldığı süre boyunca hiç yalnız bırakıldığını düşündüğü olup olmadığını soruyoruz. “Bir kırgınlığım yok. Benim sadece üzüldüğüm, bir hukuk devletinde bunlar olmaz" yanıtını veriyor: "Ben bu ülkenin 30 yıllık hocasıyım. İstanbul Üniversitesi’nde 30 yıllık hocalığım var. Orada çocuklara hukuk, iktisat anlatıyoruz. Anayasanın bir maddesini ihlal ve birisinin özgürlüğünü kısıtlama sekiz yıla bedel bir suçtur. Suçlu olanı ve olmayanı çıkaracak bu mahkemeler, ama kendisi suç işliyor. O zaman biz nasıl bir hukuk devletiyiz? Anayasal bir devlet miyiz? Anayasa var ise 26. ACM nasıl oluyor da anayasayı, üst mahkemeleri ciddiye almıyorum, kafa tutuyorum, diş gösteriyorum diyebiliyor?.. Devletin içinde, ‘hukuku yok edelim, anayasal düzeni bir şekilde ciddiye almayalım’ diyen bir grup olduğunu hissediyorum adeta.”

“Devletin içinde bir grup” yorumunu biraz daha açarak devam ediyor Mehmet Altan ve Devletin içinde hukukun, anayasanın işlemesini isteyenlerle; bunların hiçbir öneminin olmadığını, istedikleri gibi bir adama kızdıklarında onu cezalandırabileceklerini ve bunu hukukun, anayasanın dışında yapabileceklerini, yapmak istediklerini söyleyen bir ekip olduğunu savunuyor.

"Devlet içinde hukuk dışı suç işlemeye yönelik bir irade var"

"Bürokratlardan oluşan bir komisyonun davayı bile beklemeden anayasayı da göz ardı ederek, ‘Okuldan atılması gereklidir’ kararı vermesi anlaşılır gibi değil. Hukuku, anayasal sistemi yok saymak isteyen bir iradenin, devlet içinde fiilen hukuksuz bir şekilde bir çaba gösterdiğini görüyorum. Hukuk dışı suç işlemeye yönelik bir irade var ki bunlar oluyor."

Üç yılı aşkın süredir tutuklu yargılanan ağabeyi gazeteci yazar Ahmet Altan ile uzun süre görüştürülmedikleri, birbirleriyle görüşmek istedikleri zaman aileleriyle görüşme izni verilmediğini anlatarak devam ediyor konuşmaya; “Bir tercih yapmak zorunda kalıyorduk. Daha sonra ayda bir kez görüşme izni çıktı. Burada babam da iki buçuk yıl yattı. Burası hiçbir zaman hukukun doğru işlediği bir yer olmadı. Ama bu kadar açık anayasal düzene tavır alan bir zihniyetin ortada durmasını ilk defa görüyorum. En baskıcı, en zor şartlarda bir bunlar olmazdı.”

Mehmet Altan röportajın sonunda, babası Çetin Altan’ın ünlü sözünü gülümseyerek hatırlatıyor: “Enseyi karatmayın.”

Euronews Türkçe

Okunma Sayısı: 4118
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı