YSK’nın soruşturma geçiren seçim kurulu başkanlarıyla ilgili kararına hukukçular tepki gösterdi. Hukukçu Ömer Faruk
Eminağaoğlu, “Çelişkili YSK kararlarıyla 23 Haziran seçimine gitmek, ülkeyi hukuksuzluğa sürüklemektir” dedi.
Sandık kurullarının usulsüz oluşturulduğu gerekçesiyle İstanbul seçimini iptal eden Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) soruşturma geçiren ilçe seçim başkanlarının 23 Haziran’da görev yapmasına hükmetmesi hukukçular tarafından tepkiyle karşılandı. DW Türkçe’ye konuşan hukuk uzmanları YSK’nın bu kararının “çelişkili” olduğunu savunarak, İstanbul seçimiyle ilgili “hukuksuz ve çelişkili” durumlara son verilmesi çağrısında bulundu. Eski cumhuriyet savcılarından Ömer Faruk Eminağaoğlu, “Soruşturma baskısı altındaki seçim kurulu üyelerinin bağımsız görev yapabileceğini söylemek mümkün değildir” dedi. Eminağaoğlu; “YSK da bunu biliyor ama ortadaki hukuksuzlukları kapatmak için her gün yeni yöntem geliştirdiği için durumu idare edebileceğini sanıyor” diye konuştu. Seçmen iradesinin nasıl ve kimler tarafından sakatlandığının halen hukuken açıklanamadığına dikkat çeken Eminağaoğlu, “Çelişkili YSK kararlarıyla 23 Haziran seçimine gitmek, ülkeyi hukuksuzluğa sürüklemektir” uyarısında bulundu.
YSK bunu bilmiyor mu?
Eminağaoğlu, YSK’nın yaptığı yanlışların “hukuk literatüründe” bulunmayacak nitelikte olduğunu söyledi. DW’ye konuşan Eminağaoğlu, “YSK bir seçim suçunun nasıl soruşturulacağını bilmiyor mu, yoksa bilmezden mi geliyor” diye soruyor. YSK’nın başından beri seçimleri yöneten organlara müdahale ederek seçimlerin serbest koşullarda yürütülmesine müdahale ettiğini öne süren Eminağaoğlu, “Seçim takvimi işliyordu, seçimlere müdahale olmaması için YSK’nın hiçbir suç duyurusunda bulunmaması gerekiyordu. Suç duyurusu adı altındaki işlemi ile seçimi yönetecek organlar baskı altına alınmış, hakkında suç duyurusu yapılmayan diğer organlara da aba altından sopa gösterilmiştir. YSK’nın varlığı seçim güvenliğini yoketmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
YSK, kendi kendiyle çeliştiğini anlamalı
Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, YSK’nın İstanbul seçimini seçim kurullarında görev yapan personelin kanunsuz iş yaptığını ve böylelikle seçmen iradesinin sakatlandığını öne sürerek iptal ettiğini hatırlatarak, “Şimdi iptal kararının tam tersi yönünde bir karar alınıyor. 31 Mart seçiminde görev yapanların 23 Haziran’da görev yapacağı söyleniyor. Demek ki, ortada sakatlanmış bir seçmen iradesi yok. Ya da bu sakatlanmayı seçim kurulu görevlileri yapmadı. YSK, kendi kendiyle çeliştiğini anlamalıdır” diyor.
***
Ortada hukuksuz bir durum var
Baro Başkanı Sağkan, soruşturma geçiren ilçe seçim kurulu müdürlerinin alınan yeni kararla ilgili olarak YSK’ya “Ortada hukuksuz bir durum var. Görev yapacaksak, biz niye soruşturuluyoruz” başvurusunda bulunmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Sağkan, YSK’nın neyi, nasıl ve niçin yaptığını açıklayamaz hale gelmesinden öte “sürekli hukuksuz bir durum yaratmasının” tartışılması gerektiğini belirterek, 23 Haziran’da yapılacak seçimin de beraberinde birçok hukuk tartışmasını getireceği uyarısında bulundu.
Yeni usulsüzlüklerin nedeni YSK olacaktır
İstanbul Barosu Başkanı avukat Mehmet Durakoğlu, YSK’nın verdiği bu kararın 6 Mayıs’ta verdiği kararla çeliştiğini söyleyerek, “Bu kişilerden kaynaklı yeni usulsüzlüklerin nedeni YSK olacaktır” dedi. İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu, “İlk bakışta haklarında sadece soruşturma açılmış kişilerin masumiyet karinesi gereğince görevini yapması engel teşkil etmiyor gibi görünse de bir zat kendisinin şikâyet konusu yaptığı usulsüzlüklerin sorumlusu konumunda bulunan kişilerin yeniden seçim kurulunda görevlendirilebileceğine ilişkin YSK kararı, 6 Mayıs 2019 tarihli İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine ilişkin kararla çelişmektedir” diye konuştu. Durakoğlu, “Bu nedenle tedbiren bu görevlendirmelerin tekrar yapılması doğru değildir” ifadesini kullandı.