Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, denizde günlerce kurtarılmayı bekleyen Myanmarlı Müslümanlar için uluslararası örgütlerin harekete geçmemesini eleştirdi.
Görmez, Lübnan Cumhuriyeti Müftüsü Şeyh Abdullatif Derian ve beraberindeki heyeti kabul etti.
Lübnan’ın, farklı inançların ve kültürlerin birlikte yaşama konusunda "ayna" durumunda olduğunu söyleyen Görmez, "Lübnan’da barış ve kardeşlik egemen olmuşsa, bilin ki bütün coğrafyada bu egemen olacaktır. Fakat Lübnan’da bir sorun varsa, o sorun bütün coğrafyada var demektir" dedi.
"Fer’i yollar asıl yolu kapatmasın"
Prof. Dr. Görmez, mezhep kimliğini İslam dinine mensubiyetin önüne geçirme çabalarının, İslamiyet ve insanlık açısından bu coğrafyada karşılaşılan en büyük fitne ve sıkıntılardan biri olduğunun altını çizdi.
Mezhepleri, İslam’ı anlamanın yolu olarak görüp, İslam kardeşliğine gölge düşürmeden yaşanması durumunda bir problem olmayacağını söyleyen Görmez, şunları söyledi:
"Biz ehl-i sünneti bir mezhep olarak görmüyoruz. Biz ehl-i sünneti İslam’ın ana yolu olarak görüyoruz. Dolayısıyla ana caddeden ayrılan farklı mezhepler olabilir. Bizim ehl-i sünneti bir mezhebe indirgeme hakkımız yoktur. Daima onun ana yol olduğu düşüncesini diri tutmamız lazım. Bu ana yol, kendisinden ayrılan caddeleri de inkar etmez. Bütün bu ayrılan caddelerin birer rahmet olduğuna inanır. Yeter ki bu fer’i yollar asıl yolu kapatmasın. Bugün çağdaş dünya İslamiyet'in fer’i yollarının, ana yolunun yerine geçmesini istiyor. Buna izin vermemeliyiz. Bunun yolu ilim, hikmet ve marifetten geçer. İlim, hikmet ve marifetin yolunu ne kadar güçlü yaparsak bunu engellemiş oluruz.”
Görmez'den dünyaya Myanmar eleştirisi
Görmez, Müslümanların Arakan’da yıllardır zulüm ve baskı altında yaşadığını, kimsenin kılının kıpırdamadığını belirtti. Görmez, şu değerlendirmede bulundu:
"Günlerce denizde mahsur kalan Myanmarlı Müslümanlar konusunda bütün dünyanın vicdanına hitap etmek istiyorum, bu ayrımcılığı neden yapıyorsunuz? Körfez Savaşı'nda bütün dünya denizdeki bir karabatağa yoğunlaşmışken, bugün denizde kurtarılmayı bekleyen Myanmarlı Müslümanlar için hiçbir uluslararası örgüt, hiçbir uluslararası kuruluş harekete geçmedi.
Batılı insanın onuru yüksek de Asyalı insanın onuru başka ülkelerde yaşayanların onurundan daha mı aşağıdadır? Halbuki sadece insan olmak yeterli olmalı. Bu ayrımı Müslümanlar da yanlış anlayarak yapıyorlar. Müslümanlar da bu ayrımı yapmamalıdır. Dini mübini İslam'ın bütün dünyaya barış getirecek bir güce sahip olduğuna hepimiz iman ediyoruz. İslam'ın cahil dostlarının İslam’a verdiği zarar, zalim düşmanlarından daha fazla olmaya başlamıştır."
AA