Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, yargı paketine eklenen “haber ve eleştirinin suç oluşturmadığı” düzenlemesiyle ilgili, “Yeniden başa dönerek basın özgürlüğü ve eleştirel düşünceye getirilen sınırlandırmaları tartışmak insana gerçekten acı veriyor” dedi.
AKP tarafından hazırlanan yargı paketinde Avrupa Birliği’nin uzun süredir değiştirilmesini istediği Terörle Mücadele Kanunu’nun “propaganda” başlıklı 7. maddesine, “Haber ve eleştirinin suç oluşturmadığı” düzenlemesi ekleniyor ancak neyin haber, neyin eleştiri olduğuna mahkemeler karar verecek. Eski AKP milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan da “Hâlâ haber özgürlüğünü tartışıyoruz ne acı” başlıklı yazısında mahkemenin haber ve eleştiri ölçütlerini belirleyeceğini belirterek “ Şimdi iktidar yeni bir yargı paketi hazırladı, muhtemelen Ekim’de parlamentonun gündemine gelecek ve yasalaşacak. Buna göre, Terörle Mücadele Kanunu’nun çok eleştirilen “propaganda” başlıklı 7. Maddesine, “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” ifadesi ekleniyor. Böylece haber ve eleştirilerin suç olmaktan çıkartılması amaçlanıyor. Ancak bunun için de mahkemelerin “haber” ve “eleştiri” konusunda kararlar vermesi gerekiyor. Yani haber özgürlüğünün ve eleştirel düşüncenin önünün açılması sanıldığı kadar kolay olmayacak. Ama neyse bu da bir şeydir...” yorumunu yaptı.
Yasakçı geleneklerimize geri döndük
AKP’nin iktidara geldiğinde devletin vesayetçi genlerine karşı reformist adımlar attığını söyleyen Ocaktan, bu tavrın ilerleyen zamanda değiştiğini belirtti: “Ama sonunda AK Parti de giderek özgürlükçü reflekslerini kaybederek, “devletin manevi şahsiyeti”ni ve bekasını korumak için basın özgürlüğünün ve eleştirel düşüncenin önündeki barikatları yükseltmeyi tercih etti. Yani bahar havası kısa sürdü ve biz yine yasakçı geleneklerimize geri döndük.” Ocaktan, yargı paketiyle ilgili olarak ayrıca şu yorumu yaptı: “Maalesef işin en vahim tarafı, bizzat AK Parti iktidarı tarafından özgürlükler konusunda bunca mesafe alınmasına rağmen, bu alandaki kazanımları sıfırlayıp yeniden başa dönerek basın özgürlüğü ve eleştirel düşünceye getirilen sınırlandırmaları tartışmak insana gerçekten acı veriyor.”