Yaklaşık 20 gün önce İstanbul’dan yola çıkarak Ankara’ya yürüyen Doğu Türkistanlılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a dertlerini anlatan bir mektup vermek istediklerini söylediler.

Sosyal medyada paylaşılan video görüntülerine göre, grubu Kızılcahamam’da durduran polis, “Bu şekilde yürüyüş hiçbir mana ifade etmiyor. Sizin için edebilir. Ama derdinizi bu şekilde anlatmak bir şey ifade etmiyor. Siz derdinizi bir yerlerde açıklama yaparak duyurabilirsiniz. Burada hiçbir şey ifade etmez. Burada sizi otobüse bindirelim, (Ankara’ya öyle) gönderelim. Basın açıklaması yapmak için (Ankara) Valiliğe sizden bir arkadaş göndeririz. Dilekçe verir oraya. ‘Şu şu yerde basın açıklaması yapacağız’ diye. Valiğin vereceği karara istinaden basın açıklaması yapar, basını da çağırırsınız. Derdinizi öyle anlatırsınız. Burada sizi, 50 adamın harici kimse duymaz. Burada yürüyerek acıya ortak olacağınızı falan zannediyorsunuz, ama öyle bir şey yok” dedi.

İstanbul’dan yola çıkarak Ankara’ya ulaşmak isteyen Doğu Türkistanlı ekipte yer alan yaşlı insanlar ise polise dertlerini anlatmak isterken şöyle sesleniyor:

“Biz burada bunu yapmazsak Doğu Türkistan’da soykırıma uğrayan kardeşlerimizin sesini duyuramayız. Kardeşlerimiz orada soykırıma uğruyor. Bacılarımız, kadeşlerimiz, büyüklerimiz işkence altında. Onlara her türlü zulmü yapıyorlar. Biz buna dayanamıyoruz. Çıktığımız bu yoldan, yürüyüşümüzden dönmeyeceğiz.”

Bu arada konuşmayı yapan yaşlı Doğu Türkistanlıların ağlamaları dikkat çekti. Kızılcaham’daki camilere de alınmayan Doğu Türkistanlıların namazlarını sokakta, kar üstünde kıldığını gösteren videolar da dikkat çekti.

Vatandaşlar, sosyal medya hesaplarından paylaştıkları yorumlarla bu yürüyüşün poşet tartışması kadar medyada yer almasına tepki gösterdiler.   

İstanbul - Yeni Asya