Fransız akademisyen ve yazar Profesör William Marx, ülkesinde artan saldırılar sonrası dini değerlere karşı alerji geliştirmenin entelektüel ve politik bir hata olduğunu vurguladı.
Fransız akademisyen ve yazar Profesör William Marx, Le Monde gazetesinde kaleme aldığı yazıda, Fransa’da İslâm’a karşı sembolik bir savaş başlatma dürtüsünün arttığını belirtti. Fransa Cumhuriyeti’nin tehdit olarak gördüğü dinî olgulara sivil hayatta yer verme şeklinin bu dürtüye katkı sağladığını kaydeden Marx, Avrupa’daki diğer ülkelerde Fransa’daki kadar önyargılar bulunmadığına işaret etti. Samuel Paty’nin öldürülmesinden sonra, Toulouse ve Montpellier şehirlerinde otellerin duvarlarına Charlie Hebdo karikatürlerinin yansıtıldığını, bazı kişilerin bu karikatürleri tüm okullarda sergilemek istediğini hatırlatan Marx, bunun İslam dünyasında Fransa karşıtı gösteriler ve boykot çağrılarıyla karşılık bulduğunu hatırlattı.
Dini mensubiyeti “Cumhuriyet” karşıtlığı görme hatası
Marx, Paty’nin öldürülmesine verilmek istenen tepkinin anlaşılır olduğu ancak dinî hakaret ihtiva eden resimlerin binalara yansıtılarak ve inananları şok ederek tepki verme şeklinin meşrû olmadığını vurguladı. Karikatürlerin saldırgan ve agresif imgeler olduğunun altını çizen Profesör Marx, bu sebeple karikatürlerin sadece isteyenlerin görebileceği kitap, gazete gibi yerlerde sergilenebileceğini, herkese açık yerlerde gösterilmesinin uygun olmadığını savundu. Marx, dinî olguları kültürün yekpare bir parçası olarak kabul etmenin önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Dine karşı bu ulusal alerji, entelektüel ve siyasî bir hata. Dinî mensubiyetin en küçük dışa vurumunu ‘Cumhuriyet’ karşıtlığı olarak görmek,dinlerin kültürel ve duygusal boyutunu örtbas etmek, bizleri teröristlerin faydalandığı aşırılıklara ve yanlış anlaşılmalara maruz bırakır.” William Marx, dinlerin mevcudiyetinin geçmiş ve şimdinin temel olgusu olduğuna dikkati çekerek, “Geleceğimiz ancak böyle bir olgunun varlığını ve saldırgan olmayan, herkesi hoş gören, barışçıl, diğer bir deyişle ‘tam seküler’ bir kamusal alanın kutsallığını kabul ederek inşa edilebilir.” değerlendirmesinde bulundu.