CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz hiçbir baskıya, hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz. Adaleti, hakkı ve hukuku sonuna kadar savunacağız” dedi.
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, özgür ve demokrat bir Türkiye istediklerini belirterek, 2019’da yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminde meseleye sağ-sol meselesi olarak bakmanın yanlış olduğunu, bunun bir Türkiye meselesi olduğunu söyledi. AKP’nin cumhurbaşkanlığı meselesin bir sağ-sol meselesi üzerinden götürmek istediğini ancak kimsenin bu tuzağa düşmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir tarafta demokrasi isteyenler diğer tarafta totaliter sistemi isteyenler var. Bugün seçim olsa yüzde 60 ‘hayır” oyu çıkar. Biz kişiler üzerinden değil, ilkeler üzerinden bir aday çıkmasını istiyoruz. Bu da tarafsız, demokrasiye inan, parlamenter sistemi savunan yargı bağımsızlığa inanan, din ve vicdan özgürlüğüne savunan bir aday olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Yargı bağımsız değildir’
Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara temsilcileri ile Çankaya Belediyesi Ahlatlıbel Tesisleri’nde buluştu. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu, CHP’nin tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu’nun davasıyla ilgili Erdoğan’ın “Bu olayla alâkalı Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın. İçeriden değişik haberler alıyorum. ‘Buradan çıkmadığım halde bilgiler vereceğim’ diyor içerideki zat” sözlerinin hatırlatılıp “Endişe ediyor musunuz? Böyle bir durumda tavrınız ne olur?” şeklindeki sorusuna, “Erdoğan açıkça itirafta bulunmuştur. Açıkça hakimlere savcılarda talimat veriyor. Enis bey üzerinden yapılan bu açıklama, bizim öteden beri söylediğimiz gibi yargı bağımsız değildir. Siyaseti otorite yargıyı, biçimlendirmek için siyasî sopa, bir araç olarak kullanıyor. Bunun itirafıdır” karşılığını verdi.
CHP’yi susturmak istiyorlar
Bu dâvâyı Balyoz ve Ergenekon dâvâsına benzeten Kılıçdaroğlu, “Bu bir kumpas davasıdır. Bu davada ordu insanlar perişan edildi. Sonra dönüp dediler ki, ‘Bu kumpastır.’ Buradaki deneyimden yola çıkarak, CHP üzerinden yapmak istiyorlar. CHP’yi susturmak istiyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar orduyu susturdular ama biz susmayacağız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa biz şeytanlara teslim olmayacağız. Bunların kumpas kurma alışkanlıkları var. Biz hiçbir baskıya, hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz. Adaleti, hakkı ve hukuku sonuna kadar savunacağız. Zalimin karşısında diz çökmek gibi bir alışkanlığımız bir geleneğimiz, bir inancımız da yoktur. Zalimin zulmü ile mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.
Hiçbir şartta boyun eğmeyiz
Kılıçdaroğlu, “Tutuklama ile karşı karşıya kalabileceğinizi düşünüyor musunuz?” şeklinde soruyu “Kalırım veya kalmam onu bilmiyorum, ama hiçbir koşulda boyun eğmeyiz. Onların savcıları, hâkimleri, polisleri olabilir hiç bir koşulda baskıya boyun eğmeyeceğiz. Başımız dik onurlu gezeceğiz. CHP’ye yönelik bir kumpasın Erdoğan tarafından yönetilmesidir. Bu kadar açıktır. Beni tasfiye etmeye çalıştığı anlaşılıyor” şeklinde cevaplandırdı. Kılıçdaroğlu, “Önlem olarak bir çalışmanız olacak mı?” şeklinde soruya ise, “Plân ne olacak, biz yinede hukuka, hukukun üstünlüğüne inanacağız. Türkiye’de namuslu hâkimler, savcılar var” diye cevap verdi.
Nasıl bir cumhurbaşkanı adayı?
“2019’da yapılacak olan cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?” şeklindeki soruyu, “Doğmamış çocuğa don biçilmez diye bir sözümüz var. Biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Partili cumhurbaşkanının yanlış olduğunu söylüyoruz. İlke olarak cumhurbaşkanı adaylarının tarafsız olması, kuvvetler ayrılığına inanması lâzım. Demokratik özgürlükçü parlamenter sistemi savunacak, buna uygun anayasanın yapılması için mücadele edecek, bu çerçevede bakacağız, kim istiyorsa onu dikkate alacağız. Bu tek başına karar verilebileceğimiz bir şey değil. Diğer partiler ne düşünüyorlar buna bakacağız” cevabını verdi.
Bugün referandum olsa yüzde 60 ‘hayır’ çıkar
Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP-MHP ittifakının tek aday çıkaracağı görülüyor. Size görev düşürse tavrınız ne olur?” şeklindeki soruya ise şu cevabı verdi;
“Önce şunu söyleyeyim. Olay bir sağ sol meselesi değil, Türkiye meseledir. Milletimizin, çocuklarımızın geleceği meselesidir. Olayı sağ-sol penceresinden bakarsanız büyük bir hata yapmış olursunuz. Kimse bu tuzağa düşmez. Kendileri söyler kendileri oynarlar. Nitekim referandumda kimse bu tuzağa düşmedi. Kimse de kalkıp sağ-sol ayrımı yapmadı. Demokrasi isteyen bileşenler bir tarafta, totaliterliği isteyenler bir taraf oldu. Evet oyu verenlerin içinde demokrasi taraftarları da vardı, ama sonucun böyle olduğunu bilmiyorlardı. Bugün referandum olsa yüzde 60 ‘hayır’ çıkar.
Haksızlığa uğrayanları kimliğine bakmadan savunmak insanlık gereğidir
“Bugün başkanlık seçimi yapılsa Erdoğan kaybedeceğini çok net biliyor” diye konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu, “Rakiplerine karşı 2019’a giderken her türlü hukuk dışı yolu deneyecek. Ama asla ve asla başarılı olamayacak” diye konuştu. Haksızlığa uğrayanların kimliğine bakılmaksınız onu savunmanın ortak görev olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hayatı boyunca CHP’ye oy vermemiş haksız yere cezaevinde olan gazeteciler var. Bunların hakkını ben savunuyorum. CHP’ye oy vermedi bunların hakkını savunmayalım, biz de öyle bir düşünce yoktur. Bu insanlığa, inancımıza, ahlâka aykırıdır. Adaleti sağlayacaksan adaleti kendin için düşünmeyeceksin. Adaletin herkes için olması lâzım. Birisi haksızlığa adaletsizliğe uğradığı zaman topluca itiraz etmek durumundayız” şeklinde konuştu.
Alman dergisine beyanatı..
Erdoğan ve AKP yetkililerin Almanya’da bir dergiye verdiği beyanatta Türkiye’yi şikâyet ettiği için eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Kılaçdoğlu şöyle konuştu: “Adalet yürüyüşümüz sırasında 107 yabancı medyaya röportaj verdim. Yaptığımız açıklamaların hemen hemen tamamında Almanya’daki dergiye yaptığımız açıklamaların aynısını yaptım. Şimdi bana diyorlar ki, ‘Sen Türkiye’de böyle konuşabilirsin ama dışarıya böyle söyleme.’ Yani, oradan birisi gelirse yalan söyle diyorlar. Ben hiçbir zaman ‘Alman turistler Türkiye’ye gelmesin’ demedim. Bu söylenmezde, doğru da değil zaten. Ama ben her yerde söylediğim şeyi yine söyledim. Türkiye’de can ve mal güvenliği olmadığı TOBB’da da söyledim, parlamentoda da söyledim. Orada neden itiraz etmediler.
Alman başbakanı ile kavgalısınız, medyası ile kavgalısınız
Geçen yıl Alman turist geliyordu da ben konuşunca mı Alman turistler gelmedi? Alman turistler niye gelmiyor, Alman başbakanı ile kavgalısınız, medyası ile kavgalısınız. Zaten gelmiyorlardı. Ne söylememi istiyorsunuz. Türkiye’de hukukun üstünlüğü var, yargı bağımsızlığı var. Türkiye’de can ve mal güvenliği var. Böyle bir açıklama yapmamı mı istiyorlar? Halbuki ben o dergiye de gelen bütün yabancı dergilere de şunu söyledim; ‘Türkiye’yi sakın ola ki AKP’den ibaret bir devlet sanmayınız. Fasılları açınız. AB Türkiye’nin AB üyeliği konusunda çifte standart uyguluyor bu Avrupa’nın etik değerleri ile bağdaşmıyor.’ Ben bunları en az 500 yerde söyledim. Sadece Türkiye’de değil, bunları Bürüksel’de de söyledim. AB’nin diğer başkentlerinde de söyledim. Kaldı ki, Türkiye’de yaptığımız konuşma 2 saniyede dünyanın her yerinde dinlenebiliyor. İçerisi dışarısı mı kaldı.”
MEHMET KARA - ANKARA