CHP, Suriye'de barış ve demokratik koşullarda yeniden kalkınma sürecine katkı için "Suriye'de Barışa Açılan Kapı" temasıyla Uluslararası Suriye Konferansı düzenledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, konferansın düzenleyicileri CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba ve Ünal Çeviköz, eski genel başkanlar Altan Öymen ve Murat Karayalçın ile çok sayıda CHP’li milletvekilinin, çeşitli ülkelerden diplomatların, akademisyenlerin, uzmanların ve gazetecilerin katıldığı toplantıda, beş başlık altında Suriye sorunu, komşu ülkeler ve bölgenin dinamikleri zemininde irdelendi.
Konferansa, terör örgütü PYD ve Suriye'nin kuzeyinden katılımcı çağrılmadığı, davet edilen Beşşar Esed'in Başdanışmanı ve Suriye Enformasyon Bakan Yardımcılığı da yapan Khalaf El Maftah'ın da katılmadığı belirtildi.
Konferansın "Suriye Sorununun Uluslararası Boyutları" başlıklı ilk panelinde, CHP Genel Başkan Yardımcısı Çeviköz'ün moderatörlüğünde, eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Avrupa Birliği Türkiye Temsilciliğinden Steven De Wilde, Türkiye-Rusya ilişkileri uzmanı yazar Ivan Starodubtsev, Allameh Tabataba'l Üniversitesinden Dr. Gholam Ali Shegini Zadeh, Irak Süleymaniye Amerikan Üniversitesinden Yrd. Doç. Akeel Abbas ile Harvard Üniversitesinden misafir öğretim üyesi Doç. Amy Austin Holmes sunum yaptı.
Holmes'un sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, daha önce YPG/DSG'nin kontrolündeki bölgelere gittiği, onları destekleyen tweetler attığı görülüyor.
Konferansın ikinci panelinde, Suriyeli sığınmacıların karşılaştıkları sorunlara değerlendirildi. Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Türk Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. M. Murat Erdoğan, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır, Bilgi Üniversitesinden Prof. Dr. Ayhan Kaya, Issam Fares Kamu Yönetimi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Nasser Yassin, Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian ve TEPAV'dan politika analisti Omar Kadkoy konuştu.
Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın moderatörlüğünde gerçekleşen "Toplumsal yaşam ve uyum" başlıklı üçüncü panelde, gazeteci Zeynep Bilgehan, Göç Araştırmaları Derneğinden Didem Danış, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Başak Yavcan, Hayata Destek Derneğinden Sema Karaosmanoğlu, gazeteci Ercüment Akdeniz ile Suriyeli aktivist ve Ravdanur Vakfı Başkanı Ravda Nur Cuma birer sunum yaparak, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların eğitim, çalışma, entegrasyon konusuna değindi.
Konferansın "Bölgedeki aktörlerin stratejik konumları: Suriye'deki güncel duruma askeri ve hukuki açıdan bakış" başlıklı dördüncü panelini, eski Türkiye'nin Erbil Konsolosu ve gazeteci Aydın Selcen yönetti. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, gazeteci Hüsnü Mahalli, güvenlik uzmanı Dr. Metin Gürcan, Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kasım Han ve Şam'daki Süryani Katolik Başpiskoposluğu Yardım ve Kalkınma Merkezi Halkla İlişkiler Müdürü Wael el-Malasi sunum yaptı.
Moderatörlüğünü eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın'ı yaptığı konferansın "Yerel yönetimlerin rolü: Sorunlar ve öneriler" başlıklı son panelinde ise Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Şenol Sert ve Göçmen Dayanışma Derneği Proje Koordinatörü Erhan Keleşoğlu konuştu.
"Biz uluslararası hukuktan yanayız"
Kılıçdaroğlu, açılış konuşmasında CHP olarak bu konferansla Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri onarmak için, Suriye'de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana attıkları adımlara yenisini eklediklerini belirterek, daha önce yaptıkları dokuz öneriyi okudu.
Kemal Kılıçdaroğlu, eskiden Türkiye'nin Orta Doğu'da "tarafsız" olarak görüldüğünü, son yıllarda izlenen dış politikayla bu tarafsızlığını yitirdiğini savunarak, "Şimdi komşularımız 'Türkiye bize neden düşman?' diye soruyorlar. Şu hususun altını kuvvetle çizmek isterim. Biz uluslararası hukuktan yanayız. Silahlı müdahaleler bakımından uluslararası meşruiyetin tek kaynağı hala BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarıdır. Uluslararası hukuka ve sağduyulu bir dış politikaya saygı göstererek hareket etmek zorundayız. 2011 yılından bu yana yaşadıklarımız ve bugün geldiğimiz nokta, CHP'nin konuya ilişkin tutumunun ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle doğru bildiğimiz yolda, yürümeye devam edeceğiz." dedi.
Suriye'deki savaşın sona ermekte olduğuna ilişkin kanaatin her geçen gün güçlendiğini, Ankara ve Şam'ın önlerinde yanıt bekleyen sorular bulunduğunu ve barışa doğru atılması gereken adımların olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Öncelikle, Suriye Anayasası'nı yazacak bir Anayasa Komitesi'nin nihayet oluşturulmasını not ediyor, yeni anayasanın Suriye'nin demokratikleşmesini sağlamasını ve Suriye halkının geleceğini aydınlatmasını diliyoruz. Anayasa Komitesi hepimizin bildiği gibi Suriye yönetiminin, Suriye muhalefet temsilcilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının belirledikleri 50'şer isimden oluşan 150 kişilik bir listedir. Bu komitenin dış müdahalelerden uzak bir şekilde, Suriye halkının ortak çıkarları zemininde mutabakat sağlamaya odaklanması beklenir. Aynı şekilde, Suriye'nin farklı dil, din, mezhep ve etnik aidiyetlerinin oluşturduğu çoğulcu ve seküler toplum yapısının korunmasına da özen gösterilmesi büyük önem taşımaktadır. Biz hep savunageldik, bugün de aynı kararlılıkla savunuyoruz. Suriye'nin geleceğine Suriye halkının karar vermesi demokrasinin, egemenliğin ve bağımsızlığın olmazsa olmazıdır."
Kılıçdaroğlu, İdlib'deki gelişmelerin son derece kaygı verici olduğunu, İdlib'de El Kaide ve türevi örgütlere mensup, on binlerce teröristin Türkiye'ye sızma olasılıklarının ülkenin güven ve istikrarı için ciddi bir tehlike olduğunu ifade ederek, İdlib'deki gözlem noktalarındaki askerlerin can güvenliğinin herkesin ortak kaygısı olduğunu dile getirdi.
"Türkiye'ye sığınan milyonlarca Suriyelinin durumu demokratik dünyayı düşündürmelidir" diyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye çok uzun süredir terör örgütlerinin hedefi altındadır. Ülkemiz içinde teröre karşı sürdürülen mücadelenin, sınırlarımızın ötesinde sürmesi ise uluslararası anlaşmaların ve angajmanların sağladığı bir haktır. Bu bağlamda, Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye toprakları üzerinde sürdürdüğü terörle mücadelenin meşruluğuna inanıyoruz. Ancak terörle mücadelenin Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek ve doğrudan Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesinin en doğru yol olduğu inancındayız." dedi.
Kılıçdaroğlu, beş öneride bulunarak konuşmasını şöyle tamamladı:
"Aklımızdan çıkarmamamız gereken bir gerçek var. O da Suriye'nin barışı ile Türkiye'nin huzurunun iç içe geçmiş olduğu gerçeğidir. Bunun için Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye'nin geleceğine ancak Suriye halkının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız. ABD ve Rusya'nın çıkarları arasında savrulmamak için, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilişkileri ilkelerine dayanan, bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz. Suriye yönetimi başta olmak üzere, uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı, meşruluğu olan bütün aktörlerle, tıpkı burada olduğu gibi konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız. Bugüne kadar, uluslararası hukuk ve meşruiyete aykırı bütün hamlelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Suriye yeniden güvenli ülke olduktan sonra ülkemizdeki sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini teşvik etmeli ve bu amaca uygun politikalar geliştirmeliyiz."
AA