Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, AYM’nin bireysel başvurular konusunda “etkin iç hukuk yolu” olup olmadığı konusunda “ciddî şüphe” uyandırdığı vurgusu yaptı.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gündemindeki Osman Kavala davasına resmen müdahil oldu. Dunja Mijatovic Kavala hakkındaki yakalama ve tutukluluk kararlarını, “Türkiye’de sivil toplum ve insan hakları savunucularına meşru faaliyetleri nedeniyle giderek artan baskının parçası” olarak tanımladı. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tutukluluk sürelerinin yasallığıyla ilgili bireysel başvurular karşısında etkisiz kaldığı mesajı verdi. DW’nin haberine göre, hükümetin insan hakları alanında faaliyet gösteren, İnsan Hakları Derneği veya Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine “sert kısıtlamalar” getirildiğini belirtti.
Tutukluluk süreleri uzun
MütalÂada, Türk yargısının insan hakları savunucularına yönelik tutumu da eleştirildi. Yasalar ve yargı süreçlerinin “insan hakları savunucularını susturmak için kullanıldığı” tezine yer verildi. “Tutuklama ve gözaltıların sivil toplum aktivistleri ve insan hakları savunucularını cezalandırma ve caydırmaya yönelik olduğu konusunda güçlü kanı” bulunduğu öne sürüldü. Yargı sürecinde uzun gözaltı ve geçici tutukluluk süreleri eleştirildi. Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki katalog suçların sorun oluşturmaya devam ettiği not edildi. Osman Kavala davası gibi siyasîdikkat çeken davalarda “soruşturma dosyalarındaki bilgilerin düzenli biçimde hükümet yanlısı medyada şüphelilere karşı karalama kampanyalarında kullanıldığı” görüşüne yer verildi. Türk yargısının “devlete tehdit olarak algıladığı davalara yaklaşımının çoğu zaman insan hakları savunucularını devlet düşmanı veya terör sempatizanı olarak gören en üst siyasi düzeydeki söylemi temel aldığı” iddiası da not edildi.
AYM etkin değil
Mijatovic, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının alt mahkemeler tarafından uygulanmamasını örnek göstererek, bu durumun AYM’nin bireysel başvurular konusunda “etkin iç hukuk yolu” olup olmadığı konusunda “ciddi şüphe” uyandırdığı mesajı da verdi. Ayrıca AYM’nin “tüm tutukluluk davaları için temyiz mahkemesi işlevi görecek kapasite ve rolü olmadığı” görüşünü bildirdi. Mijatovic 15-19 Ekim 2018 tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etmiş ve resmi makamlar dışında çok sayıda sivil toplum temsilcisiyle görüşmüştü. Osman Kavala davası Haziran 2018’Te AİHM gündemine gelmiş, mahkeme dava başvurusunu hızlandırılmış prosedürle işleme koyma kararı almıştı. AİHM, Türk hükümetinden Kavala’nın tutuklanma koşulları, tutukluluğunun devamı ve yasallığı ve AYM önündeki sürecin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle uyumu gibi konularda savunma istemişti.