Ergenekon Davası'ndan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve ilaveten 90 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Danıştay Saldırısı'nın faili tutuklu sanık Alparslan Arslan avukatı aracılığıyla Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosu'na sunulan 6 sayfalık dilekçede, Alparslan Arslan'ın 9 yıl 5 ay 12 gündür tutuklu olduğu belirtildi. 2015 yılı içerisinde İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne ve Yargıtay 16. Ağır Ceza Mahkmesi'ne toplam 5 kez Alparslan Arslan için tahliye başvurusu yapıldığı belirtilen başvuruda, yerel ve yüksek mahkemelerin başvuruları değerlendirmeye almadığı ve bir karar vermediği belirtildi.
"MÜVEKKİLİN KİŞİ HÜRRİYETİ VE GÜVENLİĞİ HAKKI İHLAL EDİLMİŞTİR"
"Müvekkil Alparslan Arslan'ın Anayasa'nın 19 /1-8-9 maddesi babında teminat altına alınan 'Kişi hürriyeti ve güvenliği' hakkının ihlal edildiğini ortaya koymaktadır" denilen dilekçede şu ifadelere yer verildi: "Bu meyanda 'Herkes kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılamayı ve soruşturma ve kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı mercine başvurma hakkına sahiptir. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 103/1 maddesi gereği daha da somut bir şekilde bu salıverme talebi ve hakkı sanık ya da müdafince istenir. Yine CMK'nın 105/1 maddesi gereğince tahliye talebi hakkında karar verecek yargı merci kararını 3 gün içinde verir. Ancak yapmış olduğumuz tüm tahliye talepleri ile ilgili yerel ve yüksek mahkemelerce değerlendirilmeye alınmamış, bu konuda karar verilmemiş, tarafımıza bununla ilgili bir tebligat yapılmamıştır. Sonuçta müvekkilin Anayasa ile güvence altına alınmış kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir. Yine müvekkil Arslan'ın Anayasa'da güvence altına alınan hak arama hürriyeti de ihlal edilmiştir."
"MÜVEKKİLİMİZİN HALEN TUTUKLU BULUNMASI..."
Dilekçede "Müvekkil ile aşağı yukarı aynı cezaları alan ve hatta daha fazla ceza alan sanıklar bulunmasına ve hatta bu sanıklardan bir kısmının 5 yıllık azami tutukluluk süresini dahi doldurmadan 1,5 yıl önce tahliye edilmiş olması gerçekliği karşısında müvekkilimizin halen tutuklu bulunması ve bu tutukluluk halinde ısra edilmesi de ayrıca Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenmiş olan 'Kanun önünde eşitlik' temel kuralını da ihlal eder mahiyettedir" denildi.
"SAYIN YÜKSEK MAHKEMENİZE BAŞVURMAMIZ HASIL OLMUŞTUR"
Ergenekon Dava dosyasının halen Yargıtay'da olduğu ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin tahliye taleplerine ilişkin herhangi bir karar vermemiş olduğu belirtilen dilekçede, "Bu durumda daha üst bir başvuru yolu olmadığından sayın yüksek mahkemenize başvurmamız gereği hasıl olmuştur" ifadelerine yer verildi.
"MÜVEKKİLİN TAHLİYESİNE KARAR VERİLMESİNİN GEREKTİĞİNİN SAYIN YÜKSEK MAHKEMENİZCE TESPİTİNE KARAR VERİLMESİNİ TALEP VE İSTİRHAM EDERİZ"
Dilekçenin sonuç bölümünde talepler şöyle sıralandı: "Anayasa'nın 10. Maddesi'nde ifade bulan 'Kanun önünde eşitlik' hakkının, Anayasa'nın 19. Maddesi'nde tanımlı 'Kişi hürriyeti ve güvenliği' hakkının, Anayasa'nın 36. Maddesi’nde 'Hak arama hürriyeti' hakkının adı geçen yerel ve yüksek mahkemelerce ihlal edildiğinin tespitine karar verilmesini talep ederiz. Ayrıca müvekkilin de diğer sanıklar gibi tutuklulukta geçireceği sürenin azami 5 yıl olacağının ve dosyası ile bu sürenin aşılamayacağının ve neticede müvekkilimizin tutuklulukta geçirdiği sürenin aşılmış olduğunun dolayısı ile tahliyesine karar verilmesinin gerektiğinin sayın yüksek mahkemenizce tespitine karar verilmesini talep ve istirham ederiz."
DHA