Gezi eylemlerini 'organize' ve 'finanse etmekle' suçlanan Osman Kavala'nın dört yıldan fazladır süren tutukluluk halinin devamına ilişkin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin aldığı karar tepkilere neden oldu.
Almanya hükümeti insan hakları ve insani yardım sorumlusu Barbel Kofler, Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanan açıklamasında "İstanbul'daki mahkemenin bugünkü kararı ile maalesef Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AIHM) Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılması için neredeyse iki yıldır yanıtsız bırakılan talebini yerine getirmedi. Bunu esefle karşılıyorum" dedi.
Türkiye'nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi'nin önümüzdeki günlerde konuyla ilgili nasıl bir işlem yürütüleceği konusunda karar alacağını belirten Kofler, bu davanın yalnızca Osman Kavala ya da Türkiye ile değil, Avrupa'da bir bütün olarak insan haklarının korunmasıyla ilgili olduğunun altını çizdi ve AIHM kararlarının Avrupa Konseyi'nin kurulduğundan bu yana inşa etmekte olduğu insan haklarının korunması sisteminin yapı taşı olduğunu kaydetti.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş-Başkanı Sergey Lagodinsky, de sosyal medyadan paylaştığı basın açıklamasında "Osman Kavala hapiste kalmaya devam edecek. Bu Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri, özellikle de yeni Alman hükümeti açısından yeni bir başlangıç için kaçırılmış bir fırsattır" ifadesini kullandı.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor ise Mesut Özdemir'in başkanı olduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM kararlarına uymayarak, Osman Kavala'yı demir parmaklıkların arkasında tutmaya karar verdi. Türkiye'deki yetkililer gönülsüzce Avrupa Konseyi ihlal sürecini kabul etmek zorunda mı bırakılıyorlar? Başka bir yol görünmüyor."
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer verildi:
"Özgürlüklere saygı gösterme ve bu davayı en kısa sürede sonuçlandırma konusunda Türkiye'ye çağrı yapmaya devam ediyoruz. Türkiye'yi ayrıca, AİHM kararlarına uymaya çağırıyoruz."
"Osman Kavala'nın bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. Kavala'ya yönelik kuşkulu suçlamalar, devam eden tutukluluğu hukukun üstünlüğü ve demokrasinin altını oyuyor."
"Türkiye'deki sivil toplum, medya, siyaset ve iş dünyası liderlerine yönelik devam eden suçlamalar ve uzun tutukluluk sürelerinden ciddi endişe duyuyoruz. İfade özgürlüğü, barışçıl toplanma ve örgütlenme hakkı her sağlıklı demokrasinin temel direğidir”
Euronews Türkçe