İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “Türkiye’nin karşı karşıya olduğu birçok sorunun çözümünü yine AB modelinde bulabiliriz. Nasıl daha önce yaptıysak bugün de AB sürecini canlandırmak elimizde” dedi.
İktisadÎ Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 9 Mayıs Avrupa Birliği günü vesilesiyle bir açıklama yaptı. Başkan Zeytinoğlu, Avrupa’yı Avrupa yapan ortak değerlere dikkat çekti ve bu değerlerin korunmasında Türkiye’nin de önemli bir rolü olduğunu belirtti. Başkan Zeytinoğlu şunları söyledi: “Bundan 69 yıl önce yayımlanan Schuman Bildirisi Avrupa’da barış ve güvenliği sağlamak ve sürdürebilmek için bir kömür ve çelik topluluğu kurulmasını önermişti. Fransa Dışişleri Bakanı olan Robert Schuman, Jean Monnet’nin fikir babası olduğu bu öneriyi sunarken, ekonomik entegrasyonu başlatarak, Avrupa halklarını birbirine bağlamayı ve savaşı imkânsız hale getirmeyi amaçlıyordu. Bugün geldiğimiz noktada bir barış ve işbirliği projesi olarak AB’nin amaçlarına büyük ölçüde ulaştığını görüyoruz. Ancak buna rağmen AB büyük tehditler ve sorunlar ile de karşı karşıya. Artan popülist siyaset, aşırı sağın yükselişi, liberal değerlerin tehdit altında olması, yabancı düşmanlığı, korumacılık, göç ve İslâm karşıtlığı, ayrımcılık, küresel düzende çok taraflılığın terk edilmesi, uluslar arası örgütlerin zayıflaması… Bunlar ve benzeri birçok olgu AB’nin üzerine oturduğu temelleri sarsıyor. AB ya bu meydan okumalara boyun eğecek ya da tüm zorluklara karşı kendi değerlerini korumak ve iç yapısını reforme etmek için harekete geçecek.”
Türkiye olarak bize düşen görev AB hedefi için adımlar atmak
AB’nin kendini yeniden tanımlaması gereken böyle bir dönemde Türkiye’nin üyelik perspektifi büyük bir önem taşıyor. Türkiye’yi içine katabilecek bir AB kuşkusuz ki çok daha anlamlı ve güçlü olacak. Gerek Ortadoğu ve Avrasya alanında etkisini arttırması, gerekse küresel düzlemde önemli bir oyuncu olmaya devam etmesi açısından Türkiye’nin sunabileceği değerli katkılar bulunuyor. AB içine kapanmak ve önyargılı ve ayrımcı söylemlere itibar etmek yerine Türkiye’nin AB vizyonunu teşvik edici adımlar atmalı. Örneğin halen bloke olan yargı ve temel haklar ile ilgili 23’üncü fasıl ve adalet, özgürlük ve güvenlik ile ilgili 24’üncü fasılları açarak, gerçekten vizyoner bir adım atabilir.
Türkiye olarak bizlere düşen de AB üyelik hedefimize ulaşmak için gerekli adımları atmaktır. Tıpkı AB katılım müzakerelerimizin başlatılma kararının alındığı 2004 öncesinde olduğu gibi AB kriterlerini yerine getirmeye yönelik reformları tekrar başlatalım. Ev ödevimizi yapalım ve AB ile yakınlaşma sürecini hızlandıralım. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu birçok sorunun çözümünü yine AB modelinde bulabiliriz. Nasıl daha önce yaptıysak bugün de AB sürecini canlandırmak elimizde. Avrupa’daki Türkiye karşıtı çevreleri sevindirmeyelim. AB gündemini tekrar canlandıralım”.
İstanbul -Yeni Asya