Oto sanayi esnafı, daha önce torpille işe aldıkları çırağı artık mumla aradıklarını söylüyor.
Bu durumu eğitim sistemindeki değişikliğe bağlayan esnaf, mesleki eğitim alan öğrencilerin üç gün okula gidip üç gün pratik yapmasının uygun olacağını vurguluyor. Oto sanayi esnafı, bu alanda oluşan boşluğu Suriye'den gelen mültecilerle doldurmaya çalıştıklarını belirtiyor.
Eğitim sistemindeki değişiklik sonrasında sanayilerdeki öğrenci sayısı hızla azaldı. Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde 3 bin iş yerinde çırak sayısı 200’ü bulmuyor. Kalfa ve ustaların mesleği yapamaz hale geldiğinde çırak yetişmediği için sektörün büyük sıkıntıya gireceği anlatılıyor. Çırağı meslekte mumla arar hale geldiklerini söyleyen esnaflar, ailelerin çocuklarını göndermediğinden ve meslek lisesi öğrencilerinin de sanayiye uğramadıklarından yakındı.
İstanbul Oto Sanatkarları Esnaf Odası Başkanı Mustafa Keskin, sektörlerinde çırak kalmadığını, bunun da son yapılan eğitim sistemiyle alakalı olduğunu ifade etti. Kendilerine eskiden ilkokulu bitirince, hatta ilkokulun yaz döneminde öğrencilerin geldiğini hatırlatan Keskin, “Eğitim sistemi 4+4+4 olunca talebe 15-16 civarı okulu bitiriyor. Bu yaştan sonra gençlerde kendine göre bir hayat çizgisini almış oluyor. O yaştan sonra da gelip buraya sıfırdan çırak olarak başlamıyor. Eskiden 'eti senin kemiği benim' derler meslek öğrenene kadar aileler çocuktan bir şey beklemezdi. Şimdi bütün aileler ekonomik şartların zorluğundan dolayı öncelikle çocuğunun ne maaş alacağını soruyor.” dedi.
'ÇIRAK OLMAMASI OLAĞANÜSTÜ BİR SIKINTI'
Meslekte eleman alt yapısı hakkında bilgi veren Keskin, çırak, kalfa ve usta olarak eleman çalıştırdıklarını ancak artık ana malzeme olan çırağın kalmadığını dile getirdi. Çırak olmazsa kalfanın da ustanın da olmayacağını kaydeden Keskin, “Zaten bizim en önemli ara elemanımız bir usta kadar önemlidir. Sen benim alt yapımı kesersen, kalfa yetiştiremezsem, dolayısıyla usta yetiştiremezsem meslekte olağanüstü bir sıkıntı oluşur. Bunu Türkiye için iyi bulmuyoruz. Israrla girmek istediğimiz Avrupa ülkeleri bu işe çok önem veriyor. Esnaf ve sanatkarın koruyup kollanıyor.” diye konuştu.
'AİLELER TORPİLLE ÇIRAK GETİRİRDİ'
Sanayiye eskiden velilerin torpille çırak getirdiğini dile getiren Mustafa Keskin, “Aileler eskiden ‘aman benim oğlum bir altın bilezik taksın koluna, sanat öğrensin.’ derlerdi. Sanat altın bileziktir. Sanat altın bilezik olmaktan çıkmaya başladı. Hiçbir veli bize çocuk getirmiyor. Okula gönderdiği zaman 16 yaşındaki bir çocukta evlilik hazırlıkları başlıyor. Sen bu adamı nasıl çırak yapacaksın? Benim ısrarla önerim şudur; Bir taraftan eğitim yapıyorsa teorik ve pratik olarak haftaya bölsünler. Haftanın 3 günü yine gitsinler eğitime, bizde 3 gün pratik olarak yetiştirelim. Avrupa bunu uyguluyor. Bizde eğitimi alıyor, mühendis oluyor, gel bakalım şu araçla bir iş yap diyorsun. Mühendis yüzüme bakıyor ne yapacağım diye. Uygulama olmadan sanat olmaz.” ifadesini kullandı.
‘CNC TEZGAHINI GÖREN ÜNİVERSİTELİLER AİLESİNİ GÖRMÜŞ GİBİ FOTOĞRAF ÇEKTİRDİ’
Okullara da gidip gezdiğini anlatan Keskin, bir üniversiteyi ziyaretinde yaşadığı anısını şöyle anlattı: “Bir üniversitenin makine mühendisliğinde okuyan çocuklarla görüştüm. CNC tezgahını sadece kağıtta görmüşler. Ben onları otobüse bindirdim getirdim İkitelli Sanayi Bölgesi’ne getirerek orada CNC tezgahlarını gösterdim. Çocuklar anne babalarını görmüş gibi sevip CNC tezgahını sevip fotoğraf çektiriyorlar. Eğitim tamam ama pratiğin de tamam olması lazım. İkisi olursa kalifiye bir ara eleman olur. Diplomasını alan üniversite ya da meslek lisesinden yetişmiş birini biz ara eleman olarak görmüyoruz. Biz bunu görsek bile o yeterli değil. İşte onun için üniversite bitirdik diyen bir ton çocuk CV’leriyle bize sık sık gelip 'ne olur iş' diyor. Ama elinde diploması var 'gel şurayı yap' dediğimizde yeterliliği yok. Çocuğun suçu değil.”
Sigorta Eksperleri İcra Komitesi Üyesi Tayfun Ermetin de 40 yıldır bu işi yaptığını, her gün iş yerlerine gittiğini, maalesef çırağın olmadığını söyledi.
‘SURİYELİLER ÇIRAK OLARAK ÇALIŞMAYA BAŞLADI’
Sanayide 40 yıldır tornacılık yapan Korkmaz Kaya ise şuan çırak bulamadıklarını, Suriyelilerin çıraklık yaptığını aktardı. Kendilerinin mesleğin son kalıntıları olduğunun altını çizen Kaya, “Elimizdeki yetişenlerden sonra ne yapacaklar? Hadi biz geldik gidiyoruz, bizden sonra ne yapacaklar bilemiyoruz.” dedi.
Akrabasının yanına çırak olarak gelen lise öğrencisi Murat Can Güvenç, Bağcılar’da bir imam hatip lisesinde okuduğunu, bir aydır da sanayide çalıştığını söyledi. Ailesinin teşvikiyle geldiğini belirten Güvenç, arkadaşlarının ‘pis iş’ deyip sanayiyi beğenmediğini anlattı.
Bir başka esnaf ise sektörde çırak bulmanın zor olduğunu, bu yüzden akrabasını getirdiğini söyledi. Teknik okulların alt yapısına bakılması gerektiğini dile getiren esnaflar, müfredatta değişiklik yapılması gerektiğini dile getirdi.