Uluslararası Kriz Grubu raporunda, Esed rejiminin Suriye'nin güneyine başlattığı saldırıların yıkıcı sonuçlarının önlenmesi için ilgili tarafların diplomatik çaba göstermesi gerektiği uyarısında bulundu.
Uluslararası Kriz Grubu, Beşşar Esed rejiminin Suriye'nin güneyine düzenlediği operasyonun doğuracağı yeni insani ve siyasi sorunların önlenmesi için ilgili aktörlerin diplomatik adımlar atması gerektiğini bildirdi.
Uluslararası Kriz Grubu araştırma merkezi, internet sitesinde, Esed rejiminin ülkenin güneyini ele geçirmek için başlattığı saldırıları değerlendiren rapor yayımladı.
Raporda, Suriye'nin güneyinde geçen sene yapılan ABD-Rusya mutabakatıyla dondurulan çatışmaların alevlenmemesi için tüm aktörlere tavsiyelerde bulunuldu.
Rejimin güneye saldırmasının sivil katliamlar ve Ürdün sınırının istikrarsızlaşması gibi riskler doğurabileceğine dikkat çekilen raporda, en büyük tehlikenin, İsrail ile rejimi destekleyen İran arasında geniş çaplı çatışmalara yol açma ihtimali olduğu belirtildi.
İran-İsrail çatışması olasılığı
Raporda, Esed rejiminin geri almak için uğraştığı güney bölgesinin İsrail ile Ürdün sınırı yakınında bulunduğu anımsatılarak, rejimin askeri hamlesinin İran ile İsrail arasında kanlı bir çatışmaya dönüşebileceği uyarısı yapıldı.
Grubun raporunda, İsrail'in son dönemde sınır bölgelerinde İran güçlerinin konuşlanmasından rahatsız olduğu ve buna karşılık bir dizi saldırı düzenlediği kaydedildi.
İsrail'in İran güçlerini saf dışı etmeyi planladığı savunulan raporda, Golan Tepeleri yakınında yer alan İran destekli grupların İsrail'in ilk hedefi olduğuna dikkat çekildi.
Tüm taraflara "diplomasiyi devreye sokun" önerisi
Raporda, bölgede dahli olan aktörlerin 2015'teki çabasıyla sükunet sağlandığı hatırlatılırken, çatışmaların önlenmesi için aynı ülkelerin müzakere masasına oturması gerektiği ifade edildi.
Uluslararası Kriz Grubunun raporunda, 2017'de ABD-Rusya-Ürdün'ün ilan ettiği ancak ucu açık kalan çatışmasızlık durumunun söz konusu aktörlerin desteğiyle sürdürülebilir hale gelebileceği değerlendirmesinde bulunuldu.
Rusya ve ABD'nin mutabık kalacağı bir anlaşmanın daha verimli bir iş birliğine öncülük edebileceği, çatışmasızlığın ülke geneline yayılabileceğine işaret edilen raporda, Suriye'nin güneyi için ABD-Rusya-Ürdün mutabakatının Astana görüşmeleri sırasında yapıldığı ve diğer garantör ülkeler Türkiye ve İran'a danışılmadığı belirtildi.
Grubun raporunda, rejimin ülkenin orta kısmını ele geçirdikten sonra güneyi hedeflediğine dikkat çekilerek, bu sürecin en hasarsız şekilde atlatılabilmesi için alınacak diğer önlemler de Golan Tepeleri ile İran destekli gruplar arasında tampon bir bölge kurulması, bu süre zarfı içerisinde Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü'nün bölgeye sevk edilmesi olarak sıralandı.
Suriye'nin güneyi, 2015'ten bu yana bölgedeki muhalif grupları destekleyen ABD, rejimin garantörü Rusya ve Suriye'ye sınırdaş Ürdün arasındaki anlaşma ile ülkedeki en sessiz cepheydi.
Temmuz 2017'deki Astana toplantısında üç ülke, burayı diğer 3 gerginliği azaltma bölgesinden ayırarak, güvenli bölge ilan etmişti.
Mutabakatın ardından ABD, muhaliflerden desteğini hızla çekmişti.
Ancak rejim ve destekçisi İran, Doğu Guta, Humus ve Şam'daki muhalif bölgelerde hakimiyeti sağladıktan sonra yüzünü güneye döndü.
Son bir aydır rejim ve İran, bölgeye yoğun yığınak yaptı. ABD'nin uyarılarına rağmen önceki gün rejim ve İran güçleri, muhaliflere saldırdı ve bölgenin bir kısmında ilerledi.
Bölgede çatışmalar sürüyor.
AA