Hindistan’ın başşehri Yeni Delhi’de 23 Şubat’ta başlayan ve yaklaşık 5 gün süren şiddet olaylarında evleri ve iş yerlerinden olan ve can korkusuyla geriye dönemeyen aileler başşehirdeki kamplara sığındı. Yeni Delhi’nin Şiv Vihar bölgesinde yaşayan Hasina Begüm, 7 kişilik ailesinin gidecek yeri olmadığını ifade etti. Begüm, geçen Çarşambaya kadar yerel bir hastanede konakladıklarını ancak hastane yetkililerinin oradan ayrılmalarını istediğini dile getirerek, 2 gündür yerel kamplarda bile tek bir yatak bulamadığını söyledi. Aile üyeleri arasında yaşlıların bulunduğunu belirten 56 yaşındaki Begüm, “Kayınvalidem 77, kayınpederim 86 yaşında. Yaşananlardan ötürü zaten bitkinler. Ben şimdi onlarla nereye gitmeliyim.” dedi. Delhi Vakıf Kuruluna göre, şehirdeki 9 kamptan en büyüğü olan Mustafabad Idgah kampına, şimdiye kadar 816 kişi kayıt yaptırdı. Şiddet olaylarından etkilenip kamplara gitmek isteyen çok sayıda kişi, Hasina gibi geri çevriliyor. Çarşamba günü, gönüllüler, kampın dolduğunu duyurarak, halktan, alternatif kamplara gitmelerini istemişti. Çok sayıda kişi, yatacak yer bulunmaması sebebiyle kamp alanından geri dönmüştü.      

İnsanlar arasında hiçbir zaman nefret yoktu   

İki haftadır evinden uzakta yaşayan Muhammed Nizamuddin, 38 yaşındaki eşiyle Mustafa Idgah kampında bir yer bulmayı başarsa da olaylar sırasında sahip olduğu her şey ateşe verildi ve yağmalandı. Uttar Pradeş eyaletinde bir düğüne katıldıktan sonra 27 Şubat’ta Yeni Delhi’ye dönen Nizamuddin, olaylardan  haberdar değildi. Evinin bulunduğu sokağa küçük kardeşi Cemaleddin ile birlikte girdiğinde radikal milliyetçi Hindu çetelerin saldırısına uğradı. Hem ülkesinin hem de çocuklarının geleceği hakkında endişe içerisinde olduğunu kaydeden Nizamuddin, “Bütün hayatımızı burada yaşadık. İnsanlar arasında hiçbir zaman nefret yoktu.” diye konuştu.

Müslümanlar, yasa kapsamı dışında kalıyor

Hindistan’ın çeşitli eyaletlerinde 31 Aralık 2014’ten önce ülkeye giren gayrimüslim göçmenlere vatandaşlık verilmesine imkân tanıyan ancak aynı durumdaki Müslümanları kapsam dışı tutan düzenleme 9 Aralık 2019’dan bu yana protesto ediliyor. Yürürlüğe giren kanun kapsamında özellikle Pakistan, Bangladeş ve Afganistan’da dinî baskıdan kaçan Budist, Sih, Jain, Parsi, Hindu ve Hıristiyanlar, kimliklerini ve Hindistan’da 6 yıldan uzun süredir yaşadıklarını ispatlamaları halinde vatandaşlık elde edebilecek, aynı pozisyondaki Müslümanlar ise kapsam dışında tutulacak. Yasa, dünyada en çok Müslüman nüfusa sahip 2. ülke olan Hindistan’da, 200 milyon Müslüman’ı ikinci sınıf vatandaş haline getirmek ve birçoğunu vatansız bırakmak için atılan bir adım olarak değerlendiriliyor.