İsveç'in Baltık denizindeki karasularında bir Rus denizaltısı bulunduğu haberleri, hükümeti askeri harcamaları artırmaya yöneltebileceği yorumlarına neden oldu.
İsveç karasularında Rus denizaltısı tespit edildiği iddiaları üzerine, askeri harcamaları birçok Avrupa ülkesine göre düşük olan ülkede, gözler hükümete çevrildi.
Dünyada kişi başına düşen gelirin ve refah seviyesinin yüksek olmasıyla tanınan İsveç'te ortaya atılan son iddianın ardından hükümetin nasıl bir tavır alacağı ise henüz netleşmedi.
Rus ticaret gemisi NS Concord'un geçen hafta başkent Stockholm'un açıklarındaki uluslararası sularda yüzdüğü saptanmış, bir İsveç muhabere istihbaratı memuru ise NS Concord ile Rusya arasında şifrelenmiş bir görüşme geçtiğini tespit etmişti.
İsveç gazetesi Svenska Dagbladet ise Rusya'ya şifreli mesajların gönderilmesinden sonra bölgede hasarlı veya kayıp bir Rus denizaltısının İsveç karasularında bulunabileceği ihtimalini yazdı.
İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallstrom, haberleri "spekülasyon" olarak nitelendirirken, Rusya Savunma Bakanlığı suçlamaları reddederek askeri gemilerinden hiç birinin bozulmadığını belirtti. Wallstrom, Lüksemburg'daki AB Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısı öncesi, "Henüz hiç bir şey teyit edilmiş değil, bu nedenle gelişmeleri silahlı kuvvetler takip ediyor" demişti.
Rusya askeri uçakları, ağustos ve eylülde İsveç ve Finlandiya hava sahasını ihlal etmiş, İsveç hükümeti ise bunun üzerine ordudan rapor istemişti.
Vergilerden askeri harcamalar için kesilen pay artabilir-
Ülkede bazı muhalif kesimler, dünyada ABD'nin önderliğinde "terörle mücadele" adı altında yaşanan askeri gerginliğin devam ettiği bir dönemde ortaya atılan bu iddianın gerçekliğini sorgulayarak, askeri anlamda gelişmiş ülkelerin birçoğunun dünyanın değişik bölgelerinde denizaltı filoları bulundurduğuna dikkati çekiyor.
Ülkede kısa zamanda gündeme oturan iddia üzerine İsveç Başbakanı Stefan Löfven, vergilerden askeri harcamalar için kesilen payın arttırılabileceğini açıkladı. Löfven, "İsveç parlamentosundaki birçok parti, askeri kapasitemizi artırma ve savunma alanına daha fazla kaynak ayırma konusunda mutabakata vardı'' dedi.
İsveç Gothenburg Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi Bölümü'nden Profesör Ulf Bjereld, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karasulardaki denizaltının Rus saldırganlığının bir ürünü olduğunun kanıtlanması ve toplumun da buna inanması halinde İsveç'in tutum değiştirerek daha NATO yanlısı bir yol izleyebileceğini söyledi. Bjereld, "Son gelişmeler, savunma harcamalarının ve güçlerinin artırılmasına yol açabilir" dedi.
Barış çalışmaları alanında faaliyet gösteren İsveç Barış ve Tahkim Topluluğu (SPAS) ise askeri harcamaların artırılmasının İsveç'te güvenliği arttırmayacağı uyarısını yaptı.
SPAS'ın Genel Başkanı Anna Ek, devlet televizyonu SVT'ye yaptığı açıklamada, "Askeri harcamaları artırarak cevap verirsek, gücün dilini bu yöne daha fazla kaydırmış oluruz. Bu durum Baltık denizindeki barış ve güvenlik için talihsiz bir sonuç doğuracaktır" dedi.
Baltık ülkelerinde en az askeri bütçeye sahip ülke-
NATO askeri ittifakının Avrupa ve Kuzey Amerika'daki 28 üyesinden biri olmayan İsveç, geleneksel olarak tarafsız dış politika izlemeye çalışıyor.
Yakın bir dönemde Filistin'i tanıyacağını açıklayan ilk AB üyesi ülke olan İsveç, potansiyel bir savaşta tarafsız kalma politikası nedeniyle NATO'ya tam üye olmuyor.
Avrupa'daki birçok ülkeye göre askeri harcamaları az olan İsveç'te bu alandaki harcamaların Gayri Safi Milli Hasılaya oranı, yüzde biri oluşturuyor. İsveç hükümetinin bu yıl için bütçesinde savunma için ayırdığı rakam 1,24 milyon dolar. Komşu ülke Norveç'in askeri bütçesi 6,8, Finlandiya'nın ise 3,5 milyon dolar.