İnsan Hakları İzleme Örgütü, Myanmar ordusunun, silahlı militanlarla mücadele gerekçesiyle Arakan eyaletinde sivillere yönelik katliamının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen Arakanlı Müslümanlar için hala adaletin sağlanamadığını bildirdi.
Merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) internet sitesinden yapılan açıklamada, yaklaşık 1 milyon Arakanlı Müslümanın, ordunun insanlığa karşı işlediği suçlardan ve muhtemel soykırımından kaçmasının üzerinden 3 yıl geçmesine karşın Myanmar hükümetinin evlerine güvenle dönmesini sağlamakta başarısız olduğu belirtildi.
Bangladeş'teki kamplarda kalan Arakanlı Müslümanların bilgi edinme, eğitime erişme ve sağlık konularında sıkı kısıtlamalarla karşı karşıya olduğu ifade edildi.
Arakanlı Müslümanların, Bangladeşli güvenlik güçlerince öldürüldükleri aktarılarak, Arakan'da kalan 600 bin Arakanlı Müslümanın da ciddi baskı ve şiddete maruz kaldığı belirtildi.
Myanmar'ın Arakanlı Müslümanlara yönelik yaygın suistimallerin asıl nedenlerine çözüm bulmakta başarısız olduğu vurgulanarak, onların güvenli, onurlu ve gönüllü dönüşleri için gerekli şartları oluşturmayı kabul etmediği ifade edildi.
Myanmar hükümetinin uluslararası standartlara uygun olarak vatandaşlık yasasını değiştirmesi gerektiğine işaret edilerek, yetkililerin en kısa zamanda hareket özgürlüğündeki kısıtlamalar ile ayrım yapan düzenlemeleri ve yerel emirleri yürürlükten kaldırması, hareketleri ile geçim kaynaklarını kısıtlayan resmi ve gayriresmi uygulamalara son vermesi çağrısı yapıldı.
İnternet kısıtlaması, yardımların ulaşmasını engelliyor
Hükümetin, Arakan'ın 8 ilçesi ile komşu Chin eyaletinin bir ilçesinde cep telefonu internet bağlantı hizmetine kısıtlama getirdiği, bu durumun insani yardımların ulaşmasını daha da zor bir hale getirdiği ve sivilleri bilgi almaktan mahrum bıraktığı aktarıldı.
Hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları ve insani yardım yapanların Arakan'a sınırsız ve uzun süreli giriş yaptırmadığı anımsatılarak, bunun da ihtiyaç sahibi etnik nüfusun yükünü artırdığına işaret edildi.
Bangladeş hükümetinin, mültecileri birçok defa resmi olarak ülkelerine iade etme teşebbüsünde bulunduğu ancak bunun işkence ve suistimallerden korktuklarını söyleyen mülteciler geri dönmeyi istemediği için başarısız olduğu ifade edildi.
Bangladeş'in sınırlarını, vahşetten kaçan Arakanlı Müslümanlara açtığı belirtilerek, ancak son yıllardaki hükümet politikaları nedeniyle mültecilerin yaşamlarının riskte olduğu ve temel haklarının ihlal edildiği kaydedildi.
Bangladeş hükümetinin, yaklaşık 1 yıl önce Kutapulong Kampı'nda düzenlenen barışçıl gösteriye, tüm kamplardaki internet erişimini sonlandırarak, cep telefonu operatörü şirketlere "Arakanlı Müslümanlara sim kart satılmaması" talimatı vererek ve mültecilerdeki binlerce sim karta el koyarak karşılık verdiği bildirildi.
BM'nin Kovid-19 salgını döneminde internet erişiminin kısıtlanmamasına yönelik çağrısına rağmen Bangladeş hükümetinin bu tarz iletişim olanaklarına izin vermediği vurgulanarak, yardım görevlilerinin acil sağlık hizmetleri ve yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) ilgili bilgilendirme ve önlem konusundaki çalışmalarının engellendiği aktarıldı.
BM ve diğer insani yardım kapan kuruluşların itirazlarına rağmen Bangladeş ordusunun, mülteci kamplarının etrafına dikenli tel örgüler çektiği ve güvenlik kuleleri yaptığı, bunun da mültecilerin temel hareket özgürlüğünü kısıtladığına dikkat çekildi.
Bangladeş'in Cox's Bazar kentindeki mülteci kampındaki mültecilerin, Bhasan Char Adası'ndaki akrabalarının hareket özgürlüğünün olmadığı, yeterli gıda ve sağlık hizmetine erişimi olmadığı ve güvenli içme suyu sıkıntısıyla karşı karşıya olduklarına dair ifadelerine yer verilen açıklamada, Bangladeş hükümetinin Ada'daki mültecilerin Cox's Bazar'daki aileleriyle bir araya gelmesine izin vermediği kaydedildi.
Cox's Bazar'daki mültecilerin, muson yağışlarının etkili olduğu dönemde sellerden korunmak için kalıcı yapılar yapmasına izin verilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Yaklaşık 500 bin çocuk eğitim alamıyor
Kamplardaki 450 binden fazla çocuğun temel eğitime erişimine izin verilmediği vurgulanarak, bağışçı ülkelerin Bangladeş hükümetine Bhasan Char'daki mültecilerin oradan ayrılmalarına izin verilmesi konusunda baskı yapması çağrısında bulunuldu.
HRW'nin Asya Direktörü Brad Adams, yaptığı açıklamada, Myanmar hükümetinin, Arakanlı Müslümanlara çektirdiği korkunç ızdırabın küresel bir salgın sürecinde dahi ortadan kalkmadığını kabul etmesi gerektiğini vurguladı.
Adams, "Gerginliği anlaşılabilen Bangladeş'in, gidecek hiçbir yerleri olmayan mülteciler için şartları misafirperverliğe aykırı hale getirmemesi gerekirken, Myanmar'ın da Arakanlı mültecilerin güvenli ve gönüllü dönüşlerini sağlayan uluslararası çözümleri kabul etmesi gerekir." ifadesini kullandı.
Arakanlı mültecilerden Abdul Hamid, HRW'ye yaptığı açıklamada, binlerce kişinin öldürüldüğüne ve cesetlerin Tula Toli Nehri'nde akıp gittiğine şahit olduklarını aktararak, hala adaletin sağlanmadığını vurguladı.
HRW'nin görüştüğü Arakanlı mültecilerden Sheru Hatu, vatandaşlığa ve hareket özgürlüğüne sahip olduklarında, işlenen vahşetler için gerçek bir hesap verilebilirlik olduğunda Myanmar'a güvenli bir şekilde gitmek istediğini dile getirdi.
Hatu, ülkelerine gerçekten gitmeyi istediklerini ancak adalet olmadığı için bunun imkansız olduğunu söyledi.
HRW Direktörü Kenneth Roth, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Myanmar ordusunun insanlığa karşı suç işlemesinin ve muhtemel soykırımın üzerinden 3 yıl geçtiğini ifade etti.
Roth, Myanmar hükümetinin, yaklaşık 1 milyon Arakanlı Müslümanın güvenle evlerine dönmesi için şartları oluşturmakta başarısız olduğunu belirtti.
AA