Myanmar'ın batısındaki Rakhine (Arakan) eyaletinde derme çatma kulübelerde son derece güç koşullar altında yaşayan Rohingya Müslümanları bölgeden kaçmaya devam ediyor.
Ayrımcılık ve zulme maruz kalan Rohingya Müslümanlarının ülkeden kaçması için küçük balıkçı teknesini kullanmalarına izin veren kaptan Puton Nya, son zamanlarda Arakan'dan kaçmaya çalışanların sayısında büyük bir artış olduğunu söyledi. Puton Nya, "Herkes kaçmaya çalışıyor. Korkarım yakında kimse kalmayacak" dedi.
Teknesine aldığı Rohingya Müslümanlarını Bengal Körfezi'nde bekleyen gemilere götürdüğünü belirten Puton Nya, kendisi gibi Rohingyalara yardım eden bir komşusundan gemideki insan tacirlerinin kadınlara tecavüz ettiğini, erkekleri de dövdüğünü öğrendiğini söyledi.
Rohingya Müslümanlarının haklarını savunmak için kurulan Arakan Projesi Direktörü Chris Lewa da 15 Ekim'den bu yana 15 binden fazla kişinin Malezya, Endonezya ve diğer ülkelere gitmek için Arakan'dan kaçtığını açıkladı. Bu rakam, geçen yıl aynı dönemde bölgeden kaçanların iki katı.
Son iki yılda yaklaşık 100 bin kişinin Arakan'dan kaçtığına işaret eden Lewa, son aylarda askerler ve sınır koruma birliklerinin "bölgede korku ortamı yaratmak ve Rohingyaları kaçırmak" için şiddet olaylarını artırdığına dikkati çekti.
Lewa, son iki ayda dört kişinin işkenceyle öldürüldüğünü, herhangi bir neden gösterilmeden gözaltına alınan gençlerin askerler tarafından darp edildiğini ve 24 köyden 140'tan fazla kişinin de göç yasasına muhalefet, aşırıcılarla bağlantılı olmak gibi suçlamalarla tutuklandığını söyledi.
Enformasyon Bakanı Ye Htut, iddialara yanıt vermezken Rakhine eyaleti sözcüsü Win Myaing, hiç kimsenin göçe zorlanmadığını savundu. Win Myaing, "Kaçanların sayısında artış olup olmadığını bilmiyorum. Ancak eğer gitmek istiyorlarsa bu kendi kararları. Bizim bununla hiçbir ilgimiz yok" dedi.
Rohingya Müslümanlarının ülkedeki varlığını reddeden Myanmar hükümeti, bu kişileri Bangladeş'ten gelen göçmenler olarak görüyor. 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Rohingya Müslümanları, "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından da "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Rohingya Müslümanları, ancak 1948'ten bu yana ülkede yaşadıklarını ispat edebilmeleri durumunda vatandaşlık hakkı alabiliyor. Ancak bu kişilere resmi belge verilmediği için bu koşul genellikle yerine getirilemiyor.
Yaklaşık 60 milyonluk nüfusun büyük bir kısmının Budist olduğu Myanmar, üç yıl önce askeri yönetimden demokrasiye geçmişti. Mart 2011'de iktidara gelen Tein Sein liderliğindeki sivil hükümetin çok sayıda siyasi mahkumu serbest bırakmasına, etnik gruplarla ateşkes imzalamasına, basın özgürlüğünü genişletmesine ve denetim yasalarını hafifletmesine karşın Myanmar, dünya gündeminde hala insan hakları ihlalleri, dini azınlıklara uygulanan ayrımcılıkla yer alıyor. Sivil hükümetin iktidara gelmesinin ardından din temelli çatışmalara sahne olan Myanmar'da çoğu Müslüman 280 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve işyerinin ateşe verildiği çatışmalar nedeniyle 140 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
İnsan Hakları İzleme örgütü, Mayıs 2013'te yayımladığı 153 sayfalık raporda, Myanmarlı yetkilileri Arakan eyaletinde Rohingya Müslümanlarına karşı etnik temizlik yapmakla suçlamıştı.
Tein Sein hükümetinin başlattığı reform sürecinden hiçbir şekilde yararlanamayan Rohingya Müslümanları, sadece kendileri için uygulanan bazı kısıtlamalara maruz kalıyor. Resmen evlenmelerine olanak tanınmayan Rohingya Müslümanlarına sadece iki çocuk için izin veriliyor. Doğan çocuklar için doğum belgesi düzenlenmiyor.
Geçen hafta Myanmar'ı ziyaret eden ABD Başkanı Barack Obama, Rohingya Müslümanları dahil ülkedeki dini azınlıkların yaşadığı sorunların bir an çözülmesi için Myanmar hükümetine çağrıda bulunmuştu.(AA)