Risale-i Nur’un medyadaki dili olma misyonu ile yola çıkan Yeni Asya; 54 yıldır inançlı ve ahlaklı nesiller yetiştirmeyi varlık gayesi bilmiş, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, adaletin tesisini, hak ve özgürlüklerin korunmasını esas almıştır.
Bu amaçla bütün askeri ve sivil darbelere ve vesayet odaklarına karşı fikri mücadele etmiştir. Bu toprakların ruhunu ortaya koyan müspet hareket anlayışının sözcüsü olmuş, her türlü ırkçılık, mezhepçilik ve ayrımcılığı reddetmiş, şahsi kusurlarla ilgilenmemiş, objektif habercilik ve bilgilendirme anlayışına dayanarak, yayınlarında doğruluk prensibini rehber tutmuştur. Bu yönüyle toplumsal değerlere duyarlılık gösterirken diğer yandan da bir iletişim aracı olarak toplumsal uzlaşmaya katkı sağlamıştır.
“Hakkın ve vicdanın sesi olma” çabasından dolayı antidemokratik uygulamalara maruz kalan, zorlama, tehdit ve kapatmalarla susturulmak istenen Yeni Asya, “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” inancıyla, hakkı seslendirmeye devam edecektir. Birlik ve beraberliğimizi tehdit eden bütün tehlikeler hukukun üstünlüğü, adalet ve eşitlik prensiplerini ihtiva eden demokratik değerler ve teamüller ile ortadan kaldırılabilir.
Gelişen sosyal ve siyasî olayları analiz ettiğimizde “demokratlık” anlayışına, demokrat zihniyete ve temsilcilerine daha fazla ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bu yönüyle siyasî iktidarlara düşen, “fikrî iktidar” veya “kültürel iktidar” olmayı sağlamak ve hayatın her alanında kendi rengini hâkim kılmak değil, temel hak ve hürriyetleri teminat altına alarak bu konuda çalışanların önünü açmaktır. İslam’ın ruhuna en uygun hayat biçimlerinden biri olan demokratlık; ötekileştirmeyen, farklılıkları zenginlik olarak algılayan, ötekini hain ilan etmeyen, adil ve hürriyetçi kuralların hayat bulması için çalışan ve hukukun üstünlüğüne inanan bir zihniyet ve tavrı ifade etmektedir. Zira fikirlerin ve düşüncelerin seslendirilmesi temel bir insan hakkıdır. Bu yönüyle demokratik bir tartışma ortamının herkesin yararına olacağı gözden kaçırılmamalı, demokratlara “nokta-i istinat” olma misyonu, “Demokrat Türkiye” özlemiyle devam ettirilmelidir.
“Medenilere galebe çalmak ikna iledir” düsturundan hareketle, şiddet, silah ve güç kullanımının yerine, toplumun diyalog ve uzlaşma ile gelişeceği bir vakıadır. Liyakat, dürüstlük, adalet, şeffaflık, hoşgörü gibi ahlaki ilkeler, toplumun bütün kesimleri tarafından kabul görerek sadece sözde kalmamalı hayatın her alanında hâkim kılınmalıdır. “Adalet, meşveret ve kanun hakimiyeti” ilkesinden hareketle, hukukun üstünlüğü, kanunların adil ve evrensel hukuk normlarına uygun olması, herkesin eşit ve adil bir şekilde muamele görmesi, temel hak ve hürriyetlerin koruma altına alınması, küçük ya da büyük her hakkın gözetilmesi, devlet için şahsın haklarının feda edilmemesi bir hukuk devletinin en önemli özelliklerindendir.
Yeni Asya, din ve vicdan hürriyetinin önemine dikkat çekerek, farklı kültürlerden ve inançlardan insanların bir arada yaşamasını bir hak olarak görmektedir. Bu değerleri anlama, saygı gösterme, hoşgörüyü teşvik etme ve siyasi gücün dini maksatlara alet edilmemesi herkesin önceliği olmalıdır. Adalet, merhamet, dürüstlük, ahlaki değerler ve toplumsal sorumluluk gibi ilkelere herkesin sahip çıkarak yaygınlaşmasını sağlaması bir temel görev kabul edilmelidir.
Türkiye’nin maruz kaldığı maddi ve manevi sıkıntıların daha fazla hürriyet ve demokratik uygulamalarla aşılabileceği bir vakıadır. Bediüzzaman Said Nursi’nin“Kanun-u adalet ve tedipten başka, hiç kimse kimseye tahakküm etmesin. Herkesin hukuku mahfuz kalsın, herkes harekât-ı meşruasında şahane serbest olsun.” ifadeleriyle ortaya koyulan bu anlayışın, hayatın her alanında yaygınlaştırılması önem arz etmektedir.
Yeni Asya, AB ve diğer milletlerarası organizasyonlar ile ilişkilerin geliştirilmesine ve canlı tutulmasına önem vermektedir. Bu açıdan AB müktesebatı çerçevesinde taahhüt edilen hukuki, sosyal ve siyasi normların en kısa zamanda hayata geçirilmesi ülkemizin önünün açılmasına katkı sağlayacaktır. Bir başka husus ise Avrupa gibi farklı kültürlerin olduğu yerlerde ve coğrafyalarda,“Doğru İslamiyet ve İslamiyet’e layık doğruluk”prensiplerinin anlatılması ve bu yolda çaba sarf edilmesi önemli bir noktadır.
Yeni Asya, İslami değerlerin her türlü dünyevi cereyanların üstünde olduğuna inanmakta ve dünyevi maksatlar için kullanılmasını doğru bulmamaktadır.Bu bağlamda, siyaseti dinsizliğe alet eden anlayışların yanında dini siyasete alet eden anlayışlara da prim verilmemelidir. Biz dini, siyasi kalıplara sığıştıran hareketlerin tarafı değiliz, bizim tarafımız hukuk ve adalettir. Görülmüştür ki cemaat devlet/iktidar ilişkisinde, cemaatlerin iktidara talip olma veya siyasetle asli vazifelerinin dışında bir bağ kurması her zaman problem olmuştur. Bu çerçevede Yeni Asya’nın devleti ele geçirmek, doğrudan veya dolaylı yollardan idareye karışmak, yönetmek, kamu kurumlarında kadrolaşmak gibi gündemi hiçbir zaman olmamıştır. Bu anlayışlara da her zaman mesafeli durmuştur. Devlette görev almanın kriteri ehliyet ve liyakattir, bir gruba dahil olmak tercih veya dışlanma sebebi olmamalıdır.
Zulüm ve haksızlık kimden gelirse gelsin karşısında durmak, her insanın asli bir vazifesidir.Daha önceki dönemlerde olduğu gibi gerek 12 Eylül gerekse 15 Temmuz gibi milli birlik ve beraberliğimizi tehdit eden müdahaleleri önceden fark eden Yeni Asya, hukukun askıya alındığı her dönemde hak ve hakikati göstermeye gayret etmiş ve savunucusu olmuştur. Kendisine yapılan “önünüzü açalım, sizi ihya edelim” teklifini şiddetle reddederek,cemaatlerin aslî vazifesi olan “müsbet iman hizmeti” çizgisinin nasıl olacağını herkese göstermiştir.Bu bağlamda Yeni Asya, “müspet hareket” tavrıyla asla bağdaşmayan ve arka planı henüz tam olarak açıklanmayan 15 Temmuz gibi tahrip edicianlayışların her zaman karşısında olmuştur.
YENİ ASYA Yönetim Kurulu