Uzmanlar, geçmek bilmeyen sırt ağrılarının, zamansız yaşanan krampların duruş bozukluğundan kaynaklanabileceğine dikkat çekti.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Ahmad, sırt ve omuz ağrılarının sebebinin duruş bozukluklarından kaynaklanıyor olabileceğine dikkat çekerek, çocukluk çağından itibaren doğru duruşu öğrenmek gerektiğini vurguladı.
Omurganın doğal yapısında yandan bakıldığında boyun ve belde ters yönde, sırtta ise hafif kamburumsu olmak üzere üç önemli eğriliğe sahip olduğunu, önden bakıldığında ise tamamen dümdüz görüldüğünü anlatan Dr. Ahmad, “Bu yapısı sayesinde omurga yükü en iyi biçimde taşıyabiliyor” dedi.
Doğru duruşu “önden ya da yandan bakınca baş, gövde ve ayak diziliminin gözü rahatsız etmediği pozisyon” olarak tanımlayan Dr. Ahmad, duruş bozukluğu nedenlerini de şöyle sıraladı:
“Çağımız bilgisayar çağı ve duruş bozukluğunun en önemli nedeni ofiste, masa başında geçirilen uzun saatler. Eğer sekiz saat yerinizden kalkmadan bilgisayara bakarak çalışıyorsanız duruşunuzun bozulmamasına olanak yok. Öte yandan, psikolojik durum da duruşu etkileyen nedenler arasında yer alıyor. Depresyon ya da stres hallerinde kişinin omuzları düşüyor, duruşu bozuluyor.”
Vücutta oluşan duruş bozukluklarını en aza indirmek, hatta ortadan kaldırmanın mümkün olduğuna dikkat çeken Dr. Ahmad, günlük hayatta yapılacak birkaç değişiklikle duruş bozukluğundan kaynaklanan ağrıların giderebileceğini ifade etti.
Dr. Ahmet, düzenli sporun önemini vurgulayarak şunları dedi:
“Sporu hayatının vazgeçilmezi haline getirenler, sağlıklı kas ve omurga yapısına sahip oluyor. Günün belli saatlerinde spor yapmak hem beden sağlığını koruyor hem de psikolojik rahatlama sağlıyor. Düzenli spor yapılmaması ise duruş bozukluğuna neden olabiliyor. Eğri duran omurgayı ileri yaşlarda düzeltmek zor olduğu için çocukların erken yaşlarda sporla tanıştırılması öneriliyor. Spor, güçlenen kaslar nedeniyle çocuğun dik durmasını sağlıyor. Ancak çocukluk çağında yapılması gerekenler spor ile sınırlı değil. Özellikle okul döneminde ağır çantaların taşınmaması, sırtta ya da elde taşınan çantaların yerine çekmeli olanların tercih edilmesinde yarar var.”
DOĞRU DURUŞ
Doğru duruşun öğrenilerek alışkanlık haline getirilebildiğini kaydeden Dr. Ahmad, “Ancak bunun için kimi zaman dışarıdan uyarıda bulunulması gerekebiliyor. Özellikle çocukların yaşam alanlarının boy ve vücut yapılarına göre düzenlenmesi önemli. Çocuklar ders çalışırken ya da televizyon izlerken oturma pozisyonunda durmakta zorlanıyorsa, bıkmadan usanmadan uyarılmaları gerekiyor. Bu sayede bir süre sonra doğru duruş pozisyonunu benimseyip, uyarıya gerek kalmadan uygulayabiliyorlar. Ebeveynlerin çocuklarına yaptığı uyarıların benzerlerini çalışma arkadaşları da birbirlerine söyleyebilir. Ayrıca yürürken karnı içeri çekerek, mümkün olduğunca omurgaya doğru yapıştırmak da kişiyi doğru duruşa yönlendiriyor” uyarılarında bulundu.
ÇALIŞMA ORTAMI
Duruş bozukluklarının temelinde ofiste, masa ve bilgisayar başında geçirilen uzun saatler yattığını ifade eden Dr. Ahmad, şunları söyledi:
“Bu nedenin ortadan kaldırılması ise birkaç küçük ayrıntının düzenlenmesi ile mümkün. Çalışma alanındaki masa ve sandalyenin ergonomik ve kişinin vücut yapısına uygun olması şart. Uzmanlar, ofis çalışanlarının ‘90-90’ denilen pozisyonda oturmasını öneriyor. Şöyle ki bu oturuş şeklinde dizlerin 90 derece açı ile kıvrılarak yere değmesi, sırtın dizlerle oluşturduğu açının ise yine 90 derece olması gerekiyor. Kollar da rahatça masanın üstüne konulabilmeli. Eğer kullanılan koltuk kolçaklı olursa, kişinin duruşu daha rahat oluyor. En önemli etken ise kişinin aynı pozisyonda çok uzun süre kalmaması. Burada işverenlere de önemli görevler düşüyor. Çalışma koşullarını ya da molaları düzenlerken bu durumu göz önüne almak gerekiyor.”
DİNLENME ZAMANI
Beden gücüyle çalışanlar için duruş bozukluğunun düzeltilmesinin çok önemli olduğunu belirten Dr. Ahmad, “Çünkü uzun süreli bozukluklar ağrılara yol açıyor. Örneğin ağır yük taşıyan insanların düzenli spor yapması mümkün değilse bu kişilerin sağlıklı duruşu için birtakım düzenlemeler yapılması gerekiyor. İşverenlerin çalışma saatlerini bu fikre göre düzenlemesiyle beden gücüyle çalışan kişiler iş dışında bir yere gidip uzun saatler oturmak yerine uzanarak dinlenebiliyor” ifadesini kullandı.
KALİTELİ UYKU
Dr. Ahmad, vücudun ertesi güne hazırlanması için kişinin düzenli uyumasının şart olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Fakat 10-12 saat uyumak, kaliteli uyku anlamına gelmiyor. Kas fizyolojisi açısından kasların yeniden tamir edilebilmesi için düzenli ve yeterli uykunun yeri ayrı. Ancak burada yatış pozisyonu önem taşıyor. Kişinin kaslarını yormayacak şekilde uyuması gerekiyor. Gevşemesi gereken kasınızı yoracak bir şekilde örneğin kolunuzu başınızın altından geçirerek yatarsanız duruş bozukluğu ortaya çıkıyor. Yatak kalitesinden de ödün verilmemeli. Ayrıca baş ile omuz arasındaki yüksekliği dolduracak bir yastık kullanılması öneriliyor.”
Dr. Ahmad, ofis çalışanlarının “90-90” denilen pozisyonda oturması gerektiği uyarısında bulunarak, “Şöyle ki dizler 90 derece açı ile kıvrılarak yere değmeli. Sırtın dizlerle oluşturduğu açı yine 90 derece olmalı” dedi.