Türkiye’de 600 bini, İzmir’de ise 7 bini aşkın otizmli bireyin yaşadığı tahmin ediliyor. Sosyal ilişkilerde güçlük yaşayan otizmli bireylerde temel iletişim ve sosyal becerilerin nasıl kazandırılması gerektiği ise en büyük problemler arasında yer alıyor. Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Yaşar Üniversitesi’nde düzenlenen “Otizm ve İletişim” konulu panelde, otizmli bireylerin sosyal ilişkilerini güçlendirmek için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği ele alındı.
Aynı zamanda Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından otizmli çocuklar ve gençler için yaptırılan Güzelbahçe Eğitim ve Uygulama ve İş Eğitim Merkezi Okul Aile Birliği Başkanlığı'nı üstlenen Yaşar, özel eğitim alanında uzman sayısının artmasının şart olduğunu söyledi. Selim Yaşar, “Otizm günümüzde tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı bir problem. Yapılan araştırmalar 1990 yılından bu yana otizmli birey sayısının giderek artığını göstermekte. Fiziki şartlar tam olsa da otizmli çocukların, X kromozomundaki eksiklik veya tahribat sebebiyle iletişime büyük oranda kapalı olduklarından bireysel eğitim almaları zorunluluktur. ABD başta olmak üzere otizmli bireyler için çeşitli eğitim modelleri tüm dünyada geliştiriliyor ancak ülkemizde bu alanda bir boşluk var. Otizmli bireylere bireysel eğitim verecek öğretmenlerimizin yetiştirilebilmesi şart. Bizler her fırsatta bu eksikliklerin giderilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na talepte bulunuyoruz.” dedi.
ALANINDA UZMAN İSİMLER
Panele Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan katıldı. Türkiye'de otizm konusunda önemli çalışmalara imza atan Tohum Otizm Vakfı Eğitim Direktörü ve Müdürü Prof. Dr. Binyamin Birkan, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Prof. Dr. Ayşen Baykara, Dokuz Eylül Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Zihin Engelliler Eğitimi Ana Bilim Dalı’ndan Yrd. Doç. Dr. Alev Girli ve ODER Otizm Derneği Başkanı Ergin Güngör ise konuşmacı olarak yer aldı.
'HER SOSYOEKONOMİK DÜZEYDE GÖRÜLEBİLİR'
Son yıllarda yapılan bazı araştırmalara göre otizmin görülme sıklığının giderek arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Baykara, ayrıca her sosyoekonomik düzeyde görüldüğünün altını çizdi. Otizmin, tedavisi zor tıbbi bir bozukluk olduğunu belirten Baykara, “Otizmin tam düzelme, yani şifa sağlayan bir tedavi yöntemi yok ancak yaşam boyu ve çok modelli bir tedavi uygulamasıyla otistik bozukluğun bazı belirtilerinin düzeltmesi mümkün. Bu nedenle eğitsel ve davranışçı tedavilerden yararlanmak şart, yani esas tedavi eğitimde saklı. İlacı, eğitimden azami oranda yararlanmak için kullanıyoruz. Otizmi engelleyen bir ilaç yoktur.” bilgisini verdi.
'OĞLUM ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ ALMAYI BAŞARDI'
Otizmle, oğlu Doruk Güngör’ün doğumundan sonra tanıştığını belirten ODER Başkanı Güngör ise oğlunun bugün Türkiye’de üniversite eğitimi aldığı bilinen yedi otizmliden biri olduğunu söyledi. Otizmli bireylerin ailelerinin sıklıkla yaşadığı problemlere değinen Güngör, “Otizm teşhisi koyulduktan sonra ailelerin yaşadığı ilk durumlardan biri de içine düştükleri depresyon oluyor. Bu nedenle profesyonel yardım alın ve diğer ailelerle veya bir sivil toplum kuruluşu ile birlikte olun. Haklarımız konusunda mücadele etmek gerekiyor. Sizler sağlıklı olmazsanız, çocuklarınıza da fayda sağlayamazsanız. Maalesef içine kapanmış anneler ve evi terkeden babalar olabiliyor. Otizmi öncelikle kabullenin ama eğitimlerin ardından çocuğunuzun gelişeceğini unutmayın. Geçmişte, 'otizmli bireyler için yapılabilecek bir şey yok' yaklaşımı vardı ama bu yaklaşım bugün artık kabul edilmiyor.” dedi.
'GÜÇLÜ OLUN VE HAKLARINIZI BİLİN'
Çocuğun otizmli olabileceğine dair şüpheleri olan ebeveynlerin, hiç vakit kaybetmeden bir uzmanla görüşmesi uyarısında bulunan Güngör, Türkiye’de her yıl yaklaşık 18 bin bebeğin otizmli olarak dünyaya geldiğinin tahmin edildiğini söyledi. Güngör, “Çocuğunuzun davranışları ile ilgili küçücük bir şüpheniz varsa bir dakika bile zaman kaybetmeden psikiyatriste gidin. Haklarınız ve ihtiyaçlarınız konusunda mutlaka bilgilenin. Özellikle de Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği ve BM Engelli Hakları konularında bilgilenin. Mutlaka cesur olun ve onları sosyal ortamlara sokmaya çalışın. Bu çocuklar yalnızca bizim değil, bu ülkenin de çocukları.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Birkan, otizm spektrum bozukluğu olan çocuklara konuşma becerilerinin kazandırılması, replikli öğretim modelleri hakkında bilgi verdi. Yrd. Doç. Dr. Girli ise iletişim ve sosyal becerilerin geliştirilmesi yöntemleri hakkında konuştu.