Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Obezite ve Diyabet Cerrahisi Merkezi Başkanı Doç. Dr. Aziz Sümer, "Obezite önceden belirli gruplarda görülürken, artık salgın haline geldi ve hatta salgın halini de geçerek dünyada patlamaya hazır bir bomba haline geldi" dedi.
YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Obezite ve Diyabet Cerrahisi Merkezi'nin düzenlediği "1. Obezite ve Diyabet Cerrahisi Hasta Okulu Sempozyu"nda obezite ve obeziteyle mücadele konularında sunumlar yapıldı.
Sempozyumda konuşan YYÜ Eğitm ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Çankaya, taşrada bazı üniversite hastanelerinin, devlet hastanelerinin rutin yaptığı işlemleri yapan klinikler haline dönüştüğünü ifade etti.
Bunun hastanelerin ekonomik olarak zayıflaması ve teknolojiyi yeterince takip edememesinden dolayı yaşandığını belirten Çankaya, bunun yanında hastanelere yeni çalışanların gelmemesi, herkesin alıştığı işleri yapması ve kendilerini geliştirmemelerinin de etkili olduğunu vurguladı.
Çağın en önemli sorunlarından birinin de obezite olduğunu ve kendisinin de kısa bir süre öncesine kadar bu hasta grubunda bulunduğunu hatırlatan Çankaya, insanların obeziteyi bir hastalık olarak görmemeleri ya da kilolarından utanmalarından dolayı hastaneye gelmediklerini söyledi.
"Obezlerde ani ölüm riski çok fazla"
Obezite ve Diyabet Cerrahisi Merkezi Başkanı Doç. Dr. Aziz Sümer de kanser olan hastanın kendisini kurtarmak için sürekli hastaneye geldiğini ancak obezite hastasının ise önemli olmasına rağmen hastaneye gelmeyi dahi düşünmediğine dikkati çekti.
Sümer, obezitenin insanın kanser olmasında en büyük etkenlerden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"21. yüzyılda bu kadar teknoloji, eğitim, medya ve iletişim olmasına rağmen bizim ciddi bir algı problemimiz var. Ani ölüm risklerinin obezlerde fazla olduğunu gördük. Sadece ani risklere değil, ciddi komplikasyonlara neden olduğunu gördük. Aslında obezite kronik bir hastalık ve kendisi bir hastalık olarak kalmıyor, ikinci hastalıklara neden olarak dünyada çok ciddi sağlık sorunu haline geliyor. Obeziteye baktığımız zaman toplumda önlenebilir ölümler arasında sigaradan sonra ikinci sırada geliyor. Obezite önceden belirli gruplarda görülürken, artık salgın haline geldi ve hatta salgın halini de geçerek dünyada patlamaya hazır bir bomba haline geldi."
Türkiye'de kadınlar daha obez
Sümer, Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine bakıldığında 1,6 milyar insanın obez olduğunu, bunların yaklaşık 400 milyonunun ise "morbit obez" olarak nitelendirdikleri tehlikeli sınıfta yer aldığını vurguladı.
ABD'de bu riskin çok daha fazla arttığını ve toplumun yüzde 50'sinin obez olduğunu aktaran Sümer, İngiltere'de ise kadınların yüzde 68, erkeklerin de yüzde 55'nin obez olduğunu bildiklerini söyledi.
Aynı durumun Avrupa için de geçerli olduğunu kaydeden Sümer, "Bizim ülkemizdeki duruma baktığımızda da Türkiye'de obezitenin sıklık oranı yüzde 30'un üstünde. Kadınların yüzde 41,5'i, erkeklerin de yüzde 21'nin obez olduğunu biliyoruz. Kadınların daha obez olduğu görülüyor. Çocuklarda ise yüzde 10'lara kadar çıktığını görüyoruz. Dünya, bu kadar çok zayıflama ürünleri, ilaçları içerisinde, zayıflamak için 51 milyar doların üzerinde para harcanırken neden obez oluyor. Biz bunu bilmiyoruz. Bunun üç temel nedeninin olduğunu düşünüyoruz. Biri çevresel, biri genetik, biri de kişiye bağlı faktörlerden oluşuyor" şeklinde konuştu.
Sümer, insanların fazla hareket etmemekle kendi sağlıklarını tehlikeye attığını ve bunun obezliği tetiklediğini sözlerine ekledi.
Yrd. Doç. Dr. Rıfkı Üçler ve diyetisyen Ertuğrul Gazi Kurtbeyoğlu, obeziteyle mücadelede alanlarıyla ilgili bilgileri paylaştı. Sempozyum, merkezde tedavi olan iki hastanın, hayatlarında yaşadıkları değişikleri anlatmasıyla son buldu.