Op. Dr. Akbulut, “Kapsamlı bir değerlendirmeyle, kulak çınlamasının altında yatan hastalık ya da hastalık durumu tespit edilmelidir.” dedi.

Ortamda sesli bir uyaran olmadan, kişinin bir ses veya gürültü algılamasına kulak çınlaması dendiğini belirten Op. Dr. Akbulut, bu ses algılamasının uğultu, gürültü, çınlama, tıslama gibi çok çeşitli nitelikte, devamlı veya zaman zaman şiddetli ya da hafif olabileceğini dile getirdi.

Kulak çınlamasının toplumda yaygın olarak hastalık olduğuna dair yanlış bir bilgi bulunduğunu vurgulayan Özel Medicabil Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Gültekin Akbulut, “Neredeyse toplumun tamamı hayatın bir bölümünde kulak çınlaması hissetmesine rağmen, yaklaşık yüzde 5 oranda bireyde çınlama ciddi ve gerçekten rahatsız edici şekilde hissedilir. Nesnel çınlama dediğimiz birinci grup çınlamalarda, dolaşım sistemi hastalıkları, kulağın havalanmasını sağlayan östaki tüpü ile ilgili nedenler araştırılmalıdır. Öznel çınlamada nedenlerin bir kısmı kulakla ilgilidir. Örnek olarak gürültüye veya yaşa bağlı işitme kayıplarında, Menier (iç kulak tansiyonu) hastalığında, otosklerozda (orta kulak kireçlenmesi) kulak kaynaklı çınlama veya uğultular olur. Kulak dışı nedenler olarak da, tiroid hastalıkları, hiperlipidemi (yüksek kolesterol), bazı vitamin ve mineral eksiklikleri, nörolojik hastalıklar, bazı ilaçların kullanımlarına bağlı olarak çene ekleminden kaynaklı veya psikolojik hastalıklar çınlama belirtisi olabilir.” şeklinde konuştu.

Bir belirti olan çınlamada doğru yaklaşımın, çınlamaya neden olan hastalığın öncelikle Kulak Burun Boğaz hekimi tarafından araştırılıp nedene yönelik tedavilerin düzenlenmesi olacağına dikkat çeken Op. Dr. Akbulut, “Çınlamaya neden olan hastalığın tedavisi ile beraber, hastayı rahatsız eden çınlamaya yönelik tedaviler planlanmalıdır. Bu tedavilerin işitme cihazı benzeri çınlama cihazları ya da bazı ilaç kullanımları gibi alternatifleri vardır.” dedi.