Akademik araştırmalar tıp tarihinde uzun yıllardır kadınların acı ve ağrısının göz ardı edildiğini gösteriyor. Uzmanlar, bu durumun kadın ve erkeklerin ağrıyı farklı yaşamalarından kaynaklı bir şey mi olduğunu tesbit etmeye çalışıyor.
Kadınlar acil servise gittiğinde doktoru görmek için daha uzun süre beklediği gibi, erkeklere kıyasla daha az etkili ağrı tedavisi görüyor. Akademik araştırmalar tıp tarihinde uzun yıllardır kadınların acı ve ağrısının göz ardı edildiğini gösteriyor. Ancak bunun bir cinsiyet ayrımcılığı mı olduğu yoksa kadınlara yönelik tıbbî araştırmaların azlığından ya da kadın ve erkeklerin ağrıyı farklı yaşamalarından kaynaklı bir şey mi olduğunu tesbit etmesi zor. Bildiğimiz şu ki ağrı konusunda kadınlara ve erkeklere farklı tutum alınıyor. Bir araştırmaya göre, acil serviste olup da akut ağrıdan şikâyet eden bir kadına afyon ihtiva eden ağır bir ağrı kesici verilmesi ihtimali erkeğe kıyasla daha az. Başka bir araştırmada ise acil serviste kadınların erkeklerden daha az ciddiye alındığı görülüyor. 2014’te İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, acil serviste kadınlar doktoru görmek için daha uzun süre beklemiş ve acil vak’a olarak tanımlanma oranları daha düşük olmuştu.
Psikolojik olarak değerlendiriliyor
San Francisco’daki bir hastanenin acil servisinde doktor olan Esther Chen, acil serviste kadınlara farklı davranılması olgusunun gerçek olduğunu, ama bunun ayrımcılık mı yoksa kadınların ağrıyı farklı ifade etmelerinden mi kaynaklandığını söylemenin zor olduğunu belirtiyor. Chen’in araştırmalarına göre, meselâ uzun süreli karın ağrısıyla acil servise giden kadınlarda genellikle ilk akla gelen jinekolojik hastalıklar (kadın hastalıkları) oluyor. Böyle olunca, ameliyat gerektiren durumlardaki kadar etkili ağrı kesiciler verilmiyor. Ayrıca ağrı için hastaneye giden kadınlara erkeklere kıyasla anksiyete sorunu olduğunu düşünüp sakinleştirici ilâç yazılması ve bunların psikolojik rahatsızlık olarak sınıflandırılması ihtimali daha yüksek.
Doktora daha fazla gittikleri söylentisi temelsiz
Kronik Ağrı Araştırma Merkezi’nin kurucularından Christin Veasley’e göre, “Kadınlar daha fazla psikolog veya psikoterapiye yönlendirilirken erkeklere fiziksel durumları ile ilgili sorunları ihtimal dışı bırakmak üzere testler yapılıyor.” BBC’nin haberine göre, kadınların erkeklere oranla sağlık sorunlarında daha çabuk şikâyette bulunduğu yaygın bir kanı. Meselâ İngiltere’de erkeklerin aile hekimine başvurma oranı kadınlardan yüzde 32 daha düşük. Ancak sırt ağrısı ve baş ağrısı gibi en yaygın iki şikâyette kadın ve erkeklerin aynı oranda doktora başvurduğu görüldü. Araştırmacılar kadınların doktora daha fazla gittiği inancının temelsiz olduğunu belirtiyor.
Ağrı eşiği erkeklerden daha düşük
Öte yandan kadınların ağrı eşiğinin erkeklerden daha düşük olduğu görülüyor. Ama bunda kültürel cinsiyet normlarının etkili olduğu düşünülüyor. Ayrıca kadınlardaki östrojen hormonu ağrı algısını ve ağrı kesicilere tepkiyi etkileyebiliyor. Bu sebeple kadınlara ve erkeklere farklı ve kişiye özgü tedavi uygulanması gerektiği belirtiliyor. Ancak bu farklılıklar konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Zira 1990 öncesi klinik deneyler pek çok ülkede erkekler üzerinde yoğunlaşmıştı. Yani hastalıkların ve tedavilerin tanımlarını erkekler yazıyor ve bunu erkekleri göz önünde bulundurarak yapıyordu. Sebebi ne olursa olsun, belli ki kadınları ve ağrılarını anlama konusunda alacak epey bir yol var.