Memorial Sağlık Grubu’nun Grup Direktörü Dr. Tarkan Dizdar, “Evde test, ihtiyaçtan doğdu. Talep katlanıyor. Toplumun taranması, virüsün yayılmasının engellenmesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Hızlı (rapid) antikor testlerinin güvenilirliğinin düşük olduğunu savunan Dr. Tarkan Dizdar, bu yöntem yerine kandan laboratuvarda bakılan antikor testleri ve PCR testlerinin birlikte kullanılmasının, hastalığın bütün evrelerini ihtiva eden ve doğru teşhis ihtimalini arttıran bir yöntem olduğunu ifade etti. Independent’ın haberinde ev ortamında PCR (Polymerase Chain Reaction- Polimeraz Zincir Reaksiyonu) testinin nasıl yapıldığını, Kovid-19 PCR Testi - Ev Kiti hizmetini Türkiye’de ilk sunan kuruluş olan Memorial Sağlık Grubu’nun Grup Direktörü Dr. Tarkan Dizdar anlattı.
Testin bedeli 350 TL
Yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ya da hastaneye gitmekten çekinen kişilerin, ev ya da bulundukları ortamdaki ihtiyaçları üzerine, evde test işleminin devreye girdiğini belirten Dizdar, “Evde test, ihtiyaçtan doğdu. Bu hizmeti İstanbul’un dışında Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Kayseri, Kocaeli ve Sakarya’da sunuyoruz” dedi. Dr. Tarkan Dizdar, evde işlemin tamamlanmasının birkaç dakika sürdüğünü, test sonucunun ise gün içinde çıktığını belirtti: Bugün test kiti almak istedim diyelim, sabah hastaneyi aradım, kuryeyle kit gün içerisinde geliyor. Kiti getiren arkadaşlar kapıda bekliyor. Numune almak 3-5 dakika sürüyor. Numunenin analiz sürecinde yani real time PCR cihazında, hastaya negatif ya da pozitif sonuç veren Türkiye menşeili kitler kullanılıyor. Laboratuvarda 3-4 saatlik bir işlem sonrasında sonuç çıkıyor, yani sonuç gün içinde açıklanıyor ve bakanlığın sistemine işleniyor. Evde yapılan test ile hastanedeki arasında, verilen hizmet muhtevasından dolayı malî fark oluşsa da, bu farkın hastaya minimum düzeyde yansıtıldığını söyleyen Dr. Tarkan Dizdar, test ücreti ve verilen hizmet maliyeti toplamının 350 TL olduğunu söyledi. Dizdar, “Talep katlanıyor. Bazı kişiler, sağlık görevlileriyle temas etmekten çekiniyor, korkuyor. Yakın zamanda ülke genelinde uygulama olarak daha geniş kesime ulaşılacağına inanıyorum. Toplumun taranması, virüsün kuluçka dönemi ve asemptomatik hasta kişilerin tesbiti ile virüsün yayılmasının engellenmesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu dönemde yapılan ve semptom gösteren kişilerdeki 100 testin 5-8’i pozitif çıkıyor. Evde ya da tedbir amaçlı yapılan testlerde oran çok daha düşük oluyor” yorumunu yaptı.
“İkinci dalgayı yaşıyoruz”
Kovid-19 pandemisinin başladığı döneme kıyasla günümüzde tedavi protokollerinin geliştirildiğini ve Bilim Kurulu’nun da katkılarıyla daha iyi sonuç alınabildiğini ifade eden Dr. Dizdar, şunları kaydetti: “Şu an da ikinci dalgayı yaşıyoruz ve salgının etkilerinin 1-1,5 yıl daha sürebileceğini düşünüyoruz. Dünyada yüzde 10’luk bir kesim hastalıkla tanıştı, pandemi süresince geri kalan bireylerde de salgın devam edecek. Önemli olan bu kişilerin aynı zaman diliminde etkilenmemesi. Böylelikle sağlık sisteminde kaynakların kullanabilir ve herkese yetişilebilir olması çok önemli. Toplum bağışıklığı için de hastalığın, kontrollü bir biçimde hayatımızda olması kaçınılmaz.”