Çocuk Gelişim ve Eğitimcisi Sümeyye Yemiş, reklÂmlara maruz kalmanın çocuklar için tehlikeli bir durum olduğunu söyledi.
Medyanın artık hayatlarımızın önemli bir parçası olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Ancak medyayı hâlâ hayatımızın neresine koyacağımızı tam olarak bilemiyoruz. Özellikle çocukların hayatında medya nerede olmalı? Son zamanların en çok tartışılan “Çocuk ve Medya” konusunu Çocuk Gelişim ve Eğitimcisi Sümeyye Yemiş ile konuştuk.
Medyanın çocukların fizikî, biyolojik ve psikolojik gelişimlerine etkileri nelerdir?
Medya iki yönlü bir etkiye sahiptir. Doğru ve dengeli kullanıldığında faydalı oluyor. Buna örnek olarak; çocuğun problem çözme becerilerini destekleyip birçok sanatsal –spor, müzik gibi- faaliyetlerden de haberdar ederek çocuğa küçük yaşta sunduğu fırsatları verebiliriz. Ancak dikkatli kullanılmadığında oldukça zararlı olabilmekte. Yapılan araştırmalarda medyanın; hareketsizlik, dikkat bozukluğu, iletişim bozukluğu, sosyal becerilerin kısıtlanması, yeme bozuklukları gibi birçok olumsuzlukları beraberinde getirdiği ortaya konulmuştur. Özellikle televizyon gibi sevgiden ve bağlandığı kişiden uzak, konuşmasına, kahkahasına karşılık vermeyen cansız, sert ve soğuk bir varlığın karşısında çocuklar, duygusal ve sosyal uyarılardan uzak kalıyorlar. Bu da çocukların psikososyal gelişiminin yetersiz ve eksik kalmasına sebep oluyor.
Çocuklar telefondaki bazı oyunlarla ve televizyondaki bazı programlarla gerçekten güzel bilgiler öğrenebiliyorlar. Bu sebeple çocuklara telefon ve televizyon için izin vermek doğru mu? Bu bilgiler başka yöntemle nasıl öğretilebilir?
Bir şeyi öğrenmenin pek çok yöntemi var. Zamanımızda teknolojinin her alanda hem kolaylaştırıcı hem de dikkat çekici olduğunu kabul ediyorum. Bundan 15-20 yıl öncesinde öğretmenlerin ilkokulda öğrettiklerini çocuklar artık üç yaşından önce öğrenmeye başladılar. Bazı faydaları sağlayan teknoloji, birçok problemi de beraberinde getiriyor maalesef. Başta da dediğimiz gibi bir şeyi öğrenmenin birden fazla yolu var. Ve teknolojiden önce o yolların tercih edilmesi çocuğun gelişimi için daha sağlıklı. Meselâ çocuğunuza sayı saymayı mı öğretmek istiyorsunuz? Telefonda sanal kalemleri saymasını değil, salata yaparken beraber havuçları saymayı, sofraya tabakları yerleştirirken tabakları saymayı tercih edebilirsiniz. Bu yöntem hem çocuğunuza sayı saymayı öğretmenizi kolaylaştırır ve zevkli hale getirir hem de çocukların sorumluluk duygularını geliştirir.
Medya çocuğun anne ve babasıyla olan iletişimine nasıl zarar veriyor?
Medya, içine kapanık çocukların oluşmasına sebep oluyor. Aileler çocuklarının hareketlerini neşe ile izlemektense sosyal medyadan başka ailelerin hayatlarına bakmayı, çocuklar ise anne babası ile oyun oynamaktansa bilgisayar, tablet gibi teknolojik aletlerle oynamayı tercih etmeye başladılar. Asıl zarar burada başlıyor aslında. Medyanın bu şekilde kullanımı aile bireyleri arasında iletişim bozukluklarına sebep oluyor. Anne babaya saygı, çocuklara sevgi ve fedakârlık duygularını kaybettirerek aile mevhumuna ciddî zarar veriyor. Ve insanları duygusuz ve duyarsız olmaya itiyor.
Günümüzde her şeyden sıkılan, memnuniyetsiz, özellikle anne ve babaya karşı isyankâr, maddî zenginliğe önem veren, toplumun yaşama kurallarına karşı duyarsız çocuklarla sık sık karşılaşmaktayız. Medyanın çocukların bu duruma gelmesindeki payı nedir?
Ailelerin çocuklarıyla beraber izlediği programlar, aslında çocukların saydığınız özelliklere sahip fertler olmasına sebep oluyor. Çünkü izlediği programlarla çocuklar aslında şöyle düşünüyor: “Annem babamla bunu izleyebiliyorsak demek ki bunda bir sakınca yok.” Çocuklarla beraber izledikleri programlarda, özellikle dizilerde şiddet muhtevalı, silâhların susmadığı sahnelerin olması çocukları da her olayı şiddetle çözme düşüncesine itiyor. Her şeyin paradan ibaret olduğu programlarla çocuklar manevî değerlerden yoksun büyüyorlar ve bu değerlere kıymet de vermiyorlar. Çok pahalı telefon ve tabletlerin çocukların elinden düşmediği bir zamandayız maalesef. Medya birçok olumsuzluğa sebep, fakat ben ailelerin bu işte payının daha yüksek olduğunu üzülerek belirtmek zorundayım. Çünkü çocuk doğduğunda doyumsuz bir varlık olarak doğmuyor. Veya bağıran öfkelenen bir fert olarak da doğmuyor. Ailenin yetiştirme tarzı çocuklarda bu özelliklerin ortaya çıkmasını etkiliyor. Yetiştirme tarzı medyayla da birleşince bu sorunlar kaçınılmaz oluyor.
Medya kullanımı konusunda ebeveynlere tavsiyeleriniz neler?
Peygamber Efendimiz (asm) her şeyin orta yolunu tavsiye etmiştir. Sosyal medya da dengeli ve orta kararda kullanılmalı. Telefon, tablet vb. teknolojik aletler her istediğinde çocuğun eline verilmemeli. Çocuğun ağlaması ya da bağırması hiçbir şey ifade etmez. Çocuklar zararlı ya da yararlı ayrımı yapamazlar belli bir yaşa kadar. Teknoloji çağında olduğumuz için çocukları teknolojiden tamamen uzaklaştırmak da doğru değil. Bu sebeple telefona güvenli programlar indirip çocuğa belli bir süre verilebilir. Ancak burada da dikkat edilmesi gereken önemli husus, çocuk telefondan ya da tabletten bir şey izlerken yanında durup kontrolü elden bırakmamak. Ayrıca reklâmlara maruz kalmak da çocuklar için tehlikeli olduğundan, reklâm ihtiva etmeyen programlar işinizi daha çok kolaylaştırıyor. Peki ne yapayım durmuyor diyen ailelere ise öncelikli tavsiyem; hiçbir şeyde mükemmelliyetçi olmayın. Ev işi yapılacaksa çocuklarınıza da bez verin. Arabalarını, bebeklerini silsinler. Onlara da bir deterjan (limon, sirke gibi) hazırlayın. Makas kullanmayı, kalemle oynamayı, baskı yapmayı çocuklar çok sever. Ve bu konuda sosyal medyada birçok faaliyet mevcut. Çocuklarınızla bol bol faaliyet yapın. Birden fazla çocuğu olan aileler ise, siz daha şanslınız. Çünkü çocuklar kendinden birkaç yaş büyük veya küçük kardeşleri ile daha yoğun ve güzel iletişim kuruyorlar. Bu tarz bir aileniz varsa büyük çocuğu öğretmen seçip güzel faaliyetler yaptırabilirsiniz.
HABER: ZEYNEP TOPRAK