Çalışma yaşamından eğlenceye, haberleşmeden sosyalleşmeye kadar hayatın her içinde olan bilgisayar başındaki oturuş bozukluğunun, ıstıraplı sonuçlar doğurabilecek bel ağrıları ve bel fıtığını körükleyebileceği belirtildi.
Avrupa Hospital Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmarı Dr. İkram Argun Kavuncu, insanların bilgisayar karşısında oturma şekillerinin bel sağlığını etkilediğini söyledi. İnsanların omurga kemiklerinin arasında 24 tane yastıkçık olduğunu belirten Kavuncu, bu yapıların insanların düzgün yürümelerini, iç organların sarsıntıya uğramamasını, eklemlerin daha rahat hareket edebilmesini ve kasların yorulmamasını sağladığını ifade etti.
Disk denilen bu özel yapıların ve birlikte hareket ettiği bağ dokusunun yaşlanma, su kaybı gibi nedenlerle zamanla deformasyona uğrayıp, esnekliğini kaybedebildiğini kaydeden Kavuncu, zamanla yerdeki bir patatesi almada, çorap giyme gibi olaylarda belde yırtılma meydana gelebildiğini hatırlattı. İnsanların yüzde 60’ının hayatları boyunca bel ağrısından şikâyet ettiklerini, dörtte birinin ise belli dönemlerde disklerden sıkıntılar çektiğini söyleyen Avrupa Hospital Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmarı Dr. İkram Argun Kavuncu; ergonomik sandalye, yatak ile kilo almama ve egzersiz yapmanın bel sağlığı için önemli olduğunu vurguladı. Beli destekleyerek ve bacak mesafesini ayarlayarak dik oturmak gerektiğini, düz tabanlılar yerine hafif topuklu rahat ayakkabıların tercih edilmesini, uzun süre ayakta çalışılacaksa ayak altına bir yükseklik konulmasının önemli olduğunu belirten Kavuncu, insan bedenine uyumlu dizayn anlamına gelen “ergonominin” bel fıtığı için de hayati bir önem taşıdığını kaydetti.
"BİLGASAYAR GÖBEK İLE GÖĞÜS ARASINDA OLMALI"
Günümüzde sağlıklı yaşam konusunda bilgisayar karşısında oturma şekillerinin de öne çıktığını vurgulayan Kavuncu, dizüstü bilgisayarın karşısında iyice eğilerek sürdürülen bir duruş pozisyonunun sakıncalarına değindi. Sağlıklı bir çalışma için bilgisayarın göğüs hizasının biraz altında göbeğin ise beş santimetre kadar üzerinde olması gerektiğini anlatan Kavuncu, bel fıtığı tedavisinde cerrahi müdahalenin ise son çare olduğunu kaydetti.
Bel fıtığında vücudun kendisini iyileştirmeye eğilimindeki göstergelerin olup olmadığı, hastanın yaşı, ağrı derecesi, kuvvet durumu, fizik yapısı, gündelik işlerini nasıl yaptığı, fıtığın sinire baskı yapmadan bir yer bulup bulamayacağı gibi bir çok göstergenin değerlendirilip ameliyat yapılmayabileceğini anlatan Kavuncu, bazı durumlarda ise ameliyatın kaçınılmaz olabileceği uyarısında bulundu. Dr. İkram Argun Kavuncu, şöyle dedi: “Sinirler, elektrik ileten kablolar gibidir, belli bir basının üzerinde o elektrik üreten kablolarda ciddi bir hasar meydana gelir ve o hasarın ortadan kaldırılması sadece o basının ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Beyin cerrahisi olarak, bizim derdimiz sinirlerdeki hasarın alanını, derecesini, hastanın bekleme süreci içinde o hazırlanmaların ne kadar olacağını tahmin etmektir. Hastada olabilecek sıkıntıları önceden öngörmek gerekir.”