Ramazan’da dikkat azalıyor, kazalar artıyor

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Murat Topalan, Ramazan ayında iş kazalarına bağlı organ kopmalarının artabileceğini belirtti.

Topalan, yaptığı açıklamada, organ kopmalarının genellikle sanayide çalışanların başına geldiğini belirterek, bu tür kazaların olmaması için iş yerlerinde gerekli önlemlerin alınması, güvenlik tedbirlerinin arttırılması ve kurallara uyulmasının esas olduğunu ifade etti. Makine başında çalışan bireylerin, çalışırken dikkatlerinin en üst düzeyde tutulmasının da önemli olduğunu vurgulayan Topalan, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Özellikle Ramazan ayında iş kazalarına bağlı organ kopmaları artabilir. Çalışan ve oruç tutanların sahura kalkıp düzenli beslenmeleri ve bol sıvı almaları gerekmektedir. Gece uykularının düzenli olması, iftar yemeklerinin sağlıklı besinlerle ve çok yüklenilmeden geçirilmesi, sigara içilmemesi de önemlidir. Bu sıcak aylarda uzun süreli açlık ve susuzluğun dikkat dağılımına yol açabileceği göz önünde tutulmalıdır. Düzenli yaşam, sağlıklı beslenme ve düzenli uyku periyodu ile beraber çalışma kurallarına dikkat edilmesi, istenmeyen kazaların oluşmasını önleyebilir.’’

KOPAN ORGAN NASIL TAŞINMALI?

Murat Topalan, kopan organların nasıl taşınması gerektiği ile ilgili olarak da şunları kaydetti:

‘’Kopan organın temiz bir naylon torbaya konulması, onun da içi buzlu su dolu ikinci bir torbaya konulması gerekir. Soğuk bir ortamda taşınması hedeflenmelidir. Ancak dondurulmamalıdır, kopan parça direkt buzla temas etmemelidir. Burada amaç, soğutmanın metabolizmayı düşürerek, dokuların canlılığa geçiş dönemi için zaman kazanılmasıdır. Kas dokusunun içinde olup olmamasına göre, kansız geçen zamana dayanıklılık süresi, kopan organa göre değişir. Parmak kopmalarında bu süre 12-24 saat gibi uzundur, ancak kol-bacak kopmalarında bu süre 6 saate kadar azalabilir.’’

Organı kopan insanların hastanelerde zor durumda kaldığı haberlerinin zaman zaman basına yansıdığını söyleyen Topalan, bu durumun çoğu zaman bazı hastanelerde her türlü teknolojik yatırım olmasına rağmen, yetişmiş cerrah olmamasından kaynaklandığını ifade etti. Topalan bu sorunların bazı yerlerde yetişmiş mikro cerrahi uzmanlarının olmaması, bazı büyük üniversite hastanelerinde ise basit ameliyat ipliklerinin bulunmaması gibi teknolojik fakirlikten de kaynaklanabileceğini kaydetti.

04.08.2010

TV KanallarI fİlm ve yarIşmalara sarIldI

Türkiye’de 70 yıldır medya takip hizmeti veren Interpress’in düzenli olarak, ulusal yayın yapan 28 kanalı içeren ‘Televizyonun Medya Karnesi’ başlıklı araştırma raporu açıklandı.

Temmuz ayını kapsayan rapora göre, yaz dönemi programlarının başlamasıyla birlikte kanalları, 47 farklı kategoride 562 farklı program yayınlarken, toplam 14 bin 39 adet haber ve yazıyla medya da yer aldı. Rapora göre, televizyonda yaz döneminde yabancı-yerli film sayısında bir artış gözlendi. Geçtiğimiz ay kanallar 432 yabancı, 64 yerli film yayınlarken, bu filmler hakkında yazılı basında toplam 4 bin 198 adet haber çıktı. En çok yabancı film yayınlayan aktüel kanallar içinde ilk sırada 76 filmle TV 8 alırken, 66 film ile Kanaltürk ikinci ve 48 film yayınlayan Kanal D’de üçüncü sırayı aldı.

DİZİLER OYALAMAYA DEVAM EDİYOR

Interpress’in aylık raporunaa göre, televizyonda en çok yayınlanan programlar arasında yer alan diziler kategorisinde geçtiğimiz ay yeni gelişmeler vardı. 90 yerli dizinin yayınlandığı Temmuz ayında bu diziler hakkında 3122 haber ve yazı yayınlandı. Yine araştırma sonuçlarına göre; geçtiğimiz ay televizyonda yayınlanan 27 müzik programı 192 habere konu oldu.

TARTIŞMA PROGRAMLARININ HABER SAYISI YÜKSELDİ

Kanalların yayınladığı 33 tartışma programı hakkında yazılı basında 219 haber çıkarken, Balçiçek Pamir’in sanat, siyaset, spor ve iş dünyasının gündemdeki isimlerini ağırladığı ‘Söz Sende’ programı ilk sırada yer aldı. Nagehan Alçı ve Mehmet Metiner’in gündemdeki konuları uzman konuklarla mercek altına aldığı ‘Gündem Özel’ ikinci, Mustafa Karaalioğlu, Nuray Mert ve Mehmet Yılmaz’ın son bir haftanın sıcak gündemini değerlendirdikleri ‘Basın Odası’ üçüncü oldu. Aynı araştırma raporuna göre; yayınlanan 26 sohbet programın 212 defa haber olduğu kategoride, Kürşat Başar’ın siyasetten medyaya, tiyatrodan müziğe dair sohbetlerin yer aldığı ‘Yaz Sohbetleri’ birinci olurken, Bilal Özcan’ın eğlence dünyasına farklı bakış açısı getirdiği program ‘Laf Aramızda’ ikinci, Kuran-ı Kerim gözüyle İslam Dinine yönelik soruların cevaplandığı ‘Nihat Hatipoğlu Cevaplıyor’ programı da üçüncü sırada yer aldı.

04.08.2010

Derimiz yaz sıcağında daha hassas

Havaların ısınmasıyla deri hastalıklarının daha sık görüldüğünü söyleyen BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Belda Yurtseven Tüner, ‘’Artan yaz sıcaklarında derimizi güneşten korumak hayati bir önem taşıyor’’ dedi.

Vücut derisi yazın birçok koruma görevini yerine getiriyor. Deri, vücudumuzun su kaybını önlerken, vücut ısısını da hava şartlarına göre ayarlıyor. Sıcak günlerde vücudun rahatlamasını sağlayan ter bezlerinin boşaltımına da yardımcı olan deri, özellikle yaz günlerinde vücudumuzu zararlı güneş ışınlarından koruyor. Ancak sıcak yaz günlerinde, vücudumuz için oldukça hassas bir öneme sahip olan deri, her zamankinden daha fazla korunma ihtiyacı hissediyor.

Yaz sıcaklarında derinin korunması hakkında bilgi veren BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Belda Yurtseven Tüner, yaz aylarında atlanılmaması gereken en önemli unsurun güneşten korunma olduğunu vurguladı. Güneşten korunmak için en çok krem gibi koruyucu ürünlerin tercih edildiğini ve koruyucu ürünün yaşa ve deri tipine göre seçilmesi gerektiğini belirten Dr. Tüner, “Özellikle çocuk ve yeni doğanlarda bu gruba özel üretilmiş ürünler kullanılmalıdır. Derisi çok duyarlı olan kişilerin de güneşten koruyucu seçerken dikkatli olmaları gerekiyor’’ şeklinde konuştu. Güneş koruyucularının fiziksel ve kimyasal filtre içerenler olmak üzere iki çeşiti bulunduğunu vurgulayan Dr. Tüner, ‘’ Kimyasal filtreler çok ender de olsa bazı kişilerde kontakt alerjilere neden olabilir” uyarısında bulundu.

Deri tipine göre koruyucu ürün seçmemiz gerektiğinin altını çizen Dr. Tüner, “Karma deri tiplerinde bazen yüz için ayrı, vücut için ayrı ürün kullanılmasını tavsiye ediyorum. Sorunsuz ciltler için aynı ürün tüm bölgelere de kullanılabilir’’ dedi. Güneş ışınlarına duyarlı kişilerin yaz kış demeden güneşten koruyucu ve özellikle de yaz aylarında şapka kullanmasının hayati önem taşıdığını söyleyen Dr. Tünel, ürünün deriye nüfuz etmesine izin vermek için güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmesi ve sonrasında ise 23 saatte bir yeniden uygulanması gerelktiğini ifade etti. Dr. Tünel ayrıca, faktör düzeyi 50’nin üzerindeki koruyucu kremlerin anlamı olmadığını, çoğunun ticari amaçla üretildiğini, 3050 faktör arası bir ürün yeterli olduğunu sözlerine ekledi.

04.08.2010

Dişinizin çürümesine karşı doğru fırça şart

Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, diş çürümelerinin önüne doğru fırça ve düzenli fırçalama ile geçilebileceğini söyledi.

Ağız bakımının ihmal edilmesi sonucu dişin en dış tabakası olan mine tabakasının harabiyete uğramasıyla diş çürüğünün oluşmaya başladığını belirten Dr. Akan, ağızda oluşan bakteri plağı şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturduğunu ve bu asitin dişin yüzeyinde hasara yol açtığını kaydetti. Akan, ihmal edilirse derin çürüğün pulpa olarak adlandırılan dişin özüne kadar ulaşmasıyla bakteri ve toksinlerinin burada bulunan damar ve sinirleri harabiyete uğratması sonucu iltihap olayı başladığına dikkat çekti. Diş çürüğünü önlemenin mümkün olabileceğini anlatan Dr. Özcan Akan, “Ağız ve diş sağlığına gereken önem verilip dişler düzenli olarak fırçalanarak diş çürüğünü önleyebiliriz. Doğru fırça seçmek ilk aşamadır. Fırça kılları orta sertlikte olmalıdır, yumuşak olan diş fırçaları besinleri yeterli derecede uzaklaştıramaz, sert olanlar ise dişlerde aşınmalara ve dişeti çekilmelerine neden olur; dişlerimize zarar vermiş oluruz.Fırça kıllarının bozulmamış olmamasına dikkat edilmelidir. Fırça seçimini yaptıktan sonra sabah ve akşam günde en az iki kere diş fırçalamak ağız ve diş sağlığımızı korumak için çok önemlidir” dedi.

04.08.2010

Orucu meyve suyu ile açın

Ramazan ayının yaz dönemine gelmesi, oruç tutan kişilerin sıcağın da etkisiyle kan şekerinin düşmesine neden olacak.

Uzmanlar Ramazan ayında, doğru beslenmenin önemine dikkat çekiyor. Uzun süre açlığa bir de aşırı sıcaklar eklenince oruç tutan kişilerin kan şekerinin düşeceğine dikkat çeken diyetisyenler, orucun meyve suyuyla açılması, sahurda da süt içilmesi tavsiyesinde bulunuyor. Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, “İftarda metabolizmanın ana isteği ilk enerji kaynağına en kısa yoldan ulaşabilmektir. Özellikle beyin ve sinir hücreleri glikoz formunda enerji ihtiyacı duymaktadırlar. İftarda 12-14 saatlik bir açlıktan sonra düşen kan şekerinin en kısa zamanda yükselmesine bir bardak yüzde 100 meyve suyu yardımcı olur. Ayrıca, bir gün içerisinde alınması gereken 5 porsiyon meyve ihtiyacının da yaklaşık 2 -3 porsiyonunun karşılamasına destek olur” dedi. İnanç ayrıca, ABD’li bilim adamları, insan bünyesinin açlığa olan ihtiyacını azaltan besinler arasında ilk sırada sütü gösteriyor. 1 bardak sütün mide boşluğunu hissettirmeden insanı 5 saat boyunca tok tuttuğu belirtiliyor” dedi.

04.08.2010

Oto rengi ve yolcu sayısı klima verimini etkiler

Makİne Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mete Kalyoncu, araçlardaki klimaların veriminde, havadaki nemin az veya çok oluşun, aracın rengi, yolcu sayısı, camların renkli veya renksiz oluşuna kadar birçok faktörün etkili olduğunu söyledi.

Bunaltıcı ve kavurucu sıcakların hüküm sürdüğü şu günlerde gerek binalarda gerekse araçlarda klima yoğun bir şekilde kullanılır hale geldi. Birçok kişi rahatlama yolu olarak klimaları tercih ediyor. Özellikle son dönemde üretilen araçların tümünde olmazsa olmazlar arasında bulunan klimaların verimli kullanılması için bazı küçük ayrıntıların bilinmesi önem taşıyor. Makine Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Mete Kalyoncu, otomobil klimalarının verimli çalışabilmesi için araç sahiplerinin bazı küçük ayrıntılara dikkat etmelerini istedi. Kalyoncu, “Havadaki nemin az veya çok oluşu, aracın rengi, yolcu sayısı, camların renkli veya renksiz oluşu klimanın verimini etkiler. Klima çalışırken motor sıcaklığı daha fazla artar. Bu nedenle motor soğutma devresi daha sık kontrol edilmelidir. Yoğunlaştırıcı ve radyatörün temizlik durumu sık sık kontrol edilmeli. Klima çalışırken aracın altına akan sudan endişelenilmemeli” uyarısında bulundu.

04.08.2010

Nar kolonyası ferahlatacak

Efe Kozmetik’in üretmiş olduğu nar kolonyası halkın beğenisine sunuldu.

Nar meyvesinin özünden tamamen tabii olarak elde edilmiş olan nar kolonyası, insanı ferahlatan kokusu ve uzun süre kalıcılığıyla dikkat çekiyor. Tabii nar özleri ile üretilen nar kolonyası hem hijyen sağlıyor, hem de sizi narın rahatlatıcı etkisiyle buluşturuyor.

04.08.2010