Aile-Sağlık |
Stres, diyabete zemin hazırlıyor ŞİŞMANLIK, bel çevresi genişliği, kanda yağ oranının yüksek olması, kalp damar hastalığının varlığı, stres altında yaşamanın diyabet gelişimi için risk oluşturduğu bildirildi. Acıbadem Adana Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şebnem Aktaran, kontrol altına alınmayan diyabetin vücutta hemen her organı etkileyen ve ömür boyu süren kronik hastalıklara zemin hazırladığını söyledi. Aktaran, Türkiye’de en önemli ve yaygın halk sağlığı sorunlarından biri olan diyabetin görülme sıklığının her geçen gün arttığına dikkat çekti. Diyabette erken teşhis konulması ve tedaviye erken dönemde başlanıp kan şekerinin kontrol altına alınmasının, gelişebilecek rahatsızlıkları önlediğini hatırlatan Aktaran, hastalığın adını herkesin bildiğini, ancak diyabet hastalarının dahi bu konuda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun verilerine göre, dünyada 200 milyona yakın diyabetlinin bulunduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Şebnem Aktaran, “Bu sayının 2025 yılında 336 milyona ulaşacağı düşünülüyor. Ülkemizde de yakın zamanda yapılan bir çalışmada, 2 milyon 850 bin diyabetli olduğu ve yaklaşık 2 milyon 650 bin kişinin de ileriki yıllarda diyabetli olacağı tahmin ediliyor” diye konuştu. Hemen herkeste, her yaşta diyabet teşhisi konulabildiğini dile getiren Aktaran, şunları kaydetti: “Hastalıkta erken dönemde tanı konarak tedaviye başlanması ve kan şekerinin kontrol altına alınması hastalığın gelişimini yavaşlatarak diyabetliye kaliteli bir yaşam sunuyor. Öte yandan, diyabette kan şekeri düzeyinin uzun süre yüksek kalması damarları ve sinirleri etkileyerek zaman içerisinde körlüğe, kalp ve damar hastalıklarına, inmeye (felç), böbrek yetmezliğine ve sinir sisteminde hasara yol açabiliyor. Aynı şekilde gebelik döneminde de kontrol altına alınamayan diyabet, anne ve bebek sağlığı açısından sorunlara yol açıyor.” |
18.06.2010 |
Uzmanlardan ‘arpacık’ uyarısı UZMANLAR, gözde çıkan ve halk arasında ‘arpacık’ olarak bilinen şişliğin sadece güzelliği bozan kozmetik bir sorun olmadığını, göz bozukluğuna da işaret edebileceği uyarısında bulundu. Uzmanlar, arpacığa karşı kirpik hijyenine dikkat edilmesini tavsiye etti. Memorial Hastanesi’nden Op. Dr. Olcay Şahin, arpacığa dikkat edilmediği takdirde pek çok kalıcı şişliğe sebep olabileceği, gözde kırılma kusurlarına, gözlük ihtiyacına ve alerjiye işaret edebileceği uyarısında bulundu. Arpacığın, kirpik dibindeki yağ bezlerinin tıkanması ve iltihaplanması ile oluştuğunu aktaran Şahin, makyaj artıkları, uykusuzluk, kirli ellerin sürekli göze götürülmesi gibi sebeplerle de arpacığın oluşabileceğini söyledi. Şahin, “Halk arasında ‘arpacık’ olarak bilinen rahatsızlık, göz kapaklarının akut bir enfeksiyonudur. Kapakta kızarıklık, şişlik, ağrı, çapaklanma, görmede bulanıklık gibi şikâyetlere neden olur. Tedavi edilmezse daha da ilerleyerek göz çevresine yayılabilir. Kulak önü lenf bezlerinin şişmesine yol açabilir, hatta bazen çok daha geniş bir alana da yayılabilir. Tedavi edilmediği ya da geç kalındığında kapakta şişlik kalıcı olabilir ve bu durum ancak ameliyatla tedavi edilebilir. Bu nedenle erken tedavi daha çabuk, daha kolay, sorunsuz, izsiz bir sonuç almamızı sağlar.” dedi. |
18.06.2010 |