Güncel |
Kurtulmuş: O iki maddeyi değiştirin |
SP lideri Numan Kurtulmuş, darbelerin olmaması ve askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması Anayasa’nın iki maddesinin acilen değiştirilmesi gerektiğini söyledi. SP İzmir İl Gençlik Kolları tarafından düzenlenen Gençlik Gecesi’ne katılmak üzere gelen Kurtulmuş, partisinin il başkanlığının Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO)’nda sanayici, iş adamı ve esnaflarla düzenlediği yemekli toplantıya katıldı. Burada bir konuşma yapan Kurtulmuş, soruları da cevaplandırdı. Türkiye’de 1960, 1970, 1980 ve 2007 yıllarında askerî darbe olduğunu hatırlatan SP Genel Başkanı Kurtulmuş, siyasetin şu andaki en önemli problemlerinden birini, demokratikleşme ve siyasî yapının revize edilmesi ihtiyaçları olduğunu kaydetti. Türkiye’de siyasî ve hukukî reform gerektiğini belirten Kurtulmuş, “Darbe var mı, yok mu?” gibi bir tartışmanın lüzumsuz olduğunu savundu: “Türkiye’de darbelerin tehdidi değil, kendisi vardı. Bundan önce gerçekten çok ciddî darbe-lerle, olağanüstü durumlarla karşı karşıya kalınmıştır. Siyasetin yapması, bizim yapmamız gereken husus, kararlı adımlarla, bir daha darbe olmayacak şekilde siyasal sistemi demokratikleştirmek, sivilleştirilmektir.” |
08.02.2010 |
BAŞBAKANLIK SIZLANMA YERİ DEĞİL |
Konya İnanç Özgürlükleri Platformunun 126. hafta eyleminde konuşan Muammer Durmaz, "Başbakanlık sızlanma, Genelkurmay Başkanlığı pişmanlık ifade etme yeri değildir" dedi. “Haydi, kaldırın bu yasağı! Elinizdeki bütün mazeret ve bahaneler tükendi” diye seslenen Durmaz, “Yoksa ihmal ve gafletten daha ağır bir konumda olmuş olacaksınız” uyarısında bulundu. ÇOCUKLAR DA MI YASAKLI BÜYÜYECEK?
Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformunun 251. hafta basın açıklamasını okuyan Zeynep Özel de şöyle dedi: “Analarımız gözlerini bu anlamsız yasakla açtılar dünyaya. Sonra büyüyüp genç kız ve evlenip ana oldular. Bizi büyüttüler, ana olma yaşına geldik, ama yasak hâlâ devam ediyor. Ve merak ediyoruz, çocuklarımız da mı bu anlamsız yasakla büyüyecek?”
Sızlanmayın, yasağı kaldırın
KONYA İnanç Özgürlükleri Platformu’ndan Muammer Durmaz,”Başbakanlık sızlanma, Genelkurmay Başkanlığı pişmanlık ifade etme yeri değildir” dedi. Konya İnanç Özgürlükleri Platformu üyeleri 126. hafta basın açıklaması eylemini Konya Kayalıpark Meydanında gerçekleştirdi. Platform adına gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Muammer Durmaz, şunları söyledi: "Başbakanlık sızlanma, Genelkurmay Başkanlığı pişmanlık ifade etme yeri değildir. Meclis çocukça kavgaların yapılacağı bir yer hiç olmamalıdır. Madem herkes istiyor; öyleyse bu yasak bir an önce kalkmalıdır. Bu yasağın kaldırılması diğer hak ve adaletin gerçekleşmesi alanındaki yasakların kalkmasına bir başlangıç olmalıdır. Bu arada 'EMASYA’ gibi darbe mahsulü baskıcı uygulamaların kaldırılması özgürlükler açısından, umut verici olmasa da, bir zulmün kaldırılması noktasında sevindiricidir. Bizler kaldırılan baskılarla avunacak, onlarla umutlanacak değiliz. Biz hak ve adaletin mutlak tesisi için çalışılması gerektiğine inanmaktayız. Fakat yine de ışığın önündeki engellerin kaldırılmasını, nurun gelişinin müjdecisi olarak görmek isteğindeyiz.”
HAYDİ KALDIRIN BU YASAĞI! “Hak, gerçekleşmiyor veya gerçekleştirilmiyor ise ya inkâr ya ihmal ya da gaflet vardır” diyen Muammer Durmaz, şöyle devam etti: "Ülkemizde, hakka ve hakikate yapılan baskıların sembolü haline gelen başörtüsü yasağı, yine ülkenin en önemli gündemi… Bir başbakan hanımı askerî hastaneye, ziyaret için bile alınmıyor. Ve başbakan bundan rahatsızlığını açıkça ifade ediyor. Genelkurmay başkanı, ‘Pişmanız, böyle bir şeyi savunmanın imkânı yok’ diyor. Halk, ‘Kaldırın bu yasağı’ diye feryat ediyor. Ülkenin dört bir yanından, özgürlük sevdalıları bu yasağa karşı yıllardır süren bir direniş gösteriyor. Haydi, kaldırın bu yasağı! Elinizdeki bütün mazeretler ve bahaneler tükendi. İşi tatlıya bağlayın. Yoksa ihmal ve gafletten daha büyük bir konumda olmuş olacaksınız. ”
Yaşanan olaylar tam bir oligarşik dayatma
ZEHRA Özel, zalimlerin zulmüne rağmen hakka şahit olanlar olarak hakkı haykırmaya devam edeceklerini belirterek şöyle konuştu: ”Bu bizim inancımızın gereğidir. Zira bizler haksızlık karşısında susarsak hakkımızla birlikte onurumuzu da kaybedeceğimize inanıyoruz. Biz tercihimizi İslâm’dan yana yaptık tesettür bizim hakkımız ve inancımızın gereğidir. Buradan Sayın Erdoğana da seslenmek istiyoruz. Diyorsunuz ki ‘Çocuklarım gidip dışarıda okudular’ bu bir çözüm değil. Sayın başbakan. Herkes başbakan oğlu ya da kızı değil ki gidip dışarıda okusun. Mazlum ve mağdur olan bunca gencin hayatıyla, inancıyla oynayanlar Allah’ın huzurunda hesaplarını veremeyecekler. Devletin en tepesinde olup, devletin kendi kurumuna eşlerinin bile girmesine hükümet edemeyenlerin, ülkeye hükümetlik yapamayarak bu sorunu çözemeyeceklerini esefle görüyoruz. Ülkemizde yaşanan olaylar tam bir oligarşik dayatmadır. Fakat zulüm hiçbir zaman payidar olmamış, olamamıştır.”
Ucube yasağa asla boyun eğmeyeceğiz
KGKT Platformu adına 251. hafta basın açıklamasında konuşan Zehra Özel, “anlamsız, ucube yasağa asla boyun eğmeyeceklerini” söyledi. Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri (KGKT) Platformu 251. hafta basın açıklaması 6 Şubat 2010 cumartesi günü saat 12.30’da İzmit İnsan hakları parkında yapıldı. KGKT Platformu adına basın açıklamasını Zeynepder üyesi Zehra Özel yaptı. Zehra Özel, konuşmasında şunları söyledi: ”Bu kaçıncı Cumartesi, ‘Tesettür Allah’ın emridir ve bizim inancımızın bir parçasıdır’ diye haykırmak için yine buradayız. Bizim analarımız gözlerini bu anlamsız yasakla açtılar dünyaya. Sonra büyüyüp genç kız oldular ve evlenip ana oldular. Bizi büyüttüler ana olma yaşına geldik, ama yasak hâlâ devam ediyor... Gericiliğin her türlüsüne karşı olduklarını iddia edenlerin, inanç özgürlüğünde bu kadar gerici olmalarını esefle karşılıyor ve şiddetle kınıyoruz. Ve biz merak ediyoruz bizim çocuklarımız da mı bu anlamsız yasakla büyüyecekler? Annem karşı çıkmıştı, ben/biz bu yasağa karşı çıkıyoruz. Şunu bilin ki bizim çocuklarımız hatta torunlarımız da asla bu anlamsız, ucube yasağa boyun eğmeyecekler.”
İnsanlar, düşünceleri dolayısıyla yargılanmasın
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, 230. hafta basın açıklaması eyleminde “Müslümanların en temel hakkı olan başörtüsü serbest bırakılsın, insanlar, düşünceleri dolayısıyla yargılanmasın” denildi. Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, 230. eyleminde basın açıklamasını Diriliş Saati Dergisi’nden Berat Gürler okudu. Berat Gürler, “Başbakanın “Yaşadıklarımı anlatırsam ülkem bunu kaldırmaz!” sözüyleyle, başörtüsü düşmanlığının klasik bir uygulamasının tekrar gün yüzüne çıktığını söyledi. Berat Gürler, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Nitekim biliyoruz ki aynı GATA, darbeci paşaların cezaevlerinden kurtulmaları için elinden gelen her şeyi seferber etmiştir. Bu da bizlere militarizmin değişmeyen yüzünü bir kez daha göstermektedir. Bunun yanı sıra, Mecliste bu konu üzerinden gerilen atmosferde, Osman Durmuş’un sarf ettiği ifadeler, birilerinin hâlâ bu zulümlere, rezilliklere arka çıktığını göstermekte ve askere olan bağlılığı göstermenin farklı bir yolu olarak değerlendirilmektedir. Şunun altını bir kez daha çizmeliyiz ki, bu ülkede yaşanan hukuksuzluklarla yüzleşmek istiyorsak, öncelikle bunun aktif mücadele neticesinde gerçekleşeceğini artık içselleştirmeliyiz.” Eylemde başörtüsü yasağı dolayısıyla sürgün edilen öğrenci Ece Nur Özel’le ilgili destek dövizleri de taşınırken, açıklama “Artık bu darbe planları ortadan kalksın, Müslüman halkın üzerinden oynanan oyunlar sona ersin. Müslümanların en temel hakkı olan başörtüsü serbest bırakılsın, insanlar, düşünceleri dolayısıyla yargılanmasın” ifadeleriyle son buldu. |
08.02.2010 |
İstanbul ve Bursa'da hastanelerde yangın çıktı |
BURSA Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’nin kazan dairesinde çıkan yangın sebebiyle, hastalar tahliye edildi. Dumanın yoğun bakım ünitesine kadar ulaştığı yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle büyümeden söndürüldü. Hastalar, sağlık görevlileri ve refakatçiler tarafından tahliye edildi. Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, yoğun bakım ünitesinin de kısa sürede yeniden hizmete gireceğini belirterek, “konuyla ilgili inceleme başlattık” dedi. Yangının, yoğun bakım klima santralinin içinde bulunan filtrelerin kızışması sonucu çıktığı bildirildi. 2009 yılının Mayıs ayında da Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde yangın çıkmış, yangında yoğun bakımdaki 8 hasta vefat etmişti. Bu arada Maltepe Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde çıkan yangında tedavi gören 150’ye yakın hasta, başka hastanelere ve Süreyyapaşa Hastanesi içerisindeki başka bölümlere sevk edildi. Yangın sebebiyle büyük tehlike atlatan hastalar, sevk sırasında büyük panik yaşadı. Maltepe Kaymakamı Ahmet Okur, hastane yangınında can kaybının yaşanmadığını, başka hastanelere sevk edilen hastaların durumunun iyi olduğunu söyledi. Hastanesi’nin 8 katlı C Blok binasının çatı katında çıkan yangın Maltepe, Pendik, Kartal, Kadıköy ve Gazi müfrezelerinden itfaiye ekiplerinin müdahalesiye söndürüldü. |
08.02.2010 |
Hastane yangınları için komisyon |
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun imzasıyla yayınlanan genelgeye göre, sağlık kurumlarında yangından korunma ile ilgili önlemlerin alınabilmesi, noksanlıkların tesbit edilerek raporlanması için; her ilde Sivil Savunma Müdürlüğü, İtfaiye Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü ile Sağlık Müdürlüğü temsilcilerinin katılımıyla teknik inceleme komisyonu oluşturulacak Hastane yangınları için komisyon oluşturulacak
Hastanelerde, binaların yangından korunmasına ilişkin denetimleri yapmak üzere teknik inceleme komisyonu oluşturulacak. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun imzasıyla yayımlanan genelgeye göre, sağlık kurumlarında yangından korunma ile ilgili tedbirlerin alınabilmesi, alınan tedbirlerin yerinde görülmesi ve noksanlıkların tesbit edilerek raporlanması için; her ilde Sivil Savunma Müdürlüğü, İtfaiye Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü ile Sağlık Müdürlüğü temsilcilerinin katılımıyla teknik inceleme komis-yonu oluşturulacak. Komisyon, belirlenen denetim kriterlerine göre hastanenin her bloğu için ayrı denetim yaparak rapor hazırlayacak. Bu kapsamda, acil durum kontrol sistemleri, sesli ve ışıklı uyarı cihazları, periyodik testler-bakım-denetim, duman kontrol sistemi tasarım ilkeleri, iklimlendirme ve havalandırma tesisatının duman kontrolünde kullanımı, taşınabilir söndürme tüpleri, doğalgaz kullanım esasları, ilâve çıkış ve kaçış merdiveni, kaçış yolları, dairesel kaçış merdiveni bulunup bulunmadığı, asansör, itfaiye su verme bağlantısı, gibi belirlenen belli başlıklarda denetimler yapılacak. Denetim formları yazılı olarak Bakanlığa gönderilecek. |
08.02.2010 |
Sözleşmeli 4-5 bin din görevlisi alınacak |
DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, ‘’6-7 bin camimizde kadrolu görevlimiz bulunmuyor. Buralara sözleşmeli veya kadrolu görevli göndereceğiz. Köylerde, mezralarda eksik din görevlimiz kalmayacak’’ dedi. Diyarbakır’da bulunan Prof. Dr. Bardakoğlu, Demirok tesislerinde gerçekleştirilen ‘’Din Görevlileri Toplantısı’’nda yaptığı konuşmada, din görevlileriyle sürekli bir araya gelmeyi bir kazanım olarak gördüklerini söyledi. Merkezi bir anlayışla, Ankara’dan konuşarak ve yazı yazarak, topluma arzu ettiği din hizmetini sunmanın mümkün olmadığını kaydeden Prof. Dr. Bardakoğlu, 2010 yılının ‘’Kur'ân yılı’’ olduğunu hatırlattı. Toplantıya katılan Kuran kursu öğretmenlerine teşekkür eden Bardakoğlu, ‘’Gerçekten, onlar son birkaç yıl içerisinde adeta yeni bir tarih yazdılar. Kur'ân kurslarımız bir barış eğitim merkezidir. Kurslarımızın çoğalması, toplumun huzuru ve selameti demektir. Toplumun güvenliği demektir. Hep söylüyoruz; Kur'ân kurslarımızın sayısı azaldığı vakit endişelenin, arttığı vakit değil’’ diye konuştu. Bardakoğlu, Ağustos ayında 4-5 bin sözleşmeli din görevlisi alımı yapılacağını da sözlerine ekledi. |
08.02.2010 |
Militarizme Meclis ödülü |
MHP Genel Merkezindeki konuşmasında, sivil siyasetin kendisini geliştirmemesi halinde darbenin kaçınılmaz olduğunu, antimilitarist bir topluma gidişin körüklendiğini, dinin de hiçbir zaman kendi başına bırakılmayıp devletin bir parçası olacağını öne süren Prof. İlber Ortaylı'ya, AKP-MHP uzlaşması ile, 2010 TBMM Onur Ödülünün verileceği haberi tepki çekti. TBMM Genel Kurulu’ndaki kavga ile AKP ve MHP arasında zirveye çıkan gerilim “TBMM Onur Ödülü’nünün kime verileceği konusunda varılan anlaşma” ile yerine sükûnete bırakmaya hazırlanıyordu. Ödülün, Topkapı Müzesi Müdürü ve Uluslararası Osmanlı Etütleri Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya verilmesi için AKP ve MHP’nin ortak görüşte olduğu Meclis kulislerinde konuşuluyordu. Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, MHP’nin Siyaset ve Liderlik Okulu eğitim faaliyetleri çerçevesinde, parti genel merkezinde düzenlenen ‘’Türk Devleti’nin Tarihi Temelleri’’ konulu söyleşiye katıldı. Prof. Dr. İlber Ortaylı, ‘’asker millet’’ olmanın Türklerin en önemli vasfı olduğunu belirterek Avrupa’nın bu vasfın yok olması için uğraştığını söyledi. Ortaylı, “sivil siyasetin kendini geliştirmemesi halinde darbenin kaçınılmaz olduğunu” söyledi. Prof. Dr. Ortaylı, MHP’nin Siyaset ve Liderlik Okulu’nda yaptığı konuşmada, ordunun siyasete karışmasının da kaçınılmaz olduğunu, bu tezin tarihsel gerçeklik taşıdığını savundu. Ortaylı, ‘’Sivil siyasetin kendini geliştiremediği ortamda darbe kaçınılmazdır. Bugün hiçbir siyasî parti gençleri eğitmiyor, gençlik kolları yok. Yeni yeni siyasî akademileşme başladı. Buralardan yetişen gençler partileri yönetirse, partiler kapatılmaz’’ diye konuştu. Din ve devlet ilişkilerine ilişkin de konuşan Ortaylı, dinin hiçbir zaman kendi başına bırakılamayacağını, devletin bir parçası olacağını öne sürdü. Bu durumun laiklikle alâkası olup olmadığının tartışılabileceğini belirten Ortaylı, İsrail’in bu duruma örnek teşkil ettiğini söyledi. Türk devlet yapısının kabiliyetli insanlara dayandığını, Osmanlı Devleti’nin egemenliği altındaki topraklarda kabiliyetine inandığı kişileri Enderun’da eğiterek, devlet yönetimine kazandırdığını anlatan Ortaylı, Enderun’da elit bir eğitimin verildiğini, günümüzde elit eğitim veren kurumların azaldığını ve bu kurumların korunması gerektiğini kaydetti. Milliyetçiliğin, ‘’mensubu olduğun ve içinde yaşadığın toplumu sevmek olduğunu’’ belirten Ortaylı, son yıllarda Türkiye’de milliyetinden utanma duygusunun, antimilitarist, asker düşmanı bir topluma doğru gidişin körüklendiğini iddia etti. Ortaylı, ‘’Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki üniversiteye giriş sınavlarında açık şekilde kopya çekildiğini’’ öne sürerek, ‘’Böylelikle iyi okullara ehil olmayan öğrenciler geliyor. Bunun açtığı gediği Galatasaray Üniversitesinde ben hissediyorum. İmtihanların asayişini iyi kontrol etmeliyiz’’ dedi. Demokratik açılım çalışmalarını da eleştiren Ortaylı, şöyle konuştu: ‘’Açılım boş lâftır. Açılım isteyenler gitmez de durmaz da. Ekonomik olarak Fransa olabilirdik ama bütçemizi 30 yıldır götüren bir durum var. Kimse kimseye kitle dalkavukluğu yapmak için, sempatik görünmek için konuşmasın. İran Kürtleri ile Türkiye’deki Kürtler arasındaki farkı görmeden adam genocidten söz ediyor. Bunun ne olduğunu bilmeden üstelik. Türklere karşı tez geliştirmek için arşive giren kaçıncı ecnebi Türk taraftarı oldu, onlar anladı, bizdekiler anlamıyor. Çünkü hakikati görmüyorlar. Çünkü okumuyorlar. Bunlar tehlikeli işler, belediyeciliğe benzemez.’’
ONUR ÖDÜLLERİ KİMLERE VERİLİYOR?
Meclİs Başkanvekili Nevzat Pakdil, önceki gün Cihan haber ajansına TBMM 20010 Onur Ödülü’nün İlber Ortaylı’ya verilmesinden büyük memnuniyet duyacaklarını söylmişti. Pakdil, “İlber Ortaylı hocamız ülkemizin yetiştirdiği uluslar arası şöhrete sahip çok değerli bir bilim adamı. Tarihi sevdiren ender tarihçilerimizden biri. Bu alanlardaki hizmetleri tartışılmaz. Böyle bir ödülün kendisine verilmesinden büyük memnuiyet duyarız” dedi. Ayanı habere MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan da parti olarak İlber Hoca’nın ismine sıcak baktıklarını söylemişti. Atılgan, özellikle tarih konusunda ulusal ve uluslar arası çapta çok sayıda kitabı ve çalışması bulunan Ortay’lının bu ödülü fazlasıyla hak ettiğini sözlerine ekledi. TBMM Onur Ödülü, her yıl ulusal ve uluslar arası düzeyde üstün hizmetlerde bulunmuş, Türkiye’nin temsiline ve tanıtımına katkı sağlayan kişilere veriliyor. TBMM Onur Ödülü’nün ilki 2005 yılında Prof. Dr. Gazi Yaşargil’e; ikincisi 2007’de Prof. Dr. İhsan Doğramacı’ya verildi. Bu ödüle 2008 yılında Prof. Dr. Halil İnalcık lâyık görüldü. TBMM 2009 Onur Ödülü ise Prof. Dr. Kemal Karpat’a verildi. Prof. Dr. Karpat, kendisine verilen ödülün hayıtında aldığı en anlamı ödül olduğunu söylemişti. |
08.02.2010 |
Bahçeli erken seçim için tarih verdi |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, erken seçimle ilgili bir soru üzerine 7 Kasım 2010 tarihini erken seçim için uygun gördüklerini ifade etti. Bir düğüne katılmak üzere Samsun’a gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş’ı makamında ziyareti sırasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. 7 Kasım’da bir erken seçim yapılmaması halinde seçim için 17 Temmuz 2011 üzerinde durulabileceğini belirten Bahçeli, MHP olarak 7 Ocaktan itibaren seçim hazırlıklarını başlattıklarını da söyledi. Bahçeli, anayasa değişikliği ile ilgili bir soru üzerine ise ,’’Yapılacak olan şey, partilerin bütününde bir anayasa değişikliği arzusu vardır. Mecliste bir anayasa komisyonu oluşturulur. O komisyon çalışmaları tamamlar. Uzlaştıkları maddeleri de bir demokratik sözleşme haline getirir. Arkasından artık zaruret haline gelen bir erken seçimi en kısa zamanda yaparak oluşacak meclise o demokratik sözleşmeyi verir ve o yeni meclis yepyeni bir anayasa yapma fırsatı yakalamış olur’’ diye konuştu. |
08.02.2010 |
Kamu Düzeni Müsteşarlığı Meclis’in gündeminde |
Meclİs, Genel Kurulu, bu hafta görüşmeleri yarım kalan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasına ilişkin yasa tasarısı görüşmeye devam edecek. ‘’Temel kanun’’ olarak iki bölüm halinde ele alınan 20 maddelik tasarının görüşmeleri, birinci bölüm üzerinden sürecek. Tasarıya göre, güvenlik kuruluşları ve ilgili kurumlar arasında terörle mücadele alanında gerekli koordinasyonu sağlamak, bu alandaki politika ve uygulamaları değerlendirmek amacıyla Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu kurulacak. Müsteşarlık merkez teşkilâtına; Müsteşar, 2 Müsteşar Yardımcısı, 6 daire başkanı olmak üzere 94 kadro ihdas edilecek. Müsteşara bağlı ‘’İstihbarat Değerlendirme Merkezi’’ oluşturulacak. Müsteşarlığın, güvenlikle ilgili operasyonel bir görevi olmayacak. Kanun kapsamında yürüttüğü ve gizlilik içeren işler için Müsteşarlık bütçesine, örtülü ödenek konulacak. Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulma süresini 120 günden 60 güne indiren düzenlemenin de görüşülmesi bekleniyor. |
08.02.2010 |
CHP’den Alevileri araştırma teklifi |
CHP, Alevilerin yaşadığı sorunların ve buna yönelik çözüm tekliflerinin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi. CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, ‘’inançları nedeniyle insan hakları konusunda mağduriyet yaşayan kesimlerden birinin de Aleviler olduğu’’ savunuldu. |
08.02.2010 |
Şimdi de Gazze’ye yardım filosu |
İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Gazze Şeridindeki ablukayı delmek üzere Nisan ayı ortalarında 20 gemilik bir filo ile Akdeniz’e açılacaklarını bildirdi. Yıldırım, “2010 baharında muhtemelen Nisan ayı ortalarında 5 gemi satın alıp uluslararası bir organizasyonla oluşacak 20 gemilik bir filo ile Gazze’ye gitmek istiyoruz” dedi. Ambargo gemilerle delinecek
İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Gazze Şeridi’ndeki ablukayı delmek üzere Nisan ayı ortalarında 20 gemilik bir filo ile Akdeniz’e açılacaklarını bildirdi. İHH İnsanî Yardım Vakfı, Gazze Konvoyu’na katılanlara teşekkür beratı verdi. Vakfın İstanbul Fatih’teki merkezinde düzenlenen teşekkür beratı dağıtım programda konuşan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, “2010 baharında muhtemelen Nisan ayı ortalarında 5 gemi satın alıp uluslar arası bir organizasyonla oluşacak 20 gemilik bir filo ile Gazze’ye gitmek istiyoruz” dedi. Teşekkür beratı dağıtım programda bir araya gelen Gazze Konvoyu yolcuları hasret giderdi. Gazze Şeridi’ndeki ablukayı delmek üzere Akdeniz’e açılacaklarını söyleyen Bülent Yıldırım, "Deniz yolunda bir eşkiyalık olduğunu biliyoruz. Bu eşkiyalığın aşılması için çalışacağız. Toplu saldırıya karşı topluca karşı duracağız” diye konuştu. Bülent Yıldırım, “Bahar’da Gazze’ye doğru yelkenleri açıyoruz ve son limanımız 1,5 milyon Filistinli için özgürlük. İsrail kuşatması kalkmadığı müddetçe gemilerimizi durdurmayacağız” dedi. Bülent Yıldırım, ”Vakfımızın kuruluşundan buyana 20 yıldır yardım yapıyoruz. Bir defa 170 bin dolar paramıza el konuldu. Sonra 600 dolar eksiğiyle bu parayı geri aldık. Önemli olan çok yardım değildir. Önemli olan samimî yardımlardır. Bu güne kadar hep böyle oldu. İnşallah bundan sonra da böyle olacak” diye konuştu. Yıldırım, “İnsanlar orada ölürken bizim burada rahatça yaşama hakkımız yok” dedi. Gazze’ye gidecek gemi filosunda bağışlanan yardım malzemelerini taşıyacak kargo gemileri ve yolcu gemileri yer alacak. Kargo gemileri, İsrail’in Geçen yılki savaştan sonra Gazze’ye girişini yasakladığı yapı malzemeleri, jeneratör ve eğitim materyalleri ile dolu olacak. Kargo gemilerine eşlik edecek olan yolcu gemilerinde ise gazeteciler, insan hakları çalışanları ve çeşitli ülkelerden milletvekilleri Filistin halkına destek amaçlı yolculuk yapacak. İsrail’in Gazze’de bir yıl önce sivil halka yönelik gerçekleştirdiği acımasız saldırılarda bin 500 civarında Gazzeli ölürken, bu bölgede yaşayan insanlar açlık ve sefalete mahkûm edilmiş durumda. Gazze bugün bir açık hapishane görünümünde bulunuyor. Ambargo sebebiyle dışarıdan yardım malzemeleri de giremediği için 1,5 milyon insan en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Gemilerle ilgili kampanya önümüzdeki günlerde duyurulacak. Özgür Gazze Hareketi Başkanı Huwaida Arraf’a göre, “Gazze’deki bu yasa dışı kuşatma ve İsrail’in devam eden uzlaşmazlığı uluslar arası hukukla alay etmekten başka bir şey değil. Huwaida Arraf, “Hükümetlerimiz İsrail’in Filistin halkına karşı yürüttüğü suçlara son vermeye yönelik bir tutum takınmıyorsa, küresel sivil toplum tüm bunları bizzat kendilerinin yapacağını gösterecektir” görüşünü dile getiriyor.
HEDEF EN AZ 10 GEMİ
Özgür Gazze Hareketi ve İHH İnsanî Yardım Vakfı, 2010 baharında 10 gemiyi Gazze Şeridi’ndeki ablukayı delmek üzere göndermek için müşterek bir teşebbüste bulundu. Çalışmalar bütün hızıyla sürüyor. Yunanistan, İrlanda ve İsveç’den kuruluşlar, Özgür Gazze hareketi ve Türkiye’nin hazırladığı bu filoya katılmak için gemi gönderecekleri sözünü verdi. Bülent Yıldırım, gemi ile ambargoyu delme projesinin uluslar arası çevrelerde çok büyük ilgi uyandırdığını belirterek, başta 10 gemi olarak planlanan projenin 20 gemiye kadar çıkabileceğini kaydetti. İHH İnsanî Yardım Vakfı, Gazze Konvoyu’na katılanlara teşekkür beratı verdi. |
MUSTAFA GÖKMEN 08.02.2010 |
ULUABAT GÖLÜ’NDE SU SEVİYESİ YÜKSELDİ |
BURSA'NIN Nilüfer ilçesi sınırları içerisindeki Uluabat Gölü’nde kar ve yağmur suları dolayısıyla su seviyesi yükseldi. Su seviyesinin 2,5 metre civarında yükselmesi sebebiyle yaklaşık 3 bin yıllık yerleşim yeri olan Gölyazı’nın sahilindeki evlerin giriş ve bodrum katları sular altında kaldı. Bölgede yaşayan vatandaşlar, su seviyesi artmadan önce yaya olarak gezdikleri yerlerde kayıklarıyla ulaşım sağlıyor. Gölyazı’ya gelerek incelemelerde bulunan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yaptığı açıklamada, son zamanlarda etkili olan yağmur ve kar yağışının ardından Uluabat Gölü’ndeki su seviyesinin 2,5 metreye yakın yükseldiğini belirtti. Uluabat Gölü’nde bir yarım ada şeklinde uzanan Gölyazı’nın da yükselen sulardan olumsuz etkilendiğini belirten Bozbey, özellikle göl kenarında bulunan bazı evlerin bodrum katları ve giriş katları ile göl kenarındaki sahil yolunun sular altında kaldığını kaydetti. Bozbey, Gölyazı’nın özellikle Merkez Mahallesi’nin su tehdidi altında olduğunu ifade etti. Bu arada, Nilüfer Kaymakamlığı yet-kililerinin bölgeye gelerek, hasar tesbit çalışması yaptığı öğrenildi. |
08.02.2010 |
Kadın uzman doktor, hastanede ölü bulundu |
ERZURUM Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde (BEAH) görevli kadın uzman doktor, hastanede ölü bulundu. Edinilen bilgiye göre, hastanede dün gece nöbetçi uzman doktor olarak görev yaptığı öğrenilen B.T, sabah saatlerinde arkadaşları tarafından odasında hareketsiz bulundu. B.T’nin öldüğünün belirlenmesi üzerine, hastane yetkilileri durumu polise bildirdi. Ekipler, hastaneye gelerek inceleme yaptı. B.T’nin, ölüm sebebinin, yapılacak otopsi sonucunda netlik kazanacağı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. |
08.02.2010 |
Yaban hayvanlarına 5 ton yem bırakıldı |
GİRESUN Çevre ve Orman İl Müdürü Ali Hıdır, kış şartları dolayısıyla yiyecek bulmakta sıkıntı çeken kanatlı yaban hayvanları için tabiata 5 ton yem bıraktıklarını bildirdi. Ali Hıdır, yaptığı açıklamada, kış şartlarının etkili olduğu zamanlarda kanatlı yaban hayvanlarının aç kalmaması için tabiata zaman zaman yiyecek bıraktıklarını ifade etti. Bu kapsamda Avcılar ve Atıcılar Derneğinin de katkılarıyla 5 ton yemi, kanatlı yaban hayvanlarının barındığı merkezdeki Aksu ve Batlama ile Bulancak ilçesinin Pazarsuyu, Espiye ilçesinin Yağlıdere ve Gelivera dereleri havzalarına bıraktıklarını belirten Hıdır, kanatlı hayvanların beslenmesi için gerekli tedbirleri aldıklarını vurguladı. Ali Hıdır, halen stoklarında 5 tonun üzerinde yem bulunduğuna işaret ederek, ‘’Gerektiği anda yine doğaya yem bırakacağız’’ diye konuştu. |
08.02.2010 |
Cenaze yıkama kursuna yoğun ilgi |
Bartin’da, kadınların cenazesinin kefenlenmesi ve yıkanması konusundaki eleman eksikliğinin giderilmesi için açılan kursta 22 kadına teorik ve pratik eğitim veriliyor. İl Müftülüğünün talebi üzerine Bartın Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce, vefat eden kadınların cenazelerinin yıkanması ve kefenlenmesi için yetişmiş kişilerin bulunması amacıyla kadınlara yönelik cenaze yıkama ve kefenleme kursu açıldı. Merkez Kur'ân Kursu binasında verilen eğitimlere katılan 22 kadına, teorik ve uygulamalı verilen kursta, kadınlara cansız manken üzerinde kefenleme ve cenaze yıkaması pratik olarak anlatılıyor. İl Müftüsü İsmail Bayrak, yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığının Halk Eğitim Merkezleriyle birlikte kurs açılabileceğine yönelik yazısı üzerine eğitimlere başlandığını, kadınlara haftanın 3 günü bilgiler aktarıldığını söyledi. Kurs öğretmeni Leyla Özdemir de kursiyerlere ölüm ve hayat, abdest ve gusül, cenaze ile ilgili temel kavramlar, şehitlik ve şehit cenazesi, cenazenin yıkanması, kefenleme, cenaze namaz ve duaları, taşıma ve defin işlemleriyle uygulamalı cenaze yıkama ve kefenleme konularında bilgiler verdiklerini ifade etti. |
08.02.2010 |
Sağlıkta dil yeterlik belgesi şartı kaldırıldı |
SAĞLIK Bakanlığının eğitim ve araştırma hastanelerindeki kadrolara atama yapmak amacıyla açılacak sınavlara girebilmek için gerekli yabancı dil yeterlik belgesi, doçentlik sınavı başarı belgesi ile profesör ve doçent unvanı bulunanlardan istenmeyecek. Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde Klinik Şefi, Klinik Şef Yardımcısı ve Başasistan kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Sınavlara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik değiştirildi. Resmî Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yönetmeliğe eklenen fıkrayla, doçentlik sınavı başarı belgesi bulunanlar ile profesör ve doçent unvanını haiz olanlardan yabancı dil yeterlilik belgesi istenmemesi hükmü getirildi. Ayrıca, yabancı dil yeterlilik belgesi istenen adaylar, bu belgeyi sözlü sınav tarihine kadar ilgili genel müdürlüğe teslim edecek. Bu tarihe kadar teslim etmeyen adaylar, sözlü sınava alınmayacak. |
08.02.2010 |
Doğu Anadolu’da soğuk etkisini sürdürüyor |
DOĞU Anadolu Bölgesi’nde dondurucu soğuk etkili oluyor. Bölgede önceki gece en düşük hava sıcaklığı eksi 25 dereceyle Ağrı’da ölçüldü. Erzurum Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Sibirya üzerinden gelen soğuk hava akımı, bölgedeki hava sıcaklıklarında düşüşe sebep oldu. Gece en düşük hava sıcaklıkları, sıfırın altında olmak üzere Ağrı’da 25, Erzurum’da 24, Ardahan’da 18, Kars’ta 16, Erzincan’da 7 ve Iğdır’da 5 derece olarak kaydedildi. Günün en yüksek hava sıcaklıklarının ise Erzurum’da eksi 8, Kars’ta eksi 3, Ardahan’da eksi 2, Ağrı’da eksi 1, Erzincan’da 4 ve Iğdır’da 6 derece olması bekleniyor. Bölgede hayatı olumsuz etkileyen dondurucu soğuk sebebiyle kara yollarında yoğun buzlanma meydana geldi. Bölgede, Erzurum’da 188, Kars’ta 86, Bingöl’de 70, Ardahan’da 55, Tunceli’de 45 ve Muş’ta 15 olmak üzere toplam 459 köy yolunda kar ve tipi sebebiyle ulaşım sağlanamıyor. |
08.02.2010 |
Vize kalkınca, Hatay sağlık üssü oldu |
TÜRKİYE ile Suriye arasında vizenin kaldırılmasının ardından Hatay’da sağlık turizminde de önemli gelişmelerin katedildiği bildirildi. Hatay İl Sağlık Müdürü Dr. Bayram Kerkez, son dönemlerde başta Suriye’den çok sayıda hastanın şehre gelerek tedavi gördüğünü ifade etti. Suriyelilerin daha önce Gaziantep’i tercih ettiklerini hatırlatan Kerkez, ‘’Ancak son dönemlerde talep Hatay’a yöneldi. Sağlık turizmini canlandırmamız için kentimizin tanıtımını ve reklamını daha iyi yapmalıyız’’ dedi. Özel hastanelerin ve Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi ile diğer sağlık kliniklerin hasta kabul sayısında artış yaşandığını ifade eden Kerkez, ‘’Suriye’den gelen hastalar, kentimizdeki hastaneleri daha donanımlı, teknolojik olarak daha iyi buldukları için tercih ediyor’’ dedi. |
08.02.2010 |
Sırıkla Zeytin toplama yağ kalitesini bozuyor |
İZMİR Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Kalite ve Ar-Ge Müdürü Meltem Zengin, zeytin hasadında yapılan en büyük hatanın sırık kullanılarak zeytin toplanması olduğunu söyledi. Bu yöntemin ağaçtan çok fazla miktarda yaprak dökülmesine sebep olduğunu aktaran Meltem Zengin, ağacın dallarında açılan yaraların hastalıkların bulaşmasını kolaylaştırdığını iddia etti. Toplanan zeytinin bahçede bekletilmesinin de zeytinyağının kalitesini olumsuz yönde etkilediğini anlatan Zengin, “Bekleme süresi arttıkça yağdaki asit oranı da artar, tadı ve kokusunda kusurlar oluşmasına sebep olur” dedi. |
08.02.2010 |
Yesevî İstanbul’da anılacak |
BağcIlar Belediyesi, Türk ve İslâm dünyasının en önemli isimlerinden Hoca Ahmet Yesevi hatırasına ‘Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi Sempozyumu’ düzenliyor. Sempozyuma 9 ülkeden uzmanlar katılarak tebliğler sunacak. Hoca Ahmet Yesevi’nin hayatı, fikirleri ve Divan-ı Hikmet’in anlatılacağı Bağcılar’da Holiday İnn Otel’de gerçekleştirilecek sempozyumda, Ahmet Yesevi’nin Takipçileri, Orta Asya’dan Balkanlar’a Ahmet Yesevi’nin Tesirleri, dünden bugüne eserlerde Yesevilik, Yesevilik araştırmaları konu başlıkları altında beş oturum gerçekleştirilecek. 20-21 Şubat tarihleri arasında yapılacak sempozyuma Türkiye, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Arnavutluk, Tataristan, Doğu Türkistan ve Pakistan’dan çok sayıda uzman katılarak tebliğ sunacak. Sempozyumda, Hoca Ahmet Yesevi’nin Orta Asya’dan, Anadolu ve Balkanlara kadar uzanan geniş coğrafyadaki etkisi ile İslâm medeniyetine katkısı üzerine sunumlar yapılacak.
TEKKE EDEBİYATININ İLK TEMSİLCİSİ Kazakistan’ın Çimkent Şehri’nin Sayram bölgesinde 1093’te doğan Hoca Ahmet Yesevi, ilk eğitimini Babası Hace İbrahim Şeyh’ten almıştır. Daha sonra Buhara ve Semerkant’ta Şeyh Yusuf Hemedani’nin yanında eğitimini tamamlayan Yesevi’nin müritleri Anadolu başta olmak üzere bütün dünyaya dağılmıştır. Ahmet Yesevi Hazretlerinin en önemli özelliği, Arapça ve Farsça bilmesine rağmen çok sade bir Türkçe ile ‘Hikmet’ denilen eğitici sözleri, Türkistan Türkleri üzerinde büyük izler bırakmış olmasıdır. Bu hikmetli sözlerde şeriat erkânını ve tarikat adaplarını anlatmıştır. Ahmet Yesevi Hazretleri tekke edebiyatının ilk temsilcisidir. Bu vesileyle Anadolu’daki Türk edebiyatının yeşerip gelişmesine zemin hazırlamıştır.
ANADOLU’NUN MANEVÎ MİMARI
Anadolu’da Ahi Evran, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî, Taptuk Emre, Yunus Emre gibi Allah dostları Yesevi Hazretlerinin çizdiği yolda ilerlemişler. Türk dilini, edebiyatını, özellikle İslâm dinini, tasavvuf kültürünü gelecek nesillere aktarmışlardır. İstanbul’da kurulan Özbek Tekkelerinde, Divanı Hikmetten şiirler okunmuş ve Yesevi kültürü yaşatılmıştı. SSCB devrinde Türklerin dini hayatlarını muhafazasında büyük önemi oldu. Yesevi Hazretlerinin Kazakistan’ın güneyindeki Türkistan şehrinde bulunan türbesi, dünyanın bir çok ülkesinden gelen yoğun ziyaretçi akınına uğruyor. |
08.02.2010 |
Wirofon 160 ülkeye ulaşıyor |
UluslararasI internet erişiminin önde gelen şirketlerinden iPass ile Türk Telekom arasında yapılan işbirliği ile Wirofon kullanıcıları 160’tan fazla ülkede 100 bini aşkın Wi-Fi noktasından ücretsiz yararlanabiliyor. Wirofon aboneleri, aralarında 450’den fazla havaalanı ve 24 binin üzerinde kongre merkezi bulunan wi-fi noktalarından ücretsiz faydalanabilecek. iPass ağından yararlanmak için Wirofon aboneliği ile birlikte gönderilen iPass kullanıcı adı ve şifresini girmek yeterli olacak. |
08.02.2010 |
Tuzu sınırlandırın kalbinizi koruyun |
Günlük tuz alımının 9 gram azaltılması felçlerde yüzde 34, kalp krizlerinde ise yüzde 24’lük bir azalma sağlıyor. Baharat, maydanoz, kekik gibi aroma sağlayıcıların tuz yerine kullanılması tavsiye ediliyor. Sağlık Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, kalp ve damar hastalıkları dünya genelinde bir numaralı ölüm sebebi olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre 2005 yılında 17,5 milyon kişi kalp ve damar hastalıkları sebebi ile öldü. 2015 yılında ise kalp hastalıkları ve inmeden dolayı yaklaşık 20 milyon insanın öleceği tahmin ediliyor. Kalp ve damar hastalıklarında en önemli risk faktörünü kan basıncı oluşturuyor. Tuz tüketimi ise toplumsal ve bireysel kan basıncı seviyesinin belirleyicisi olarak kabul ediliyor. Fazla tuz tüketimi ile vücutta oluşan sodyum birikimi atılamadığında, ödeme ve kan basıncının artmasına sebep oluyor. Fazla tuz tüketimi böbrek fonksiyonlarında da bozukluklara sebep oluyor. Hazır ve işlenmiş gıdalar başta olmak üzere yüksek tuz muhtevasına sahip olan besinlerin sık tüketimi mide tahrişine yol açarak mide kanserine zemin hazırlıyor. |
08.02.2010 |
Davos’a rakip köy |
Bursa’nIn Kestel ilçesine bağlı Uludağ eteklerindeki Alaçam Köyünde, köylüler Alaçam’ın pist uzunluğu ve güzellikleri ile ‘Davos’ olabileceğini belirttiler. Her evde kayak takımı ve snowboardun bulunduğu köyde, 7 den 70’e herkes kayak yapmaya başladı. Köy sokaklarını traktör kepçesiyle ezerek kayak yapmaya elverişle hale getiren köylüler, güne kayak yaparak başlıyor. Yılın 4-5 ayını karla kaplı olarak geçiren köyde köylülerin kahvede oturmak yerine kayak sporuyla uğraştığını söyleyen Alaçam Köyü azası Nevzat Aydın, Alaçam’ın gerek pist uzunluğu, gerekse güzellikleri ile Alpler’e rakip olabileceğini belirtti. Aydın, “Ancak bizim durumumuzu kimse bilmediği için bunu başaramıyoruz. Uludağ’daki kayak hocaları dünyanın en güzel pistinin Alaçam’da bulunduğunu belirtiyor. Valiliğimiz ve belediyelerimiz de Alaçam’ın ‘Davos’ olabileceğini her fırsatta dile getiriyor. İnşallah burası Davos’tan da, Alpler’den de güzel olacak. Projelerimiz hazır. Yatırım bekliyoruz” şeklinde konuştu. |
08.02.2010 |
Tayland, Türk mutfağı ile tanıştı |
Tayland’In ilk Türk restoranı ‘Şaman’ hizmete girdi. Başşehir Bangkok’un en işlek yeri ve iş merkezi olan Silom caddesindeki restoranın açılışına ülkede yaşayan Türklerin yanı sıra Taylandlılar da büyük ilgi gösterdi. Restoranda döner ve ızgara çeşitlerinin yanı sıra sarma, dolma, patlıcan ezmesi gibi mezelerle tarhana, ezogelin gibi çorbalar da misafirlerinin damak zevkine sunuluyor. Sütlaç, baklava gibi geleneksel Türk tatlılarıyla Türk kahvesi de misafirlerini bekliyor. |
08.02.2010 |
Adana’da, kahvaltıda bile ciğer yeniliyor |
Güney ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın bir gelenek olan ‘’ciğer kebaplı kahvaltı’’nın, soğuk kış günlerinde, zindelik ve gün boyu enerji verdiği gerekçesiyle daha fazla ilgi gördüğü bildirildi. Kebap şehri Adana’da, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte ciğer kebapçısına giden şehir halkı, geleneksel kahvaltı masasındaki zeytin, peynir ve reçel yerine bol acılı ciğer kebabı ile yanında yeşillik ve soğan salatası yiyor, çay yerine de şalgam suyu içiyor. Adana Ticaret Odasının (ATO) tescil ettirdiği ‘’Adana Kebabı’’nın usta eğitimi için düzenlenin kurslarında öğretici olarak görev yapan Cevdet Menekşe, ciğer kebabını hazırlamak kadar pişirmenin de özel bir maharet gerektirdiğini söyledi. |
08.02.2010 |
Karikatür provokasyonuna taksicilerden tepki geldi |
Norveç’İn başşehri Oslo’da yaklaşık bin taksici, Peygamberimiz Hz. Muhammed’le (asm) ilgili Dagbladet gazetesinde çıkan çirkin karikatürün yayınlanmasını protesto etti. Oslo’daki bütün Müslüman taksiciler, en yoğun iş saati olan Cumayı Cumartesiye bağlayan gece kontak kapatarak gazete binasının önünde tepkilerini dile getirdi. Gece 02:00 - 04:00 arasında bin civarındaki taksi şoförü, şehir merkezinde yer alan Dagbladet yönetim binasının önüne arabalarını park ederek, gazetenin çirkin karikatür provokasyonunu protesto etti. Amaçlarının olay çıkarmak ve taşkınlık yapmak olmadığını belirten taksi şoförleri, “Peygamberimiz ve Kur'ân’a yapılan bu çirkin saygısızlığa karşı bu şekilde tepkimizi göstermek istedik. İfade özgürlüğü adı altında kutsal değerlerimizle dalga geçilmesini istemiyoruz artık” şeklinde tepkilerini dile getirdi. |
08.02.2010 |
Isparta Tugay Camiinin temelini kim atmıştı? |
Radikal yazarı Avni Özgürel, Isparta Tugay Camii temel atma töreninde askerin Bediüzzaman'ı onur konuğu olarak çağırdığını yazdı. Avni Özgürel'in yazısındaki ilgili bölümü, sentezhaber'de okumak için tıklayınız. |
08.02.2010 |