Üretim ve istihdam desteklenecek |
TÜRKİYE'DE kriz sürecinde ‘’esnek maliye politikası’’ uygulanması, kriz sürecinin ardından da malî kurala dayalı bir maliye politikasına geçilmesi öngörülüyor. Küresel krizin ağır döneminin geride kaldığı düşünülen bu süreçte, dünya ekonomilerini yeni bir sorun tehdit ediyor. Resesyon riskine karşı kamu harcamalarını artıran devletler, bu politikayı sürdürmeleri halinde bütçe açıklarının ve kamu borçlarının dev boyutlara varması, bırakmaları halinde ise resesyonun canlanması ve işsizliğin artması riskleriyle karşı karşıya bulunuyor. Devletler, bu iki risk arasında denge oluşturmaya çalışıyor. Türkiye de 2010-2012 dönemini kapsayan 2009 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programda, kriz sürecinde üretim ve istihdamın desteklenmesi amacıyla ‘’esnek bir maliye politikasını’’ benimseyeceğini, ‘’tedrici olarak’’ kamu açıklarının ve kamu borçlanma gereğinin azaltılmasının hedeflendiğini bildirdi. Türkiye’nin bütçesi 2008’de 17,1 milyar lira açık vermiş, açığın GSYH’ye oranı yüzde 1,8 seviyesinde kalmıştı. Krizin etkisinin yoğunlaştığı 2009’da bütçe açığı 52,2 milyar lirayı buldu. Hükümetin 2010 yılı için öngörüsü de 50,1 milyar lira düzeyinde. Bütçe açıklarının 2011’den sonra aşağıya çekilmesi planlanıyor.
2010-2012’DE UYGULANACAK MALÎ POLİTİKALAR
2009 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programa göre, 2010-2012 döneminde uygulanacak ve bir kısmı için de yılın ilk ayında adımların atıldığı bazı malî politikalar şöyle: Gelir Politikaları: Vergi mevzuatı ve uygulamalarının sadeliği ve basitliğini sağlayacak düzenlemeler yapılacak. Konjonktürel dalgalanmanın seyrine göre maliye politikasının genel çerçevesi ve kısıtları dahilinde üretim ve talep yönlü desteklere girişilebilecek. Genel ekonomik şartlar göz önünde bulundurularak, maktu vergi ve harçlar güncellenecek. Vergi harcamalarının toplam boyutunun tesbitine yönelik çalışmalar sonuçlandırılacak. Yerel yönetimlerin öz gelirlerini arttırıcı düzenlemeler yapılacak. Mahalli idarelerin öz gelirlerinin arttırılmasına paralel merkezi yönetime gecikmiş borçlarını ödemeleri sağlanacak. Kamu kurumlarına gecikmiş borcu bulunan mahalli idarelere, vergi payları üzerinden yapılan kesinti-lerde yasal üst sınır olan yüzde 40 düzeyi uygulanacak. Maliyet bazlı fiyatlandırma yönteminin uygulanması suretiyle enerji KİT’lerinin belirlenen mali hedeflerine ulaşması sağlanacak.
SAĞLIKTA ‘’HİZMET MALİYETİNE KATILIM’’ SAĞLANACAK
KAMU harcama programları gözden geçirilerek, önceliğini yitirmiş harcama programları tasfiye edilecek. Sosyal yardım sistemi belirli bir envanter ve sistematik dahilinde yürütülecek. Sağlık hizmetlerinin kalitesinden ödün verilmeksizin, yararlanıcıların sağlık hizmetlerinin maliyetlerine katılımın sağlanması da amaçlanarak, ilâç ve tedavi giderleri kontrol altında tutulmaya çalışılacak. Kamu Borçlanma Politikası: Devlet iç borçlanma senetlerinin yatırımcı tabanının genişletilmesi amacına yönelik yeni enstrümanların geliştirilmesine ve perakende satış yöntemine ilişkin çalışmalar sürdürülecek. Kamu borçlanma imkânlarının geliştirilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi amacıyla yatırımcı taleplerine uygun finansman araçları geliştirilecek. Mahalli idarelerin borçlanma limitlerine ilişkin istisnalar gözden geçirilerek, malî sistemin gevşemesine zemin hazırlayan hükümler tasfiye edilecek. Kamu Malî Yönetimi ve Denetim: 5018 sayılı Kanunla uyumlu etkin bir dış denetimin sağlanması için Sayıştay’ın yasal ve insan kaynakları altyapısı güçlendirilecek. |
07.02.2010 |