Güncel |
Çalışanlar iş bıraktı |
TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK, Türkiye KAMU-SEN ve KESK’in aldığı karar doğrultusunda, Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla ‘’çalışmama hakkını kullanma’’ eylemi yapıldı. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu, 6 işçi ve memur konfederasyonunun aldığı karar doğrultusunda dün saat 08.00 itibariyle çalışanların, ‘’Anayasanın kendilerine tanıdığı çalışmama hakkını’’ kullandıklarını söyledi. MEMUR-SEN, eyleme katılmaktan vazgeçti. Sendikalı işçiler dün çalışmadı
TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK, MEMUR-SEN, TÜRKİYE KAMU-SEN ve KESK’in aldığı karar doğrultusunda, Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla ‘’çalışmama hakkını kullanma’’ eylemi yaptı. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu, 6 işçi ve memur konfederasyonunun aldığı karar doğrultusunda saat 08.00 itibariyle çalışanların, ‘’Anayasa’nın kendilerine tanıdığını çalışmama hakkını’’ kullanmaya başladıklarını söyledi. Kumlu, ’’Unutulmaması gereken, bu eylem, taleplerimizin kabul edilmesi yönünde önemli bir uyarıdır. Umuyorum ki hükümet bu uyarıyı dikkate alacaktır.’’ diye konuştu. TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla sendikaların aldığı bir günlük ‘’Çalışmama Hakkını Kullanma’’ eylemi, İzmir’de ulaşımda sorunlar yaşandı. Belediye işçilerinin üye oldukları sendikaların eyleme katılması nedeniyle belediye otobüsleri çalışmadı. Sabah saatlerinde otobüs duraklarına gelen vatandaşlar, iş yerlerine ulaşmada güçlük çekti. Çok sayıda okul ve fabrika servisinin korsan taşımacılık yaparak ihtiyaca cevap vermeye çalıştığı gözlendi. Metro ve vapurların eyleme katılmaması nedeniyle Karşıyaka ve Bornova ilçeleriyle Hatay semtinden gelen vatandaşlar ulaşım sıkıntısı çekmedi. |
05.02.2010 |
13 YIL SONRA KALDIRILDI |
Balyoz darbe planıyla birlikte gündeme gelen ve 13 yıldır yürürlükte olan EMASYA protokolü yürürlükten kalktı. Karar, İçişleri Bakanı Atalay'ın yaptığı açıklama ile duyuruldu. 7 Temmuz 1997'de Genelkurmay adına Çetin Doğan'la dönemin Bakanlık Müsteşarı Teoman Ünüsan tarafından imzalanan protokol, geçtiğimiz günlerde tartışılan ve çok sayıda suç duyurusuna konu olan darbe planlarının da dayanağı olarak gösterilmiş ve kamuoyunda bir an önce yürürlükten kaldırılması taleplerine konu olan düzenlemeler arasında yer almıştı. EMASYA’NIN İPTALİ YETMEZ
Protokolün yürürlükten kaldırıldığına ilişkin açıklamanın, Genelkurmay Başkanınca dile getirilen “Kalkabilir, zaten kanunda yetki var” beyanından sonra yapılması dikkat çekerken, Org. Başbuğ'un atıfta bulunduğu kanunun İl İdaresi Kanunu olduğu ve bu kanunun 1996'da değiştirilip EMASYA protokolüne dayanak oluşturan 11/D maddesinin de düzeltilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu maddeyi de suiistimallere açık olmaktan çıkarıp düzeltmeden sadece EMASYA'yı kaldırmanın, sorunu çözmek için yeterli olmayacağı vurgulanıyor. Atalay: Ortak imzayla yürürlükten kaldırdık İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, kamuoyunda ‘’EMASYA’’ olarak bilinen protokolün yürürlükten kaldırıldığını bildirdi. Bakan Atalay, yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında 7 Temmuz 1997 tarihinde imzalanan ve ismi ‘’Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Arasında 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/d Maddesi Gereğince Alınması Gereken Müşterek Tedbirlere İlişkin Protokol’’ olan, ancak kamuoyunda ‘’EMASYA’’ olarak bilenen protokolün bugün (dün) yürürlükten kaldırıldığını kaydetti. Atalay, bu konuda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşme yaptığını belirterek, ‘’Bunun ortak imza ile yine yürürlükten kaldırılmasını kararlaştırmıştık’’ dedi. Beşir Atalay, sözlerine şöyle devam etti:’’Arkadaşlarımız bir araya geldiler. Bugün ortak imzayla yürürlükten kaldırdılar. Bildiğiniz gibi protokolü 1997 yılında Genelkurmay Harekat Başkanı ile İçişleri Bakanlığının o zaman ki Müsteşarı imzalamıştı. Şimdi de yine aynı şekilde Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı Sayın Korgeneral Mehmet Eröz ile bakanlığımız Müsteşarı Sayın Osman Güneş imzalayarak tutanağı yürürlükten kaldırmış oldular. Bu hem Genelkurmay Başkanlığımıza, hem de il valililerimize bugün gönderilmiştir. Esasen görüşmelerimizde vurgulamıştık, ilgili mevzuat, ilgili kanunun ilgili maddesi çok tafsilatlı ve detaylı yazılmış. Bu konuda yeni bir düzenlemeye, yeni protokole veya bu konuda yeni tespite ihtiyaç olmadığı kanaatine varmış olduk. Mevzuat şu haliyle bu konudaki ilişkileri düzenlemek için yeterli. Zaten bildiğiniz gibi genelde kanun bu konudaki yetkileri valilere verir. Şu anda ilgili kanunun hükümleri geçerli olacak.’’ EMASYA tarih oldu
7 TEMMUZ 1997’de hükümet ve Genelkurmay Başkanlığı arasında imzalanan protokolle valilik talep etmese bile askere toplumsal olaylara müdahale etme yetkisi veren EMASYA Protokolünün kaldırılışı, İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamayla duyruldu. Protokolün içeriği şimdiye kadar tam olarak hiçbir zaman açıklanmadı. EMASYA Protokolü’nün kaldırılacağı sinyalini ilk olarak Başbakan Erdoğan vermişti. Erdoğan, geçtiğimiz hafta sonu verdiği bir röportajda EMASYA protokolününün gündemden çıkarılacağını belirterek, “Bu protokolü ortadan kaldıracağız” demişti. ‘’Harekat ve darbe planlarının gerekçesi olarak iç tehdit tanımı veya buna bağlı EMASYA protokolü gibi şeyler söylendi. Mevcut Milli Güvenlik Strateji Belgesi yaklaşımı bunları onaylayan bir tarzda mıdır?’’ sorusu üzerine Erdoğan, şu cevabı vermişti: ‘’Çıkarmamız gerekenleri tamamen çıkartırız ve buna göre de adımlarımızı atarız. Bakanımızın da ifade ettiği şekliyle EMASYA Protokolü’nü gündemimizden çıkaracağız. EMASYA Protokolü diye bir şey olamaz, olmayacak. Bunun adımını atıyoruz, atacağız. Şu anda arkadaşlar hazırlıklarını yapıyorlar ve bu işi bitireceğiz. Zaten bu bir protokol, kanun filan değil. Kanun, Genelkurmay, İçişleri burada müşterek bir çalışma yapar. Yasal düzenleme gerekiyorsa, yasal düzenleme de yapacağız. Protokolü ortadan kaldıracağız, bunun adımını atacağız. ’’ Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da verdiği röportajda EMASYA’nın kalkabileceğini söylemişti. Başbuğ, “Gizliliği işin içine katıldı, EMASYA’ya aşırı önem verildi. Olmadık yerlere çekildi. Bu protokollere gerek yok, kalkabilir” demişti
EMASYA PROTOKOLÜ NEDİR?
İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 7 Temmuz 1997’da imzalandı. İl İdaresi Kanunu’nda yapılan değişiklik askerin, polisin yeterli olmadığı durumlarda toplumsal olaylara müdahalesine dönük bir düzenlemeyi zorunlu kılmıştı. EMASYA Protokolü işte bu yasal zorunluluktan doğdu. Şimdiye kadar içeriği resmi olarak hiç açıklanmadı ancak İl İdaresi Kanunu’ndan farklı olarak protokolün 9’uncu maddesi Valilik talep etmese de askere, kendisi gerekli gördüğü durumlarda toplumsal olaylara el koyma yetkisi veriyor. Protokol şehir merkezleriyle ilgili istihbaratı askerle paylaşma imkanı da getiriyor. Özel olarak tahsisi edilmiş EMASYA birlikleri yoktur ve Türk Silahlı Kuvvetleri EMASYA birlikleri olarak ikiz görevli olarak kullanılır. |
05.02.2010 |
Cahiliye vahşeti |
Adıyaman’ın Kahta ilçesinde, evlerinin bahçesindeki kümeste cesedi toprağa gömülü halde bulunan Medine Memi’nin (16), elleri bağlı olarak üzeri toprakla örtülürken hayatta ve bilincinin açık olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Diri diri gömmüşler
ADIYAMAN'IN Kâhta ilçesinde, evlerinin bahçesindeki kümeste cesedi toprağa gömülü halde bulunan Medine Memi’nin, üzeri toprakla örtülürken sağ olduğu belirlendi. Erkeklerle konuştuğu gerekçesiyle dedesi ve babası tarafından öldürüldükten sonra cesedi kümeste kazılan çukura gömüldüğü iddia edilen Medine Memi’nin cesedine, Malatya Adli Tıp Kurumundaki otopsinin ardından İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde mikroskobik inceleme yapıldı. İnceleme sonucunda genç kızın elleri bağlı ve canlı gömüldüğü belirlendi. Adli Tıp yetkililerinden alınan bilgiye göre, mide ve ciğerlerinde toprak olduğu belirlenen genç kızın kanında ilaç veya uyuşturucuya rastlanmadı. Vücudunda ciddi darp da olmadığı belirtilen genç kızın, gömüldüğü zaman hayatta ve bilincinin açık olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. |
05.02.2010 |
Demokrasi için yürüdüler |
SİNCAN'DA bu kez tanklar değil avukatlar demokrasi yürüyüşü yaptı. Ankara Barosu’na kayıtlı avukatlar ve Evrensel Hukukçular Platformu üyeleri, 28 Şubat döneminde Sincan Atatürk Caddesi’nde tankların yürütülmesinin 13. yıl dönümünde ‘cuntacılara balans ayarı’ yürüyüşü yaptı. Yürüyüş Sincan Tren İstasyonu önündeki parktan başlayarak, 13 yıl önce hükümeti ikaz için askerlerin tankları yürüttüğü Atatürk Caddesi üzerinde gerçekleşti. Balyoz’a da tankların yürümesine de ‘hayır’ diyen avukatlar, ‘daha çok demokrasi talebinde’ bulundu. |
05.02.2010 |
Basına soruşturma kıskacı |
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, basın özgürlüğü, âdil yargılamayı etkileme, özel hayatın ve soruşturmanın gizliliğini ihlâl gibi konuları konuşup tartışmak için düzenlediği çalışma toplantısında, TCK’nın 285. maddesine dayanılarak basına son iki yılda 4100’den fazla soruşturma açılmasının, basın özgürlüğünü kısıtladığı belirtildi. Basına son 2 yılda 4 binden fazla soruşturma
TCK'NIN 285. maddesine dayanarak basın aleyhine son iki yılda açılan 4 bin 100’den fazla soruşturma açılmasının, basın özgürlüğünü kısıtladığı kanaatini güçlendirdiği ifade edildi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, basın özgürlüğü, adil yargılamayı etkileme, özel hayatın ve soruşturmanın gizliliğini ihlal gibi konuların konuşulduğu bir çalışma toplantısında, medya kuruluşları ve meslek örgütleri temsilcileriyle bir araya geldi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, çalışma toplantısında, Adalet Bakanlığınca yürütülen mevzuat çalışmaları kapsamında, basın özgürlüğü, adil yargılamayı etkileme, özel hayatın ve soruşturmanın gizliliğini ihlal gibi konular başta olmak üzere basın-yayınla ilgili bazı kanun maddelerinde değişiklikler yapılmakta olduğunu söyledi. Bakan Ergin, “Basın özgürlüğü ile müeyyidelerin yetersiz ve caydırıcı olduğu yönünde görüşlerle birlikte, diğer taraftan ‘basın sindiriliyor’ denildiğini ve buna bir çözüm yolunda fikir ve görüşleri almak için burada bulunuyoruz” dedi. Bu bağlamda medyayı yakından ilgilendiren TCK’nın 132., 133., 134., 285. ve 288. maddeleri gibi maddeler hakkında temsilcilerden görüşleri istendi. Görüşlerin bildirlmesi öncesinde bazı istatistiklerle ilgili maddelerden açılan soruşturma sayısı ve sonuçları hakkında bilgiler verildi. Toplantıda ilk sözü alan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, yasalar yapılırken ince eleyip sık dokumanın gerektiğini belirterekAİHM’deki basın özgürlüğü ile bizdeki özgürlük tanımını çeliştiğini ve bu çelişkinin çözülmesinin lüzumunu ifade etti. Toplantıda dikkat çekici bir nokta olarak, son iki yılda 285. madde kapsamında gazetecilere 4100’ün üzerinde soruşturma açılmasının “basın özgürlüğü”nü kısıtlandığı kanaatinin güçlenmesine sebep olduğu ifade edildi. Basın Konseyi okuyucu Temsilcisi Turgut Kazan da AİHM kararlarını özel hayatın ve masumiyetin korunması noktasında bize ışık tutacağını kaydetti. Medya kuruluşları ve meslek örgütleri ile yapılan çalışma toplantısı öğle yemeği ile sona erdi. |
RECEP BOZDAĞ 05.02.2010 |
YÖK’ten sağlıkçıları sevindirecek karar |
SAĞLIK-SEN'İN başvurusunu değerlendiren Üniversitelerarası Kurul, yaptığı toplantıda Laborant ve Veteriner Sağlık Önlisans Bölümünün 4 Kasım 2009 tarihinden önce mezun olan sağlık çalışanları için yeniden üst öğrenim sayılmasına karar verdi. YÖK’ün 4 Kasım 2009 tarihinde Laborant ve Veteriner Sağlık Ön lisans Bölümünü sağlık çalışanlarının üst öğrenimi olmaktan çıkaran kararı nedeniyle binlerce sağlık çalışanının yaşadığı mağduriyet, Üniversitelerarası Kurul’un aldığı kararla giderildi. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yetkili sendikası Sağlık-Sen, YÖK ve Üniversitelerarası Kurul’a yaptığı başvurular ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ile yapılan görüşmelerde söz konusu kararın binlerce sağlık çalışanını mağdur edeceğini bildirmişti. Sağlık-Sen’in başvurusu üzerine toplanan Üniversitelerarası Kurul, konuyu yeniden değerlendirerek, söz konusu bölümü bitirip intibakı yapılan sağlık çalışanları ile 4 Kasım 2009 tarihinden önce mezun olanlar için yeni bir karar verdi. Üniversitelerarası Kurul’un aldığı karara göre, Laborant ve Veteriner Sağlık Önlisans Bölümü mezunu sağlık çalışanları ile 4 Kasım 2009 tarihinden önce mezun olanlar için herhangi bir hak kaybı yaşanmayacak. Ancak bu tarihten sonra Laborant ve Veterinerlik Bölümüne kayıt yaptıranlar için de üst öğrenim sayılmayacağına karar verdi. Kurul, aldığı kararı YÖK’e iletecek. Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “YÖK’ün aldığı karar, binlerce sağlık çalışanının ekonomik ve özlük haklarında kayba uğramasına neden olmuştu. Üniversitelerarası Kurul’un ve YÖK’ün sağduyulu yaklaşımına teşekkür ediyoruz” dedi. |
05.02.2010 |
Erdoğan, Batı Trakya heyetini kabul etti |
BATI TRAKYA Türk Azınlığı Heyeti üyelerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaretlerinde yaşadıkları sorunlar dile getirdikleri öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, heyet üyeleri Yunanistan’da yaşanan Batı Trakya Türklerinin Avrupa Birliği İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına rağmen Türk ismi kullanmalarına izin verilmediğini ifade etti. Yunanistan’daki okullardan mezun olanların diplomalarının Türkiye’de denkliğinin kabul edilmesi yönünde talepte bulununlaması üzerine Başbakan Erdoğan’ın, Milli Eğitim Bakanlığına bu sorunun giderilmesi yönünde talimat verdiği kaydedildi. Heyette bulunanlar, Yunan vatandaşlığından çıkarılan 64 bin Batı Trakya Türk azınlığı mensubunun yeniden vatandaşlığa alınması isteğini de dile getirdiler. Heyet üyeleri, Yunanistan’ın yeni hükümetinin yapıcı bir tutum içinde olacağını umut ettiklerini ifade etti. Devlet Bakanı Faruk Çelik’in de kabulde, Dış Türkler ve Akraba Topluluklar Yasa Tasarısı hakkında bilgi verdiği ve 27 Şubatta İstanbul’da tüm Dış Türk Derneklerinin katılacağı bir toplantı düzenleyecekleri ifade ettiği öğrenildi. Kabulde, AKP Genel Başkan Yardımcısı Kürşad Tüzmen’de hazır bulundu. |
05.02.2010 |
Temyiz sistemi adaleti geciktiriyor |
ANTALYA Cumhuriyet Basavcısı Osman Vuraloğlu, temyiz sisteminin kötüye kullanılması nedeniyle Yargıtay’ın iş yükü çok fazla olduğunu belirterek, yargının hızladırılması ve iş yükünün azaltılması için temyiz sisteminde değişiklik yapılması gerektiğini kaydetti. Nüfus artışının en hızlı yaşandığı şehirlerden biri olan Antalya, açılan soruşturma ve adli iş yükü bakımından Türkiye’de dördüncü il olma özelliğini taşıyor. Türkiye’da yargının ve adliyelerin yoğun iş yükü sorununun sadece personel artışıyla çözülemeyeceğini, yargının hızladırılması ve iş yükünün azaltılması için temyiz sisteminde değişiklik yapılması gerektiğini belirten Başsavcı Vuraoğlu, şunları söyledi: ’’Temyiz sisteminin kötüye kullanılması nedeniyle Yargıtay’ın iş yükü çok fazla. Her karar çok kolay şekilde temyize götürülüyor. Temyize yönelik kararlar da iş yükünün artışı nedeniyle uzun süre sonra alınabiliyor. TBMM’de temyiz sisteminde değişiklik yapılmalı. Hak arama hürriyeti saygı değerdir ve açık olmalıdır ancak bu hakkın bir çok davada somut tespitlere karşın kötüye kullanılması engellenmelidir. İtilafları yerinde çözmek gerekiyor. Yapılabilecek değişiklikle temyiz hakkının harcı da olmalıdır. Yargılama giderleri dişe dokunur hale gelmelidir. Bir itilafın doğmasına ve bunun yargıya götürülmesine sebebiyet veren kişi, bunun bedelini ödemelidir.’’ İcra işlemleri ve takibinde 361 bini aşan rakamlara ulaşılan Antalya Adliyesi’nde, 85 bin 152 savcılık soruşturma dosyası da geçen yıldan bu yıla devretti. Antalya Adliyesi’nde en fazla işlem yoğunluğu ise icra müdürlüklerinde yaşanıyor. Hizmet veren 14 icra müdürlüğünde 2010 yılına devreden işlem sayısı 361 bin 172’ye ulaştı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, idari para cezasını öngören kabahat suçlarında ise yüzde 100’lük oranla İzmir, Kayseri, Ankara ve Adana’yı geride bırakarak, 2009’da toplam 14 bin 494 işlemin 14 bin 478’ini karara bağladı.
PERSONEL SIKINTISINA SÖZLEŞMELİ ÇÖZÜM BULUNDU Antalya Cumhuriyet Basavcısı Osman Vuraloğlu, yaptığı açıklamada, önceki yıllarda en büyük şikayetlerinin personel açığı olduğunu ancak yapılan mevzuat değişikliği ile adliyelerde de sözleşmeli personel alımının gerçekleştirildiğini belirterek, Antalya’da da sözleşmeli zabıt katibi, mübaşir, infaz koruma memuru ve hizmetli çalıştırabilecek duruma geldiklerini söyledi. Vuraloğlu, ‘’Nüfus artış hızından daha fazla iş yükümüz var. Son yıllarda personel artışıyla rahatladık ancak Antalya Adliyesi’nde hala mübaşir, yazı işleri ve hizmetli kadrolarında kısmı sıkıntı devam ediyor. Adalet Bakanlığı ve HSYK kadrolara standart getirmeye çalışıyor. Bakanlık, standartlara uygun personel alımına yöneldi’’ dedi.
Rakamlarla yeni yıla devreden dosyalar
ALINAN bilgiye göre, tüm illerde her yıl ocak ayında yapılan devirlerle ortaya çıkan adliyelerdeki adli işlemlerin rakamsal boyutu ve yargının iş yükü, iller bazında da ilginç veriler ortaya koyuyor. Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) verileriyle ortaya çıkan adliyelerdeki iş yükünde, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı devirlerle 2009 yılında toplam 422 bin 599 soruşturma dosyasını ele alırken, 255 bin devirle 2010 yılına yine büyük bir iş yüküyle girdi. UYAP, Türkiye’de en fazla adli işlem yükünü taşıyan ikinci adresin de 2009’da toplam 350 bin 293 soruşturma dosyasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu ortaya koyarken, Başsavcılık 187 bin 666 soruşturma dosyasını ise 2010’a devretti. Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir’de de Cumhuriyet Başsavcılığı önceki yıldan devirle 2009’da toplam 350 bin 293 soruşturmayı ele alırken, bu yıla 181 bin 380 soruşturma dosyasını devretti. Turizm sektörünün başkenti Antalya ise sektörün ve kentin cazibesiyle son yıllarda Türkiye’de en hızlı nüfus artışının kaydedildiği kent olurken, adli soruşturma iş yükünde de İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardından Türkiye’nin dördüncü ili oldu. |
05.02.2010 |
Habur Kapısı’ndaki kazıya ara verildi |
DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığının, yurt dışında yaşayan ve bir dönem bölgede tercümanlık yaptığı ileri sürülen Yıldırım Beğler’in basında yer alan iddiaları üzerine başlattığı soruşturma kapsamında Habur Sınır Kapısı’ndaki kazıya olumsuz hava şartları nedeniyle ara verildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, 1990’lı yıllarda Silopi’de bazı kişilerin öldürülmesiyle ilgili olarak Habur Sınır Kapısı atış alanı mevkisinde Silopi Cumhuriyet Savcılığınca bir süre önce başlatılan keşif çalışmalarından sonra önceki gün başlatılan ve havanın kararmasıyla ara verilen kazıya dün, yağmur nedeniyle ara verildi. Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, yaptığı açıklamada, önceki gün 2 yerde kazı yapıldığını, kazılardan biri tamamlanırken, diğerinin ise yarım kaldığını söyledi. Kazılarda herhangi bir bulguya rastlanmadığını hatırlatan Elçi, “Kazılarda herhangi bir bulguya rastlanmadı. Bugün yapılması gereken kazıya dün (önceki) gece yağan yağmur nedeniyle ara verildi. Kazıya hava durumuna göre yeniden başlanacak’’ dedi. |
05.02.2010 |
“Peygamberimize iftira atanları lânetliyoruz” |
DİN-BİR-SEN Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Denizli Tabip Odası’nın “Ilımlı İslâm ve Bilim” adlı konferansında, İslâm dini ve Hz. Muhammed (asm) ile ilgili “yakışıksız değerlendirmelerde bulunanlar”ı lanetlediklerini söyledi. Şenocak, “Ilımlı İslâm” tabirinin, İslâm’a ters düştüğünü belirterek, “İslâm İslâm’dır, ılımlısı ılımsızı olmaz” dedi. Konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada “Denizli Tabip Odası milletin dini duygularına saldırarak, tercihlerinden dolayı halkı salaklıkla suçlamıştır. Semavi dinlerin kutsal değerlerine pervasızca dil uzatmıştır” diyen Şenoacak, bu sözleri ert bir dille eleştirtirdi. Denizli Tabib Odası’nın kendi alanının dışında bir konferans düzenlemesinin etik olmadığını söyleyen Şenocak, “Biz nasıl tıpla ilgili konularda konuşmuyorsak, diyanet ve ilahiyatçıların meselesinde de onların fikir beyan etmesi yanlıştır. Herkes kendi işini yapmalıdır” şeklinde konuştu. Şenocak ayrıca Denizli Tabib Odası’nın özür dilemesini istedi. |
AHMET TERZİ 05.02.2010 |
Bağış’tan AB sürecinde Türkiye modeli vurgusu |
DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ayda iki kez yayınladığı elektronik bültenindeki değerlendirmesinde Avrupa Birliği sürecinde Türkiye modeline vurgu yaptı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı’na seçilen Mevlüt Çavuşoğlu’nu tebrik eden Bağış “Esasen Sayın Çavuşoğlu’nun, 800 milyon vatandaşın temsil edildiği bir Meclis’in Başkanlığına seçilmesi Türkiye’nin Avrupalılığını tartışmaya açan, ülkemizi Avrupa değerlerinin karşısındaymış gibi gösterme gayretinde olan herkes için önemli mesajlar veriyor” dedi. Türkiye’nin bugün hiç olmadığı kadar Avrupalı olduğunu , Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin de 100 bin sayfalık AB müktesebatından çok daha öteye, tarihi, coğrafi ve sosyokültürel bir zemine sahip olduğunun da bir kez daha teyit edildiğini söyleyen Bağış, “Bu zemini aşındırma gayretinde olanlara en güzel cevap yine yüzyıllar boyunca bu coğrafyada hoşgörüyü, adaleti, çokluk içinde birliği en güzel şekliyle yaşatan Türkiye modelidir.” dedi. Anayasa tartışmalarına da temas eden Bağış,, 72 milyon Türk vatandaşının her birinin ayrı ayrı “benim” diyeceği daha vizyoner bir Anayasa ile Türkiye modelini güçlendirerek ileriye taşımanın hükümet olarak en büyük arzuları olduğunu ifade eden Bağış, daha önce muhalefet partilerine hazırlayabilecekleri Anayasa taslakları konusunda yaptığı çağrıyı da tekrarladı. |
05.02.2010 |
'Mesai dışı poliklinik uygulaması' başlatılıyor |
SağlIk Bakanlığı, kamu hastanelerinde acil servisteki yoğunluğun azaltılması amacıyla ‘mesai dışı poliklinik’ uygulaması başlatıyor. ‘Mesai dışı poliklinik uygulaması’ hakkında bir genelge yayımlayan Bakanlık, 81 il valiliğini konuyla ilgili bilgilendirdi. Bakanlık, artık acil servislere ek olarak hizmet verecek poliklinik açmayı planlıyor. Genelge ile acil servise başvuran hasta yoğunluğunun azaltılması için mesai saatleri dışında da açık bir poliklinik bulundurulacak. Ancak bu mesai dışı poliklinik uygulaması, mevcut vardiya sisteminden farklı olacak. Ayrıca, sağlık hizmetlerinin kesintiye uğramaması ve yoğunluğun azaltılması amacıyla mesai saatlerinde de değişiklik yapılabileceğin vurgulanıyor. |
05.02.2010 |
İnternet üzerinden ses iletişimi yaygınlaşacak |
İnternet üzerinden ses iletişiminin yaygınlaşacağı belirtilirken, sadece ABD’de, internet üzerinden ses iletişimi doygunluk oranının 2013 yılında yüzde 80’e yaklaşacağı bildirildi. In-Stat araştırma şirketinin raporundan derlenen bilgilere göre, özellikle geniş bant internet erişimi ile yayılma imkanı bulan VoIP, (Voice over Internet Protokol - Internet Protokolü Üzerinden Ses) teknolojileri, sağladığı maliyet avantajlarıyla da gittikçe daha çok kişi ve kuruluş tarafından kullanılıyor. Rapora göre, insan seslerini veri paketleri halinde karşıya götüren VoIP teknolojilerine Amerikan iş dünyası büyük ilgi gösteriyor. Geçtiğimiz yıl yüzde 42 olan VoIP doygunluk oranı tahminlere göre 2013 yılında yüzde 80’e yaklaşacak. Şirketler, internet bağlantısı olan servis ya da büroları ile sabit telekomünikasyon hatları üzerinden VoIP teknolojisi ile görüşmeyi artık daha çok tercih ediyor. |
05.02.2010 |
Uyuşturucu batağındaki gençlere yardım eli |
Adana Valisi İlhan Atış, uyuşturucu batağına giren çocukların işinin çok zor olduğunu belirterek, “Eğer aileler bu durumdan utanmaz ya da umutsuzluğa düşmez, bize başvururlarsa onları kurtarmak için elimizden geleni yaparız” dedi. Adana Valisi Atış, Adana’da Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi önünde uyuşturucu krizine giren genç kız Fatma Y.’nin annesi Zine Y.’nin kızının kurtulması için gözyaşlarına boğulmasının ardından Fatma Y.’yi tedavi ettirmek için İstanbul’a göndermişti. Vali Atış, valilik önüne gelip uyuşturucudan kurtulmak isteyen Elif Koyes’in de (21) valilik önünde krize girmesinin ardından kızın Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde tedaviye başlamasına yardımcı oldu. Vali Atış, Adana’da, uyuşturucu bataklığını kurutmak için il emniyet müdürlüğü, jandarma komutanlığı ve diğer kurumların çok üstün çabalar sarf ettiğini söyleyerek, “Çalışmalarımız devam edecek. Bataklığa saplanmış gençlerimizin tesbiti için çalışmaları daha da genişlettik. Sivil toplum kuruluşlarından veya gönüllü insanlarımızdan da yardım alıyoruz” diye konuştu. |
05.02.2010 |
TRT ile Suriye işbirliği |
YayIn hayatına İzmir’de 17 Ekim 2009’da başlayan TRT Turizm ve Belgesel Kanalı, kapsama alanındaki ülkelerin devlet televizyonlarıyla turizm ve belgesel program değişimi konusunda işbirliği yaparak, Türkiye’nin tanıtımını amaçlıyor. Yayın akışını ‘’Turizm’’ ve ‘’Belgesel’’ olmak üzere iki ana tema üzerinde biçimlendiren kanal, Suriye Televizyonu ile belgesel ve yarışma programı hazırlamak için bir ön protokol imzalandı. Buna göre, Türkiye’deki belgeselleri Suriye Televizyonu, Suriye’deki belgeselleri ise TRT Belgesel kanalı bünyesindeki yönetmenler hazırlayacak. TRT Belgesel Kanalı Koordinatörü Hüdayi Yılmazkan, kanalın bir yandan Türk seyircisinin belgesel program özlemine karşılık verdiğini, diğer yandan Türkçe ve 4 ayrı yabancı dildeki yayınlarıyla, Türkiye’nin kültürel ve tabiî güzelliklerini dünyaya tanıtma iddiasında olduğunu söyledi. |
05.02.2010 |
İlâç Takip Sistemi işliyor |
Türk Eczacıları Birliği, üyelerinden, ürünlerin İlâç Takip Sistemine (İTS) kaydına olanak sağlayan, üzerinde sadece karekod bulunan ilaçların depolara iade edilmesini istedi. Sağlık Bakanlığı ise dün itibariyle İTS ile ilgili bütün mevzuatın yürürlükte olduğunu, sistemin planlanan şekilde işletildiğini bildirdi. TEB, İlâç Takip Sistemi hakkında üyelerine yönelik duyurusunda, fiyat kupürü; etiket-karekod içeriği bakımından 6 farklı türde ambalajın mevcut olduğu kaydedildi. Eczaneler tarafından bu ambalajlardan hangisinin ne şekilde karşılanacağı ve hangilerinin sisteme kaydedilip hangilerinin kuruma doğrudan fatura edilebileceği ile ilgili olarak bir kılavuz yardımı olmaksızın işlem yapılmasının mümkün olmadığına işaret edilen duyuruda, ‘’Bu aşamada, bir eczanede, gerekli altyapı ve hazırlıklar tamamlanmadan ve birliğimizin mutabakatı olmaksızın sisteme geçiş yapılması halinde, İlâç Takip Sistemi nedeniyle oluşacak iş yükünün tamamının eczaneler üzerine yüklenmesi kabul edilebilir bir uygulama değildir’’ denildi. ECZACILAR MAĞDUR OLMAYACAK İlâç Takip Sistemi uygulamalarının birlik tarafından, ilgili taraflar ile yapılacak görüşmelerde değerlendirilerek, uygulamaların, protokol hükümlerine uygun bir biçimde, eczacıları mağdur etmeyecek ve üzerlerinde iş yükü oluşturmayacak şekilde sürdürülmesinin sağlanacağı belirtilen duyuruda, bu amaçla ilaç firmalarını temsil eden dernekler (AİFD, İEİS, TİSD) ve Depocular Derneğinin yer aldığı Sektör Konseyi ile görüşme yapılacağı bildirildi. Yapılacak görüşmelerde, İlâç Takip Sistemi ile ilgili ilaç firmaları ve ecza depoları tarafından sürdürülen uygulamaların değerlendirileceği ifade edildi. Birlik tarafından, İlâç Takip Sistemi ve karekod uygulamaları ile ilgili olarak gerekli mutabakatın sağlandığına ilişkin duyurunun yapılacağı tarihe kadar, eczanelerde ilaçlar karşılanırken TEB’in uyarıları doğrultusunda hareket edilmesi tavsiye edildi. |
05.02.2010 |
Din hanesi isteğe bırakılmalı |
Eskİ Devlet Bakanı ve Ankara Milletvekili Said Yazıcıoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) nüfus cüzdanından din bölümünün kaldırılması yönündeki kararıyla ilgili, ‘’Kişinin dinî inancının nüfus cüzdanında yer almasının şeklin dışında hiçbir anlamı yok. İşin özü insanın kendi içinde bulunan inanç duygusuna sahip olma ya da olmama olayıdır’’ dedi. Yazıcıoğlu, inancın kişinin içinde, kalbinde, beyninde olduğunu belirterek, bunun bir yere yazılmasının çok da anlam taşımadığını söyledi. Hiçbir dine inanmayan kişilerin nüfus cüzdanında, özel bir girişimleri bulunmamaları durumunda İslâm yazdığını dile getiren Yazıcıoğlu, bu durumda kişinin inancının belgelere yansımadığını ifade etti. Yazıcıoğlu, AİHM’e başvuran vatandaşın nüfus cüzdanına ‘’İslâm’’ yerine ‘’Alevî’’ yazılması yönündeki talebi ise, ‘’Aleviliğin bir din olarak algılanmasına neden olacağı’’ için doğru bulmadığını ifade etti. Türkiye’deki Alevilerin büyük çoğunluğunun kendini Müslüman kabul ettiğini dile getiren Yazıcıoğlu, ‘’Alevî vatandaşlarımız da Aleviliği bir din olarak görmezler. Onlar da bundan rencide olur’’ diye konuştu.
İNANCINI AÇIKLAMAYA ZORLANMAK ANAYASA’YA AYKIRI Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç da, Anayasa’nın 24. maddesine göre hiç kimsenin inancını açıklamaya zorlanamayacağını vurguladı. Kişiye nüfus cüzdanı verilirken dinî inancını açıklamaya zorlanmasının, Anayasa’ya aykırı olduğuna işaret eden Altıkulaç, ‘’AİHM’in Anayasa’nın bu açık hükmüne göre karar verdiğini sanıyorum. Bu hükme göre istemeyen kişilerin nüfus cüzdanına dinî inanışları yazılamaz’’ dedi. Altıkulaç, nüfus cüzdanlarından din hanesinin kaldırılmasının bir takım sıkıntılara sebep olabileceğini belirterek, ‘’Bu hanenin, kişi dinî inancını açıklamak isterse doldurulması, istemezse boş bırakılması gerek’’ dedi.
KİMLİK BİLGİLERİYLE İLGİLİ YERLERDE DİNİMİZİN BİLİNMESİNE İHTİYAÇ YOK
Ankara Üniversitesi (AÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Güler de, nüfus cüzdanından din hanesinin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, ‘’Kimliğin kullanıldığı alanlar, dinle ilişkisi olmayan alanlar. Kimlik bilgilerinin kullanıldığı yerlerde dinimizin bilinmesine ihtiyaç yok’’ diye konuştu. AÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün de, üst kimliği oluşturan ırk ve cinsiyet ögelerin doğuştan geldiğini, dinî inanışın ise iradeyle seçildiğini söyledi.
TERCİHE BIRAKILMASI DOĞRU OLUR
Alevİ Çalıştayı Moderatörü Yrd. Doç. Dr. Necdet Subaşı ise, Türkiye gibi ülkeler için bu tür kimlik beyanlarının saklanmasının ileride telâfi edilmesi güç sorunlar oluşturacağını ifade etti. Nüfus cüzdanında din hanesi bulunmasının tercihe bırakılmasının doğru olacağını belirten Subaşı, ‘’İsteyen dinini nüfus cüzdanına yazdırmalı, isteyen yazdırmamalı’’ görüşünü dile getirdi. Subaşı, mevcut uygulamayı sorunlu bulmadığını belirterek, ‘’Yeni gelen karar toplumsal muhayyilemizi bozabilir. Kültürel farklılıklar yaratabilecek bir şey bu’’ dedi. |
05.02.2010 |
Çanakkale'ye köprü için ilk güzergâh belirlendi |
KARAYOLLARI Genel Müdürü Cahit Turhan, Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir Otoyolu Projesi kapsamında Çanakkale Boğazı’na inşa edilecek köprü için belirlenen ilk güzergâhın Sarıçay-Kilitbahir olduğunu belirterek, ‘’Burada Kültür ve Tabiat Varlıkları ile ilgili konular var. Köprü sağa, sola bir miktar kayabilir’’ dedi. Turhan, Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir Otoyolu Projesinde proje ve fizibilite çalışmalarını tamamlayacaklarını ve bu yıl ihaleye çıkacaklarını hatırlattı. Projenin, özellikle Ege, Akdeniz ve Güney Marmara bölgeleri ile Kuzey Marmara ve Avrupa ülkeleriyle kesintisiz karayolu ulaşımı sağlayacağını ifade eden Turhan, proje kapsamında Çanakkale Boğazı’na inşa edilecek köprüye ilişkin şunları kaydetti: ‘’Çanakkale’de inşa edilecek köprü için ilk tesbit ettiğimiz güzergâh Sarıçay-Kilitbahir. Burada çevre ile ilgili, SİT alanlarıyla ilgili, Kültür ve Tabiat Varlıkları ile ilgili konular var. Bunları artık önümüzdeki günlerde netleştireceğiz. Köprü sağa, sola bir miktar kayabilir. 2x3 şeritli köprünün uzunluğu, ilk tesbitlere göre 1450 metre civarında olacak. Tabiî yerinde kayma olursa boyu da bir miktar artıp azalabilir.’’ Projenin tahmini maliyetinin 4,5 milyar dolar olduğunu kaydeden Turhan, yolun yaklaşık 433 kilometre uzunluğunda olacağını bildirdi. İstanbul’un batısında, Trakya’daki yerleşimlerin iç bölgelerle ulaşımını bu güzergâh üzerinden sağlamayı düşündüklerini ifade eden Turhan, bunun, köprülerin yoğun trafiğini dengeleyeceğini söyledi.
İZMİT KÖRFEZ GEÇİŞİ Turhan, İzmit Körfez Geçişi ve Bursa-Balıkesir-İzmir Otoyolu ihalesinde mukavele taslağına ilişkin revize işlemleri için Maliye Bakanlığı, DPT ve Hazine Müsteşarlığının görüşlerinin alınmasında son aşamaya gelindiğini kaydetti. Projenin özüne, sözleşmenin ruhuna dokunulmaması gerektiğini vurgulayan Turhan, bu çalışmaların ihaleyi kazanan konsorsiyumla ortaklaşa yürütüldüğünü belirtti.
ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ Karayolları Genel Müdürü Turhan, İstanbul Boğazı’na inşa edilmesi planlanan üçüncü köprünün geçeceği yerin coğrafî yapısı, tarihî ve tabiî değerler dikkate alınarak, çevre ile uyumlu ve mevcut sistemlerle entegre olması gerektiğini söyledi. Üçüncü köprü için üzerinde durulan güzergâhların ‘’Beykoz-Tarabya’’ ve ‘’Sarıyer-Yuşa Tepesi’’ olduğunu belirten Turhan, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin kararı doğrultusunda bu güzergâhlardan birinin imar planlarına işleneceğini söyledi. |
05.02.2010 |
SOĞUKTA SALEP İÇİLİR |
YOZGAZ'TA havaların soğumasıyla birlikte pastanelerde salep satışları arttı. Pasta salonu sahibi Adem Şimşek, havaların soğumasıyla birlikte salep satışlarının arttığını belirterek, “Salep soğuk günlerin sıcak içeceğidir. Bu nedenle havaların soğuk olduğu kış günlerinde salep satışlarımız artıyor. Havaların normal geçtiği günlerde ise hiç kimse salep sormuyor” dedi. Dünyada en iyi salebin Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde yetiştiğini ifade eden Şimşek, “Yaz aylarında Akdağmadeni köylüleri tarafından toplanan salepleri bizde satın alıyoruz. Ankara veya Kahramanmaraşta bulunan değirmenlerde çektirip hazır hale getirip kış günleri de Yozgat halkına sıcak olarak sunuyoruz” dedi. |
05.02.2010 |
Dumansız hava yasası halk için |
GENEL merkezi Edirne’de bulunan Temiz Nefes Sigarasız Yaşam Derneği Başkanı Prof. Dr. Celal Karlıkaya, ‘’Halk sağlığı boyutu olan sigarayla mücadeleye yönelik olan bu yasa aslında bir halk yasası’’ dedi. Dernek Başkanı ve Trakya Üniversitesi (TÜ) Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Karlıkaya, dumansız hava sahası uygulamasının yürürlüğe girmesinden bu yana ikram ve hizmet sektöründe yüzde 5.2’lik bir artış olduğunun belirlendiğini söyledi. ‘’Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunu’’ halkın büyük çoğunluğu ile sigara içenlerin bile önemli oranda desteklediğini bildiren Karlıkaya, halk sağlığı boyutu olan sigarayla mücadeleye yönelik olan bu yasanın, aslında bir halk yasası olduğunu belirtti. Bu yasanın yılda yüz bin ölümü, 50 milyar dolar kaybı önleme yasası olduğunu ifade eden Karlıkaya, şu bilgileri verdi: ‘’Milyonlarca insanımız sigara yüzünden hastalık çekmekte, bedel ödemektedir. Bu yasa başta hamile kadınları, bebekleri, çocukları, kalp ve akciğer hastalarını, birçok sağlık sorunu olan insanı korumaktadır. İnsanlara temiz su gibi temiz hava soluma hakkını teslim etmektedir. Araştırmalar kesin olarak göstermiştir ki sigara içenler için bölmeler yapmak, odalar tahsis etmek, klima sistemleri kurmak gibi yöntemler insanları sigaranın zararlarından korumamaktadır. Korunma ancak kapalı ortamların tamamen ve istisnasız olarak dumansızlaştırılmasıyla mümkündür.’’ |
05.02.2010 |
Gürbulak’ta tır kuyruğu 7 kilometreyi aştı |
AĞRI'NIN Doğubayazıt ilçesi Gürbulak Sınır Kapısı’nda TIR kuyruğu 7 kilometreyi buldu. Türkiye’nin ikinci büyük sınır kapısı olan Gürbulak Sınır Kapısı’nda işlemlerin uzaması sebebiyle tır kuyruğu 7 kilometreyi aştı. Yetkililer konu hakkında açıklama yapmazken, Ahmet Yıldırım (38) isimli sürücü, sıkıntının İran tarafından kaynaklandığını belirtti. İki gündür kuyrukta beklediğini vurgulayan Yıldırım, “Gümrük sahası da dolu. İçerden çıkan araçlara soruyoruz, evraklar bitmiş deniliyor. Sıkıntı sanırım İran’dan kaynaklanıyor. Çünkü İran 3 günden bu yana araçları çok az alıyor ve belli saatlerde çalışıyorlar” diye konuştu. |
05.02.2010 |
Kadın şoförlerin sayısı arttı |
ISPARTA Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’nin, sürücü belgesi işlemlerin ilişkin verileri, ehliyete sahip olmada kadınların erkeklere göre daha istekli olduklarını ortaya koydu. Isparta’da 2008 yılı ile karşılaştırıldığında geçen yıl ehliyet alan kadın sayısı bir önceki yıla göre artış gösterirken, sürücü belgesi alan erkeklerin sayısı geriledi. 2008’de bin 365 kadın sürücü ehliyet alırken, geçtiğimiz yıl bu sayı bin 407’ye yükseldi. Erkek sürücü adaylarında ise 2008 yılında 3 bin 977 olan sayı, geçen yıl 3 bin 294’e geriledi. |
05.02.2010 |
Aç kurtlar sürüye saldırdı |
MERSİN'İN Erdemli ilçesine bağlı Karayakup Köyü’nde aç kalan kurtların saldırdığı 12 küçükbaş hayvan telef oldu. Edinilen bilgiye göre, dağlarda yiyecek sıkıntısı sebebiyle aç kalan kurtlar köye indi. Karayakup Köyü Olukönü Mahallesi’nde Etlice mevkiinde Gani Yılmaz’a ait hayvanlara saldıran kurtlar 12 küçükbaş hayvanı telef etti. Köy muhtarı Ahmet Özger, kurtların son birkaç günde bölgedeki hayvan sürülerine saldırdığını belirterek, “Kurtlar son olarak Gani Yılmaz’a ait koyun ve kuzulara saldırdı. Köyümüzün gençleri köye gelecek kurtları korkutmak amacıyla belirli noktalarda bekliyorlar” dedi. |
05.02.2010 |
Sokak hayvanlarına mikroçipli takip |
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesinin, 25 bin 42 sokak hayvanına mikroçip takarak mükerrer tedavinin önüne geçtiği bildirildi. Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, sokak hayvanlarının rehabilitasyonu çalışmaları kapsamında sokaklardan toplanan hayvanlar, kısırlaştırılıp, aşıları yapılıp, mikroçip takılarak kayıt altına alındıktan sonra ekipler tarafından alındıkları yerlere bırakılıyor. Avrupa ve Anadolu yakasındaki 4 saha ekibi tarafından toplanarak Hasdal ve Tuzla’daki rehabilitasyon merkezlerine getirilen sokak hayvanları, burada muayene, kısırlaştırma, aşılama gibi işlemlerin ardından dikiş yaraları iyileşinceye kadar gözetim altında tutuluyor. |
05.02.2010 |
Isparta’ya engelliler çarşısı |
Isparta Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitimi Merkezi Bizim Çocuklarımız (Zihinsel Engelliler Koruma ve Yaşatma) Derneği Başkanı Semra Karatosun, okuldan mezun olan çocukların velileriyle birlikte bir şeyler üretebilecekleri, çalışabilecekleri bir Engelliler Çarşısı kurulması için çalışma başlattıklarını bildirdi. Karatosun, Halıkent Mahallesi’nde 14 yıl önce kurulan ve bugün 140 kişinin öğrenim gördüğü okulda görevli öğretmenlerin, kendilerine emanet edilen ağır engelli öğrencilere sundukları imkânlarla hayata yeniden tutunmalarını sağladıklarını ancak iş hayatına atılamayan öğrencilerin, başladıkları noktaya, yani evlerine dönerek, yine kendi dünyalarına kapandıklarını kaydetti. Sekiz yıl emek vererek çocuklarını hayata hazırlayan, çeşitli meslek edindirme kursları ve atölye çalışmaları ile onlara meslek kazandıran ailelerin de bu gençler için istihdam imkânı oluşturulmasını istediklerini belirten Karatosun, ‘’Sekiz yıl eğitim görüyorlar, üç yıl da meslek edindirme kursuna katılıyorlar, sonra ise yeniden evlerine kapanıyorlar. Bu çözüm değil. Biz çocuklarımızın hayata sımsıkı tutunmasını istiyoruz’’ dedi. |
05.02.2010 |
Emiruşağı Avşarobası oldu |
KAYSERİ'NİN Tomarza ilçesinin Emiruşağı Belediyesinin ismi ‘’Avşarobası’’ olarak değiştirildi. Yer adının değiştirilmesine dair İçişleri Bakanlığının kararı Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. |
05.02.2010 |
Dişçiden korkanlara müjde |
SEDASYON (bilinçli derin uyku) işlemi ile diş hekiminden ileri derecede korkan hastaların tedavisinin mümkün olduğu belirtildi. Konuyla ilgili bilgi veren Özel İmperial Hastanesi Diş Tabibi Eşref Aksu, hastalarda diş tedavilerine karşı korku, kaygı ve bazı hastalarda da bu işlemler esnasında mide bulantısı görüldüğünü kaydederek “Diş tedavileri esnasında hastanemiz genel anestezi uzmanı tarafından uygulanabilecek sedasyon (bilinçli derin uyku) işlemi ile hasta açısından daha rahat bir ortam sağlanabilmekte, ağrı eşiği yükseltilmekte ve özellikle de çocukların belleklerinde derin izler bırakacak psikolojik travmalar engellenebilmektedir. Bu işlem sırasında hasta, hekimden aldığı komutları yerine getirebilir. Hasta ile hekim arasında diyalog yaşanması mümkündür. İşlem sırasında anestezi uzmanı, hastayı monitörize ederek nabzını ve tansiyonunu takip eder. Hasta, operasyon sonrası ilâçların etkisi ile diş tedavi işlemlerini, ağrıyı, hoşlanmadığı sesleri hatırlamayacağından psikolojik travmaya da maruz kalmaz. Bu durum, hastanın daha sonraki seanslarda diş tedavisine gelişini kolaylaştıracaktır. Sedasyon işlemi ile dolgu, kanal tedavisi işlemleri, implant uygulamaları, yirmi yaş diş çekimi işlemleri uygulanabilmektedir” dedi. |
05.02.2010 |
Evde sunulan sağlık hizmetleri genişliyor |
SAĞLIK Bakanlığı, evde sağlık hizmeti sunumuna ihtiyacı olan bireylerin muayene, tetkik, tahlil, tedavi, tıbbî bakım ve rehabilitasyonlarının aile ortamında sağlanması amacıyla Evde Sağlık Hizmetleri Birimi kuruyor. Evde bakıma ihtiyaç duyan kişilere ve aile bireylerine sosyal ve psikolojik destek hizmetlerinin bir bütün olarak verilmesi için Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurumları bünyesinde evde sağlık hizmetleri birimleri kurulacak. ‘Evde Sağlık Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönerge’ yayınlayan Sağlık Bakanlığı, evde bakım birimlerinde çalışacak personelin görev yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi, iletişim, uygulanacak randevu, kayıt ve takip sisteminin tanımlanması ve uygulamanın denetimine ilişkin usul ve esasların belirlendiğini bildirdi. Yönergede, “Evde sağlık hizmetleri biriminin görevi hastalığın teşhisini koymak olmayıp, daha önce ilgili dal uzman tabiplerince konulmuş olan tanı ve planlanan tedavi çerçevesinde ve kişinin bulunduğu ev ortamında; muayene, tetkik, tahlil, tedavi, tıbbi bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin verilmesini kapsıyor. İlâcın reçete edilmesindeki özel düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla uzun süreli kullanımı sağlık raporu ile belgelendirilen ilâçların reçete edilmesi, tıbbî cihaz ve malzeme kullanımına ilişkin raporların çıkarılmasına yardımcı olunması da yönerge kapsamındadır. Hastanın ve ailesinin evde bakım sürecinde üstlenebilecekleri görevler ve hastalık ve bakım süreçleri ile ilgili bilgilendirilmesi ve hastalığı ile alâkalı evde kullanımı gerektiren tıbbî cihaz ve ekipmanların doğru ve uygun şartlarda kullanılması konusunda eğitim ve danışmanlık gibi hizmetlerin verilmesi amaçlanıyor. |
05.02.2010 |
Mardin, 2011 yılında doğalgaza kavuşuyor |
MARDİN'E doğalgaz getirilmesi için çalışma başlatıldı. Konu ile ilgili açıklama yapan AKP Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel, 2011 yılında Mardin’in doğalgaza kavuşacağını belirtti. Mardin’in 100 yıllık içme suyu projesini hayata geçirdiklerini belirten Milletvekili Cüneyt Yüksel, Mardin’in, doğalgazın ülkede yaygınlaştırılması stratejisi kapsamında gaz verilmesi öngörülen iller arasında yer aldığını söyledi. Mardin Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin 2009 yılında mühendislik yapım ihalesine çıkılmasının ardından projenin tamamlanması ile 2011 yılında Mardin halkının doğalgaza kavuşacağını kaydeden Yüksel, “Son derece önemli bir projedir. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde durduğu bir projedir. Bu nedenle ben de bu projenin takipçisiyim” dedi. |
05.02.2010 |
Sıcaklık doğuda azalacak, batı bölgelerinde artacak |
YAPILAN son değerlendirmelere göre, kuzey, iç ve doğu kesimlerde aralıklarla kar yağışları görülmeye devam edecek. Yağışların; Doğu Karadeniz (Trabzon, Rize, Giresun, Artvin, Gümüşhane, Bayburt) ile Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunda (Ardahan, Kars, Ağrı, Iğdır) kuvvetli olması bekleniyor. Hava sıcaklığı doğu bölgelerinde 5 ila 7 derece azalacak, batı bölgelerinde 2 ila 4 derece artacak. Meteoroloji, ülke genelinde yer yer kuvvetli olmak üzere buzlanma ve don olayı beklendiğinden başta sürücülerimiz olmak üzere ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olması yönünde uyarılarda bulundu. Ayrıca Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ve Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda meydana gelebilecek muhtemel çığ olaylarına karşı uyarı yapıldı. |
05.02.2010 |