Kültür-Sanat

Ressamın “Türkiye Mevsimi” çıkarması

Ünlü ressam Metin Asağ, Fransa’da “Türkiye Mevsimi” faaliyetleri çerçevesinde ‘Les turcomanies de Metin Asag’ konulu resim sergisini açtı.

“Türkiye ve Harikaları” için özel olarak hazırlanan Asağ’ın sergi açılış kokteyline aralarında her iki ülkeden üst düzey konuklar bulunan bir topluluk katıldı. Fransız san'atseverlerin yoğun ilgi gösterdiği sergide, Ayasofya’da 16. yüzyılın izlerini taşıyan çalışmalar ile birlikte 4.yy Bizans dönemi öncesi ve sonrası mozaikleri, Selçuklu döneminden ve günümüze kadar çok iyi tasarlanmış desen ve çiniler, el yazması eserler, miğfer örnekleri ile bazı Osmanlı sultanlarının portreleri yanı sıra Osmanlı dönemine ait tılsımlı gömlekler, seccadeler, kaftanlar, hatlar, ibrik ve maşrapalar, kalkanlar, at alınlıkları, tuğralar yer aldı. Asağ’ın deforme edilmiş figürler, eskitilmiş yüzeyler ile oluşturduğu özgün yorumunda birbirinden değerli eser örnekleri de bulunuyor. Uzun ve yoğun çalışma sonucu çok sayıda eser ile sergi açılışını yapan dünyaca ünlü ressam, Türklerin Anadolu’ya gelişleriyle süren tarihî gelişimini ve bin yıllık yolculuğun izlerinin görülebileceği İstanbul’a ait pek çok önemli eserin de sergide yer aldığını kaydetti.

Fransızlar şaşırdı

“Türkiye ve Harikaları” konseptiyle sergilenilen eserler Fransız san'atseverler tarafından ilgi ile geziliyor. Türkiye ve Harikaları’nı kendi penceresinden konu alan Metin Asağ, asıllarını aratmayan bir göz alıcılığa sahip 30`u büyük, 10`u küçük toplam 40 tablodan oluşuyor. Topkapı Sarayı, Askerî Müze, Çinili Köşk, Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nin en önemli koleksiyonlarından olan `eser örnekleri’ dönemin kültürü olarak önemli ipuçları vermektedir. Asağ, söz konusu müzelerdeki san'at eserlerini yakından incelediğini ve çalışmalarını orjinallerine uygun tasarlamanın kendisi için çok önemli olduğunu ifade etti. Fransa’da “Türkiye Mevsimi” çalışmaları İstanbul Kültür Sanat Vakfı ve Culturesfrance ortaklığında yürütülüyor. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın inisiyatifinde gerçekleşen faaliyet, iki ülkenin cumhurbaşkanları tarafından da destekleniyor.

04.11.2009

Cafcaf, bu ay “ıslak imza”ya odaklandı

“CAFCAF bayilerde! Abone olmayın, bayiden alın” sloganını kullanan Cafcaf, biraz yorulmanızı çünkü buna değeceğini söylemek istiyor. Zaten aydan aya gideceksiniz.

Aşınmaz ayakkabılarınız. Sağ camianın tek çizgi dergisi olan Cafcaf, her ay çizgilerle ayın yoğun gündemini ele alıyor. Bu ayki konu “Devlet memuru.” Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dan yola çıkarak, ıslak imzanın hikmetlerini odağına almış. Cafcaf Kasım sayısının kapağında ”kâğıt parçası” denilen belgenin orijinalini de inkâr etmeye çalışanlara “taş kafa” mı demek istiyor? Bunu sorarken “Taş Kâğıt Makas” oyununu hiç bu kadar iyi siyasî analiz aracı olarak yorumlanmadığını gösteriyor. Cafcaf soruyor; “İlker Başbuğ hakikaten devlet memuru mu? Domuz Gribi aşısına itikadımız tam mı? TRT’nin yeni dizisi Ayrılık’a Cafcaf nasıl ayar verdi? Ahmet Turan Alkan san'at mafyasını (!) nasıl yazdı? Piyer Karton Nobel almak isteyenler nelere dikkat etmeli, anlatıyor! Salih Kılınç Mehmet Altan’a üç noktalı bir klavye hediye etmiş, neden etmiş? Mustafa Özel Cafcaf için ne dedi, Cafcaf Mustafa Özel’e ne dedi, hepsini yazdı. Beyaz Haberler köşesinde! Ramazan Yıldız ktunnel’e ne diyor? Azimli amatör, muntazam şamaroğlanı Gökhan Koç gene ne azarı yedi? “Bir genç ki kültürlü” muhabbeti hangi boyuta taşındı? Kültürlü gençlik artık kimi okuyor?” Bunların hepsinin cevabımı: Cafcaf’ta! Başta denildiği gibi “Cafcaf bayilerde! Abone olmayın, bayiden alın.”

04.11.2009

Radyo programcılığı ve dinleyiciler

BİR radyo programcısını motive eden en önemli şey sanırım dinlendiğini bilmek, dinleyicisinin ilgisi ve katkısıdır. Geçmişten bugüne radyolarda yaptığım program kayıtlarını arşivimde saklarım.

Dinleyicilerden gelen mektuplar, notlar, eleştiri ve katkıları da. Meselâ 2004 yılında yaptığımız “Aşk mıdır ki” isimli albümümüze adını veren de, bu şiiri bize gönderen de bir dinleyicimizdi. Yine dinleyicilerden gelen pek çok güzel yazı, yorum, şiiri de hep programlarımızda paylaşmışızdır. Radyoya ara vermemize rağmen o dönemde sık sık bize yazılarıyla, telefonlarıyla katkıda bulunan ciddî görme rahatsızlığı olan Kadir Bey’in gönderdiği beş sayfalık “Borulu Gramofon Efendi” başlıklı yazısını hâlâ saklar ve kullanırım. Eşi ve üniversite mezunu çocukları ile birlikte ailece bize alâkasını esirgemeyen Zekiye Tutar Hanımı ve Tutar ailesini de unutmak mümkün değil. Yine Mürvet kardeşimiz ağır hastalığına rağmen sürekli gönderdiği mesajlarında bize duâ göndermesi nasıl güzel bir duygudur, anlatamam. Bu ve buna benzer daha pek çok örnek vermek mümkün elbette. Özetle radyo programcılığı, dinleyici ile ancak bir anlam kazanabilir.

04.11.2009

Hanende ile tekrar Bizim Radyo’dayız

UZUNCA bir aradan sonra Hanende ile tekrar Bizim Radyo’dayız. Her hafta Cumartesi günleri akşam saat 21:00 – 22:00 saatleri arasında 104.4 frekansında Bizim Radyo’nun değerli dinleyicileri ile buluşmaya başladık.

Bizim Radyo’nun başarılı yöneticisi, dost insan Mehmet Yaşar Bey’in dâveti üzerine biz de o çok özlediğimiz radyo programlarına tekrar başlamış olduk. 1995 yılında o zamanlar sadece pop müzik yayını yapan Jest FM’de haftada iki gün ikişer saat yaptığımız san'at müziği programımız “Sevginin Meltemi” ismini taşıyordu.1996 yılında Moral Fm’de Hanende programını başlatıp 2002 yılına kadar aralıksız şekilde programı devam ettirdik. Dost tv’de de iki yıl boyunca Hanende devam etti. Bizim Radyo kurulduğunda da Hanendeyi buraya taşıdık. Elimizde olmayan sebeplerle verdiğimiz aranın ardından yine Bizim Radyo’da devam edeceğiz İnşallah. Müziğimiz ve müzik kültürümüz adına bir şeyleri paylaşmak isterseniz sizi de her Cumartesi saat 21:00 – 22:00 arası programa bekliyoruz.

04.11.2009

Kaliteli bir müzik programı: Bir Şarkısın Sen Kanal 24’te

KANAL 24’te uzun bir süredir yayınlanan güzel bir müzik programı var: Bir Şarkısın Sen.

Yıllardır zevkle dinlenen sevilen şarkılar, programda tek tek ele alınıyor, bestelenme hikâyesi, nasıl bestelendiği anlatılıyor. Bir yandan şarkıyı dinlerken diğer yandan da o eserin bestecisi, güftecisi (şairi), eğer hayatta değilse yakınları, onu tanıyanlar ve müzik adamlarının görüşlerine yer veren oldukça dolu bir program. Böylece Türk Müziği kültürü adına tarihe not düşmeye vesile oluyor. Program kirliliğinin had safhada olduğu bir dönemde, böylesi bir programı yayınlayan televizyon yöneticilerini, yapımcı, yönetmen, metin yazarı ve emeği geçen herkesi tebrik etmek isterim.

04.11.2009

Yıldırım Gürses CRR’de anılıyor

ELLER Eller, Son Mektup, Yalan Dünya, Aşkın Bahardı, Affetmem Asla Seni, Gurbet O Kadar Acı, Gülmedi Bahtım Yine, Güller Ağlasın gibi Türk filmlerine de hayat veren şarkılarıyla gönüllerde taht kuran Yıldırım Gürses, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşecek özel bir faaliyetle anılıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen, İBB Kültür A.Ş. tarafından organize edilen anma gecesi, bu akşam saat 20.00’de gerçekleştirilecek. Çok Sesli Türk Müziği’nin öncüsü, şarkıları kadar duruşuyla da Türk halkının sevgisini kazanan Yıldırım Gürses için düzenlenen gecede, Gürses’in şarkılarını Türk Müziği Sanatçısı Erdem Özgen seslendirecek.

04.11.2009

Fotoğrafçı gözüyle, Kocaeli

KOCAELİ Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 4 Mevsim Fotoğraf Yarışması Jüri Üyeliği için Kocaeli’ye gelen fotoğraf sanatçıları kentin son yıllarda kabuk değiştirdiğini, çağdaş şehre yakışır bir görünüme büründüğünü belirttiler.

Fotoğraf Sanatçısı Timurtaş Onan, Kocaeli’nin kendisine çok farklı gördüğünü belirtti. Daha önceki yıllarda Kocaeli’ye arada bir akşam üstleri gösteriye ve faaliyet için geldiğini ve hemen döndüğünü ifade eden Onan, hafızasında Kocaeli’nin hep otoyoldan geçerken karanlık, sisli, yoğun sanayisi olan, kirli limanı olan bir şehir olarak kaldığını söyledi. Onan ‘İlk defa şehri gündüz gözüyle gördüm. Sahilde yapılan düzenlemeler, marina inanılmaz. Çok modern. Yani Kocaeli bizi şaşırttı. Gerçekten çok büyük gelişmeler yaşanmış’ şeklinde konuştu. Jüri üyeliği için gelen diğer fotoğraf sanatçıları da Kocaeli’in oldukça değişmiş olduğunu ifade ettiler.

04.11.2009