04 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

TSK, hukuk çizgisine çekilmeli

ASDER Başkanı Adnan Tanrıverdi, yaptığı yazılı açıklamada, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, gerçekten Silâhlı Kuvvetleri hukuk çizgisine çekme gayreti içinde olabileceğini kaydederek, “Bu ihtimal kuvvetli bir şekilde mevcuttur. Ama Silâhlı Kuvvetleri hukuk çizgisine çekme gayretinde uygulanan strateji çok yanlıştır. Mensubiyet duygusu ile Silâhlı Kuvvetlerin darbeci geçmişine sahip çıkılarak ve meseleler örtbas edilerek sağlıklı sonuca varılamaz. Dünyadaki değişimin farkına varılmalıdır” ifadelerini kullandı.

TSK, hukuk çizgisine çekilebilir

ADALETİ Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’ belgesinin gerçekten Genelkurmay Başkanlığında hazırlanmamışsa ve Silâhlı Kuvvetlerin eylem ve işlemlerine hukuk hakim kılınmak isteniyorsa, köklü değişiklerin yapılma zamanı geldiğini belirtti.

ASDER Başkanı Tanrıverdi, belge krizinde, Genelkurmay’ın milleti karşısına aldığını söyledi. Genelkurmay’ın Ergenekon’un bir koplosu ile karşı karşıya kalmış olabileceğini de ifade eden Tanrıverdi, “Bu belge Genelkurmay Başkanının direktifi ile hazırlanmış irtica ile mücadele planının aynı olsa idi, birkaç subay feda edilip bu meselenin içinden sıyrılınabilirdi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, gerçekten Silahlı Kuvvetleri hukuk çizgisine çekme gayreti içinde bulunabilir” dedi.

Tanrıverdi, Genelkurmay Başkanına seslenerek, durum böyle ise, Silahlı Kuvvetleri hukuk çizgisine çekme gayretinde, uygulanan stratejinin çok yanlış olduğunu söyledi. Tanrıverdi, şöyle devam etti:

“Mensubiyet duygusu ile Silahlı Kuvvetlerin darbeci geçmişine sahip çıkılarak ve meseleler örtbas edilerek sağlıklı sonuca varılamaz. Sonra sorumluluk almadığınız dönemlerin faturasını da size ödettirirler. Kimseyi de kendinize inandıramazsınız. Vicdanınızla Ergenekon zihniyeti arasında sıkışır kalırsınız. Gerçekten, darbeler döneminin geçtiğine, Silâhlı Kuvvetlerin siyasete bulaşmamasına ve hukuk çizgisinde kalması gerektiğine inanıyorsanız, ‘Silâhlı Kuvvetlerin Demokratikleşmesi’ meselesini Kasım sonu veya Aralık başında yapılacak yılın İkinci Şûra toplantısına getirmelisiniz. Demokratik olması için, kararın Yüksek Askerî Şûrâ’da alınması da ayrı önem taşır.”

“KÖKLÜ DEĞİŞİKLERİN YAPILMA ZAMANI GELDİ”

EMEKLİ Tuğgeneral Tanrıverdi, dünyadaki değişimin farkına varılması gerektiğinin altını çizerek, darbeler ve dayatmalar döneminin geçmişte kaldığını vurguladı. Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un değişimin tetiğini çekmek için şansının büyük olduğunu ifade eden Tanrıverdi, “Eğer, ortada dolaşan belge gerçekten Genelkurmay Başkanlığında hazırlanmamışsa ve Silahlı Kuvvetlerin eylem ve işlemlerine hukuk hakim kılınmak isteniyorsa, köklü değişiklerin yapılma zamanı gelmiştir. Yapın bu değişiklikleri. Türk Tarihine, Devletin ayağına köstek vuran değil, demokrasi kahramanı olarak geçin. Meselenin esas çözümü buradadır. Yoksa, 10-15 subay darbe teşebbüsünden ceza alıp, meselenin kapatılması, çözüm değildir. Sistem böyle kaldığı sürece, Çiçekler gider, böcekler gelir. Şahıslarla uğraşmayı bırakıp, sistemi gözden geçirelim” diye konuştu.

04.11.2009


 

ADALETİN İŞLEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ

Başbakan Erdoğan “irticayla mücadele eylem planı” ile ilgili olarak, “Adaletin işlediğini görüyoruz. Hiçbir şeyin üzeri örtülemez. Hiçbir şey karanlıkta kalmıyor, kalmayacak. Birkaç zanlı üzerinden köklü kurum ve hukuk yıpratılmamalıdır. Suç sabit olmadıkça kimseye 'Sen suçlusun' diyemeyiz” şeklinde konuştu.

YÖNETİCİLER TUTUCULUK İÇİNE GİRMESİN

Erdoğan “Süreç hakkaniyet içinde devam etmelidir. Ama bunlar ortaya çıkarken kurumlar asla yıpratılmamalıdır. Burada hassas olmamız gerekmektedir. Bu TSK, emniyet için de geçerlidir. Yönetici makamında olanların tutuculuk içine girmemesi, gelip rahatlıkla bunları yargıya teslim etmesi gerekir” dedi.

Zanlıları yargıya teslim edin

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’ ile ilgili olarak, ‘’bütün yanlışların ortaya çıkması ve sürecin, hakkaniyet içinde devam etmesi’’ gerektiğini bildirdi. Erdoğan, ‘’Kim olursa olsun, nerede olursa olsun, bunların ortaya çıkarılması lazım. Ama bunlar ortaya çıkarken kurumlar asla yıpratılmamalı burada da hassas olmamız gerekir’’ dedi.

Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’na değindi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Böyle bir rapor karşısında sessiz kalmamız, hiçbir şey söylemememiz düşünülemez. Adaletin işlediğini görüyoruz. Hiçbirşeyin üzeri örtülemez. Hiçbirşey karanlıkta kalmıyor, kalmayacak. Birkaç zanlı üzerinden köklü kurum ve hukuk yıpratılmamalıdır. Suç sabit olmadıkça kimseye ‘Sen suçlusun’ diyemeyiz. İddiaların peşini bırakmadık, bırakmayacağız. Üzerimize düşeni yerine getirmeye deva edeceğiz. Bütün yanlışlar ortaya çıkmalıdır ve süreç hakkaniyet içinde devam etmelidir. Kim olursa olsun, nerede olursa olsun bunların ortaya çıkarılması lazım. Ama bunlar ortaya çıkarken kurumlar asla yıpratılmamalı burada da hassas olmamamız gerekir. Bu, silahlı kuvvetlerimiz için gereklidir, bu güvenlik teşkilatlarımız için emniyet teşkilatımız için gereklidir. Bütün mesele nedir? Oradaki zanlılar varsa bunların ortaya çıkarılması, bunların hukuka teslim edilmesidir. Burada da yönetici makamında olanların tutuculuk içine girmemesi gerekir, rahatlıkla gelip yargıya bunları teslim etmelidir.’’

AÇILIMDA SONUNA KADAR GİDECEĞİZ

Demokratİk açılım sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, ‘’Demokratik açılımda sonuna kadar gideceğiz. Ülkenin hassasiyetlerini hiçe sayanları, bu sürecin üzerine gölge düşürmek isteyenleri, aklı selime davet ediyorum. bu süreç aynı zamanda ak ile karanın da ortaya çıkacağı bir süreçtir’’ dedi.

ERDOĞAN: AŞI OLMAYI DÜŞÜNMÜYORUM

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, ‘’domuz gribi aşısı olmayı düşünmediğini’’ söyledi. Erdoğan, partisinin grup toplantısı sonrasında gazetecilerin, ‘’Siz aşı (domuz gribi aşısı) olmayı düşünüyor musunuz?’’ yönündeki sorusuna, ‘’Ben aşı olmayı düşünmüyorum’’ cevabını verdi.

04.11.2009


 

Ergenekon’da iddianamelerin okunması tamamlandı

İKİNCİ ‘’Ergenekon’’ davasının 13. duruşmasında, ikinci ve üçüncü iddianamenin okunması tamamlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salondaki duruşmanın öğleden önceki bölümünde Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından dönüşümlü olarak, sanıklara ilişkin hukuki bölümler okundu. Savcılar, 7 Eylül tarihinde birleştirilen ikinci ve üçüncü ‘’Ergenekon’’ iddianamelerine ilişkin davanın ilk duruşmasının öğleden sonraki oturumunda başladıkları iddianamenin okunması işlemini bitirdi. İstanbul cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ikincisi 1909, üçüncüsü 1454 sayfa olmak üzere toplam 3 bin 363 sayfa olan 2 iddianamenin özetlenerek okunması 12 duruşma boyunca yaklaşık 49 saati buldu. Mahkeme heyeti, yaklaşık 2 ay önce başlayan iddianamenin okunması işleminin ardından tartışmalar nedeniyle ‘’iddianamenin kısa bir özetinin’’ okunması yönünde karar almıştı. Sanık ve avukatlar tarafından iddianamenin ‘’satır satır’’ okunduğu yönündeki tepkilerin yaşandığı duruşmalarda, savcılar hazırladıkları özeti okudu.

04.11.2009


 

“Yeşil” hakkında kırmızı bülten talebi

DİYARBAKIR’DA 1992-1994 yılları arasında 8 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak aralarında “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım ve itirafçı Abdulkadir Aygan’ın da bulunduğu 8 sanıktan 5’inin yargılanmasına devam edildi.

Sanıkların dünya çapında aranması için haklarında kırmızı bülten formunun düzenlenmesi talep edildi. Diğer 3 sanık, intihar eden Emekli Albay Abdülkerim Kırca, askeri personel Saniye Emlük ve Uzman Çavuş Yüksel Uğur’un yargılanması ise 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinde sürüyor. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, 4’ü hakkında yakalama kararı bulunan 5 sanık katılmadı. Mahkeme heyeti, söz konusu dava dosyasından ayrı tutulan ve yargılanmalarına 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde devam edilen sanıklardan Abdülkerim Kırca, Saniye Emlük ve Yüksel Uğur ile ilgili dava dosyasının akıbetinin bildirilmesi için istenen yazıya cevabın gelmediğini belirtti. İddia makamı, sanıklardan Abdulkadir Aygan’ın yurt dışında, Mahmut Yıldırım’ın ise nüfus kaydı örneğine göre halen sağ ve kaçak durumda olduğunun anlaşıldığını belirtti. Sanık Aygan hakkında iade talepnamesi düzenlenmesi için gıyabi tevkif müzekkeresi çıkartılmasının gerekli olduğunu ifade eden iddia makamı, “Sanıklardan Abdulkadir Aygan ve Mahmut Yıldırım hakkında ayrı ayrı gıyabi tevkif müzekkeresi çıkartılmasına, daha sonra bu sanıkların dünya çapında aranması için haklarında kırmızı bülten formunun düzenlenmesi talep olunur” dedi. Mahkeme heyeti, iddia makamının talebini değerlendirmek üzere duruşmayı erteledi.

04.11.2009


 

DTP, 100 avukatla suç duyurusunda bulunacak

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, ‘’Partimizi hedef alan eylem planıyla ilgili bugün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, 100’ü aşkın avukatla suç duyurusunda bulunacağız’’ dedi.

Türk, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündemde tartışılan ‘’toplumu biçimlendirme planı’’nın, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde halkı rahatsız edecek faaliyetlerin icrası ve DTP’nin terörist ilan edilmesi gibi eylem kararlarını içerdiğini iddia etti. Söz konusu planın ‘’irtica eylem planı’’ndan 2 yıl önce ortaya çıktığını belirten Türk, Hükümet’in, bu girişim karşısında sessiz kaldığını savundu. Demokrasinin kazanması için her zaman mücadele edeceklerini ifade eden Türk, ‘’Partimizi hedef alan bu eylem planıyla ilgili olarak yarın, (bugün) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına 100’ü aşkın avukatla suç duyurusunda bulunacağız’’ dedi.Türk, gerek siyasi, gerek hukuki zeminde mücadelelerini sürdüreceklerini, Parlamento zemininde de bu sürecin takipçisi olacaklarını ifade etti.

04.11.2009


 

Görüşme önergesi TBMM’de

DEMOKRATİK açılım sürecinin tüm yönleriyle ele alınmasını içeren genel görüşme önergesi, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla sunulan önergede, ‘’Demokratik açılım çerçevesinde atılmış, atılmakta ve atılacak olan tüm adımlar, ülkemizdeki huzur ve güvenin, kardeşlik ve dayanışmanın, birlik ve bütünlüğün, bir arada yaşama iradesinin pekiştirilmesine, en önemlisi bu iradenin bizden sonraki nesillere miras bırakılmasına yöneliktir. Demokratik açılımın en önemli ayağı ve teröre karşı alınan önceki tedbirlerden farklı yanı; demokratikleşme, insan haklarının en üst düzeyde tesis edilmesi, bireysel ve kültürel hakların tüm vatandaşlarımızı kapsayacak şekilde geniş kapsamlı olacak şekilde uygulamaya konmasıdır’’ denildi.

AKP TBMM Grup toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplandıran İçişleri Bakanı Beşir Atalay da ‘’Demokratik açılım’’ konusunda ne zaman Meclise bilgi vereceğinin sorulması üzerine 10 Kasım Salı günü Genel Kurula bilgi vereceğini, ancak daha sonra yapılacak genel görüşmenin zamanlamasının Meclisin takdirinde olduğunu kaydetti. Bir gazetecinin, ‘’yapacağınız konuşmada konunun parametrelerine de yer verecek misiniz?’’ sorusu üzerine Atalay, ‘’Ben baştan beri, ‘Meclis platformu en önemlidir’ dedim. Yani bu konuları görüşeceğimiz, açıklayacağımız yer, Meclis çatısı altıdır. Biz hep böyle dedik; muhatabımız millet ve milletin temsilileri olan milletvekilleri ve Meclisimizdir. Dolayısıyla açıklanabilecek, konuşulabilecek her şey burada konuşacağız’’ dedi. Atalay, ‘’Bu konuda yol haritasının kitapçık haline getirileceği söylenmişti. Bir kitapçık dağıtılacak mı?’’ sorusuna ise ‘’Hayır, hayır. Kitapcık niye dağıtalım?’’ karşılığını verdi.

04.11.2009


 

CHP 10 Kasım’da görüşmeye karşı

CHP Sözcüsü ve Genel Saymanı Mustafa Özyürek, demokratik açılıma ilişkin Meclisteki görüşmelerin 10 Kasım’da olmasına itiraz ederek, bunun, başka bir gün yapılması önerisinde bulunacaklarını söyledi.

Özyürek, 10 Kasım’ın Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olduğunu, bugün resmî törenlerin yapıldığını, paneller ve açık oturumların düzenlediğini söledi. Özyürek, bazı milletvekillerinin düzenlenen bu etkinliklere katılacağı için Mecliste bulunamayacağını belirtti. Gün dolayısıyla Atatürk’ün ilke, devrim ve görüşlerinin ele alındığını dile getiren Özyürek, ‘’Bu kadar önemli bir konuyu, önemli bir günde gündeme taşırsanız, Atatürk ile ilgili konuları, haberleri kaydırırsınız, onun yerine açılımı getirmiş olursunuz. Bu sakıncalı’’ diye konuştu. Özyürek, Danışma Kurulunda, bu toplantının başka günde yapılması önerisinde bulunacaklarını bildirerek, ‘’Umarım bu kabul edilir ve daha sonraki günlerde, çarşamba, perşembe günü bu görüşme yapılır’’ dedi.

04.11.2009


 

AB’ye üyeliğin alternatifi yok

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’nin yönünü Batıya çevirdiğini ve AB üyelik müzakerelerini kararlılıkla sürdürdüğünü vurgulayarak, “Müzakerelerin iki tarafı var. Türkiye üzerine düşeni yaparken, AB performansıyla geride kalıyor” dedi. AB üyesi olacak bir Türkiye’ye AB’nin katkıda bulunacağı düşüncesinin yanlış olduğunu ifade eden Gül, “Türkiye’nin AB’ye katkılarını unutmamak lâzım. Üyeliğin alternatifi olamaz’’ diye konuştu.

Gül: AB'ye üyeliğin alternatifi olamaz

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, ‘’Türkiye’nin AB’ye katkılarını unutmamak lazım. Üyeliğin alternatifi olamaz’’ dedi. Gül’e Comenius Üniversitesi’ni ziyareti dolayısıyla ‘’Üniversite Altın Madalyası’’ verildi.

Slovakya’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaretinin ikinci gününde, başkent Bratislava’da bulunan ve ülkenin en önemli üniversitesi olarak tanımlanan Comenius Üniversitesi’ni ziyaret etti. Gül’e, burada Üniversite Senatosu tarafından ‘’Üniversite Altın Madalyası’’ verildi. Üniversitede akademisyenler ve öğrencilere hitap eden Gül, İngilizce yaptığı konuşmanın büyük bölümünü Türkiye’nin dış politikası ve AB ile ilişkilere ayırdı.

Türkiye’nin izlediği dış politikanın sorunlu bölgelere ve bulunduğu coğrafyaya barış, istikrar ve refah getirilmesi temeline dayandığının altını çizen Gül, bu yönde yürütülen diplomasiyi anlattı. Türkiye’nin AB üyelik sürecine de değinen Gül, Türkiye’nin Avrupa ile bin yıllık ilişkileri olduğuna, kıtadaki Rönesans ve reform hareketlerinin temelinde Türkiye’nin etkisinin de bulunduğuna işaret etti. Gül, Türkiye’nin yönünü Batı’ya çevirdiğini ve AB üyelik müzakerelerini kararlılıkla sürdürdüğünü vurgulayarak, ‘’Müzakerelerin iki tarafı var. Türkiye üzerine düşeni yaparken, AB performansıyla geride kalıyor’’ dedi.

AB üyesi olacak bir Türkiye’ye AB’nin katkıda bulunacağı düşüncesinin yanlış olduğunu ifade eden Abdullah Gül, ‘’Türkiye’nin AB’ye katkılarını unutmamak lazım. Üyeliğin alternatifi olamaz’’ diye konuştu.

‘’Türkiye, AB pastasını büyütecek’’ diyen Cumhurbaşkanı Gül, büyük ülkelerin üyelik sürecinin zorlu olduğuna dikkati çekerek, müzakereleri bu çerçevede yürüttüklerini bildirdi.

04.11.2009


 

Müslümanlar yük değil, kazanç

Hollanda Demokrat 66 Partisi Roosendaal Yerel Teşkilât Meclis Grup Başkanı Ton Schijvenaars, parti olarak Türklere kapılarını sonuna dek açtıklarını, çok sayıda Türk kökenli vatandaşın partilerine üye olduğunu söyleyerek, “Biz ülkemizde yaşayan Müslüman kökenli vatandaşlarımızı bir yük değil, kazanç olarak görüyoruz” diye konuştu.

“Müslümanlar, ülkemiz için bir kazanç ”

Demokrat 66 Partisi Roosendaal yerel teşkilat Meclis Grup Başkanı Ton Schijvenaars, parti olarak Türklere kapılarını sonuna dek açtıklarını söyledi. Çok sayıda Türk kökenli vatandaşın partisine üye olduğunu söyleyen Ton Schijvenaars, “Biz ülkemizde yaşayan Müslüman kökenli vatandaşlarımızı bir yük değil bir kazanç olarak görüyoruz” dedi. Türklerin yakından tanıdığı Mustafa Bahçecioğlu’nun da Demokrat 66 Partisi’ne üye olduğunu belirten Schijvenaars, 7 Kasım 2009 tarihinde yapılacak kongrenin ardından Bahçecioğlu’nu 1 Mart 2011 belediye seçimlerinde aday göstereceklerini söyledi. Daha önce Fatma Koşer ile iyi bir ivme yakaladıklarını belirten D66 Meclis Grup Başkanı Ton Schijvenaars, “Bu sefer 1 Mart 2010 seçimlerinde Mustafa Bahçecioğlu sayesinde iyi bir çıkış yapacağımızdan eminiz. Biz Demokrat 66 Partisi olarak ülkemizde yaşayan Müslüman kökenli vatandaşlarımızın bir yük olarak değil bir kazanç olarak görüyoruz. Biz ayrımcılığa karşı bir partiyiz” dedi.

04.11.2009


 

Meslek liselerine ilgi arttı

Meslekİ ve teknik liselerde okuyan öğrencilerin, yüksek eğitimde belli alanlara yönlendirilmelerini içeren katsayı uygulamasının YÖK tarafından kaldırılmasıyla, bu okulları tercih edenlerin sayısı arttı. Edinilen bilgilere göre, bu yıl, mesleki ve teknik liseler öğrencilerden büyük talep gördü.

Bazı okullarda öğrenci sayısının artmasıyla ikili eğitime geçilirken, bu okullara başvuran başarılı öğrencilerin sayısı da arttı. İstanbul’un prestijli okullarından Haydarpaşa Teknik Okullarının, 400 olan kontenjanına karşın 1700’ün üzerinde başvuru gerçekleşti. Okulu tercih eden öğrencilerin diploma notlarında ise artış gözlendi. Katsayı uygulamasının kaldırılması ise en çok imam hatip liselerinin yüzünü güldürdü. 15 yıldır üniversitelerin diğer meslek eğitim bölümlerine öğrenci veremeyen imam hatiplerin talep yoğunluğu üzerine, mevcudun 3 katı öğrenci kabul ettiği ifade ediliyor. Bakırköy Anadolu İmam Hatip Lisesine bu yıl 3 binin üzerinde başvuru gerçekleşti, ancak okul sadece 650’sini değerlendirebildi. Geçen yıla göre öğrenci sayısı yüzde 25 artan okulda başarı düzeyi de yükseldi. Okula kayıt için başvuran öğrencilerin başarı notu yüz üzerinde en az 80 oldu.

04.11.2009


 

Demirel, Demokratların icraatlarını hatırlattı

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ‘’1946’dan bu yana Türkiye’de icraat olarak ne yapılmışsa Demokrat Parti’nindir, Adalet Partisi’nindir, Doğru Yol Partisi’nindir ve Anavatan Partisi’nindir. Türkiye’de ne varsa ortaya konulan, bu siyasî felsefenin eseridir’’ dedi.

Demirel, Demokrat Parti Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Murat Yılmaztekin ve yönetim kurulu üyeleri, Güniz Sokak’taki konutunda kabul etti. Süleyman Demirel, burada yaptığı konuşmada, 12 Eylül 1980’de siyasî partilerin kapatıldığını anımsatarak, bunun ardından orta sağın tamamen parçalandığını söyledi. Bu parçalanmanın etkilerini Türk siyasî hayatının gördüğünü ifade eden Demirel, ‘’Türkiye bundan zarar gördü ve bu zarar açıktır. Bugün herkes bunun farkında. Bugün Türkiye’de bir çok şikâyet varsa, Türkiye’nin yönetiminden bir takım huzursuzluklar duyuluyorsa, mutsuzluklar doğmuşsa ve doğmaya devam ediyorsa, Türkiye’de yoksulluktan işsizlikten geniş çapta şikâyet varsa, bir hukuk devleti olması lâzım gelen Türkiye’de hukuksuzluktan şikâyetler varsa bu şikâyetler sistemin işlemeyişindendir. Sistemin işlemeyişinde de bu parçalanmışlıkların önemli rolü vardır’’ dedi. Türkiye’nin, siyasetini yeni baştan düzeltmek mecburiyetinde olduğunu ifade eden Demirel, şöyle devam etti: ‘’1946-2009 yılına kadar geçen 62-63 sene içerisinde Türkiye’de icraat olarak ne yapılmışsa Demokrat Parti’nindir, Adalet Partisi’nindir, Doğru Yol Partisi’nindir ve Anavatan Partisi’nindir. Türkiye’de ne varsa ortaya konulan, bu siyasi felsefenin eseridir.”

04.11.2009


 

Kesintisiz eğitime son verilmeli

5. İmam-Hatipliler Kurultayı sonuç bildirgesinde katsayı gibi eğitimin ruhuna aykırı olan ve halen devam eden kesintisiz eğitime de acilen son verilmesi talep edildi.

İmam-Hatip Liseleri Mezunları Mensupları Derneği (ÖNDER) tarafından düzenlenen 5. İmam-Hatipliler Kurultayı sonuç bildirgesi açıklandı. Bildiride, 10 yıl önce yapılan ciddî bir hatanın ancak bu sene telâfi edilebildiği ve İHL’lerin önündeki manasız katsayı engelinin kaldırıldığ hatırlatılarak, emeği geçenlere teşekkür edildi. Katsayı gibi eğitimin ruhuna aykırı olan ve halen devam eden kesintisiz eğitime de acilen son verilmesi istenilen bildiride, 5-6 yaşındaki çocuklarla 15-16 yaşındaki yetişkin ergenlerin aynı binalarda, aynı koridorlarda eğitim görmesinin yol açtığı sancıların bugün daha net ortaya çıktığı belirtildi. Bildiride, 28 Şubat sürecinde İHL’lere atılmaya çalışılan çamurların tutmadığı vurgulanarak, Ancak bu bahanelerle okullara verilen ziyan artık telafi edilmese gerektiği kaydedildi. Bildiride şu ifadelere yer verildi:

d4 yıla sıkıştırılan 7 yıllık İHL eğitimi yeniden eski haline döndürülmeli ve hatta din eğitimi diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi anaokulundan başlatılmalıdır.

dVurulan darbeler yüzünden bir ara boşalan ve şu anda başka amaçlarla kullanılan binalarımız acilen İHL’lere iade edilmelidir. Yurt ihtiyacı olan okullarımızın ihtiyaçları giderilmelidir.

dKız ve erkek eğitiminin karma yapılması konusu sadece İHL’lerde değil, bir çok köklü lisede de-Fatih Kız Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi vb.- sıkıntı vermektedir. Bütün dünyada dile getirilmeye başlanan bu konu düzeltilmelidir.

dKılık kıyafet düzenlemelerinde dini hassasiyetlerin dikkate alınması sağlanmalıdır. Laikliğin her dine ve dini tezahüre saygı göstermek anlamına geldiğini biliyoruz.

DİN SUBAYLIĞI HAYATA GEÇİRİLMELİ

dOrdumuzda, diğer laik ülke ordularında bulunan din subaylığının hayata geçirilmesini bekliyoruz.

d Sağlık ve Sosyal hizmet uygulamalarında bütün dünyada yaygın olarak tercih edilen manevî rehabilitasyon çalışmalarının yaygınlaştırılması, ilgili hizmet amacıyla din görevlilerinin istihdamı sağlanmalıdır.

d Mezunlarımız okullarımıza, öğrencilerimize, idarecilerimize, hocalarımıza ve mezunlarımıza sahip çıkmalı, yardımcı olmalıdırlar. Birlik ve beraberliklerini diri tutmalıdırlar. Mezun derneği olmayan okulumuz kalmamalıdır. Mezun derneklerimiz ve okul aile birliklerimiz öğrencilerimizin maddî, manevî ihtiyaçlarına yardımcı olmalı, başarılı mezunlara burs bulmalı, istihdam konusunda ellerinden tutmalıdırlar.

dKur’ân okumasını, namaz kılmasını bilmeyen bir nesil yetişmektedir. Bir müslümanın asgarî alması gereken temel dini eğitim, tatbiki olarak bütün okullarda ve erken çağlarda başlatılmalıdır.”

AHMET TURAN SÖYLER

04.11.2009


 

Avrupa'da en hızlı Türkiye büyüyecek

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, güz ekonomik tahminler raporunda Türkiye’nin gelecek yıl yüzde 2,8 ile Avrupa’da en hızlı büyüyen ülke olacağı öngörüsünde bulundu.

AB Komisyonu’nun 6 ay önceki raporunda Türkiye’nin 2010 yılı büyüme tahmini yüzde 2,2 düzeyindeydi. Türk ekonomisinin bu yıl yüzde 5,8 daralmasını bekleyen AB Komisyonu, önümüzdeki yıl yüzde 3’e yaklaşacak büyümenin 2011’de yüzde 3,6’ya ulaşacağını bildirdi. AB Komisyonu’nun güz ekonomik tahminler raporunda, gelecek yıl Avro Bölgesi ve AB’nin yüzde 0,7 büyüyeceği öngörüldü. Avrupa ülkelerinden hiçbiri Türkiye için yüzde 2,8 olarak belirlenen büyüme tahminine yaklaşamazken birçok AB üyesinin 2010’da da küçülmeye devam etmesi bekleniyor.

04.11.2009


 

AB Anayasası yürürlüğe giriyor

Çek Anayasa Mahkemesinin Lizbon Anlaşmasının onaylanabileceğine karar vermesiyle, yeni AB anayasasının yürürlüğe girmesinin önündeki son engel de aşılmış oldu.

Çek Cumhuriyeti’nin AB karşıtı Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus’un Lizbon Anlaşmasını imzalamak için şart koştuğu, ülkesinin AB Temel Haklar Sözleşmesinden muaf tutulması talebi 29-30 Ekimdeki AB zirvesinde kabul görmüştü. Anayasa mahkemesinin olumlu kararının ardından, Klaus’un anlaşmayı gelecek günlerde imzalaması bekleniyor. Bu durumda Lizbon Anlaşmasında öngörülen AB Konseyi Başkanlığı için isim arayışına giren üye ülkelerin muhtemelen gelecek hafta olağanüstü toplanarak, üzerinde büyük ölçüde uzlaşma sağlanan Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy’u ilk AB Başkanı olarak atamaları bekleniyor. Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’e birçok ülkenin karşı çıkması üzerine “düşük profilli” bir aday arayışına giren AB’de, uzlaşmacı kişilikleriyle Hollanda ve Belçika başbakanları öne çıkmıştı.

04.11.2009


 

Türk tarafı müzakere sürecini etkinleştirmeye hazır

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, Türk tarafının bir bütün olarak, Kıbrıs sorununa çözüm bulmayı amaçlayan müzakere sürecini etkinleştirmeye hazır olduğunu söyledi.

Erçakıca, haftalık basın brifinginde, Türk tarafının Kıbrıs sorununun çözümü için gösterdiği aktifliğin ve çabanın sonuç verici olabilmesi için, Kıbrıs Rum tarafının da benzer bir tutum içinde olması ve müzakere sürecinin de artık daha fazla karar verici bir şekle dönüşmesi gerektiğini kaydetti. Bir soru üzerine, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un Kıbrıs’la ilgili son açıklamasında belirttiği gibi, Türk tarafının, müzakere sürecinin karar alıcı bir şekle dönüşmesine hazır olduğunu bildiren Erçakıca, Kıbrıs Rum tarafının alacağı tavra göre de Türk tarafının tavır almasının söz konusu olduğunu ifade etti. Erçakıca, “Türk tarafı bir bütün olarak müzakere sürecini etkinleştirmeye hazırdır. Ban Ki-mun’un da dediği gibi biz karar almaya hazırız, muhataplarımızın da hazır olmasını bekliyoruz ve istiyoruz” dedi.

04.11.2009


 

Telefonlar virüs yuvası

Sakarya Ada Tıp Hastanesi Kulak, Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Cevdet İzmirli, cep, kablolu ve ankesörlü telefonların grip virüsünün yayılmasına ve hastalığın sürekli tekrarlanmasına sebep olduğunu söyledi.

Telefonların zaman zaman temizlenmesinin çok önemli olduğunu belirten İzmirli, “Domuz gribi ve diğer grip virüsünün yayılmasında telefonlar paradan daha tehlikeli. Paralara dokunduğumuzda elimizi yıkıyoruz. Ancak cep telefonumuzu neredeyse hiç temizlemiyoruz” dedi.

İzmirli, yaptığı açıklamada, cep, kablolu ve ankesörlü telefonlarının önemli bir virüs yuvası olduğunu ifade etti. Genelde cep telefonlarının alındığından itibaren hiç temizlenmediğine dikkat çeken İzmirli, “Telefonlarımız gün boyu elimizde. Hangi işi yaparsak yapalım telefonumuz çaldığında elimizin kirli olup olmadığına bakmaksızın açıp konuşuyoruz. Bu sebeple cep telefonları virüslerin yayılmasında paradan daha tehlikeli. Paraya dokunduğumuzda ellerimizi yıkıyoruz. Ancak telefonlarımızı temizlemiyoruz” diye konuştu. Grip olan bir kişinin telefonla konuşurken virüslerin telefona yapıştığını, telefonun temizlenmemesi sebebiyle kişinin sürekli virüse maruz kaldığını dile getiren İzmirli, “Bu da zor iyileşmeye ya da hastalığın sık sık tekrar etmesine sebep oluyor. Cep telefonumuzu bazen bir başkası da kullanabiliyor. Dolayısıyla hem cep hem de kablolu telefonların mutlaka zaman zaman temizleyici ürünlerle silinerek dezenfekte edilmesi gerekiyor” uyarısında bulundu.

Telefonu ağzınıza çok yaklaştırmayın

OFİS, işyeri ve ankesörlü telefon gibi ortak kullanılan telefonların da grip virüsünün yayılmasında önemli bir paya sahip olduğunun altını çizen İzmirli, özellikle ankesörlü telefonla konuşurken çok dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. İzmirli, şu tekliflerde bulundu: “Ankesörlü telefonu mümkün olduğunca ağzımıza çok yaklaştırmamız gerekir. Eğer yanımızda mendil varsa sildikten sonra konuşmamız en doğrusu. Tabi ki tek kullanımlık mendiller tercih edilmeli ve kullandıktan sonra atılmalı. Yine ortak kullanılan ofis ve işyeri telefonlarının da zaman zaman temizlenmesi başta domuz gribi olmak üzere grip virüsünün yayılmasına önemli ölçüde engel olacaktır.”

04.11.2009


 

Belediye Meclisi’nde içkili alan tartışması

AYDIN Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, ‘’içkili alanlar konusunda belediye başkanı olduğu kadar iki çocuk annesi olarak da çok hassas düşündüğünü’’ söyledi.

Aydın Belediye Meclisi Kasım ayı ilk toplantısı, CHP’li Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun başkanlığında yapıldı. Toplam 15 gündem maddesinin görüşüldüğü toplantıda, 14 madde komisyonlara havale edilirken, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde kullanılan tiyatro salonuna, Aydınlı yazar Muzaffer İzgü’nün isminin verilmesi oy birliği ile kabul edildi. Belediye Başkanı Çerçioğlu, İzgü’nün çok değerli bir san'atçı olduğunu, adını ölümsüzleştirmek adına salona ismini vermekten gurur duyduklarını belirtti. Meclis toplantısında en çok ‘’içkili alan projesi’’ konusu tartışılırken, Meclis üyelerinin hassas düşüncelerine hak verdiğini belirten Başkan Çerçioğlu, ‘’İçkili alanlar konusunda sadece belediye başkanı olarak değil, iki çocuk annesi olarak çok hassas düşünüyorum. Geleceğimizin garantisi olan çocuklarımıza sağlıklı bir ortam bırakmak zorundayız. Çok gürültülü, apartman altında kalan yerlere dikkat ediyoruz. Bu konuda her parti sözcüsünün de katılımıyla ilgili krokiyi incelemek için bir araya geleceğiz’’ dedi.

04.11.2009


 

Iğdır’da, PTT şubesi soyuldu

IĞDIR Merkez PTT Şubesi, sabaha karşı soyuldu. Alınan bilgiye göre, sabaha karşı, Topcular Mahallesi Merkez PTT Şubesi’ne giren ve kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler, kilidini kırarak açtıkları kasadan yaklaşık 20 bin TL para çaldı.

Soygun, sabah memurların iş yerine gelmesiyle ortaya çıktı. Ana binanın bakım ve onarımda olması sebebiyle 2 gün önce Vali Konağı Caddesi’ne taşınan Merkez PTT Şubesinin geçici olarak hizmet verdiği binada alarm sisteminin bulunmadığı öğrenildi. Soruşturma başlatan polis, bölgedeki iş yeri kamera kayıtlarını incelemeye aldı.

04.11.2009


 

Suşehri Belediyesi ‘Kriz masası’ kurdu

SİVAS’IN Suşehri ilçesinde iki gündür etkili olan kar yağışı sebebiyle belediye bünyesinde bir ‘Kriz Masası’ oluşturuldu.

İlçeyi etkileyen olumsuz hava şartlarına yerinde ve zamanında müdahale etmek amaçlı kurulan ‘Kriz Merkezi’, 24 saat hizmet verecek. Konu hakkında bir açıklama yapan Suşehri Belediye Başkanı Sedat Sel, vatandaşların 153 Alo Zabıta ve 110 İtfaiye hatlarını her türlü şikâyetlerinde arama yapabileceklerini belirtti. Başkan Sel sözlerine şöyle devam etti: “Bu yıl kar yağışı geçen yıla göre erken geldi. Fakat Belediye olarak daha önceden tüm hazırlıklarımızı yaptık. Kışa hazırlandık. Şimdi ise bünyemizde ilçemiz için kriz masasını oluşturduk. Belediyemize ait 1 greyder 2 adet kepçe ve tuzlama araçları ile kışa hazırız. Bu araçlar gece gündüz demeden çalışacaklar” dedi.

04.11.2009


 

Tire, şiş köftesine ‘coğrafî işaret’ alacak

İZMİR’İN Tire ilçesinin kendi adıyla anılan meşhur şiş köftesine ‘’coğrafî işaret’’ alınması için çalışma başlatıldı.

Tire şiş köfte başta olmak üzere Tire karadutu, Tire çamur peyniri, Beledi dokuma ve Tire süs nalınlarının coğrafi işaret tescillerinin alınmasına yönelik Tire Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü öncülüğünde geçen yıl başlatılan, ancak yerel seçimlerin ardından devam ettirilmeyen çalışmaları Tire Ticaret Odası devraldı. İlk etapta neredeyse ilçenin adıyla özdeş hale gelen geleneksel Tire şiş köftesi için coğrafi işaret alınması üzerinde çalışan Tire Ticaret Odası, resmi ilan aşamasına geldi. Tire Ticaret Odası Genel Sekreteri Aydın Taşan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir ürüne coğrafi işaret alınmasının, hem kültürel ve ticari olarak o ürünün korunmasında oldukça önemli bir işlem olduğunu belirtti. Bir ürünün adı eğer bir coğrafi bölge ile anılıyorsa, bunun o bölge için oldukça değerli bir ayrıntı olduğuna işaret eden Taşan, kendilerinin de Tire kültürünün önemli unsurlarından biri olan Tire şiş köftesini korumak ve gelecek kuşaklara esas yapısını bozulmadan aktarmak amacıyla yola çıktıklarını söyledi.

04.11.2009


 

Koyulhisar-Reşadiye yolunda heyelan

SİVAS’IN Koyulhisar ilçesinde meydana gelen heyelandan dolayı D-100 Karayolu ulaşıma kapandı.

Aralıksız yağan kar yağışı sonrası D-100 Karayolu’nun yamaçtan kopan kaya parçaları Koyulhisar Reşadiye yolunun 6.km’si Bereket Enerji Şantiyesi Mevkiine düştü. Saat 22.20 sıralarında meydana gelen heyelanın ardından Karayolları 163. Bölge Şefliği Ekipleri ve Suşehri Bölge Trafik Ekipleri olay yerinde çalışma başlattı. Yolun trafiğe kapanmasından dolayı trafik akışı Bereket İnşaat Şantiyesi’nin yanında bulunan talî yoldan Koyulhisar istikametine oradan da Koyulhisar Üçyol Mevkii’nden tekrar D-100 Karayolu’nun Koyulhisar-Suşehri Yolu’na verildi. Yola düşen kaya parçalarını kaldırılması için karayolları ve Bereket Enerji Şirketi’nin araçları çalışma başlattı.

04.11.2009


 

Adana’da, Pitbul dehşeti

ADANA’DA, Pitbul cinsi bir köpeğin saldırısında 9 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi yaralandı.

Sakıp Sabancı İlköğretim Okulu 4. Sınıf Öğrencisi Ece Erboğa, okul çıkışında Yamaçlı Mahallesi 605 Sokak’taki evlerine giderken sokakta başıboş dolaşan Pitbul cinsi köpeğin saldırısına uğradı. Vatandaşlar tarafından köpekten güçlükle kurtarılan Ece Erboğa, Adan Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Köpek tarafından boğazından ısırıldığı belirlenen Ece Erboğa, ardından Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedaviye alındı. Yoğun Bakım Ünitesi’nin önünde bekleyen ve kızının durumu hakkında bilgi almaya çalışan baba Cemil Erboğa, AA muhabirine, ‘’Bu bir vahşet. Köpeği sokağa bırakanlar hakkında şikâyetçi olacağım’’ dedi. Bu arada, köpek olay yerine gelen Yüreğir Belediyesi ekipleri tarafından yakalandı. Yetkililer, köpeğin hayvan barınağına teslim edileceğini söyledi.

04.11.2009


 

14 köyün “su” özlemi sona erdi

ARDAHAN’IN Hanak ilçesinde, 2006’da ihalesi yapılan ancak bazı nedenlerle bitirilemeyen, 14 köyü kapsayan içme suyu şebekesi projesi tamamlandı.

Hanak Kaymakamı Süleyman Ovalı, yaptığı açıklamada, Hanak’tan 10, Damal ilçesinden de 4 köyü kapsayan içme suyu şebekesi projesinin ihalesinin, KÖYDES kapsamında 2006’da gerçekleştirildiğini söyledi. Kendisinin ilçede Eylül 2008’de göreve başladığını ve ilk iş olarak bu projeyi tamamlamaya karar verdiklerini ifade eden Ovalı, şunları kaydetti: ‘’Söz konusu ihaleye 4 milyon 200 bin TL para harcanmasına rağmen, eksik imalat ve mühendislik hatası nedeniyle musluklardan suyun akması sağlanamamış. Ardından 2008’in Ekim ayına kadar ciddî hiçbir çalışma yapılmamış. Ben bu işin tamamlanması için vatandaşa söz verdim. Bu işi halletmemiş olsaydım, görevi bırakıp gidecek kadar da iddialıydım. Şu anda vatandaşa verdiğimiz sözü tutmanın sevincini yaşıyoruz.’’

04.11.2009


 

Sigara yasağını sevdik

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi’nin araştırmasına göre, işletme sahipleri ve çalışanların yüzde 80’i, sigara yasağının kapsamının genişletilmesi ve kapalı yerlerde yasaklanmasının ardından, ‘’Kahvehanelerin havasının daha temiz olduğu ve yasadan memnun kaldıklarını’’ belirtti.

HÜ Tıp Fakültesi (HÜ) Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir, yaptığı açıklamada, dumansız hava sahasının kapsamının 19 Temmuz’da genişletilmesinin ardından, tütün ve tütün mamullerinin kapalı mekanlarda içilmesinin yasaklanmasına ilişkin iş yeri ve müşteri memnuniyetiyle ilgili Ankara’da bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Bilir, çalışmadan çok olumlu sonuçlar çıktığını belirterek, ‘’Çalışma, kahvehane sahiplerinin de kahvehanelerdeki müşterilerin de sigara içilmesini kısıtlayan yasadan memnun olduklarını ortaya koydu’’ dedi. Çalışma sırasında kahvehanelerde toplam 463 müşteri ile görüşüldüğünü, ayrıca 44 kahvehanedeki işletme sahipleri ve çalışanların görüşlerinin alındığını ifade eden Bilir, şunları kaydetti: ’’Görüşülen işletme sahipleri ve çalışanlarının yüzde 80’i, sigara yasağından sonra kahvehane havasının daha temiz olduğunu ifade ederek, yasadan memnun olduklarını belirtmişlerdir. Kahvehane müşterileri arasında ise yasadan memnuniyet daha yüksek düzeydedir. Görüşülen müşterilerin yüzde 90’ı yasayı desteklediklerini ifade etmişlerdir. Yasadan memnun olma nedenlerinin başında ise kahvehanenin havasının temiz olması gelmektedir. Kahvehane müşterilerinin yüzde 77.8’i yasanın, ‘Temiz hava soluma hakkını savunduğunu’, yüzde 60.7’si de ‘’Sigara içme sayısının azaldığını’’ belirtmişlerdir.’’

‘TÜTÜN TÜKETİMİNDE DÜNYADA ONUNCUYUZ’

BİLİR, bu yıl dünyada 5 milyondan fazla kişinin, tütünden kaynaklanan hastalıklardan ölmesinin öngörüldüğünü bildirerek, ‘’Bu sayı tüberküloz, HIV/AIDS ve sıtmaya bağlı ölümlerin toplamından daha fazladır’’ dedi. Kullanıcısını öldüren ve satışına yasal olarak izin verilen tek ürünün ‘’Tütün’’ olduğuna dikkati çeken Bilir, tütün mamulleri içinde de en çok sigaranın kullanıldığını söyledi. Bilir, sigaranın içindeki nikotinin, kandaki oksijenin yerini aldığını ve kullanıcıda bağımlılık yaptığını, tütünün bütün dünyada tek başına en önemli ölüm sebebi olduğuna işaret etti. 2009-2030 yılları arasında 175 milyondan fazla kişinin bu gerekçeyle öleceğinin tahmin edildiğini dile getiren Bilir, sigara içenlerin yaklaşık üçte ikisinin Çin, Hindistan, Endonezya, Rusya, ABD, Japonya, Brezilya, Bangladeş, Almanya ve Türkiye’de yaşadığını söyledi. HÜ Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir, ‘’Türkiye’nin tütün kullanımında dünyada 10. sırada’’ yer aldığını belirterek, ‘’Ülkemizde 20 milyon kişi tütün kullanmaktadır’’ dedi. Sigara dumanına maruz kalan kişilerin de birçok hastalık açısından risk altında olduğunun altını çizen Bilir, Türkiye’de 13-15 yaşlarındaki çocukların yüzde 86’sının, pasif etkilenmeyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Bilir, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesine imza koyan 164 üye ülkenin teker teker uyum kanunlarını çıkarmaya başladıklarını da sözlerine ekledi.

04.11.2009


 

Kurban Hizmetleri Komisyonu toplandı

İstanbul Kurban Hizmetleri Komisyonu, Vali Yardımcısı Mustafa Güran başkanlığında toplandı.

Yaklaşan Kurban Bayramı’nda vatandaşların ve yerel yöneticilerin alması gereken tedbirlerin ve uyulması gereken kuralların belirlendiği komisyonda İstanbul Müftü Yardımcısı İrfan Üstündağ, İBB Veteriner Hizmetleri Müdürü Hasan Gençdal, İl Çevre ve Orman Müdürü Gökhan Gümüş, İl Sağlık Müdürlüğü’nden Sait Şen, İl Tarım Müdürlüğü’nden Dr. İhsan Çörekçi ve TDV İst. Şb. Tem. Hikmet Berber de hazır bulundu. Toplantıda İl Kurban Hizmetleri Komisyonunca; İstanbul’daki kurban satış ve kesim yerleri, ilçe komisyonları tarafından İBB Başkanlığı Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu şartlara uygun olmayan yerlerde satış ve kesim izni verilmeyeceğini karar altına alındı. Kurban satış ve kesim yerlerinin denetiminin, ilçe komisyonları, ilçe tarım müdürlükleri, ilçe belediyeleri ve İBB Veteriner Hizmetleri Müdürlüğünce oluşturulan ekiplerce yapılacak. Kurbanların cadde, sokak, park, meydan ve otoban kenarlarında ve ilân edilen kesim yerleri dışında kesmek veya kestirmek sureti ile çevre, Hayvanları Koruma, Hayvan Sağlığı Zabıtası ve Kabahatler Kanunu’na aykırı davrananlar hakkında ilgili yasalar doğrultusunda ilgili kurumlar tarafından gerekli idarî ceza uygulanacak.

04.11.2009


 

Kabil’e, Mevlânâ Üniversitesi

Türkİye, Gazi Üniversitesinin öncülüğünde Afganistan’ın başşehri Kabil’de ‘’Mevlânâ Celâlettin’’ isimli bir üniversite kurmayı planlıyor.

Alınan bilgiye göre, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin isteği üzerine bu ülkede kurulması düşünülen eğitim fakültesinin, Afganistan’ın Belh şehri doğumlu Mevlana Celaleddin’in isminin verileceği bir üniversite olması kararı benimsendi. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, yaptığı açıklamada, konuyla ilgili sürecin 2008’de başladığını, Afganistan’ın eğitim alanındaki ihtiyacı sebebiyle ilk olarak bir eğitim fakültesi kurmayı hedeflediklerini söyledi.

04.11.2009


 

Domuz gribine karşı, humik asit

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Tutar, anti viral (virüs önleyici) özelliği gösteren humik asitin, vücut direncini arttırıcı özelliği sebebiyle domuz gribinden korunmaya karşı en etkili madde olduğunu, domuz gribine karşı yürütülen bilimsel çalışmalarda humik asitten yararlanılması gerektiğini söyledi.

Tutar, yaptığı açıklamada, toprağın humus kısmında bulunan humik asitin mu'cizevî bir madde olduğunu bildirdi. Humit asitin bilinen en güçlü anti oksidan, anti viral, anti mikrobiyal, radikal yakalayıcı ve en iyi vücut düzenleyici olması nedeniyle, insan sağlığı üzerinde olumlu sonuçlar verdiğinin bilimsel olarak ispatlandığını kaydeden Tutar, dünyadaki birçok bilim adamının humik asit üzerinde çalıştığını söyledi. Türkiye’de humik asit konusunda ilk kez proje hazırladıklarını kaydeden Tutar, TÜBİTAK’ın projeye 300 bin TL’lik destek verdiğini belirtti.

04.11.2009


 

Obeziteye güvenle veda edin

Kİlo fazlalığı ya da obezite, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla artan çok önemli bir toplum sağlığı sorunu haline geliyor. Yapılan çalışmalar, obezitenin, özellikle son 20 yılda bir salgın hastalık gibi arttığını ve çocukları da içine alacak şekilde yayıldığını gösteriyor.

Ülkemizde de obezite sıklığı, değişen hayat tarzı ve beslenme alışkanlıkları paralelinde korkutucu bir hızla artıyor. Türkiye’de erişkin nüfusun yaklaşık yarısına yakını, ortalama her 4 kişiden birinin de obez olduğu biliniyor. Bu sorunu en aza indirmek ve toplumu bilinçlendirmek adına çalışmalar yürüten Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği, www.idealkilom.com sitesini bilimsel ve güncel bir bilgi kaynağı olarak Abbott’un koşulsuz katkıları ile hizmete sundu. Konu ile ilgili açıklama yapan Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Taner Damcı yaptığı açıklamada, obezite ve kilo verme konusunda çok fazla bilgi kirliliği olduğuna ve bilimsel olmayan öneriler ve yöntemlerin sağlığı ciddî şekilde tehdit edebileceğine dikkat çekti. Prof. Damcı, www.idealkilom.com ile obezite alanında güvenilir bilgiler sağlayarak önemli bir eksiği giderdiklerini belirtti. Obezite ile mücadelede kişilere rehberlik etmeyi amaçladıklarını belirten Prof. Damcı, “Obezite, tedavi edilmesi gereken çok ciddî bir sağlık sorunu, buna rağmen insanlar kilo problemi yaşadıklarını kabul etmiyorlar ya da bu durumu kozmetik problem olarak algılayıp bilimsel olmayan yöntemlerle üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği olarak insanları bilinçlendirmek ve hastalıkları hakkında gerçek bilgiye ulaşmalarını sağlamak amacıyla www.idealkilom.com sitesini hizmete sunduk.“ dedi. www.idealkilom.com, toplumun erişimine açık ve sadece sağlık profesyonellerinin erişimine açık olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Topluma açık olan bölümünde, kilo fazlalığı, obezite, eşlik eden hastalıklar, beslenme ve egzersiz ile ilgili kaynak bilgiler ile birlikte uzman görüşleri video olarak yer alıyor. “Kilonuzu Yönetin” başlığı altında vücut kütle indeksi ve vücut yağ değerleri hesaplanarak sağlıklı kilo hedefleri belirlenebiliyor ve hayat tarzına göre özelleştirilen diyet ve fiziksel aktivite planlaması yapılabiliyor. Sağlık profesyonellerine açık olan bölümde ise obezite ile ilgili güncel yayınlara ulaşılabiliniyor. Birçok gelişmiş özelliğe sahip sitenin bu bölümü Türkiye’de ilk kez hekimin hastasını internet üzerinden takip etmesine ve iletişim kurmasına da imkân sağlıyor. OBEZİTEYLE SANAL MÜCADELE www.idealkilom.com sağlıklı kilo vermek isteyen kişilerin kilo hedeflerine, kişiselleştirilmiş diyet ve egzersiz planı ile ulaşmalarını sağlıyor. İçeriği Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği (DOBD) tarafından hazırlanan internet sitesi, kilo fazlalığı ve Obezite problemi olan kişilerin, gerek bireysel olarak gerekse tedavilerini izlemekte olan sağlık profesyonelleri ile birlikte kilo takiplerini yapmalarına imkân sağlayarak sağlıklı kilo vermelerine yardımcı oluyor. Bu özelliği ile www.idealkilom.com sitesi, “etkin kilo yönetimi” konusunda Türkiye’nin ilk interaktif sağlık platformu olma özelliğini taşıyor.

04.11.2009


 

İnternet oyunlarında virüs uyarısı

Microsoft, internet üzerinden oyun oynayanları, “Taterf” adlı virüse karşı uyanık olmaları yönünde uyardı. Microsoft Security Intelligence, Taterf’in son 6 ay içinde 4,9 milyon bilgisayara sızdığını, bu sayının bir önceki 6 aya göre yüzde 156 oranında arttığını açıkladı.

Açıklamada, İngiltere’de 2009 yılının ilk 6 ayında, ortalama her saatte 7 bilgisayarın bu virüsten etkilendiği, Taterf’in genellikle internet üzerinden oyun oynayanları hedef aldığı belirtildi. Taterf’in sızdığı oyunlar arasında, World Of Warcraft, Rainbow Island, Lineage, Gamania ve Cabal Online’ın bulunduğu kaydedildi.

04.11.2009


 

Televizyon, çocuğu saldırganlaştırıyor

ABD’dekİ bir araştırma, fazla televizyon seyretmenin özellikle bebeklik çağından yeni çıkmış çocuklarda (3 yaş civarı) saldırgan kişilik oluşmasına yol açabileceğini ortaya koydu.

New York Devlet Üniversitesi (University at Albany) tarafından yapılan araştırmaya göre, çocuktaki saldırganlık eğilimi ile televizyon arasında bir bağlantı olması, seyretme olmadan sadece açık cihazın yakınında olması durumunda bile geçerli olabiliyor.

Araştırmacılardan Jennifer Manganello, ebeveynlerin televizyon kullanımında çok dikkat etmeleri gerektiğini belirterek, ‘’ebeveynlerin çocukların televizyon seyretmelerine sınırlamaları, yayınlanan programlara dikkat etmeleri ve genel olarak evde televizyonun nasıl kullanıldığına dikkat etmeleri gerektiğini’’ söyledi. Ülkedeki 1998-2000 yılları arasında çocuk sahibi olan 20 şehirdeki 3 bin 128 kadının deneyimlerine başvurulan çalışmada, çocukların evde televizyon seyretme süreleriyle sonraki dönemde saldırganlık emarelerinin ortaya çıkması arasında doğru orantılı bir bağlantı olduğu tesbit edildi. Bu çocuklarda saldırganlıkla birlikte diğer çocuklara vurma, sürekli sinirli olma ve bağırıp çağırma da görülebiliyor.

Araştırmada, Amerikan Pediyatri Akademisi tarafından 2 yaş ve altındaki çocuklara televizyon seyrettirilmemesi, daha büyüklerin ise günde en fazla iki saat seyretmeleri yönündeki teklifine de işaret edilerek, çocukların kişisel gelişimlerinde yararlı olacak okuma ve oyun oynamak gibi faaliyetler yerine televizyon seyretmelerinin genel olarak kişisel gelişmelerini de olumsuz etkilediği kaydedildi.

04.11.2009


 

Trafikte dikkatsizlik genetik olabilir

BazI sürücülerin araç kullanırken dikkatsiz olmasının sebebinin bir genden kaynaklanıyor olabileceği bildirildi.

Kaliforniya Üniversitesi’nden bilim adamları, bir gendeki değişimin, araç kullanırken bazı kişilerin daha dikkatsiz olmasına sebep olabileceğini belirtti. Dr. Steven Cramer ve ekibinin yaptığı araştırma, geninde değişim olmayanların, testlerde “dikkatsiz sürücülere” göre yüzde 20 daha başarılı olduğunu gösterdi.

04.11.2009


 

Temkinli olmak hafızayı güçlendiriyor

DavranIş bilimi araştırmalarına göre, temkin hafızanın daha da güçlenmesine yardımcı oluyor.

Avustralya’daki New South Wales Üniversitesi psikoloji profesörlerinden Joseph Forgas başkanlığındaki araştırma grubu tarafından yapılan çalışmanın sonuçlarına göre, temkinli insanların aldanma ihtimali daha az görülürken, karşısındakinin kabiliyetini daha iyi değerlendirebilen bu tip kişilerin hafızası da güçleniyor. Genel olarak temkinli birinin, anlatılanlara karşı çevresindekilere göre daha dikkatli yaklaştığı ifade edilen araştırmada, “olumlu düşüncenin üretimi arttırdığı, esneklik, işbirliği ve mantıksal kestirimlere güvenmeyi arttırdığı görülürken, temkin, daha dikkatli olma ve dış dünyaya daha büyük bir dikkatle yaklaşımı getiriyor’’ denildi. “Australasian Science’’ dergisinin Kasım/Aralık sayısında yer alan araştırmada ayrıca, “üzüntü duygusunun, bilgi değerlendirme yöntemlerini istenilen en iyi sonucu almak amacıyla desteklediğinin belirlendiği’’ kaydedildi.

04.11.2009


 

Klimanjaro’nun karları hızla eriyor

Tanzanya’dakİ Kilimanjaro dağındaki buzulların hızla eridiği ve buzul alanlarının yirmi yıl içinde, hatta daha önce yok olabileceği bildirildi.

Amerikalı Paleo İklim Bilimcilerin, Amerikan Bilimler Akademisi’nin (PNAS) yıllığında yayımlanan araştırmasının, bu durumun başlıca sebebinin muhtemelen iklimin ısınmasından doğan küresel sıcaklıkların artışı olduğunu ortaya çıkardığı belirtildi. Kilimanjaro’yu 1912’de kaplayan buzul takkesinin yaklaşık yüzde 85’lik bölümünün 2007’de tamamen yok olduğu tahmininde bulunan bilim insanları, bulut örtüsündeki değişimler ve kar yağışının, bu buzulların yok olmasına katkıda bulunsa bile bu faktörlerin son on yılda daha az rol oynuyor gibi göründüğünü düşünüyorlar. Kilimanjaro’nun Kibo zirvesi yakınlarındaki Furtwangler buzulunun, 2000-2009 yılları arasında, derinliğinin yüzde 50’lik kısmını kaybettiğini söyleyen bilim insanları, bu buzulun gelecekte yok olacağını belirtti.

04.11.2009


 

Hamileyken, antibiyotik kullanmak çok riskli

Gebelİkte antibiyotik kullanımı üzerine çalışma yapan araştırmacılar, idrar yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan yaygın antibiyotiklerle bebeğin kusurlu doğması arasında bağlantı bulduklarını bildirdi.

Gebelikte antibiyotik kullanımı üzerine yapılan bu ilk büyük analizde, doğuştan kusurlu bebeklerin annelerinin, sağlıklı bebek dünyaya getiren kadınlara göre, gebeliklerinde antibiyotik kullanma oranlarının daha fazla olduğu belirlendi. Bu antibiyotiklerin, sülfa ilâçları (sülfamidler) ile nitrofurantoinler olarak adlandırılan üriner mikrop öldürücüler oldukları belirtildi. Araştırmanın yazarı Dr. Krista Crider, idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisiyle doğuştan kusurlu bebekler arasında ilk kez böyle bir bağlantı bulunduğunu belirterek, bulguları teyit için bu konuda yeni çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi.

04.11.2009


 

Google’dan, sesli Çince arama motoru

Arama motoru “Google”, Çin’deki cep telefonu kullanıcıları için sesli Çince arama motoru geliştirdi.

Şinhua ajansının haberine göre, Çin, Hong Kong, Tayvan ve Makao’da devreye giren uygulama, Çincenin en yaygın lehçesi “Putonghua (Mandarin)” Çincesiyle çalışıyor. Google, geçen yıl Android, Nokia S60, Blackberry ve iPhone marka cep telefonları için sesli İngilizce arama motoru geliştirmişti.

04.11.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.