Güncel |
Hak ihlâlleri, Eylül’de de devam etti |
Türkİye’de din ve inanç özgürlüğü çerçevesinde hukuka ve temel insan hakları değerlerine aykırı uygulamalar Eylül ayında da devam etti. İnsan Hakları Araştırma Derneği’nin (İHAD) “Din ve Vicdan Özgürlüğü Aylık İzleme Eylül 2009” raporuna göre, hak ihlalleri Eylül ayında da yaşandı. Raporda, üniversitelerin yeni eğitim-öğretim dönemine başlamasıyla başörtülü kız öğrencilerin kayıt aşamasında engellemelerle karşılaştığı uygulamaların ülke genelinde yaşandığı belirtildi. Birçok öğrencinin başörtülerini çıkararak fotoğraf çektirmek ve okullarına şapka ve peruk takarak girmek zorunda bırakıldığı vurgulandı. Raporda, diğer üniversitelerde olduğu gibi Sinop ve Çukurova Üniversitelerinde de başörtülü öğrencilerin, kılık kıyafet hükümleri gerekçe gösterilerek yasakla karşılaştığı hatırlatıldı. Raporda, başörtülerini çıkarmadıkları takdirde kayıtlarının yapılmayacağı belirtilen öğrencilerin büyük bölümünün başlarını açarak kayıt yapmak zorunda kaldığı ifade edildi. Raporda, ayrıca Denizli’nin Çivril ilçesinde nikâh işlemlerini yaptırmak isteyen başörtülü genç kızın fotoğraflarını evlendirme memurunun “yönetmeliğe aykırı olduğu” gerekçesiyle kabul etmeyerek nikah işlemini yapmamasının, başörtülü kadınlara yönelik keyfiliğe yeni bir boyut kazandırdığı keydedildi. İHAD’ın raporunda, Eylül ayında yaşanan din ve inanç özgürlüğü çerçevesinde hukuka ve temel insan hakları değerlerine aykırı uygulamalara yer verildi. |
23.10.2009 |
ÖZEL GEZİ PROGRAMINDA “RESMî BÖLÜMLER” DE VARMIŞ |
Muğla'dan Çanakkale'ye düzenlenen okul gezisinde, Fethiye İmam Hatip Lisesi öğrencisi Cemile Büşra Pirci'nin, başörtülü olduğu gerekçesiyle otobüsten indirilmesine tepkiler sürüyor. Konuyla ilgili olarak İl Millî Eğitim Müdürlüğünden yapılan açıklamada yer alan, öğrenciye “Yolculuk boyunca bu kıyafetle gidebileceği, ancak programın resmî bölümlerinde kılık kıyafet yönetmeliğine uygun olunacağı hatırlatıldı” ifadeleri de tuhaf karşılandı. YENİ BİR KEYFîLİK ÖRNEĞİ
Öğrencilere okul içinde başını açma şartı getiren ve yıllardır kaldırılması istenen 12 Eylül yönetmeliğine dayanılarak, yasağı Çanakkale'deki ziyaret ve konaklama alanlarına taşıma girişimi yeni bir keyfîlik örneği olarak yorumlanırken, Millî Eğitim Bakanlığının olayla ilgili olarak nasıl bir tavır alacağı merak ediliyor.
ORASI DA MI KAMUSAL ALAN
Özel bir okul gezisinde dahi “resmî program”dan söz edilmesine anlam verilemezken, “Artık Çanakkale'deki şehitlikler ve ziyaret mekânları da mı kamusal alan olarak görülüyor?” sorusuna cevap verilmesi isteniyor. Ve böyle bir uygulama yaygınlaşırsa çok büyük tartışma ve huzursuzluklara yol açılacağı hatırlatılıyor.
DUR YASAKÇI!
Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğünce Çanakkale’ye düzenlenen geziye katılan bir kız öğrencinin, başörtülü olduğu gerekçesiyle gezi otobüsünden indirilmesi tepki çekti. Alınan bilgiye göre, Milli Eğitim Bakanlığı Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğünce yürütülen ‘’Cumhuriyet Eğitim Gezileri Projesi’’ kapsamında Muğla’dan Çanakkale’ye Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğünce gezi düzenlendi. İddiaya göre, geziye katılan öğrencilerin bulunduğu otobüsün Çanakkale’ye hareketinden önce, Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde hatıra fotoğrafı çekildi. Öğrencilerin bulunduğu otobüsün hareketinden 15 dakika sonra ise Fethiye İmam Hatip Lisesi öğrencisi Cemile Büşra Pirci, başörtülü olduğu gerekçesiyle Muğla şehir merkezi çıkışında otobüsten indirildi ve Milli Eğitim Müdürlüğüne ait bir araçla Fethiye’ye gönderildi. Pirci, Çanakkale’ye gitmeyi çok istediğini anlatarak, ‘’Bu olay beni ve ailemi çok üzdü. Otobüsün hareketinden 15 dakika sonra kılık ve kıyafetlerimin yönetmeliğe aykırı olduğunu söylediler ve beni otobüsten indirdiler. Otobüsten indikten sonra bir araçla beni Fethiye’ye gönderdiler’’ dedi.
İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİĞE SIĞINDI Muğla Milli Eğitim Müdürlüğü, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: ‘’Bakanlığımız Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğünün Eylül-2009 tarihli emirlerinin 20. maddesine; geziye katılan öğrencilerin Milli Eğitim Bakanlığı kılık kıyafet yönetmeliğinin okul forması hariç diğer hükümlerine uymaları gerekmektedir denilmektedir. Adı geçen öğrencinin geziye bahsedilen yönetmeliğe aykırı kıyafetle geldiği bakanlıkça görevlendirilen rehber tarafından tespit edilmiş ve kendisine yolculuk boyunca bu kıyafetle gidebileceği, ancak programın resmi bölümlerinde kılık kıyafet yönetmeliğine uygun olunacağı hatırlatılmış. Bunun üzerine öğrenci geziye katılmak istemediğini belirterek araçtan inmiş. Araçtan inen öğrenci, ailesinin yanına bir araçla gönderilmiştir. Geziye katılacak öğrencinin seçimi ve uyacağı kurallar bakanlık emri gereğince İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve okul yönetiminin sorumluluğunda olup, bu yönde öğrencinin bilgilendirilmediğinin tespiti halinde okul yöneticileri hakkında gerekli işlem yapılacaktır.’’ |
23.10.2009 |
AKDER: Hak ihlâli |
Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER) Başkanı Dr. Refia Kızılhan, Muğla’da Çanakkale’ye düzenlenen geziye katılan bir kız öğrencinin, başörtülü olduğu gerekçesiyle gezi otobüsünden indirilerek, ayrımcılığa maruz bırakılmasının uluslar arası sözleşmelerde güvence altına alınan hakların ihlali niteliği taşıdığını belirtti. AKDER Başkanı Dr. Refia Kızılhan, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Muğla Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe yazarak, İl Milli Eğitim Müdürlüğünce Çanakkale’ye düzenlenen geziye katılan Fethiye İmam Hatip Lisesi öğrencisi Cemile Büşra Pirci’nin, başörtülü olduğu gerekçesiyle gezi otobüsünden indirilerek, ayrımcılığa maruz bırakılmasının yanlışlığına dikkat çekti. Milli Eğitim Bakanlığı ve Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık ve Kıyafetlerine İlişkin Yönetmeliğinin, okul dışında uygulanmasına hukuken imkannın olmadığın vurgulayan Kızılhan, “Bu noktada fiili olarak okul içinde dahi uygulanamayan bir yönetmelik bahane edilerek bir öğrencinin okul dışında ayrımcılığa maruz bırakılması, Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ile Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme (CEDAW) başta olmak üzere uluslar arası sözleşmelerde güvence altına alınan hakların ihlali niteliği taşıdığından tarafınıza müracaat etme mecburiyeti hasıl olmuştur” dedi. AKDER Başkanı, keyfi uygulamaların sonlandırılmasının, sorumlular hakkında işlem yapılması ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkının Kullanılmasına dair Kanun uyarınca yedi gün içinde kendilerine bilgi verilmesini istedi. |
23.10.2009 |
Mardin Alay Komutanı görevden alındı |
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Mardin’in Mazıdağı İlçesi Bilge Köyünde yaşanan katliama ilişkin soruşturma çerçevesinde, Mardin İl Alay Jandarma Komutanının görevden alındığını bildirdi. Üskül, dünkü komisyon toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, Mardin İl Alay Jandarma Komutanının görevden alındığı bilgisinin komisyonlarına geldiğini söyledi. |
23.10.2009 |
Uçakta, domuz gribi paniği |
Thy’NİN Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’dan önceki gün İstanbul’a gelen TK 1147 sefer sayılı uçağında domuz gribi paniği yaşandı. Addis Ababa’dan önceki gece saat 01.10’da İstanbul’a hareket eden uçakta, saat 05.30 sıralarında bir yolcunun, “doktor istiyorum” diyerek bağırması üzerine, uçakta çakta bulunan Dr. Hayri Gözlükgiller, hasta olduğunu belirten yolcuyu muayene ettiğinde domuz gribi şüphesiyle kabin yetkililerini uyardı. Kabin yetkilileri, yolculara hemen maske ve eldiven dağıtarak, yolcunun bulunduğu koltuktan uzaklaşmalarını istedi. Yolcular, ö‘n koltuklara geçirildi ve uçağın içi ilaçlandı. Şüpheli yolcunun uçaktan indirilmesinden sonra, yolcuların uçaktan inişine izin verildi. |
23.10.2009 |
Merhum M. Raşid Erol Hazretleri anılıyor |
Son devrin ünlü İslam âlimlerinden Seyyid Muhammed Raşid Erol, vefat yıldönümünde Adıyaman Menzil’de anılacak. 1993 yılında büyük hastalıklar ve çileler içinde geçen ömrünü tamamlayan Seyyid Raşid Erol Hazretleri, 22 Ekim 1993’te Cuma namazından iki saat sonra 63 yaşında Hakk’a kavuşmuştu. 23 Mart 1930’da Siirt Baykan’a bağlı Siyanüs köyünde doğan Raşid Erol, hem çocukluğu hem de yetişkinliği boyunca sürekli göç etti. 21 sene boyunca milleti irşad yolunda çekilmedik çile bırakmayan Raşid Erol, Merkezi İdare tarafından ‘yurtiçinden ve dışından ziyaretçisi çok olduğu’ gerekçesiyle Kâhta’ya bağlı Menzil köyünde sürgün hayatı yaşatılmıştı. Muhammed Raşid Erol, halk arasında Menzil Şeyhi olarak tanınıyordu. |
23.10.2009 |
“Said Nursî Kimdir?”in dağıtımı devam ediyor |
Gazetemİzİn okuyucularına armağan ettiği “Bediüzzaman Said Nursî Kimdir?” kitapçığının dağıtımına devam ediliyor. Risale-i Nur Enstitüsü tarafından hazırlanan kitapçık, geçtiğimiz Cuma günü Yeni Asya okuyucularıyla buluşmuştu. İlk dağıtımda sayısı elli binleri bulan “Bediüzzaman Said Nursi Kimdir?” kitapçığı Yeni Asya okuyucularına ulaştırılırken, yoğun talep üzerine bugün de, ilâve baskısı yapılan kitapçığın dağıtımı gerçekleştiriliyor. Kitapçıklar, Yay-Sat ve kargo aracılığıyla Yeni Asya bürolarına ulaştırıldı.
Dağıtımı geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirilen bölgeler:
Yay-Sat baskısı, Tarsus, Birecik, Viranşehir, Bozyazı, Tekeli, Afyonkarahisar, Gemlik, Şarköy, Mersin, İnebolu, Alaçam, Samsun, Adana, Ereğli, Demirci, Küçükyalı, Van, Kastamonu, Konya, Trabzon, Mardin, Aksaray, Suluova, Nevşehir, Eskişehir, Cizre, Antalya, Kırşehir, Bayramiç, Kumluca, Vezirköprü, Tokat, Akyazı, Adıyaman, Akşehir, Gebze, Ordu, Zonguldak, Bilecik, Torbalı, Çanakkale, Araklı, Giresun, Turgutlu, İzmir, Biga, Turhal, Menemen, Yalova, İzmit, Gaziantep, Çorum, Isparta, Burdur, Gölcük, Erzincan, Erdemli, Kayseri.
Dağıtımı bugün gerçekleştirilen bölgeler ve talep edilen mahaller: Trabzon, Balıkesir, Erciş, Bolu, Seydişehir, Kütahya, Dörtyol, Malatya, Krdz. Ereğli, Alanya, Bursa, Siirt, Denizli, İskenderun, Zonguldak, Ulus, Adapazarı, Eskişehir, Şarköy, Antakya, Kula, Tarsus, Bilecik, Edincik, Suluova, Yalova, Ödemiş, İstanbul, Ankara, İstanbul elden dağıtım, Mardin. Broşürün dağıtımına önümüzdeki haftalarda da devam edilecek. |
23.10.2009 |
Dağdan insinler, şov yapmasınlar |
İzmir Şehit Aileleri Derneği Başkanı, şehit babası Yavuz Alphan, şehit yakınlarının taleplerini yazdığı mektubu, Başbakan Erdoğan’a iletti. PKK’lıların teslim olma sürecini de değerlendiren Alphan, kimsenin kanının akmasından yana olmadığının altını çizerek, “Dağdan inecekse insinler. Herkes işinde gücünde olsun. Ben kan akmasına karşıyım. Bu vatanı, herkesin söylediği gibi birlikte kurtardık. İstiklâl Harbinde, Çanakkale’de birlikteydik. Peki, şimdi ne oldu?” diye sordu. Dağdan insinler, ama şov yapmasınlar
İzmİr Şehit Aileleri Derneği Başkanı Yavuz Alphan, PKK’lıların teslim olma süreci ile ilgili olarak, “Dağdan inecekse insinler. Herkes işinde gücünde olsun. Vatanımız kalkınsın, işşiz sayımız azalsın” dedi. Alphan, Silopi’de DTP’liler tarafından yapılan karşılama törenine ise “şov yapılmasın” diyerek tepki gösterdi. İzmir Şehit Aileleri Derneği Başkanlığı’nı 13 yıl yürüten şehit babası Yavuz Alphan, şehit yakınlarının taleplerini yazdığı mektubu, kısa bir süre önceki İzmir ziyaretinde görüştüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a elden iletti. Alphan bir sayfalık mektubunda, şehitlik kanunu çıkarılması, şehit derneklerinin kamu yararına çalışan dernekler haline getirilmesi ve şehitlerin kardeşlerine özel sektörde iş verilmesini istedi. Şehit babası Alphan, Başbakan’ın, ‘gereğini yapacağız’ dediğini söyledi. Türkiye’de yaşanan demokratik açılım ve PKK’lıların teslim olma sürecini de değerlendiren Alphan, şehit babası olarak beklentisinin Türkiye’de huzurun olması, gözü yaşlı kimsenin kalmaması olduğunu belirtti. Alphan, “Dağdan inecekse insinler. Herkes işinde gücünde olsun. Vatanımız kalkınsın, işşiz sayımız azalsın. Türkiye kalkınsın. Dünya devletlerinin üst kademelerinde olalım. Mutlu ve refah içinde olalım. İnsan dünyaya niye geliyor? Kavga etmeye mi geliyoruz? Burada ağzımızın tadıyla otursak, yemeğimizi yesek, sohbetimizi yapsak, komşuluk ilişkilerimizi geliştirsek kötü mü olur? Bundan kim kazanır, kim kaybeder?” diye sordu. Kimsenin kanının akmasından yana olmadığının da altını çizen Alphan, “Ben kan akmasına karşıyım. Bu vatanı, herkesin söylediği gibi birlikte kurtardık. İstiklâl Harbi’nde, Çanakkale’de birlikteydik. Peki, şimdi ne oldu?” ifadesini kullandı. Şehit babası Alphan, Mahmur ve Kandil’den gelen PKK’lıların Silopi’de teslim olduğu gün DTP’liler tarafından yapılan gövde gösterisine de sert tepki gösterdi. Yaşananlardan oldukça rahatsız olduğunu kaydeden Alphan, “Tamam, bunlar bu vatanın çocuklarıydı, gittiler ama işi o kadar şova döktüler, o kadar çığrından çıkardılar ki bir yerde kızmamak elde değil. Halılar serdiler, kurbanlar kestiler. Kardeşim sen bunları aldıysan, o partinin, orada 100 bin, 200 bin kişinin ne işi var? Bu insanlar aydan, fezadan gelmedi. Bir yerde hainlik yapan insanlardı” diyerek tepkisini dile getirdi. |
23.10.2009 |
Şovları ölçü almayın |
Başbakan Erdoğan, PKK'lıların Habur Sınır Kapısından girişinde ve sonrasında yapılan gösterilere dair, “Yapılan kışkırtmadır, tahriktir. Bunlar samimî tavırlar değil. Aziz milletimden de rica ediyorum, lütfen bu geri dönüşlerinde sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telâkkî etmeyin’’ şeklinde konuştu. Erdoğan: Şovları ölçü almayın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’demokratik açılım sürecini’’ istismar etmenin, süreci bir siyasi çıkar sağlama faaliyetine dönüştürmenin, millî birlik, beraberlik ve kardeşliğe fayda sağlamayacağını belirterek, ‘’Aziz milletimden rica ediyorum, lütfen bu geri dönüşleri, sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telakki etmeyin” dedi. Başbakan Erdoğan, DSİ Toplantı Salonu’nda düzenlenen Hak-İş Mesleki Eğitim Kursiyerleri Sertifika Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Erdoğan, Türkiye’nin tarihi nitelikte bir sürecin içinden geçtiğini belirterek, dış ve iç politikada son derece önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin yaklaşık 3 aydır “demokratik açılm’’ı konuştuğuna işaret ederek, ‘’Cesaretle, özgürce, demokrasi içinde konuşuyor’’ dedi. 3 aylık sürecin, bir olgunlaşma, hazırlık süreci olduğunu, şu anda da somut neticelerin ortaya çıkmaya başladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Pazartesi günü 34 kişi Habur Sınır Kapısı’ndan giriş yaptı, sorgulandı. İlgili yasalarımız çerçevesinde serbest bırakıldı. Çok daha fazlasını bekliyoruz. Tamamının gelmesi için, silah bırakması için çağrımızı yineliyoruz. Ama ben burada, bu süreçten kendisine fayda devşirmeye çalışanları, süreci tahrik edenleri bir kez daha uyarmak istiyorum. Şark kurnazlığı ile bir yere varılmaz. Süreci istismar etmek, süreci bir siyasî çıkar sağlama faaliyetine dönüştürmek, inanın milli birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize asla yarar sağlamaz. Yapılan şark kurnazlığıdır, yapılan kışkırtmadır, tahriktir. Ülkenin hissiyatına, hassasiyetlerine saygısızlıktır. Sürecin başarıya ulaşmasını arzuladıklarını madem ki söylüyorlar, madem ki söylüyoruz, ama aynı zamanda Habur’da, Diyarbakır’da tam tersi tavır görüyoruz. Bunlar samimi tavırlar değil. Samimî davranışlar değil. Bunlardan derhal vazgeçmemiz lâzım. Bu tutarsız gayri samimi tavırlardan derhal vazgeçilmesi lâzım. Aziz milletimden de rica ediyorum, lütfen bu geri dönüşleri, sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telakki etmeyin. Biz bu yola çıktık.’’ |
23.10.2009 |
BAKAN ATALAY: SÜREÇ DEVAM EDİYOR |
İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, eve dönüşle ilgili sürecin devam edeceğini belirterek, “Tüm bu olanlar, Hükümet’in planlarının bir parçasıdır. Bazıları tarafından bunlara başka irtibatlar içinde bakılmasını hayretle karşılıyoruz” dedi. Atalay, Kanal 24 televizyonunda katıldığı programda ‘’Demokratik Açılım’’la ilgili soruları cevaplandırırken, ‘’sürecin toplumun her kesiminden destek gördüğünü’’ söyledi. Türkiye’nin en önemli sorununu çözmek için uğraş verdiklerini ifade eden Atalay, ‘’şu an toplumun her kesiminin katkı vermesi gereken bir süreçte bulunulduğunu’’ ifade ederek, ‘’Özellikle DTP kesimini uyarıyorum; burada büyük zorluklarla mesafe alınan kardeşlik atmosferi oluşturuluyor. Bunu sabote etmesinler, bir fayda, katkı sağlamaz’’ dedi. Toplumun her kesiminden ‘’daha yapıcı katkılar beklediklerini’’ bildiren Atalay, Hükümet olarak 2001’den beri ‘’Demokratik Açılım’’ sürecinin içinde olduklarını söyledi. Atalay, şunları söyledi: ‘’Bu tür konularla hiç ilgilenmeyebilirdik de. Siyaset sorunların çözümünde en etkili yoldur. Biz risk alıyoruz, demokratik standartları yükseltme yolunda... Tüm farklılıkları zenginlik olarak alıyoruz. Böyle bir vatandaşlık bağı oluşturuyoruz. Bir yandan da terörle ilgili daha etkili sonuç almak istiyoruz. Eve dönüşle ilgili süreç de devam edecek. Tüm bunlarla ilgili de çok bağlayıcı açıklamalarda bulunmak istemiyoruz. Tüm bu olanlar, Hükümet’in planlarının bir parçasıdır. Bazıları tarafından bunlara başka irtibatlar içinde bakılmasını hayretle karşılıyoruz. Bu kadar hayati bir mesele olan terör konusunda muhalefetin tavrını da hayretle karşılıyoruz.’’ |
23.10.2009 |
Herkes kendine gelsin |
CumhurbaşkanI Abdullah Gül, terör örgütü üyelerinin teslimi sırasında yaşanan görüntülerin ‘’provokatif’’ görüntüler olduğunu belirterek, ‘’Bir tarafta huzur olsun, bir sürü kanlı işler bitsin diye uğraşılırken, bir taraftan bunun değerini anlamayıp, bu tip gösteriler, bu tip işin ölçüsünü kaçırıcı davranışlarda bulunmayı tasvip etmem mümkün değildir’’ dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile Çankaya Köşkü’nde yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın açıklamasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Terör örgütü üyelerinin teslimi sırasında sergilenen görüntülere ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: ‘’Söylediğiniz görüntüler hoş görüntüler değil. Açık söyleyim; ben de bunları tasvip etmiyorum. Bunlar provokatif görüntülerdir. Bir tarafta huzur olsun, bir sürü kanlı işler bitsin diye uğraşılırken, bir taraftan bunun değerini anlamayıp, bu tip gösteriler, bu tip işin ölçüsünü kaçırıcı davranışlarda bulunmayı tasvip etmem mümkün değildir. Bunun altını açıkça çiziyorum ve bu bakımdan da herkesin şöyle bir kendine gelmesini ve yapılan bu büyük işler karşısında ölçüsüz davranışlardan kaçınmasını da buradan açıkça tavsiye ediyorum. Bir sürü acılar çekilirken, bu acılar bitsin ve Türkiye bütün enerjisini ülkesinin kalkınmasına, bölgeleri arasındaki gelir dağılımındaki dengesizlikler gitsin ve enerjisini tüm bunlara harcasın diye uğraşırken ve iyi niyetini gösterirken, sanki bunlar kesilsin dercesine bir davranış içerisinde bulunmayı yakıştıramıyorum.’’ |
23.10.2009 |
Sınav takvimi belirlendi |
ÖSYM, 2010 yılı sınav takvimini ve ücretlerini belirledi. Üniversiteye giriş için ilk aşama olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) başvurular 11 Ocak-12 Şubat 2010, ikinci aşama Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) başvurular 3-14 Mayıs 2010 tarihleri olarak belirlendi. Adaylar YGS için 35 lira ücret ödeyecek. Adaylar katılacakları her bir LYS için 20’şer lira ödeyecek. KPSS, lisans mezunları için 10-11 Temmuzda, ortaöğretim ve ön lisans mezunları için 26 Eylülde yapılacak. Lisans mezunları 1. oturum için 35 lira, 2. oturum için 55 lira, 3. oturum için 75 lira, dördüncü oturum 95 lira ödeyecek. Ön lisans ve lise mezunları ise 35 lira sınav ücreti alınacak. ÖSYM gerçekleştireceği diğer sınavların tarihlerini ve ücretlerini de açıkladı. Buna göre, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı’nın (KPDS) ilkbahar dönemi 2 Mayıs 2010’da ve sonbahar dönemi 7 Kasım 2010’da gerçekleştirilecek. Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı’nın (ÜDS) ilkbahar dönemi 21 Mart 2010, sonbahar dönemi 3 Ekim 2010’da yapılacak. Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitime Giriş Sınavı’nın (ALES) ilkbahar dönemi 9 Mayıs 2010, sonbahar dönemi 21 Kasım 2010’da gerçekleştirilecek. KPDS, ÜDS ve ALES’in sınav ücretleri 40’ar lira olarak belirlendi. |
23.10.2009 |
Kaplan: Halk, barışa susamış |
DTP Milletvekili Hasip Kaplan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Hak-İş’in ‘Mesleki Eğitim Kursiyerlerine Sertifika Töreni’nde yaptığı konuşma sırasında söylediği ‘DTP’liler şark kurnazlığını bıraksın’ sözlerine cevap verdi. Kaplan, aynı törende yaptığı konuşmada, “Halk barışa susamış. Halkın bu barış kutlamaları çok görülmesin. Bizim kitabımızda şark kurnazlığı yoktur” dedi. Bir gazetecinin ‘Avrupa’dan gelecek 16 kişilik PKK’lı grup için de yine aynı şekilde karşılama yapacak mısınız?’ sorusu üzerine Kaplan, “Bir tiyo vereyim, Avrupa’dan geleceklerin beraberinde gazeteci meslektaşlarınız da olabilir” diye cevap verdi. Kaplan, bu grubun 24-25 Ekim gibi gelebileceğini söyledi. |
23.10.2009 |
Futbolun karanlık yüzü |
Ekonomİk İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) karapara aklamayla mücadeleyi yürüten Mali Eylem Görev Gücü (FATF), ‘’Futbol Sektörü Aracılığıyla Karapara Aklama’’ konulu raporuyla, futbolun öteki yüzünü ortaya koydu. Rapora göre, son 20 yılda sadece eğlence veren bir sektör olmaktan çıkan futbol, küresel bir endüstri haline dönüştü. Futbolun artan iktisadi önemi de, sektöre yapılan yatırımları artırdı. Ancak bu durum, suç ekonomisi aktörlerinin de futbolla ilgilenmesine yol açtı. Dünyada yaklaşık 265 milyon kişinin futbol oynadığını belirten rapora göre, bunların yüzde 8’ini kadınlar oluşturuyor. Dünyada resmi kayıtlı futbolcu sayısı 38 milyon, hakem ve diğer yetkililerin sayısı 5 milyon, kulüp sayısı da 301 bin. Avrupa futbol pazarının büyüklüğü 13,8 milyar avroyu buluyor. Rapor, futbol endüstrisinin büyüklüğünün önemli bir para akışına sebep olduğunu, bunun da hile, yolsuzluk, vergi kaçakçılığı ve karapara aklamayı beraberinde getirdiğini ifade ediyor. Rapora göre, futbolcuların transfer bedellerinin kontrolsüz artması ve kulüplerin finansman gereksinimi futbolda yasa dışı işlere ortam sağlıyor. Taraftar, paranın kaynağını önemsemiyor ve kulübe para sağlayan başkanlara sempatiyle yaklaşıyor. |
23.10.2009 |
Bakan Şimşek, akaryakıt zammını savundu |
Malİye Bakanı Mehmet Şimşek, akaryakıt ürünlerindeki ÖTV artışının gerçekleşen enflasyonun oldukça altında tutulduğunu söyledi. Şimşek, CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in akaryakıttan alınan ÖTV tutarına ilişkin soru önergesine yazılı cevap verdi. Şimşek, şunları kaydetti: ‘’1 Ocak 2005-30 Haziran 2009 döneminde ÜFE’deki artış yüzde 35,48’dir. 15 Temmuz 2009’da yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla akaryakıt ürünleri ÖTV’sinde yapılan değişiklikle yaklaşık 4,5 yılın sonundaki ÖTV tutarındaki artış; kurşunsuz benzin için yüzde 24,15 ve kırsal motorin için yüzde 29,96 olmuştur. Aynı dönemdeki yüzde 35,48 oranındaki ÜFE artış oranıyla birlikte değerlendirildiğinde ÖTV artışının gerçekleşen enflasyonun oldukça altında tutulduğu görülecektir.’’ Bakan Şimşek, vergileme alanında yapılacak düzenlemelerin etkilerinin, bakanlığınca ve ilgili birimlerce değerlendirildiğini vurgulayarak, ‘’Bu değerlendirmeler neticesinde izlenen ekonomik program ile bütçe hedefleri ve gerçekleşmeleri de göz önünde bulundurularak, ülke ekonomisinin ihtiyaçları çerçevesinde vergi oran veya tutarlarında değişiklikler yapılmaktadır’’ dedi. |
23.10.2009 |
30 ilde, akaryakıt kaçakçılarına operasyon |
30 ilde eş zamanlı olarak 100’e yakın akaryakıt istasyonuna düzenlenen jandarma operasyonunda, kurdukları düzenekle kaçak akaryakıtı yasal olanıyla sattıkları iddia edilen yaklaşık 200 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Ankara Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kocabey’in talimatıyla Ankara, İzmir, Samsun, Kırıkkale, Van, Muğla, Adana, Mersin, Manisa ve Balıkesir’in de aralarında bulunduğu 30 ilde dün sabah başlatılan operasyon sonucu, akaryakıt istasyonu sahibi ve yetkilisi 200 kişi gözaltına alındı. ‘’By-pass’’ adı verilen operasyon sonucu, kaçak akaryakıt sattığı ileri sürülen istasyonların, yer altına ikinci bir depo koydukları ve bu depo içindeki akaryakıtın ayrı bir hat ile pompaya bağlandığı tespit edildi. Şüphelilerin, yurda yasa dışı yollardan sokulan kaçak akaryakıtın yanı sıra, sanayide kullanılıyor gibi gösterdikleri ‘’white spirit’’ ve ‘’toluen’’ gibi bazı maddelerden elde ettikleri hileli akaryakıtı sattıkları öne sürüldü. TSE standartlarına uygun olmayan bu ürünlerle tüketiciyi mağdur ettikleri savunulan şüphelilerin, işlemlerinde ÖTV’yi de bertaraf ederek, büyük kazanç sağladıkları iddia edildi. Soruşturmanın, Ankara İl Jandarma Komutanlığına gelen bir ihbar üzerine başlatıldığı öğrenildi. |
23.10.2009 |
Şarabın bir zararı daha ortaya çıktı |
Alman uzmanlar beyaz şarabın dişler için zararlı olduğunu belirtti. Nutritional Research dergisinde çıkan araştırmaya göre, beyaz şarap, taş minesine zarar veriyor. Johannes Gutenberg Üniversitesinden uzmanlar, bu tezlerini ispatlamak için bir yetişkine ait dişi beyaz şarap içinde bir gün bekletti. Deneyin sonunda diş minesinin yüzeyindeki kalsiyum ve fosforun 60 mikrometre kadar aşındığı tesbit edildi. Uzmanlar, içkiden sonra dişler fırçalansa bile dişin yıllarca böyle bir etkiye maruz kalmasının mineye verdiği zararı azaltmadığına dikkati çekti. |
23.10.2009 |
Birkaç fincan kahve, karaciğere faydalı |
Günde birkaç fincan kahvenin, Hepatit C gibi karaciğer hastalıklarının ilerlemesini yavaşlattığı anlaşıldı. Amerikalı araştırmacılara göre, günde en az 3 fincan kahve içen hastaların ileri safhadaki müzmin Hepatit C ve diğer karaciğer rahatsızlıklarının ilerleme ihtimali, kahve içmeyenlere nazaran yüzde 53 azalıyor. ABD Ulusal Kanser Enstitüsü uzmanlarının araştırması, 766 karaciğer hastası arasında üç aylık kontrollerle yaklaşık dört yıl boyunca yürütüldü. Araştırmacılar, kahvenin genellikle sarılık hastalığından ileri gelen ikinci tip şeker hastalığı riskini de azalttığını düşünüyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre, dünyada her sene 3-4 milyon kişi Hepatit C’ye yakalanıyor. Vak'aların yüzde 70’inde hastalık müzminleşip siroz ya da karaciğer kanserine çevirebiliyor. |
23.10.2009 |
Windows 7 piyasada |
Kİşİsel bilgisayarlar dün Microsoft’un yeni işletim sistemi Windows 7 ile tanıştı. Microsoft, kullanıcıların yeni işletim sistemini öncülü Vista’dan daha çok tercih etmelerini beklerken, Windows 7 yeni çoklu medya uygulamaları ve internette veri depolama özellikleriyle dikkat çekiyor. Vista’nın piyasaya çıkmasından 3 yıl sonra çıkarılan ve beta versiyonları Blackcomb ve Vienna olarak bilinen Windows 7, altı ayrı versiyonuyla satışa sunuluyor. |
23.10.2009 |
Güvenli internet evimizde |
Okullardakİ güvenli internet ile aynı özellikte olan ‘’Nette Çocuk Var’’ hizmeti ile çocukların kişisel gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek sakıncalı içerikler, merkezi bir sistem tarafından filtreleniyor. TTNET müşterileri, ayda 3 TL karşılığında çocukların internetten güvenli bir şekilde faydalanmalarına olanak sağlayan ‘’Nette Çocuk Var’’ hizmetine sahip olabiliyor. Okullarda kullanılan kriterler baz alınarak geliştirilen ‘’Nette Çocuk Var’’ hizmeti hakkında bilgi veren TTNET Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Onuk, ‘’TTNET olarak internette güvenlik konusuna büyük önem veriyoruz. Aile Koruma Şifresi hizmetimiz, sakıncalı görünen içeriği, ebeveynlerin filtrelemesine olanak tanırken ‘’Nette Çocuk Var’’ hizmeti, merkezi sistem aracılığı ile sakıncalı içeriğin filtrelendiği internetle buluşturuyor’’ diyerek bu hizmetten yararlanmak için herhangi bir program yüklemeye gerek olmadığını ifade etti. Açıklamada, ‘’Nette Çocuk Var’’ hizmetinin, 444 0 375 TTNET Müşteri Hizmetleri ve TTNET satış noktalarından temin edilebileceği belirtildi.
İNTERNET BEYİN FAALİYETLERİNİ GELİŞTİRİYOR
İnternet kullanımının yetişkin beyinlerinde değişime yol açtığı bildirildi. ABD’nin Los Angeles şehrindeki California Üniversitesinde (UCLA) yapılan bir araştırmaya göre, bir haftalık internet kullanımı bile yetkişkinlerin beyin faaliyetlerinde gelişmeye sebep oluyor. Araştırma sonuçları, internet kullanmayı öğrenmenin, sinirsel faaliyet kalıplarını harekete geçirdiğini ve özellikle ileri yaşlardaki yetişkinlerde beyin faaliyetlerini ve idraki geliştirebildiğini ve bir çeşit beyin egzersizi olduğunu ortaya koyuyor. Yaş ilerledikçe, beyinde hücre faaliyetlerinin azalması ve Alzheimer hastalığına yol açan amiloid plakları birikiminin yükselmesi gibi bazı yapısal ve fonksiyonel değişimler meydana geldiği ve bunların idrak fonksiyonunu etkileyebileceği belirtiliyor. Çalışmayı kaleme alan Dr. Gary Small, ‘’İnternet kullanımı konusunda tecrübesi az olan ileri yaşlardaki kişilerin kısa bir süre bile olsa internetle meşgul olmalarının beyin faaliyetlerini geliştirdiğini keşfettik’’ diye konuştu. |
23.10.2009 |