Haberler |
Biz de engellendik, ama reformlarla aştık |
İsveç’in Ankara Büyükelçisi Christer Asp, kendisinin İsveç’in Avrupa Birliğine girişini önleme çabalarıyla bizzat mücadele etmek zorunda kaldığını belirterek, “Tabiî ki bizi AB dışında tutmak isteyenleri dinlemedik. Üzerimize düşen vazifeleri yerine getirdik. AB’ye girmek isteyen her ülkeye karşı AB içinde direnç gösteren birtakım çevreler muhakkak çıkmaktadır” dedi. İsveç’İn Ankara Büyükelçisi Christer Asp, ‘’Ben İsveç’in müzakere sürecinde rol oynadım. İsveç’in AB’ye girişini önleme çabalarıyla mücadele etmek zorunda kaldım. Tabii ki biz dinlemedik bizi AB dışında tutmak isteyenleri. Üzerimize düşen vazifeleri yerine getirdik. Demek ki bundan çıkarılması gereken bir ders var’’ dedi. Christer Asp, Gaziantep’i Geliştirme Vakfı’nın, İsveç’in AB dönem başkanlığını devralması nedeniyle düzenlediği ‘’AB Süreci ve Türkiye’’ konulu söyleşiye konuk oldu. Asp, AB içinde, birliğe yeni üye olacaklara direnç gösteren çevrelerin mutlaka çıktığını söyledi. ‘’AB ilk kurucu altı üyesiyle kalmış olsaydı hiç bugünkü görünümünü, imajını verebilir miydi, aynı kudretle yansıtabilir miydi’’ diyen Asp, genişleme politikasının AB’nin etkinliğine diğer bütün faktörlerden daha çok katkıda bulunduğunu söyledi. Asp, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Fransa 10 yıl boyunca İngiltere’nin birliğe girmemesi için uğraş vermiştir. Ben İsveç’in müzakere sürecinde rol oynadım. İsveç’in AB’ye girişini önleme çabalarıyla mücadele etmek zorunda kaldım. Tabii ki biz dinlemedik bizi AB dışında tutmak isteyenleri. Üzerimize düşen vazifeleri yerine getirdik. Bunu yerine getirmiş olmamıza rağmen nihai oylamada 80 tane AB parlamentosu üyesi, İsveç’in AB’ye girmesinin aleyhinde oy kullanmışlardır. Demek ki bundan çıkarılması gereken bir ders var. AB’ye girmek isteyen her ülkeye karşı AB içinde direnç gösteren bir takım çevreler muhakkak çıkmaktadır. Öte yandan, ikinci çıkarılması gereken ders ise hemen hemen her katılım bir başarı hikayesine dönüşmüştür. İstisnasız bütün katılımlar AB’nin gerek iç dinamikler açısından güçlenmesine gerekse de uluslararası ilişkiler açısından güçlenmesine yol açmıştır.’’ Asp, Türkiye’nin de AB’ye katılımına karşı olan çevrelerle sıkı bir şekilde mücadele etmek zorunda kalacağını belirtti. Türkiye’nin AB’ye katılımının bir Malta ya da İsveç’in birliğe katılması kadar kolay olmayacağını vurgulayan Asp, ‘’Şunu da unutmamak gerekir ki, Türkiye gelecekte AB’ye bugüne kadar katılmış en büyük ülke olacaktır’’ dedi.
TENKİTLER FIRSAT OLARAK ALGILANMALI
AB’ye katılacak ülkelere yönelik tenkitlerin bir fırsat olarak da algılanabileceğini ifade eden Asp, şunları söyledi:’’Bana İsveç’in neden değiştiğini soruyorlar. ‘İsveç Türkiye hakkında en tereddütlü ülke iken neden böyle sıkı bir Türkiye taraftarı oldu’ diyorlar. Bunun tek ve basit bir cevabı var, çünkü artık Türkiye değişti. Türkiye, AB reformları sürecinde çok ileri adımlar attı. Hatta bu Türkiye’de sessiz ihtilal olarak tanımlanabilecek değişiklikler oldu. İşte bu değişiklikler müzakerelere giden yola tarihi taşları döşedi. Ama o tarihten sonra bu süreçte bir yavaşlama olduğunu da gözlemlemekteyiz. Yeni dönem başkanı İsveç olarak biz Türk parlamentosunun ve hükümetinin AB’ye üyelik yönündeki girişimlerini hızlandıracağına inanıyoruz ve bunu saygıyla karşılayacağız.’’ Asp, İsveç’in, dönem başkanlığı sürecinde Türk hükümeti ile çok yakın bir işbirliği içinde olacağını, yapılması gerekli reformlar için işbirliği içerisinde çalışacağını vurguladı. Asp, ‘’Ama şu da unutulmamalı ki müzakereler gittikçe zor bir alana doğru ilerliyor. Çünkü artık çevresel sorunlar tartışılacak, rekabet sorunları tartışılacak, sosyal ve istihdam konuları tartışılacak. Bu demek oluyor ki Türk hükümetine gerçekten çok önemli çalışmalar yapmak düşüyor. Türk hükümeti reformları bir an önce gerçekleştirerek müzakerelere açılan fasılların sayısının artmasını sağlamalı. İsveç elinden gelen her şekilde bu süreçte Türkiye’ye yardımcı olmaya çalışacaktır’’ diye konuştu. Gaziantep / aa
REFORMLAR TÜRKİYE’NİN İYİLİĞİ İÇİN GEREKLİ
Asp, yaptığı konuşmada, AB’ye katılma kararı almanın bir ülke için çok önemli olduğunu çünkü bu kararın ülkeyi siyasi, iktisadi ve sosyal yönden etkileyeceğini ifade etti. Türkiye’nin müstakbel bir AB üyesi olarak aslında Türkiyeliliğinden bir şey kaybetmeyeceğini, Türkiye olarak kalacağını ifade eden Asp, ‘’Ancak daha geniş bir milletler topluluğu içinde aynı ahlaki değerleri, aynı değerleri paylaşan ve aynı vizyonu paylaşan bir ülke olacaktır. Bu bir ülkenin gelişimi için çok önemli bir adımdır. İşte bu nedenle Türkiye’nin AB’ye üyeliği çok ayrıntılı, derinlemesine bir biçimde tartışılmalı ve gereği gibi anlaşılmalıdır’’ diye konuştu. Asp, AB’nin, asırlar boyunca kıtayı perişan eden savaşlara bir son vermek amacıyla kurulmuş bir proje olduğunu anlattı. Türkiye’nin AB’ye üyelik için yaptığı reformların aslında Türkiye’nin kendi iyiliği için de gerekli olduğunu söyleyen Asp, ancak reformların Türkiye’nin müzakerelerde ilerleme sağlamasında da önemli rol oynadığını bildirdi. Asp, şöyle devam etti: ‘’Sonuç olarak İsveç’in başkanlığı döneminde AB’nin gelişmesi yönünde politikamızı sürdüreceğiz. Türkiye’nin katılımına olumlu bakışımızı sürdüreceğiz. İsveç’in Türkiye’ye karşı olan bütün yükümlülüklerini yerine getireceğinden emin olabilirsiniz. Önümüzdeki yıllarda hem AB’nin hem de Türkiye’nin kendi vatandaşlarına Türkiye’nin AB’ye girmesinin yararlarının anlatılacağı bir politika geliştirmelerini şiddetle savunuyoruz. Bu çok büyük bir stratejik önem arz ediyor.’’ Asp, konuşmasını ‘’Türkiye AB’ye giremezse gelecek nesiller bizi hiçbir zaman affetmeyecektir’’ sözleriyle tamamladı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Ömer Ersoy Kültür Merkezinde gerçekleştirilen söyleşide Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer de söz alarak Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda görüşlerini dile getirdi. |
29.07.2009 |