24 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

Doğu fabrikadan önce ‘umut yatırımı’ istiyor

Doğu Anadolu Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu (DASİDEF) Başkanı Mustafa Yıldız, “Öncelikli amacımız doğuya fabrikadan önce umut yatırımı çekmek.

İnsanların umudu olursa yatırım daha kolay gelir” dedi. İlkini geçen yıl düzenlediği Doğu Anadolu Kalkınma İşbirliği Köprüsü’nün (DAKİK) ikincisini bu yıl Erzurum Kongresi’nin toplandığı zamanda gerçekleştirdi. DAKİK’in açılışına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı. Gül, iş adamlarının ürünlerini sergilediği standları da ziyaret etti. Böylece Doğu Anadolu Bölgesi’nin potansiyeli ve sıkıntıları ilk elden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e aktarıldı. Organizasyon ile ilgili bilgi veren DASİDEF Başkanı Yıldız, geçen yılki toplantıların meyvelerini toplamaya başladıklarını belirterek, şunları söyledi: “Muş, Erzurum, Van ve Kars’ta batılı iş adamları yatırımlarına başladı. Doğu Anadolu 30 yıldır sürekli geriye gidiyor. Bu gerileyişi birden durdurup yatırım çekmek kolay değil. DAKİK toplantıları sayesinde bölgede daha önce hiç olmayan umut yeniden filizlendi. İnsanımız bölgenin potansiyellerini kullanarak kendisi ya da batılı iş adamlarıyla ortak yatırımlar yapabileceklerini gördü. Dükkanını kapatıp Batı’ya taşınmak isteyen esnaf kararından vazgeçmeye başladı. Öncelikli amacımız Doğu’ya fabrikadan önce umut yatırımı çekmek. İnsanların umudu olursa yatırım daha kolay gelir.” Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaklaşık 500 yerel girişimci işadamını, diğer bölgelerden 500 girişimci ve sanayici işadamıyla buluşturan DAKİK 2 karşılıklı ticaret ve işbirliği imkanı sunuyor. DAKİK 2’de 1 milyon dolarlık peynir altı suyu tesisi, Uzakdoğu’ya has 40 adet Bungalow tibi ev inşaatı, kaplıcalara ve kış turizmine yönelik otel yatırımı , perlit fabrikası, kaz ve balık üretimi, tıbbi bitki üretim gibi pek çok proje yatırımcı bekliyor.

FARUK ÇAKIR

24.07.2009


 

SORUN, HALKA YAPILAN MÜDAHALELERLE BAŞLADI

AKP Bitlis Milletvekili Cemal Taşar, Doğu ve Güneydoğu sorununun çözülmesi için tam demokrasiye ihtiyaç olduğunu söyledi. Bölgedeki insanların olduğu gibi kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Taşar, sorunların, bölgede yaşayan insanların dinine, folkloruna ve kültürüne yapılan müdahalelerle başladığını ifade etti.

GAYRİMEŞRU OLUŞUMLARLA ÇARE BULUNAMAZ

Her meselenin hukuk çerçevesinde halli gerektiğini belirten Taşar, şimdiye kadar olan ve bugün ortaya çıkan gayrimeşru oluşumların bölge insanına kin ve husumetten başka birşey vermediğini söyledi. Taşar “Çeteler ve yasal olmayan yapılanmalar ile olaya çözüm bulmak mümkün değil” dedi.

Çözüm tam demokrasİ

AK Parti Bitlis Milletvekili Cemal Taşar, Doğu ve Güneydoğu sorununun çözülmesi için tam demokrasiye ihtiyaç olduğunu söyledi. Bölgedeki insanların olduğu gibi kabul edilmesi gerektiğini belirten Milletvekili Taşar yaptığı açıklamada, bölgede yaşayan insanların dinine, folkloruna ve kültürüne müdahalenin, sorunların başlangıcı anlamına geldiğini vurguladı. Milletvekili Taşar, “Bu coğrafyada yaşayan insanların olduğu gibi kabul etmemiz gerekiyor. Çeteler ve yasal olmayan yapılanmalar ile olaya çözüm bulmak mümkün değil. Bölgede ve Türkiye’de yapılan faili meçhullerin ortaya çıkması için hükümet olarak işi sonuna kadar takip edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Şu anda devam eden ve Ergenekon olarak anılan davaya, AKP'nin meselesi değil Türkiye’nin meselesi olarak bakıyoruz. Bu sebeple de sonu kime dokunursa dokunsun, olay nereye varırsa varsın sonuna kadar devam edeceğiz. Bu davanın sonuçlanması Türkiye’nin tam demokrasiye ulaşmasında önemli bir kilometre taşı olacaktır” şeklinde konuştu. Türkiye’de her meselenin hukuk çerçevesi içinde halledilmesi gerektiğini vurgulayan Bitlis Milletvekili Taşar, şimdiye kadar olan ve bu gün ortaya çıkan gayri meşru oluşumların bölge insanına kin ve husumetten başka bir kazanım vermediğini müşahede ettiklerini ifade etti.

24.07.2009


 

DP-ANAP Ekim’de tamam

DP ile ANAVATAN arasında 3 Haziran 2009 tarihinden bugüne bütünleşme konusunda yürütülen çalışmaların olumlu bir noktaya gelmesi üzerine, iki partinin genel başkanları Hüsamettin Cindoruk ile Salih Uzun, ANAP Genel Merkezinde ortak basın toplantısı yaptı. Toplantıda, bütünleşmenin yıl sonuna gelmeden, Ekim ayı gibi, hukuken tamamlanacağı belirtildi.

DP çatısı altında birleşiyorlar

DP ve ANAVATAN Ekim ayına kadar DP çatısı altında birleşecek, genel başkanlığı Hüsamettin Cindoruk yürütecek. DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile Anavatan Partisi Genel Başkanı Salih Uzun, iki partinin birleşmesi konusunu ele almak için dün bir kez daha biraraya geldi. Görüşmede, birleşmenin DP çatısı altında olması, liderlik koltuğuna Cindoruk’un oturması konusunda görüş birliğine varıldı. Bu arada, Anavatan Partisi’nin, birleme dolayısıyla mağdur olmaması için gerekli altyapı da oluşturulacak. Anavatan Partisi, yeniden yapılandırılacak DP’nin 2 eşit unsurundan biri olacak. Daha önce birleşmenin 2009 yılının Aralık ayına kadar tamamlanacağı belirtilmişti. Bugünkü görüşmede ise birleme takvimi öne çekildi. İki parti Ekim ya da Kasım ayında birleşecek. ANAP Genel Başkanı, Türkiye’nin ihtiyacı olduğu için böyle bir birleşmeyi gerçekleştirmek zorunda olduklarını kaydetti, “Türkiye’nin normalleşmesi gerekiyor” dedi. DP’nin Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk da, iki partinin, 26 yıl süren bir ayrılıktan sonra bir araya geldiğini söyledi ve birleşmedeki kararlılığı “Mutabakatımız tamdır, kararımız kesindir. Türkiye’ye yeni bir imkan, yeni bir siyasi hareket ortaya çıkarıyoruz” sözleriyle dile getirdi.

24.07.2009


 

Bütçe açığı düşündürüyor

Orta Vadeli Programa son şekli verilirken, 2009 Merkezî Yönetim Bütçesi açıklarının beklentilerin çok üzerinde gerçekleşeceğinin ortaya çıkması, ekonomi yönetimini yeni arayışlara yöneltti. Yeni bir vergi artışının “şimdilik” düşünülmediğini belirten ekonomi kurmayları 2010 yılına daha rahat girilebilmesi için harcamaları kısıcı birtakım tedbirleri uygulamaya koymaya hazırlanıyor.

Bütçe açığı düşündürüyor

Ekonomİ yönetimi, gelir artıcı önlemlerinin ardından harcamaları kısıcı tedbirler üzerinde de çalışıyor. Bu çerçevede yataklı hastalardan katkı payı alınması ile ilaçta yeni fiyatlandırma sisteminin de uygulamaya konulması öngörülüyor. Orta Vadeli Programa son şekli verilirken, 2009 Merkezi Yönetim Bütçesi açıklarının beklentilerin çok üzerinde gerçekleşeceğinin ortaya çıkması, ekonomi yönetimini yeni arayışlara yöneltti. Ekonomi yönetimine göre, son ÖTV ve KDV düzenlemelerinin ardından yeni vergi artışı gündemde değil, bu çerçevede ek motorlu taşıt ve ek emlak vergisi gibi yeni vergilerde düşünülmüyor. Orta Vadeli Program çalışmalarında son aşamaya gelen ekonomi yönetimi, kamuda harcamaları disipline edici tedbirlerin de program dahilinde hayata geçirilmesini planlıyor. Ancak, 2009 bütçesinin mali disipline uygun olarak zaten kısıtlı ödeneklerle hazırlanması nedeniyle, hareket alanının çok dar olduğu ve çok fazla kalemde kesintiye gidilmesinin imkan dahilinde bulunmadığı kaydediliyor. Bütçedeki tasarruftan en fazla sağlık harcamalarının etkilenmesi bekleniyor. Sağlıkla ilgili ilk 2 önlemin de yataklı hastalardan katkı payı alınması ve ilaçta fiyatlandırma sisteminde değişiklik olduğu belirtiliyor.

24.07.2009


 

Katsayının kalkması üniversiteleri geliştirir

Melİkşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reşit Özkanca, katsayının uygulamasının kalkmasıyla mağdur ve başarılı öğrencilerin üniversitelerin gelişimine katkı sağlayacağını söyledi.

Türkiye’nin yeni kurulan özel üniversitelerinden Melikşah Üniversitesi Rektörü Profesör Özkanca, 1998 yılından bu yana devam eden ve meslek liselilerin üniversiteye girişini zorlaştıran katsayı probleminin Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından kaldırılmasını doğru bir karar olarak değerlendirdi. Özkanca, “Mağdur ve başarılı öğrencilerin özel ve devlet üniversitelerinin gelişimine katkı sağlayacaklarını düşünüyorum” şeklinde konuştu. Burç Sağlık Eğitim ve Kültür Vakfı ve Boydak Holding ana sponsorluğunda 2008 yılında kurulan Melikşah Üniversitesi’nin Rektörü Özkanca amaçlarının kar olmadığını memleketine ve milletine faydalı iyi gençler yetiştirmek için çalıştıklarını dile getirdi. Anadolu ve Kayseri’nin ilk vakıf üniversitesi olma özelliği taşıyan Melikşah Üniversitesi akademik bölümlerin yanı sıra alışveriş merkezleri, açık ve kapalı spor kompleksleri, kütüphane, yurt, oditoryum ve sağlık merkezi ile 2009 - 2010 yılında aktif olarak hizmet vermeye başlayacak.

24.07.2009


 

İhracatçılar dolara müdahale istedi

TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, doların daha da aşağı düşmemesi için Merkez Bankası’nın mutlaka piyasadan bir miktar döviz alması gerektiğini belirtti.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçının ve sanayicinin rekabet edebilmesi için de rekabet edebilecek bir kur olması gerektiğini düşündüklerini ifade ederek şunları kaydetti: ‘’Onun için de bu kurun ani düşüş ve çıkışlarına karşı Merkez Bankası’nın çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyoruz. Faiz indirimleri de burada büyük katkı sağlayacaktır. Yurt dışı piyasalarda büyük sıkıntılar var. Özellikle birçok ihracatçı zor durumda. Karlarının ne kadar düştüğünü daha önce rakamlarla ortaya koymuştuk.’’ Merkez Bankası’nın zaman zaman döviz alım ve satım ihaleleri yaparak piyasada regülatör görevi gördüğünü söyleyen Büyükekşi, ‘’(Dolar) Bunun daha aşağı düşmemesi için Merkez Bankasının mutlaka piyasadan bir miktar döviz alması lazım. Döviz alıp döviz kurunu dengede tutabilmesi lazım. Geçtiğimiz yıllarda bunun çok kötü tecrübelerini ihracatçı yaşadı’’ dedi.

24.07.2009


 

5 bin 112 adet maden sahası aramaya açılacak

Enerjİ ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü, toplam 5 bin 112 adet maden sahasını, aramaya açmak üzere ihaleye çıkaracak.

Resmi Gazete'de yayımlanan duyuruya göre, 3213 sayılı Maden Kanununun ilgili hükümlerince hukuki durumları sona eren bin 801 adet 2. grup, bin 467 adet 3. grup, 931 adet 4. grup ve 913 adet 5. grup maden sahası, aynı kanunun ilgili maddesine göre 23 Temmuz 2009 tarihinde ilan edilerek, ihale edilmek üzere aramalara açılacak.

24.07.2009


 

Devlet devlete borçlandı, İmar yine başı çekti

Ankara’nIn vergi borçluları belli oldu. Listenin başında 387.8 milyon liralık vergi borcuyla tasfiye halindeki İmar Bankası’nın Ankara Şubesi yer aldı.

Vergi borçlularının listesinde çeşitli kamu kuruluşları da yer aldı. Ankara Vergi Dairesi Başkanı Şinasi Candan’dan alınan bilgiye göre, 31 Aralık 2008 tarihi itibariyle vadesi geçtiği halde 30 Haziran 2009 tarihine kadar ödenmeyen 150 bin lira ve üzerindeki vergi borçlularını kapsayan listeler, ilgili vergi dairelerine asıldı. Borçlu listesinin kapsamına, vadesi 31 Aralık 2004 tarihi ve öncesine rastlayan borçlular da dahil edilmedi.

Listenin ilk sırasında, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da iflas halindeki İmar Bankasının Ankara Şubesi yer aldı. 387 milyon 886 bin 201 bin lira vergi borcu bulunan İmar Bankası Ankara Şubesini 98 milyon 270 bin 414 liralık borç ile TUTA Petrolcülük, 97 milyon 324 bin 370 liralık borç ile de İmar Bankası Çankaya Şubesi izledi. Vergi borçlularının listesinde çeşitli kamu kuruluşlarının olduğu da görüldü. Bu kuruluşlar arasında Maliye Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösterirken, 2004 yılı sonunda tasfiye edilen Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü de yer aldı. Söz konusu Genel Müdürlük, 6 milyon 36 bin 352 bin liralık vergi borcu ile Ankara’nın en fazla vergi borcu bulunan 75’inci kuruluşunu oluşturdu. Listede, Mamak Belediye Başkanlığı 31 milyon 239 bin 638 liralık vergi borcu ile 15, Çankaya Belediye Başkanlığı 8 milyon 608 bin 376 liralık vergi borcu ile 51, Altındağ Belediye Başkanlığı da 6 milyon 773 bin 806 liralık vergi borcu ile 68’inci sırada bulunuyor. Listede Hema Dişli Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Veziroğlu Mühendislik ve San. A.Ş. gibi tanınmış özel sektör kuruluşları da dikkat çekti.

24.07.2009


 

Kamu alımlarında söz hakkı Maliye’ye geçiyor

Hükümetin, Meclis’in kapanmasından önce çıkarılan torba yasaya eklediği bir madde, Kamu İhale Kurumu’nun özerkliğini tartışmaya açtı.

Maddeyle kamu alımlarına ilişkin politika oluşturma görevi Maliye’ye verildi. AK Parti hükümetleri döneminde 11 kez değiştirilen Kamu İhale Yasası, yeni bir müdahaleyle gündemde. Meclis kapanmadan önce çıkarılan 5917 sayılı torba yasaya eklenen madde, Maliye Bakanlığı’na kamu alımlarıyla ilgili bir görev veriyor. Madde, “Kamu alımlarına ilişkin temel politikaları oluşturmak, bu konudaki kanun tasarılarının hazırlanmasında ilgili kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak” görevini Maliye Bakanlığı’na veriyor. Bu maddeyle özerkliği konusunda Avrupa Birliği’nin de zaman zaman uyarılarda bulunduğu Kamu İhale Kurumu’nun bağımsızlığının zedelendiği yorumları yapılıyor.

24.07.2009


 

“Mayın”da kısmî durdurma

Anayasa Mahkemesi, mayınlı arazilerin temizlenmesini öngören yasanın ihale işlemlerini düzenleyen 2. maddesinin 3 numaralı fıkrasının 1, 2, 4 ve 6. cümleleri ile 3. maddesinin 1 numaralı fıkrasında yer alan ‘’...taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullanılması süresi ise..’’ ibaresinin yürürlüğünü durdurdu. Yüksek mahkeme diğer hükümlerin yürürlüğünü durdurma taleplerini reddetti.

Mayın yasasında ‘49 yıl’a durdurma

Anayasa Mahkemesi, mayınlı arazi yasasının yürürlüğünün durdurulması istemini kısmen reddetti. Mahkeme, “...taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullanılması süresi ise..” ibaresinin yürürlüğünü ise durdurdu. Anayasa Mahkemesi, 5903 sayılı Türkiye ile Suriye Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun’un bazı hükümlerinin iptali istemiyle açılan davada, yürürlüğünün durdurulması talebini görüştü. TBMM’de temsil edilen tüm muhalefet partisi milletvekillerinin imzasının bulunduğu dava dilekçesinde, yasanın kanunun amacını içeren 1. maddesindeki “Bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması” ibaresinin, 2. maddenin tamamının ve “Mayın temizleme ve arazi kullanım süreleri” başlıklı 3. maddedeki “taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyette kullandırılması süresi” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddia ediliyordu. Talebi görüşen mahkeme, mayınlı arazilerin temizlenmesini öngören yasanın ihale işlemlerini düzenleyen 2. maddesinin 3 numaralı fıkrasının 1, 2, 4 ve 6. tümceleri ile 3. maddesinin 1 numaralı fıkrasında yer alan “...taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullanılması süresi ise..” ibaresinin yürürlüğünü durdurdu. Yüksek mahkeme diğer hükümlerin yürürlüğünü durdurma istemlerini reddetti.

‘Askere sivil yargı’ esastan görüşülecek

Anayasa Mahkemesi, askere sivil yargı yolunu açan kanunun iptal istemini esastan görüşmeye karar verdi. CHP, 5918 sayılı ‘’Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’un, askerlere sivil yargı yolunu açan 7. maddesi ile değiştirilen ‘’halinde’’ ibaresi ile geçici 1. maddedeki, 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinde yapılan değişiklik hükümlerinin yürürlüğüyle ilgili düzenlemenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Başvuruda bir eksiklik bulmayan Yüksek Mahkeme heyeti, davayı esastan görüşmeye karar verdi. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın belirleyeceği bir günde dâvâyı esastan karara bağlanacak.

24.07.2009


 

Doğan Tv Holding’e ek ihtiyati haciz

Doğan Yayın Holding A.Ş, Halkalı Vergi Dairesi’nin, hazırlatmış olduğu ‘’bilirkişi raporunu’’ da dikkate alarak, bağlı ortaklığı Doğan TV Holding A.Ş hisse senetleri üzerinde ek ihtiyati haciz işlemi tesis ettiğini duyurdu.

Doğan Yayın Holding A.Ş’nin, Koordinatör Murat Doğu ve Yönetim Kurulu Üyesi Soner Gedik imzalarıyla Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamasında, söz konusu ek ihtiyati haciz ile birlikte, üzerinde ihtiyati haciz işlemi tesis edilen hisse senetlerinin Doğan TV Holding A.Ş sermayesine oranının yüzde 53,93 (önceki: yüzde 45,40) olduğu kaydedildi.

24.07.2009


 

Toplu sünnet sakıncalı

Yaz aylarının gelmesi ve okulların kapanmasıyla birlikte artan toplu sünnet törenlerinin, çocukların hem psikolojisini bozduğu hem de sağlık açısından risk taşıdığı bildirildi.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, sünnetin dünya üzerinde en çok uygulanan cerrahi işlemlerden biri olduğunu belirtti. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte özellikle toplu sünnet şölenleri düzenlendiğini, çok sayıda çocuğun aynı ortamda sünnet edildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Balkan, şunları kaydetti: ‘’Bir cerrahi işlemin steril ortamlarda yapılması gerekir. Özellikle toplu sünnet törenlerinde bunlara çok dikkat edilmiyor. Sünneti yapan kişilerin öncelikle hekim olması, hekim yoksa en azından sağlık memurunun yapması gerekiyor. Bir de toplumun farkında olmadığı bir konu, steril aletlerle yapılmayan, özellikle toplu sünnetlerde hastalık geçme riskidir. Toplu sünnet olayına karşıyız. Toplu sünnet törenleri, hem çocuğun ruhsal gelişimi hem de sağlığı açısından hiç uygun değil. Toplu sünnetlerde her çocuğa gerekli duygusal ve teknik özenin gösterilmesi, her çocuk için ayrı steril alet temini zordur. Bu sebeplerle, toplu sünnet uygulamasından kaçınmak gereklidir.’’

24.07.2009


 

Albay Çiçek, savcı Öz’ü HSYK’ya şikâyet etti

‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra avukatının itirazıyla tahliye edilen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ile tutuklanmasına karar veren Hakim Rüstem Eryılmaz’ı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) şikâyet etti.

Çiçek, avukatı aracılığıyla geçtiğimiz günlerde HSYK’ya verdiği dilekçede, hakkındaki soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları ve tutuklanma kararını veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimi hakkında tahkikat yapılmasını talep etti. Dilekçede, ‘’Çiçek, yalnızca gerekçeli kararın hüküm kısmının okutulduğunu, hakkındaki tutuklama kararına itiraz dilekçesinin de gerekçeli karardan bihaber yazıldığını savundu. Tutanaklar ile gerekçeli tutuklama kararının verilmemesiyle savunma ve adil yargılanma hakkının ihlâl edildiğini savunan Çiçek, geçerli bir delil olmamasına rağmen tutuklanarak cezaevine gönderilmesinin maddî ve manevî yönden mağduriyetine yol açtığını ileri sürdü.

24.07.2009


 

Sinekler, Sakarya’yı istilâ etti

Sakarya’da her yıl Temmuz ayında ortaya çıkan ve ilginç tabiat olayı yaşatan ‘birgün’ sinekleri şehri adeta istilâ etti. Şehre yayılan sinekler, sokak aydınlatmaları başta olmak üzere alış veriş merkezleri, kahvehaneler, iş yerleri ve evlerin ışıklarına geldi.

Milyonlarca sinek ışıklar etrafında bir süre uçtuktan sonra öldü. Ev ve iş yerlerinden sinekleri uzaklaştırmak isteyen vatandaşlar ışıkları söndürdü. Bir çok alış veriş merkezi de sinekler yüzünden otoparkların ışıklarını söndürmek zorunda kaldı. Şehirdeki çok sayıda park ve sokak sinekler yüzünden beyaza büründü.

24.07.2009


 

Hastane yerine katliâma gitmişler

ElazIğ’In Baskil ilçesine bağlı Karaali Köyünde 6 kişinin öldürülmesi, 7 kişinin yaralanması olayının zanlıları olarak gözaltına alınan babanın 21 Temmuzda Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine gitmesi gerekirken, katliama gittikleri öğrenildi.

Elazığ’daki saldırıyla ilgili olarak yakalanan 3 zanlı İlçe Jandarma Komutanlığında verdikleri ifadelerinde, öldürdükleri kişilerin mensup oldukları aileleri düşman olarak gördüklerini, bu kişilerin, arazilerini ve mallarını ellerinden almak istediklerini öne sürdükleri belirtildi. Olaya başlarken hedeflerinin düşman oldukları ailelerin hiçbir ferdini hayatta bırakmamak olduğunu, olay sırasında kadınlara ve işçilere dokunmak istemediklerini ancak orada oldukları için onları da vurmak zorunda kaldıklarını ifade ettiği dile getirilen zanlıların, olaydan sonra Elazığ’a gelip teslim olmayı düşündükleri, suçu kabul ettikleri ve pişman olduklarını söyledikleri belirtildi. Zanlıların, olayın gerçekleştiği günün gecesini bir ağaç altında yatarak geçirdikleri ve ruhsal sorunlarının bulunmadığını öne sürdüklerini öğrenildi. Öte yandan, zanlılara köylülerin şikayeti üzerine jandarma tarafından 18 Temmuzda, savcıyla görüşülmesi için tebligat yapıldı. H. Y. ve oğlu M. Y, 20 Temmuz Pazartesi günü Baskil Cumhuriyet Savcılığına gitti. Savcı yaptığı görüşmeden sonra bu kişilerin ertesi gün yani olayın gerçekleştirildiği 21 Temmuzda Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine giderek durumlarının kontrol edilmesine karar verdi ve hastaneye gitmelerini istedi. Bu kişilerin hastaneye gitmeleri gereken gün olayı gerçekleştirdiği öğrenildi.

24.07.2009


 

Polis otobüsü devrildi: 41 yaralı

CumhurbaşkanI Abdullah Gül’ün Erzurum temasları nedeniyle Trabzon’dan Erzurum’a 2 ayrı otobüsle nakledilen Çevik Kuvvet polislerini taşıyan özel bir firmaya ait otobüs Zigana Dağı’nda yan yattı.

Trabzon-Gümüşhane Karayolu’nun 62. kilometresinde meydana gelen olayda, Salih Zeki Kurtoğlu (52) yönetimindeki 61 S 0022 plakalı özel bir firmaya ait otobüs, Zigana Dağı Köstere Köyü yakınlarında yolun kaygan olması sebebiyle kontrolden çıkarak yan yattı. Kazada 39’u polis memuru, 2’si sivil toplam 41 kişi yaralandı. Yaralı 36 polis memuru ile 2 sivil, Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınırken, diğer 3 polis memurunun ise Trabzon’daki çeşitli hastanelere kaldırıldı. Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan yaralı polis memuru Sefa Emre Yılmaz (22), ayağında meydana gelen ampütasyon (doku kaybı) sebebiyle Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi’ne sevk edildi. Araç şoförü Salih Zeki Kurtoğlu ve yeğeni Nuh Kurtoğlu (18) ise Gümüşhane Devlet Hastanesi acil servisinde tedavi edildi.

24.07.2009


 

Gönül kalpleriyle Kur’ân öğreniyorlar

GÖRME engelli kız öğrenciler, Kur’ân-ı Kerim’i parmak uçlarıyla dokunarak ve gönül kalplerini açarak öğreniyor. Braille alfabesiyle ilahi mesajın çağrısını çözen görme engelli 6 kız öğrenci, Ramazan ayı bitimine kadar, Kur’ân-ı Kerimi hatim edeceklerini söylüyor.

Kırıkkale’nin Çarşı Camii’nde çalışmalarına devam eden öğrenciler, bir birlerinden güç alarak, Kur’ân-ı Kerimi okumanın hazzına varıyor. Görme engelli olmalarına rağmen, parmaklarındaki dokunma hissi ile Kur’ân okuyan öğrenciler, “Parmaklarımız aracılığı ile Kur’ân okuyup Rabbimize kalbimizi açıyoruz” diyor.

“Görmemek benim için bir imtihan” diyen Nefise Aktaş, “Kursa geldikten sonra Braille alfabesi ile Kur’ân-ı Kerim okumayı öğrendim. Parmaklarımla âyetlere her dokunuşumda Rabbim ile konuştuğumu hissediyorum. Okurken O’nunla baş başa kaldığımı düşünüyorum. Her dokunuşta Allah’a daha yakın olduğumu idrak ediyorum. En büyük hedefim hafızlığı tamamlamak. Daha sonra da öğrendiklerimi başkalarına öğretmek istiyorum.” diye konuştu.

“Özürüm bana ödül oldu” diyen özürlü Cengiz İlkbahar ise, “4 çocuk babasıyım ve 40 yaşında Kur’ân-ı Kerimi öğrendim. Özürlüyüm diye hiç isyan etmedi. Hep dualar ettim. Kur’ân-ı Kerimi öğrendikten sonra şükrüm iki kat daha arttı. Sağlam olan insanlara, Kur’ân-ı bilmeyenlere ve ibadet etmeyenlere sesleniyorum. Gelin Kur’ân-ı öğrenin ve ibadet edin. Çünkü Allah (cc), her tarafta ve sizin bir adım atmanızı bekliyor. Siz bir adım atınca O, on adım atacak” dedi.

24.07.2009


 

1 kuruşluk borca, 48 TL masraf

BURSA’DA 15 yıllık polis memuru Savaş Karademir, 2005 yılından kalan 1 kuruşluk borcuna karşılık banka tarafından gönderilen ihtarname karşılığında posta ve ihtarname masrafı olarak 48 TL ödemek zorunda kaldı.

Daha önce görev yaptığı Rize’deki banka şubesinin ev adresine gönderdiği ihtarnameyi okuyunca oldukça şaşıran polis memuru Karademir, Rize’deki banka şubesine 1 kuruşluk borcunun göründüğünü belirterek, şunları söyledi: ‘’Rize’de maaş aldığımız banka farklıydı. Bursa’ya gelince maaşımızın ödendiği banka da değişti. Rize’deyken kullandığım banka hesabımdan dolayı 1 kuruşluk borcum kalmış. Ancak banka bunu tahsil etmek için 48 TL masrafı bulunan ihtarname göndermiş. 1 kuruş için 48 TL ödemek zorunda bırakıldım. İhtarnameyi alır almaz hemen borcumu kapattım. Az daha 1 kuruş için icralık olacaktım.’’

24.07.2009


 

Sıfırın sebebi bilgisayar mı?

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muammer Muşta, eğitimde başarısızlığın en büyük sebebinin küçük yaşta çocuklara okuma alışkanlığı kazandırılmaması olduğunu, bilgisayar kullanımının da okumama alışkanlığıyla örtüştüğünü söyledi.

Prof. Dr. Muşta, çocukların yanlış şekilde ve gereğinden fazla internet başında bulunmasının eğitimin kalitesini düşürebileceğini belirtti.

Bu tespite rağmen, bu yılki OKS ve ÖSS’de pek çok öğrencinin sıfır puan almasında tek suçlunun bilgisayarmış gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu belirten Muşta, ‘’Okuma geleneği olmayan bir toplumuz. Anne ve baba okumuyor, çocuk da okumuyor. Aynı zamanda ülkemizde eğitim maalesef okumaya dayalı verilmiyor’’ dedi. Eğitimde en önemli unsurun beyin gelişimi ve hayata bakışın şekillendirilmesinde derin etkiler bırakan, çocuklara okuma alışkanlığı kazandırılması olduğunu vurgulayan Muşta, şunları kaydetti:

‘’Çocuklara küçük yaşta okuma alışkanlığı kazandırmıyoruz, çocuk kitabın bir bölümünü ezberliyor, sınavdan geçiyor. Bu durum çocuğun gelişmesini engellediği gibi başarısızlığı beraberinde getiriyor. Çocuklarımızın başarısızlığı ülkemizin başarısızlığı anlamına gelir. Tabiî ki ders çalışıp kitap okumak yerine bilgisayar başında oyun oynanarak geçirilen zaman kayıp zamandır. Burada görev, okuldan çok öğrencinin ailesine düşüyor. Anne baba hem kitap okuyacak hem de güzel bir dille yaklaşarak çocuğun kitap okumasını sağlayacak. Çocuk elbette bilgisayardan yararlanacak, oyun oynayacak ancak bunu tümüyle ailesinin gözetiminde yapacak. Yani bilgisayarın çocuğu okumaya teşvik edeceğini düşünmek büyük yanlış.’’

BÜTÜN OKULLARIMIZI BİLGİSAYARLARLA DONATTIK, SONUÇ NE?

Eğitim-İş Sendikası Konya Şube Başkanı Veli Demir ise ödüllendirmenin motivasyon için eğitime katkıda bulunan bir yöntem olduğunu ancak yıl boyunca çocuğunun derslerinin nasıl olduğunu hiç merak etmeyen bir babanın çocuğuna karne hediyesi olarak bilgisayar almasının çocuk tarafından ancak ‘’rüşvet’’ gibi algılandığını belirtti. Karne hediyesinin sadece bilgisayar veya bisiklet gibi pahalı şeyler olması gerekmediğini ifade eden Demir, şunları söyledi: ‘’Tüm okullarımızı bilgisayarlarla donattık, sonuç ne oldu, başarısızlık. Zaten eğitim, insan odaklıysa anlamlıdır. Öğrenciye bilgisayar kullandırınca başarılı olacağını sandık, ancak yanıldığımızı sınav sonuçları yüzümüze vurdu. Öğrencilerin artık sınavlarda sadece matematik değil sosyal bilimler sorularını bile boş bırakmasında en önemli neden, bilgisayarın çocuklarca amaç dışı kullanımına izin verilmesidir.’’

24.07.2009


 

Mevlânâ fİlmİneHİntlİ yönetmen

Hazretİ Mevlânâ’nın hayatını konu alan uzun metrajlı bir film çekilecek. Hindistanlı yönetmen Raca Seyyid Muzaffer Ali’nin birkaç dilde çekeceği film ile Mevlânâ’nın sevgi ve hoşgörü felsefesi dünyaya anlatılacak.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, filme her türlü desteği vereceklerini açıkladı. Hazreti Mevlânâ’yı birkaç dilde tanıtacak uzun metrajlı sinema filminin yönetmenliğini yapacak olan Hindistanlı yönetmen Raca Seyyid Muzaffer Ali, ekibiyle birlikte Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’i ziyaret etti. Senaryosunu Oscar ödüllü senarist David Ward’ın yazdığı filmin yönetmenliğini yapacak olan Muzaffer Ali, yapılacak film ile Hazreti Mevlânâ’nın ve Türkiye’nin uluslar arası alanda daha güzel anlatılmış olacağını kaydetti. Raca Seyyid Muzaffer Ali, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Konya halkının destekleri ile çok güzel bir çalışma yapmanın da sözünü verdi. Mevlânâ’nın hoşgörüsünün Konya’da hissedildiğini anlatan Hintli yönetmen, kendilerine gösterilen ilgiye teşekkür etti.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise güzel bir amaç için çalışanların hiçbir zaman yolda kalmadıklarını söyledi. Büyükşehir Belediye Başkanı Akyürek, sevgi, aşk, huzur gibi kavramların anlamını yitirmeye başladığı günümüzde böyle bir çalışma için yola çıkmanın insanlık adına büyük bir kazanç olacağını kaydetti. Akyürek, Hazreti Mevlânâ’nın temsil ettiği sevgi ve hoşgörü felsefesiyle dünyanın her yerinde ilgi gördüğünü ifade ederek, “Konya olarak bu önemli çalışmaya katkıda bulunacağız. Bu konuda üzerimize düşen her türlü katkıyı vermeye hazırız.” dedi. Başkan Akyürek, ziyaretin sonunda Raca Seyyid Muzaffer Ali’ye İngilizce Mesnevî, ney ve ebru tablosu hediye etti.

24.07.2009


 

3G öncesi klon telefon alarmı

CEP telefonu üzerinden görüntülü konuşma 30 Temmuz’da başlıyor. Teknolojinin nimetlerinden yararlanmak için 3G uyumlu telefon alışverişine çıkan vatandaşları ‘klonlu cep’ telaşı sardı.

‘Telefonunuz klonlanmıştır. 23 Temmuz 2009’da kullanıma kapatılacaktır.’ mesajı alan aboneler soluğu bayide alıyor. Uzmanlar vatandaşların mağduriyet yaşamaması için 392 ile 1.800 lira arasında değişen 3G uyumlu cepleri alırken mutlaka fatura istemelerini istiyor. Kaçak cep operasyonu klonlu telefonu azaltsa bile tamamen bitiremedi. Yurtdışından getirilen telefonlar sisteme kaydedilmek için Mobil Cihaz Kayıt Sistemi’ndeki cihazların kimlik numarası kopyalanıyor. Elektronik kimlik numarası kaçak yollarla Türkiye’ye getirilen telefona aktarılan cihazlar kopyalı mal sınıfına giriyor. Abonenin haberi olmadan telefonu üzerinde yapılan bu işlem vatandaşı çileden çıkarıyor. BTK yetkilileri ise pahalı telefonların kopyalanmasına karşı vatandaşlara şu uyarıyı yaptı: “Alırken faturasız telefon almayın. Eşleştirirken faturası isteniyor. Faturası yoksa kaçak muamelesi görür. Ve kapatılır.”

24.07.2009


 

Ağaç dostu böcek keşfedildi

Trakya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Beyarslan, yumurta koyma borusuyla zararlı böcek larvalarının içine yumurtalarını koyarak larvaların ölmesini sağlayan bir canlı türü bulunduğunu söyledi.

Prof. Dr. Beyarslan, yaptığı açıklamada, Denizli’nin Kale ilçesinde buldukları canlının dünyada bilinmeyen bir tür olduğunu bildirdi. Bulunan canlının arıya benzediğini fakat arıdan çok daha küçük olduğunu ifade eden Beyarslan, şunları söyledi: ‘’Özellikle gelişmiş kanatlara sahip bu canlılar uzun antenleri ve parlak renkleriyle dikkati çekiyor. Canlının en büyük özelliği ise yumurta koyma borularına sahip olmaları. Dünya için yeni bir tür olan bu canlı, yumurta koyma borusuyla zararlı böcek larvalarının içine yumurtalarını koyarak larvaların ölmesini sağlıyor. İğne şeklindeki boru yardımıyla yumurtalarını ağaç kabuğu altında yuva yapan zararlı böcek larvalarının içine şırınga ediyor ve larvaların ölmesini sağlıyor.’’ Buldukları canlının bütün dünyada yeni bir tür olarak kabul edildiğini kaydeden Beyarslan, ‘’Bir canlının yeni olduğunu keşfetmek için öncelikle bu canlıyı bilim dünyasına tanıtmanız gerekiyor. Biz de bulduğumuz canlı türüyle ilgili çalışmalarımızı tamamladıktan sonra bir makale yazdık. Makalemiz Alman bilim dergisi Entomofauna’da yayınlandı ve bulduğumuz canlının dünyada yeni bir tür olduğu kabul edildi’’ dedi. Beyarslan, bitki ve ağaçlara zarar veren böceklerin çoğalmasını engelleyen bu canlıya ‘’Vipio Alpi’’ adını koyduğunu bildirdi.

24.07.2009


 

Yağmur damlaları yere düşmeden parçalanıyor

Yağmur damlalarının yeryüzüne düşüş anlarını inceleyen bilim adamları, damlaların yere çarpmadan önce parçalandığını ortaya koydu.

İtalyan Corriere della Sera gazetesinde yayımlanan habere göre, Marsilya’da bulunan Aix-Marseille Üniversitesinde görev yapan bir grup Fransız bilim adamı, bulut içinde ilk oluştuğunda mükemmel bir küreyi hatırlatan yağmur damlalarının, yeryüzüne düşüşleri sırasında nasıl daha düz bir şekil aldıklarını görüntüledi. Havada oluşan bir yağmur damlasının yer çekimiyle yere doğru hareketi sırasında havanın direnciyle karşılaştığını belirten bilim adamları, bu durumun, damlaların yeryüzüne çarpmadan önce düzleşmesine ve parçalanmasına sebep olduğunu kaydetti. Sonuçları “Nature Physics” bilim dergisinin son sayısında yayımlanan araştırma, neden yeryüzüne düşen yağmur damlalarının farklı olduğu sorusuna cevap veriyor.

24.07.2009


 

Elektronik sigarada zehirli kimyasallar var

Amerİkan Gıda ve İlaç Dairesi FDA, üreticilerinin tütünden yapılan sigaralara göre daha güvenli olduğunu iddia etmelerine rağmen, elektronik sigaralarda kansere sebep olan zehirli kimyasallar bulunduğunu bildirdi.

FDA, 2 büyük elektronik sigara yapımcısının ürünlerine yapılan testlerde, aralarında otomotiv sektöründe kullanılan antifirizin temel maddesinin de bulunduğu bazı zehirli kimyasallar tesbit edildiğini belirtti. FDA yetkilisi Dr. Joshua Sharfstein, ürünlerin ne kadar nikotin ve ne kadar diğer kimyasalları içerdiği hakkında çok az şey bilindiğini söyledi. FDA’daki bilim adamları, incelenen 19 çeşit elektronik sigaranın yarısında insanlarda kansere sebep olan nitrozamin bulunduğunu, nikotin içermediği bildirilen bazı ürünlerde ise düşük seviyede uyarıcılara rastlandığını, bu ürünlerin öncelikle Çin’de üretildiğini ifade etti.

24.07.2009


 

Eczaneler e-reçete kabul edecek

Hekİmlerİn elektronik ortamda yazarak, elektronik imza ile imzaladıkları elektronik reçeteler (e-reçete) de eczanelerde kabul edilecek. Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelikte yapılan Değişiklik, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğin 22. maddesine göre, eczanelerde, yalnızca tabipler, diş tabipleri ve veteriner hekimler tarafından yazılan reçeteler kabul ediliyordu. İnternet, faks, telefon, kurye, komisyoncu ve benzeri yollarla eczanelere gelen reçeteler geçersiz sayılıyordu. Değişiklikle ‘’hekimlerin elektronik ortamda yazarak bunu güvenli elektronik imza ile imzalamalarıyla gerçekleşen elektronik reçeteler (e-reçete)’’ bu hükmün dışında kaldı.

24.07.2009


 

40 bin öğrenci Kur’ân’la buluşacak

NT Mağazaları, müşterilerinin desteği ile başlattığı kampanyada 22 günde 20 binin üzerindeki kurs öğrencisine Kur’ân-ı Kerim hediye etti. 1 Temmuz’da başlayan ve ülke genelinde 76 mağazada devam eden kampanya ile kurslarda Kur’ân okumayı öğrenen ve maddî imkânı olmayan 40 bin kişiye Kur’ân-ı Kerim hediye edilmesi hedefleniyor.

Hayırsever vatandaşların desteği ile gerçekleştirilen kampanya, il müftülüklerince koordineli olarak yürütülüyor. Müftülüğün cami imamları ile belirledikleri maddî durumu iyi olmayan öğrenciler NT Mağazaları’na bildiriliyor. NT Mağazaları da hayırseverlerin desteği ile toplanan Kur’ân-ı Kerimleri bu öğrencilere dağıtıyor. NT Mağazaları Trabzon Şube Müdürü Nazif Avcı, kampanyanın amacının, Kur’ân-ı Kerim’i okumayı öğrenmiş ancak alma imkânı olmayan öğrencileri sevindirmek olduğunu söyledi. Mağazalarına gelen müşterilerini kampanyadan haberdar ettiklerini anlatan Avcı, onların hediye ettikleri Kur’ânları da kendilerinin Diyanet’in kurslarında okuyan öğrencilere ulaştırdıklarını belirtti.

24.07.2009


 

39 günde Mars’a gidilebilecek

AmerİkalI bilim adamları, Mars yolculuğunun süresini 6 ay yerine 39 güne indirebilecek yeni bir tür iyon motoru üzerinde çalışıyor.

New Scientist’in haberine göre, daha önceki bazı uzay yolculuklarında kullanılan iyon motorlarından çok daha güçlü olan ve VASIMR (Variable Specific Impulse Magnetoplasma Rocket) adı verilen yeni motorun farkı, radyo dalgalarını yayan vericilere benzer bir radyo frekans jeneratörü kullanarak parçacık veya plazmayı ısıtmasından kaynaklanıyor. Geleneksel kimyasal yakıtlı roketlerin aksine atmosferde daha az itiş gücü oluşturan ve Dünya’nın çekim etkisinden kendi gücüyle kurtulamayan iyon motorları uzayda tam tersine yıllar boyunca devam edecek itiş sağlıyor ve kimyasal roketlerden çok daha hızlı yol alıyor. NASA, bu teknoloji öncesinde Mars’a göndereceği uzay aracını nükleer termal veya kimyasal yakıtlı roketle donatmayı ve en iyimser tahminle Kızıl Gezegen’e 6 ayda ulaşmayı öngörüyordu.

24.07.2009


 

Türk ekip ‘akıllı sensörler’ geliştirdi

Türk araştırmacılar, implant kullanılan kemik ve omurilik kırığı ameliyatlarında, doktorların iyileşme sürecini gerçek zamanlı olarak izleyebileceği ‘’akıllı sensörler’’ geliştirdi.

Bilkent Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir başkanlığında, doktora öğrencisi Rohat Melik, araştırma mühendisi Emre Ünal ve Dr. Nihan Kosku Pekgöz’ün yer aldığı çalışma, dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor. ABD’nin sektör devi bir firması, teknolojiyi yeni nesil implantlara uygulamaya talip oldu. Demir, bu sensör çalışmasının hayvan modeli aşamasından sonra implantlarla birlikte insan vücuduna yerleştirilmesi aşamasının planlandığını, daha sonra da ürünün geliştirilmesi çalışmalarına hız verileceğini belirtti.

24.07.2009


 

Cezayir’de tatil değişikliği

Cezayİr, hafta sonu günlerini Cuma ve Cumartesi olarak değiştirdi. Cezayir hükümetinin bu kararı, sendeleyen ekonominin yeniden canlandırılmasına yönelik bir adım olarak nitelendirildi. Cezayir, 1976’dan bu yana hafta sonu günlerini Perşembe ve Cuma olarak kabul ediyordu.

Değişiklik, Ağustos ayı itibariyle uygulamaya konulacak. Yetkililer, yeni uygulamanın, gayrisafi millî hasılaya yıllık 800 milyon dolar katkı sağlayabileceğini söylüyorlar.

24.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.