Haberler |
KANLI SALDIRIDA 6 KİŞİ ÖLDÜ |
Elazığ'ın Baskil ilçesine bağlı Karaali köyü Böbüler mezrasında meydana gelen saldırıda 6 kişi öldürüldü; 3'ü ağır, 7 kişi yaralandı. Olayda hayatını kaybedenlerin isimleri İbrahim Esendemir (80), İzzet Esendemir (35), Samet Sis (12), Emine Yükselen, Mustafa Coşkun ve Nafiye Coşkun olarak açıklandı. Yaralıların tedavisi devam ediyor. ŞİKÂYETLER KAALE ALINMADI
6 kişiyi öldüren aklî dengesi bozuk baba ve oğlu ile ilgili şikâyetleri jandarmanın dikkate almadığı iddia edildi. Söz konusu şahısların elindeki silâhların alınması yönündeki dilekçelerinin gereğinin yapılmadığını söyleyen köylüler, savcılığın tavrını da eleştirerek “İşlem yapılması için illâ birilerinin mi ölmesi gerekiyordu?” dediler.
ElazIğ’In Baskil ilçesine bağlı Karaali Köyü Böbüler mezrasında meydana gelen silâhlı saldırıda, 6 kişi öldü, 3’ü ağır olmak üzere 7 kişi yaralandı. Saldırıyı komşu köyden bir ailenin mensupları tarafından düzenlendiği öne sürülüyor. İddiaya göre, Haşim Y. ve Murat Y., ellerinde av tüfekleriyle gittiği Böbüler mezrasında sağa sola rastgele ateş açmaya başladı. Olayda İbrahim Esendemir, İzzet Esendemir, Ahmet Sis, Emine Yükselen, Mustafa Coşkun ve Nafiye Coşkun vefat etti. Yaralanan köylüler, Elazığ’daki hastanelere kaldırıldı. Olayda yaralanan Mustafa Coşkun’un hastaneye gelmeden vefat ettiği, Nafiye Coşkun’un (54) ise müdahaleye rağmen kurtarılamadı kaydedildi. Saldırganların akli dengesinin yerinde olmadığı ve haklarında daha önce de köylüleri rahatsız ettikleri yönünde jandarmaya şikâyet başvurusu olduğu ileri sürüldü. Olaydan sonra Baskil Kaymakamı Mustafa Irmak ve jandarma yetkilileri olay yerine gelerek köylülerden olay hakkında bilgi aldı. Jandarmanın köy ve mezrada aldığı geniş güvenlik önlemleri sürerken olayın faillerini yakalamak için operasyon başlatıldığı belirtildi. Elazığ / aa
VAHŞETİ YAPANLAR HAKKINDA ŞİKÂYETLER DİKKATE ALINMAMIŞ
ElazIğ’In Baskil ilçesi Karaali Köyünde 6 kişiyi öldüren akli dengesi bozuk baba ve oğlu ile ilgili şikâyetlerin jandarma tarafından dikkate alınmadığı iddia edildi. Ölenlerden Mustafa ve Nasiye Coşkun’un akrabası olan Rıfai Coşkun, akli dengesi bozuk baba ve oğulu jandarmaya birkaç defa şikâyet etmelerine rağmen netice alamadıklarını söyledi. Haşim Y. ve Murat Y. ile ilgili olarak 4 yıldır uğraştıklarını anlatan Rıfai Coşkun, en son 7 -8 köylünün imzasıyla birlikte jandarmaya tekrar şikayette bulunduklarını kaydetti. Şahısların silâhlarının olduğunu ifade eden Coşkun, jandarmanın ise silâhları alamayacağını söylediğini dile getirdi. Savcılığın da bir işlem yapmadığını ileri süren Coşkun, “İşlem yapılması için ille de birilerinin mi ölmesi gerekiyordu?” diye tepki gösterdi. |
22.07.2009 |
Giresun’u sel aldı |
Giresun merkezde dün sabah saatlerinde başlayan şiddetli yağmur sele dönüştü. Merkezden geçen Güre deresi taştı. Binlerce evi su basarken, yüzlerce araç denize sürüklendi. Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, şehrin yüzde 60’ının su altında olduğunu söyledi. MİLYONLARCA LİRALIK MADDî HASAR VAR
Maddî kaybın çok büyük olduğunu bildiren Başkan Aksu, “Karadeniz’de mühendislik faciası yaşanıyor. Dere yataklarında evler, okullar yapılmış. Plansız yaşıyoruz, afet görmeden tedbir almıyoruz. Dere yatağında yapılaşmaya dur dememiz lâzım” dedi. |
22.07.2009 |
Tabur kazılıyor |
Hakkari Barosu avukatlarının Şemdinli Cumhuriyet Savcılığına başvurmasının ardından, Şemdinli’ye bağlı Derecik beldesi Ormancık köyünden alınan 12 köy korucusunun 1994 yılında öldürülüp gömüldüğü iddia edilen Derecik Taburunda kazı çalışmalarına başlandı. Kazı çalışmalarında hazır bulunan mağdur avukatlarından Mehmet Ekici, ‘’Mağdur yakınları da burada. 12 kişi kayıp, tanık beyanlarına göre bir kroki var. Başkalarının da olabileceği iddia ediliyor. Olay yakında açıklığa kavuşacaktır’’ diye konuştu Şemdinli'de tabur kazılıyor
Hakkarİ’nİn Şemdinli ilçesi Derecik İç Güvenlik Taburu’nda 1994 yılında 12 köy korucusunun öldürülerek tabur bahçesine gömüldüğü iddiası üzerine kayıp yakınlarının talebiyle taburda kazı dün saat 11.30 sıralarında başladı. Kazıya Van Cumhuriyet Başsavcı Vekili Bahadır Sakaoğlu, Şemdinli Cumhuriyet Savcısı Mustafa Dağlı, Hakkari Barosu’ndan avukatlar Mehmet Ekici, Salih Akbulut, Vatan Erler ve Abdurrezak Ertaş ile kayıpların birinci dereceden yakını olan aralarında kadınlarında olduğu 8 kişi eşlik etti. Taburdaki kazının Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen ihbar mektubu ve kroki dikkate alınarak iş makineleriyle yapıldığı bildirildi. Kazı öncesi, kayıp yakınlarının Derecik Sağlık Ocağı’nda kan örnekleri alındı. 60-70 kişilik bir grup da ellerinde kayıpların fotoğrafları ile sağlık ocağı önünde Kürtçe ağıtlar yaktı. (CİHAN) |
22.07.2009 |
Gözler Anayasa Mahkemesi’nde |
CHP, 5918 sayılı ‘’Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’un, askerlere sivil yargı yolunu açan 7. maddesi ile değiştirilen ‘’halinde’’ ibaresi ile geçici 1. maddedeki, 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinde yapılan değişiklik hükümlerinin yürürlüğüyle ilgili düzenlemenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Yüksek Mahkeme, CHP’nin başvurusuna ilişkin ilk incelemesini 23 Temmuz Perşembe günü yapacak. Heyet, başvuruda bir eksiklik tespit etmezse davayı esastan görüşmeye karar verecek ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın belirleyeceği bir günde dava esastan karara bağlanacak. Düzenlemenin iptali istemiyle açılan davanın dilekçesinde, Anayasa’nın, askeri mahkemelerin görev alanına ilişkin yaptığı görevlendirme hükmü yürürlükte iken, yasa koyucunun bir yasa ile ve söz konusu Anayasa hükmünü değiştirmeksizin yeni bir düzenleme yapmasının, Anayasa’nın 145. maddesi ile bağdaşmayacağı savunulmuştu.
MAYINLARIN TEMİZLENMESİ İÇİN KARAR DA 23 TEMMUZ’DA
Anayasa Mahkemesi, 5903 sayılı Türkiye ile Suriye Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun’un bazı hükümlerinin iptali istemiyle açılan davada, yürürlüğünün durdurulması talebini 23 Temmuz Perşembe günü görüşecek. CHP, MHP, DTP, DSP ve Türkiye Partisi ile bazı bağımsız milletvekillerinin ortak imzasıyla, kanunun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesinde dava açılmıştı. Davanın ilk incelemesini tamamlayan ve davayı esastan görüşmeye karar veren Anayasa Mahkemesi heyeti, yürürlüğü durdurma istemini 23 Temmuz’da görüşecek. Heyet, kanunun bazı hükümlerinin iptal istemini ise daha sonra belirlenecek bir günde esastan sonuçlandıracak. TBMM’de temsil edilen tüm muhalefet partilerinin destek verdiği dilekçede, yasanın kanunun amacını içeren 1. maddesindeki ‘’Bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması’’ ibaresinin, 2. maddenin tamamının ve ‘’Mayın temizleme ve arazi kullanım süreleri’’ başlıklı 3. maddedeki ‘’taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyette kullandırılması süresi’’ ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddia ediliyor. Kanunun iptali istenen ‘’ihale işlemleri’’ başlıklı 2. maddesi ise mayın temizleme işinin usul ve esaslarını belirliyor. |
22.07.2009 |
Krizin ABD’ye maliyeti 23,7 trilyon dolar |
ABD’de krizin maliyeti federal hükümete şimdiye kadar 4,7 trilyon doları buldu. Ancak bu maliyetinin 23,7 trilyon doları bulabileceği tahmin edildi. Sorunlu Varlıkları Kurtarma Programı’ndan (TARP) kullandırılan fonların nasıl harcandığını denetlemekten sorumlu özel denetçi Neil Barofsky’nin Kongre için hazırladığı raporda, federal hükümetin, finans sektörüne yardım için ABD ekonomisinin yaklaşık üçte birine denk düşen miktarda 4,7 trilyon dolar tahsis ettiği belirtildi. Raporda, en kötü şartlar altında krizin maliyetinin hükümete 23,7 trilyon doları ya da her ABD vatandaşı için 80 bin doları bulabileceği öngörüsünde bulunuldu. Federal hükümetin tahsis ettiği 4,7 trilyon dolar tutarındaki miktar, eski ABD Başkanı George Bush ve ABD Başkanı Barack Obama yönetimlerinin yanı sıra ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 2007 yılından itibaren hazırladığı 50 kadar program ve teşvik paketini kapsıyor. Washington / aa |
22.07.2009 |
Gücünüzü dağıtmayın |
Chatham House olarak bilinen İngiltere’deki Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsünün Müdürü Robin Niblett, dış politikada Türkiye’nin, aynı anda birçok yerde etkili olmaya çalışmak gibi bir riskle karşı karşıya olduğunu belirterek, bazı odaklanma alanları belirlemenin, Türkiye’nin daha etkin olmasını sağlayabileceği görüşünü dile getirdi. Bugün kendisini stratejik olarak son derece önemli bir bölgede bulan Türkiye’nin, en ilginç jeopolitik sorunların kesişme noktasında olduğunu keşfettiğini söyleyen Niblett, Türkiye’nin özellikle son 2-3 yıldır üstlendiği aktif dış politikanın yanı sıra iç politikasındaki gelişmeler ile uzun vadede gerçekten güçlü bir dış politika rolü üstlenme kapasitesi arasındaki karşılıklı etkileşimle yakından ilgilendiklerini kaydetti. Türkiye’nin bölgesindeki anlaşmazlıklarda arabuluculuk rolü üstlenmeye yönelik girişimleri konusunda da Niblett şunları kaydetti: ‘’Bana kalırsa Türkiye’nin karşı karşıya olduğu risk, aynı anda birçok yerde etkili olmaya çalışması. Çin, Suriye, Gazze, Irak, Afganistan-Pakistan meselesi... Bu kadar dış politika aktivizmini sürdürebilmek, derin diplomatik kapasite gerektiriyor. Bence bu olumlu bir istek ve Türkiye’nin oynayabileceği rolün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak bunları nasıl yönettiği, bu farklı zorluklar arasında enerjisini nasıl paylaştırdığı konusu çok ilginç olacaktır. Türkiye bu anlamda bazı konularda daha destekleyici bir rol üstlenirken bazılarında daha aktif rol oynamayı isteyebilir. Bu aşamada bazı odaklanma alanları belirlemenin daha etkin olmasını sağlayabileceğini düşünüyorum. Belki Suriye ile kuzey Irak ve Irak’ın istikrar kazanması odaklanılacak iki alan olabilir. Bu sırada ABD de örneğin Arap-İsrail meselesinde daha aktif bir rol oynayabilir.’’ Niblett, Türkiye’nin, özellikle de ekonomik potansiyeli dolayısıyla Karadeniz ve Kafkaslar bölgesinde de oldukça güçlü bir aktör olabileceğine işaret ederek, ‘’Türkiye’nin değişim yaratacak güçlü bir ülkeden çok, diğerlerinin anlaşmaya varmasına yardımcı olacak dürüst bir aracı olarak görüldüğünü düşünüyorum. Bu çok farklı bir rol. Bu, bir dönem ABD’nin oynayabildiği ama Bush döneminde uzaklaştığı bir rol’’ diye konuştu. Londra / aa |
22.07.2009 |
80 YAŞINDA 500 TANE ŞİİRİ VAR |
OSMANİYE’NİN Kadirli ilçesinde yaşayan okuma yazması olmayan 80 yaşındaki Elife Özçatal’ın kendisine ait yaklaşık 500 şiiri var.
Elife nine, yazamadığı için şiirlerini torunlarına not ettiriyor. Yoğunoluk Köyü Özçatallar mahallesinde oturan 9 çocuklu Elife nine, evlendikten sonra şiir söylemeye başladığını belirtiyor. 60 yıldır etkilendiği, yaşadığı, duyduğu ve gördüğü olaylardan esinlenerek şiir okuduğunu anlatan Özçatal, “Okuma yazmam yok. Hayatta karşılaştığım olaylar benim şiir söylememe sebep oluyor. Bazen bir kuş görsem onun hakkında şiir okuyorum. Güneydoğu’da bir şehit olsa beni çok üzüyor ve içimdeki duyguları şiire döküyorum. Okuma yazmam olmadığından şiirlerimi torunlarıma yazdırıyorum.” dedi. Köyde herkes tarafından çok sevilen ve ‘Iraz ana’ olarak bilinen Elife Özçatal’ın tek hayali, şiirlerini bir kitap haline dönüştürerek kendinden sonraki nesillerin okumasını sağlamak. Osmaniye / cihan |
22.07.2009 |
UZAY YOLCULUĞU HAYAL DEĞİL |
Kennedy Uzay Merkezi’nden 1984’de fırlatılan Challenger Uzay Mekiğinin pilotu, NASA’dan emekli astronot Jon Andrew McBride, korkutucu olmadığını belirttiği uzay yolculuğunu, ‘’otoyolda araba kullanmaya’’ benzetti. Uzay Kampı Türkiye ziyareti sırasında soruları cevaplayan astronot McBride, uzay yolculuğu deneyimini paylaştı. Yolculuk öncesi gerekli kontrollerin defalarca yapılması, iyi bir hazırlanma süreci geçirilmesi sebebiyle uçuş deneyimi sırasında önemli bir tehlike yaşamadıklarını belirten McBride, birkaç küçük sorun ortaya çıktığını, ancak bunların korkutucu boyutta olmadığını söyledi. McBride, ‘’Uzay yolculuğu tehlikeli mi?’’ sorusuna gülerek, ‘’Uzaya gitmek otoyolda araba kullanmak gibi. Zor ya da korkutucu değil’’ cevabını verdi. Challenger Uzay Mekiği ile gerçekleştirdiği 8 günlük uzay yolculuğunda yoğun çalıştıklarını kaydeden McBride şöyle konuştu: ‘’Günde 16 saat çalıştık. Orada, sıkılmak ya da başka bir şey düşünmek için zamanınız olmuyor. Yalnızca işimize konsantre olduk. Uçmayı seviyorum. ‘Uzaya tekrar gitmek ister misin?’ diye sorsalar kesinlikle ‘Evet’ derim. Tekrar gitmeyi çok isterim.’’ Görevi sebebiyle ailesinden uzun süreler ayrı kaldığını, bu sebeple 8 günlük yolculukta çok fazla özlem hissetmediğini söyleyen astronot McBride, ‘’Döndüğümüzde hem mutluyduk, hem mutsuz. Görevimizi başarıyla yerine getirdiğimiz için mutluyduk ama yolculuğun bitmesi sebebiyle de mutsuzduk. Orada olmak güzeldi’’ dedi. Astronot McBride, ‘’Bir dünyalı olarak uzaydan dünyaya bakmanın inanılmaz bir tecrübe olduğunu’’ ifade ederek, unutamadığı anı şöyle anlattı: ‘’Yolculukta unutamadığınız an denince aklıma kargo kapaklarının ilk açılma anı geliyor. İlk gördüğüm şey Avustralya kıt'asıydı. O anı unutamıyorum. İnanılmaz bir görüntüydü.’’ Türklerin uzaya ilgisini de değerlendiren astronot McBride, özellikle çocuklara tavsiyelerde bulundu. McBride, çalışmanın önemini vurgulayarak, çocuklara bilime yönelik çalışmalarını önerdi. Çalışmak kadar inanmanın da gerekli olduğunun altını çizen McBride, ‘’Uzaya gideceğinize inanın. Bugünün hayali, yarının gerçeği’’ dedi. Ağustos 1979’de astronot olan Jon Andrew McBride, 1989’da NASA’dan emekli olarak Kennedy Uzay Merkezi’nde çalışmaya başladı. İzmir / aa |
22.07.2009 |
DÜNYA NÜFUSU YAŞLANIYOR |
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, dünya genelinde 65 yaşın üzerindeki kişilerin sayısı 2040’ta şu andakinin 2 katını geçecek. Amerikan Nüfus Sayım Merkezi’nin araştırmasına göre, şu an yaklaşık 506 milyon olan 65 yaşından yaşlı olanların sayısının 2040 yılında 1,3 milyara ulaşması bekleniyor. Araştırmaya göre, gelecek 10 yılda insanlık tarihinde ilk kez 65 yaşın üzerindeki kişilerin sayısı, 5 yaştan küçük çocukların sayısından fazla olacak. Araştırmada, en yaşlı kıt'anın Avrupa, en genç bölgenin ise Sahra altı Afrikası olduğu belirtiliyor. Washington / aa |
22.07.2009 |
Hareketsiz diyet yararsız |
Beslenme ve diyet uzmanları, yaz diyetleriyle zayıflamanın daha kolay olduğunu ancak spor veya en azından fiziksel aktivite olmadan yapılacak diyetten başarı beklemenin hayal olacağını belirtiyor. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akman, yaptığı açıklamada, ‘’yaz diyeti’’ yazılarak internette arama yapıldığı zaman yaklaşık 2,5 milyon sonuç elde edildiğini, bu durumun bilgi kirliliğine yol açtığını söyledi. Şişmanlığın zararları konusunda toplumun bilinçlenmeye başlamasıyla pek çok kişinin de estetik bir vücuda sahip olabilmek için diyet yapmaya başladığını ifade eden Akman, ‘’Fakat insanımız fiziksel aktivite yapmaya üşeniyor. Çünkü 50 metre mesafeye bile arabayla gidiyoruz, merdivenle çıkmak yerine ikinci kat için bile asansöre biniyoruz’’ dedi. Polikliniğe başvurarak diyete başlayan kişilere günde yarım saat yürümelerini tavsiye ettiklerini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Akman, şunları kaydetti: ‘’Yaz diyetleriyle zayıflamak daha kolaydır ancak spor veya en azından fiziksel aktivite olmadan yapılacak diyetten başarı beklemek hayal olur. Hayatlarına diyetle birlikte fiziksel aktiviteleri de taşıyan kişiler, ayda sağlıklı şekilde 4 kilo veriyor.” Konya / aa |
22.07.2009 |
Bu kelebekler yarasaları alt ediyor |
BazI kelebeklerin, yarasaların sonar sistemini karıştırdığı ve bu sayede avlanmaktan kurtulduğu ortaya çıktı. ABD’deki Wake Forest Üniversitesi’nden William Conner ve Jesse Barber’ın yaptığı araştırma, bazı kelebeklerin yaydığı ses dalgalarının yarasaların ses dalgaları yardımıyla yer belirleme ve mesafe ölçmede kullandığı sistemle karıştığını ve sistemi çökertebildiğini gösterdi. Yarasalardan kaçmak için bazı kelebeklerin gece zehirli olduklarını gösterdiklerini ve bunu yapmak için karınlarının altından çok yüksek titreşimli ses dalgaları yaydıkları sonucuna daha önce varan bilim adamları, zehirli olmayan ve saklanmaya çalışan kelebeklerinse zehirli olanların seslerini taklit ettiklerini, bu teknikle ses dalgalarının birbirine karıştığını gördü. Conner ve Barber, meslektaşları Aaron Corcoran ile büyük kahverengi yarasaların (Eptesicus fuscus), ses dalgaları yaydığı bilinen Bertholdia trigona türü kelebekleri yakalama becerisini ölçtü. Yarasayla karşılaştıklarında kelebeklerin zehirlenme tehlikesine karşı düşmanını uyarmak için ses dalgası yaymadığını gören araştırmacılar, kelebeklerin yaydığı ses dalgalarının yarasanın sonar sistemiyle karıştığını ve sistemin çöktüğünü, neredeyse 3 durumdan birinde, yarasanın avına yaklaştığında tereddüt ettiğini belirttiler. Araştırma Science dergisinde ve Fransız Le Nouvel Observateur dergisinin internet sitesinde yer alıyor. Ankara / aa |
22.07.2009 |
İnternet kullanıcı sayısı artıyor |
İnternet kullanıcılarının sayısının 2013 yılında 2,2 milyarı bulabileceği bildirildi. Forrester şirketinin yaptığı araştırmada, 2008’de 1,5 milyar olan internet kullanıcılarının sayısının, 2013’te 2,2 milyarı bulabileceği belirtildi. Araştırmacılardan Zia Daniell Wigder, dünya genelindeki ekonomik yavaşlamaya rağmen her yıl internet kullanıcılarının sayısının arttığını söyledi. Wigder, kullanıcı sayısının 2013 yılına kadar yüzde 45 artmasının beklendiğini ifade etti. Araştırmacılar, 2013’te internet kullanıcılarının yüzde 43’ünün Asya’da, yüzde 13 kadarının Kuzey Amerika’da, yüzde 22’sinin Avrupa’da, yüzde 11’inin Latin Amerika’da olacağını tahmin ediyor. Yılda yüzde 11’lik artışla 2013’te sadece Çin’de 377 milyon 100 bin internet kullanıcısının olacağı ve Çin’in, 260 milyon 500 kullanıcının bulunacağı ABD’nin açık ara önüne geçeceği öngörülüyor. Araştırmaya göre, geçen yıl internet kullanıcılarının yüzde 26’sının bulunduğu Avrupa’daki artışı, İtalya, İspanya, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin internet kullanıcılarının sayısının yüksek olmaması aşağıya çekecek. İstanbul / aa |
22.07.2009 |
Çin’de, İslâm fuarı |
ÇİN Uluslararası Müslüman Ülke Yemekleri ve Günlük Eşyaları Fuarı-2009, 6-9 Ağustos tarihleri arasında Çin’in kuzeybatı kesiminde yer alan Çinghay eyaletinin başşehri Şining’de yapılacak. Çin Uluslararası Radyosunun haberine göre, fuara nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan yaklaşık 20 ülkenin katılması bekleniyor. Fuar yetkililerince verilen bilgilere göre, toplam 1050 stanttan oluşacak fuar alanına İslâm kültürü damgasını vuracak. Türkiye, Malezya, Fas, Irak ve Suriye de dahil olmak üzere yaklaşık 20 ülkeden 116 yabancı işletme ile yaklaşık 500 yerli işletmenin fuara katılacağı bildirildi. İlki 2007’de düzenlenen fuar, Müslüman müşteriler için üretim yapan Çinli ve yabancı işletmeler arasında temas kurulması açısından önemli bir platform oluşturuyor. Çinghay eyaleti, Çin’de, Hui (Çinli Müslümanlar) ve Sala milliyetine mensup Müslümanların yoğun olarak yaşadığı yerlerin başında geliyor. Sala milliyeti 12. yüzyılın sonlarında Buhara ve Semerkanttan Çin’e göç eden Türk kökenli bir azınlık ve bu bölgede yaşıyor. Pekin / aa |
22.07.2009 |
Türkçe yazıyı, sese dönüştüren teknoloji |
Bİlkent Üniversitesi araştırmacıları, konuşma engellilere yönelik Türkçe yazıları sese dönüştürebilen bir teknoloji geliştirdi. Cep bilgisayarına yüklendiğinde kalıp cümleleri ve Türkçe yazıları seslendirebilen ‘’Turkon’’ isimli yazılım, engellilerin çevreyle iletişimlerinin güçlenmesine katkı sağlıyor. Yurt dışında yüksek ücretlerle temin edilebilen yazılım, internet üzerinden ücretsiz kullanılabiliyor. Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altay Güvenir, Türkiye’de yaklaşık olarak 270 bin konuşma engellinin bulunduğunun tahmin edildiğini bildirdi. Engelliler için özel olarak geliştirilmiş ve yüksek ses kalitesine sahip bu cihazların ekrana klâvye ile yazılmış yazıları sese çevirebildiğini belirten Güvenir, bu cihazların yurt dışı ücretlerinin yüksek olduğunu belirtti. Güvenir, daha önce görme engellilere yönelik hazırladıkları ‘’oku’’ isimli yazılımdan Türkçe yazıyı sese dönüştürme konusunda bilgi birikimine sahip olduklarını ve bu teknolojiyi cep bilgisayarlarında çalışmak üzere uyarlayarak işe koyulduklarını söyledi. Turkon’un sadece konuşma engelliler için değil, aynı zamanda ziyaret eden yabancıların iletişimlerinde de kolaylıklar sağlayabileceğini ifade eden Prof. Dr. Altay Güvenir, ‘’Turkon’’un www.cs.bilkent.edu.tr/turkon/ adresinden ücretsiz kullanılabileceğini sözlerine ekledi. Ankara / aa |
22.07.2009 |
Yunan ineği “devlet malı” olacak |
Yunanİstan’In Kastaneis kasabasında Arda Nehri’nin kenarında otlarken, Türkiye sınırına giren ineğin Yunanistan’a iade edilmesi için, gerekli girişimler yapıldı. Ancak Yunan makamlarından iade ile ilgili cevap gelmedi. Yunanistan ile Türkiye arasında tabiî sınır olan Arda Nehri’ni geçerek Türkiye’ye gelen ve Kastaniesli bir çiftçiye ait olduğu belirlenen montofon cinsi inek, 12 gün önce sınırda nöbet tutan askerlerce yakalanmış ve gümrük yetkililerine teslim edilmişti. Edirne Tarım Müdürlüğünce herhangi bir hastalığı olup olmadığının tesbiti için Edirne Canlı Hayvan Borsası’nda karantinada tutulan inek, karantina süresi dolduktan sonra Yunan makamlarınca geri alınmaması halinde, ‘’devlet malı’’ sayılacak. Bu durumda da tasfiye mevzuatına göre işlem görüp, satılacak. Edirne Tarım Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, ineğin 21 günlük karantina süresi sonrasında teslim edilebilmesi için Yunan makamlarına yazılan yazıya cevap gelmedi. Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri, ineğin Yunanistan’a canlı hayvan girişleriyle ilgili mevzuata uymayacağı gerekçesiyle geri alınmayacağı yönünde tahminleri olduğunu belirttiler. Yunanistan’dan Türkiye tarafına geçen inek için uygulanan 21 günlük karantina süresi, 29 Temmuz Çarşamba günü sona eriyor. Edirne / aa |
22.07.2009 |
Sel, araçları denize sürükledi |
Giresun’da etkili olan yağış sonrası şehrin sahil kesimindeki çok sayıda ev ve iş yerini su bastı. Dün sabah saatlerinde başlayan etkili olan yağış dolayısıyla şehrin doğu kesiminden denize dökülen Aksu Deresi ile batı kısmından denize dökülen Batlama derelerinde taşkınlar meydana geldi. Taşkınlar sonucu, sahil kesiminde kalan binaların giriş katlarındaki çok sayıda ev ve iş yeri su altında kaldı. Karadeniz Sahil Yolu’nda meydana gelen su birikintileri dolayısıyla da, çok sayıda araç yolda kaldı. Bu sebeple trafik dururken, yaklaşık 2 kilometrelik araç kuyruğu oluştu. Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, aşırı yağış sonucu taşan dere kenarlarında park halindeki 10’larca aracın denize sürüklenerek kaybolduğunu bildirdi. Taşkın sonucu Batlama Mahallesi ve Güre Mahallesi’nde alt ve üst yapıda büyük zarar oluştuğunu ifade eden Aksu, ‘’Bölgede çok sayıda ev ve iş yerini su bastı. Bu zarar için şimdilik 10-15 milyon TL diyebiliriz” şeklinde konuştu. Aksu, yağışlar sonucu can kaybı olmamasının sevindirici olduğunu ifade ederek, ‘’Meteorolojiden aldığımız bilgiye göre yağışlar aralıklarla sürecek. Riskli bölgelerdeki vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz’’ diye konuştu. Yağışlar en çok Giresun şehir merkezi ile Bulancak ilçesini etkiledi. Öte yandan, etkili yağış Ordu’da Bülbül deresinin su seviyesini yükseltti. Bir hafta önce sel ile heyelana yol açan, 2 kişinin ölümüne ve büyük ölçüde hasara sebep olan sağanak yağışa karşı, vatandaşların dikkatli olması istendi. Giresun / aa |
22.07.2009 |
Yine Bolu tüneli, yine kaza: 5 ölü |
BOLU Dağı tünel çıkışında meydana gelen trafik kazasında 5 kişi öldü. Binali Rençber idaresindeki 34 YG 042 plâkalı otomobil, asfaltlama çalışmaları dolayısıyla ulaşımın tek şeritten sağlandığı Bolu Dağı tünel çıkışı 1. viyadükte karşı yönden gelen 50 ER 590 plâkalı tır ile çarpıştı. Kazada, oto sürücüsü Binali Rençber, oto içinde yolcu olarak bulunan Mehmet Rençber, Hatun Karakuş, Nuran Rençber, Çiğdem Rençber, TEM Otoyolu Bolu tünel yolu birinci viyadük üzerinde meydana gelen kazada vefat ettiler. Tır sürücüsü Bayram Altun ve yine kazaya karıştığı ifade edilen 41 EF 474 plâkalı kamyon sürücüsü Mustafa Çubuk’un göz altına alındığı bildirildi. Diğer yandan Sivas’ta meydana gelen kazada 4 kişi öldü. Erzincan’da ise 1 ölü 12 yaralı olan bir kaza meydana gelirken, Konya’daki kazada ise 6 kişi yaralandı. Düzce / aa |
22.07.2009 |
Sigara yasağının bu köyle ilgisi yok |
BURSA’NIN Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı olan ve dönemin muhtarının aldığı bir kararla 10 yıldır sigara içilmeyen Ağaçlı Köyünün sakinleri, sigara yasağının kapsamının genişletilmesini pek fazla dert etmiyor. İlçeye yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan 20 haneli Ağaçlı Köyünün muhtarı Yusuf Tokalı, 1999-2004 yıllarında köy muhtarlığını üstlenen Recep Sarı’nın, görevinin ilk yılında kendisinin de aralarında bulunduğu azalarla bir toplantı yaptığını söyledi. Sarı’nın, toplantıda, köy kahvesinde sigara dumanından rahatsız olduğunu ve bunu yasaklamak istediğini ve söylediğini belirten Tokalı, ‘’Bizler de bunun üzerine muhtarımızla birlikte kapalı alanda sigara içilmesini yasakladık. Aldığımız bu kararın ardından köy sakinleri tek tek sigarayı bıraktı. Sonrasında sadece kahvehanede değil bütün köyde sigara içilmesi yasaklandı’’ dedi. Bursa / cihan |
22.07.2009 |
ÖSS tercih formları teslim ediliyor |
ÖSS tercih formlarının teslim süresi bugün başlıyor. 2009-ÖSS’ye giren adaylardan 145 ve daha fazla puan alan adaylar ile meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hakkı bulunan adaylar tercih formu doldurabilecek. ÖSS’de 145-164.999 arasında puan alan adaylar ön lisans programlarını, 165 ve üstünde puan alan adaylar hem ön lisans hem de lisans programlarını tercih edebilecek. Sınavsız geçiş için başvuran meslek lisesi mezunu adaylar da kendi alanlarıyla ilgili bölümler arasından tercihte bulunabilecek. 2009-ÖSS’de 165 ve üstünde puan alan adaylar, tercihlerini 2009-Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’ndaki Tablo-4, Tablo-3A ve Tablo-3B’den, 145-164.999 arasında puan alan adaylar ise sadece Tablo-3A ve Tablo-3B’den ve Tablo-4’teki Açıköğretim Fakültesi programlarından (İngilizce Öğretmenliği hariç) tercih yapabilecek. ÖSS puanına göre ön lisans programı tercih edecek adayların Tablo-3A’dan tercih yaparken, önceliğin sınavsız geçiş için başvuran adaylara verildiğini göz önünde bulundurmaları isteniyor. Ankara / aa |
22.07.2009 |
Davutoğlu Ağustos’ta, Erdoğan Ekim’de Irak’ta |
ANKARA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ekim ayında Bağdat’ı ziyaret etmesinin planlandığını, Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının da bu ziyaret sırasında düzenleneceğini bildirdi. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin hazırlık toplantısının bitiminde konuşan Davutoğlu, konseyin ilkesel olarak iki başbakanın bizzat eş başkanlık yaptığı, icracı bakanların katıldığı ve iki ülke arasındaki ilişkilerin en üst düzeyde ele alındığı bir yapı olduğunu belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile geçen hafta Nabucco zirvesi dolayısıyla yaptığı görüşmede bir takvimin ortaya konduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti: “Ağustos başında inşallah benim bir Bağdat seyahatimde burada ortaya çıkardığımız eylem planını, üzerinde çalıştığımız projeleri Iraklı yetkililerle ele almam mümkün olacak. Daha sonra ilgili Iraklı bakanlarla Türk tarafının ilgili bakanlarının toplantıları söz konusu olacak. Ve ümit ediyoruz ki birkaç ay içinde, Ekim ayı gibi planlıyoruz, Sayın Başbakanımızın Bağdat ziyaretinde bu toplantı en kapsamlı şekilde hayata geçirilecek.” Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin bölgede bir model niteliği taşıyacak çok yeni bir ilişki biçimi olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bu konseyin hayata geçirilmesiyle birlikte Türkiye ile Irak’ın siyasal düzeyde en üst düzeyde ilişki kuracağını, ekonomik düzeyde de ilişkilerini ekonomik entegrasyon düzeyine çıkaracağını belirtti. Ankara / aa |
22.07.2009 |
PKK’ya yardımdan bir kişi yakalandı |
Kayserİ’de jandarma ekipleri tarafından düzenlenen operasyonda, terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık etmek suçundan aranan 1 kişi yakalandı. Jandarma ekipleri, Yeşilhisar ilçesine bağlı Başköy köyünde bir eve düzenledikleri operasyonda, Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla aranan Ziya U’yu (31) gözaltına aldı. Zanlı, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak Yeşilhisar Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Kayseri / aa |
22.07.2009 |
Erdoğan, Gerçeker’i kabul edecek |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kabul edeceği Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in, Erdoğan’ı 7 Eylül Pazartesi günü yapılacak yeni adli yıl açılış törenine davet edeceği belirtildi. Gerçeker’in 2009-2010 Adalet Yılı’nın başlaması dolayısıyla Yargıtay’da düzenlenecek tören davetiyesini sunmak için istediği randevu üzerine, Başbakan Erdoğan saat 13.00’te Başbakanlık Resmi Konut’ta Gerçeker’i kabul edecek. |
22.07.2009 |
Benzine yine yeni zam! |
Enerjİ Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), akaryakıt dağıtım ve bayi satışlarına yönelik belirlediği ‘’tavan fiyat’’ı artırdı. EPDK, 21-22 Temmuz tarihlerinde geçerli olmak üzere, akaryakıt bayi tavan fiyatlarını 1 kuruş artırarak 95 oktan kurşunsuz benzin için litrede 3,19 liradan 3,20 liraya, motorinde 2,56 liradan 2,57 liraya, kırsal motorinde de 2,44 liradan 2,45 liraya yükseltti. Vergiler dahil akaryakıt dağıtım tavan fiyatı 95 oktan kurşunsuz benzinde litrede 1 kuruş artarken, motorin ve kırsal motorinin litre fiyatlarında değişikliğe gidilmedi.Buna göre, akaryakıt dağıtım tavan fiyatı 95 oktan kurşunsuz benzin için litrede 3,05, motorinde 2,39, kırsal motorin için litrede 2,28 lira olarak belirlendi. Ankara / aa |
22.07.2009 |
Generallere suikast planı iddiasıyla 4 gözaltı |
nİstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Müdürlüğü ekipleri tarafından düzenlenen operasyonda, bazı generallere suikast planladığı iddiasıyla gözaltına alınan 3’ü muvazzaf asker, 4 kişi İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Kocaeli, Gölcük ve İstanbul Bahçelievler’de başlatılan çalışmalarda bazı generallere suikast planladığı iddiasıyla 3 muvazzaf teğmen ile bir sivilin gözaltına alındığı belirtildi. Gölcük’te gözaltına alınarak sorgulanmak üzere İstanbul’a gönderilen askerler Merkez Komutanlığı’na götürüldü. Gözaltındaki sivilin ise İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorgulandığı öğrenildi. Şüpheliler, sorgu ve işlemlerinin tamamlanmasının ardından dün sabah Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Şüpheliler Cumhuriyet Savcısına ifade verdi. Gözaltına alınan şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda bir miktar uyuşturucu madde ile uyuşturucu haplar ele geçirildiği iddia edilirken bir adreste de mermi içine gizlenmiş bazı krokilerin bulunduğu ileri sürüldü. İstanbul / cihan |
22.07.2009 |
Deniz Feneri’ne haksızlık yapılıyor |
YardIm kuruluşu olarak adını duyuran ama son zamanlarda adını hakkında açılan yolsuzluk iddialarıyla ilgili davayla duyuran Deniz Feneri Derneği’nin yeni genel başkanı Av. Mehmet Cengiz, Gevherhan Sultan Medresesi’nde basına, başkan değişikliğinin sebebi ve haklarında açılan davayla ilgili açıklamalarda bulundu. Cengiz, haklarındaki yolsuzluk iddialarının gerçeği yansıtmadığını ifade ederek CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Deniz Feneri hakkındaki açıklamalarından dolayı özür dilemesini istediklerini söyledi. 11 Temmuz 2009’da eski başkan Engin Yılmaz’dan görevi devralan Cengiz, Deniz Feneri ile ilgili iddiaların, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği hakkında açılan davayla ilişkilendirilerek, haklarında asılsız iddialarda bulunulmasının kendilerini yıprattığını dile getirdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Almanya’daki Deniz Feneri hakkında açılan ve sonuçlanan dava boyunca, ilk günden itibaren onlarla ilgili bir bağlarının olmadığını ifade ettiklerini belirten Cengiz, özellikle Doğan Medya ve CHP Başkanı Deniz Baykal’ın sanki yargılanan Türkiye’deki Deniz Feneri’ymiş gibi sürekli iftiralarda bulunulduğunu, verilen haberlerde kendilerini adeta dolandırıcı gibi gösterdiklerini ve bu suçlamaları asla kabul etmediklerini ve bu çirkin iftiraları hak etmediklerini söyledi. Cengiz, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı duruşmada, savcının Genel Başkan Engin Yılmaz’ın şahit olarak ifadesine başvurduğunu ve bunun Deniz Feneri Derneği’nin soruşturma kapsamında, şüpheli, zanlı veya suçlu olarak görülmediğinin en büyük delili olduğunun altını çizdi.
‘EMANETE HIYANET ETMEDİK’
“Deniz Feneri olarak beklentimiz Deniz Feneri’nin bu soruşturma kapsamından bir yargı kararının tesbiti suretiyle bir an önce çıkarılmasıdır” diyen Mehmet Cengiz, Deniz Feneri’ne bağışta bulunanlara da “Biz Deniz Feneri olarak bize bağış olarak verdiğiniz emanetlere asla hıyanet etmedik” dedi. |
AHMET CEYLAN / İSTANBUL 22.07.2009 |
Dâvâ, Türkiye’nin geleceğini tayin edecek |
Ergenekon davasının ikinci iddianamesiyle ilgili yargılamanın başlamasıyla birlikte, İngiliz basını da olaya geniş yer ayırdı. Gelişmeleri başyazısında değerlendiren The Independent gazetesi, davayı Türkiye’nin geleceğini tayin edecek bir hukuki süreç olarak değerlendirdi. Başyazıda, “Dava ülkenin modern tarihinde bir karar anı olarak nitelendirilebilir” denildi. Davanın iki ayrı iddianamesiyle suçlanan 142 sanık arasında emekli generaller, gazeteciler ve akademisyenlerin bulunduğu hatırlatılan başyazıda, “bu kişilerin tümünün geçen on yıldaki kayıpların ve faili meçhullerin arkasındaki güç olarak görülen ultra nasyonalist bir yapılanmanın mensupları olmakla ve seçilmiş AK Parti iktidarını devirmeye çalışmakla suçlandığı” kaydedildi. Yazıda, “davaya alkış tutup tutmama konusunda karar vermeden önce, Türkiye’yi modern bir devlet olabilmek için darbelerle dolu geçmişinden kendini kopartma zorunluluğunda olan bir ülke olarak mı, yoksa laik temelleri dinci bir hükümet tarafından altüst edilecek bir ülke olarak mı görmek gerektiği konusunda karar vermek gerektiği” öne sürüldü ve “pek çokları için, sanıkların yargı karşısına çıkarılmasının bile, demokratik bir devletin askerin gücüne karşı kazandığı bir zafer olarak görülmesi gerektiği” ifade edildi. “1960 yılından bu yana 4 hükümetin silahlı kuvvetlerin darbeleri sonucunda devrildiğini” de yazan Independent başyazarı, “savaş sonrası dönem boyunca Türkiye’de generallerin, yargıyı kontrol ederek toplumun her kesimine nüfuz etme çabalarının sürdüğünü” de öne sürdü. Başyazıda, “içlerinde bazı Batı yanlısı liberallerin de bulunduğu diğer bir kesim tarafından ise Türkiye’de ordunun, yaptığı bütün hatalara rağmen, laik Anayasa’nın bekçisi olarak görülmesine devam edildiği” belirtildi. Yazıda, bu kesimin Ergenekon davasını da “Türkiye’yi sinsice İslamileştirmeye çalışanların kendilerine karşı duran güçleri tasfiye etmeye çalışması” olarak yorumladığı ifade edildi. “Bu mücadelenin geleceğinin önceden belli olduğu da kaydedilen yazıda, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçen yıl 4 yıllık bir dönem için yeniden seçim kazanması ve kendisine yakın bir ismi Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmasından sonra, silahlı kuvvetler meselesini ele alma noktasına geldiği ve bunu yapmaya kararlı göründüğü” öne sürüldü. “Bunun bütün dünyanın dışardan izlemek durumda olduğu bir mücadele olduğu” da belirtilen başyazıda, “Bu yapılırken, sadece Ak Parti’nin dini amaçlarının laik karşıtlarının inandığı gibi çıkmaması ümit edilebilir. Ancak bir tek şey kesin: Türkiye, ordunun siyasete müdahale etmesinden çok çekti. Eğer gerçek anlamda modern bir devlet olacaksa, bu ayrımı açık ve mutlak biçimde yapmalı” denildi. Londra / aa
Yarım kalması endişesi var
Ergenekon davasını ele alan The Times gazetesi son günlerde davaya ilişkin tartışmaların yoğunlaştığını ve bunun sonuçsuz kalma endişesine neden olabileceğini yazdı. Davanın geneline ilişkin bilgilere yer veren gazete, binlerce sayfalık iddianamede derin devlet olarak bilinen örgüte mensup çok sayıda kişinin tekrar hakim karşısına çıktığını yazdı. Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’un modern Türk tarihinde yargılanacak en yüksek rütbeli generaller olacağını vurgulayan The Times, Türk ordusunun generallerin yargılanması için tutuklanmasına izin verdiği yazdı. Davanın bir hayli karışık olduğunu, örgütün önemli isimleri içerdiğine dikkat çeken gazetede, “Davada çok sayıda faili meçhul cinayetlerin de çözülmesi bekleniyor.” denildi. The Times, Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’un yakalanmasının ardından hastaneye sevk edilerek serbest bırakıldıklarını ve davanın sonuçsuz kalmasından korkulduğunun da altını çizdi. HSYK’nın hâlâ açıklamadığı yaz kararnamesine de değinen gazete, HSYK’nın mevcut savcı ve hakimleri değiştirmek istediğini yazdı. The Times, “Türkiye’de değişim var. Önceden askeri darbenin hedefi olanlar boyun eğerlerdi. Şimdi siyasi bir irade var. AB süreci ordunun gücünün azalmasında büyük etkisi var. Türk ordusu bile Ergenekon operasyonu kapsamında bazı ordu mensuplarının tutuklanmasını hazmetti” yorumunu yer verdi. Londra / cihan |
22.07.2009 |
TRT’den Mescid-i Aksa açıklaması |
TRT Genel Müdürlüğünce, Mi'rac Kandili’nde yapılan canlı yayında, Mescid-i Aksa kampüsündeki tüm kutsal binaların dış görünüşlerinin ekrana yansıdığı belirtilerek, ‘’Ancak gerek yazı ile gerek söz ile hiçbir şekilde Kubbet’üs Sahra’ya Mescid-i Aksa Camii denilmemiştir’’ açıklamasında bulunuldu. TRT Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, kurumun Mi'rac Kandili dolayısıyla yaptığı yayına ilişkin ‘’bazı basın yayın organlarında ‘yayıncılık skandalı’ başlıklı yorumlara ve yayınla ilgili yalan yanlış bilgilere yer verildiği’’ ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’TRT’nin uluslararası bir yayıncılık başarısı göstererek Kudüs’ten yaptığı canlı yayını gölgelemek için ‘Mescid-i Aksa Cami yerine Kubbet’üs Sahra gösterildi’ iddiasında bulunanların her şeyden önce canlı yayını izlemeleri gerekiyordu. Miraç Kandili’nde yapılan yayınının başlangıcında Mescid-i Aksa kampüsündeki (Harem-i Şerif) tüm kutsal binalar tek tek tanıtılmış olup, bu binaların özellikleri izleyiciye anlatılmıştır. Kubbet’üs Sahra da Mescid-i Aksa da hiçbir yanlışlığa mahal vermeden anlatılmıştır. Canlı yayın sırasında Mescid-i Aksa kampüsündeki tüm kutsal binaların dış görünüşleri ekrana yansımıştır. Bu binalar içinde dış görünüm açısından göze en çok çarpan Kubbet’üs Sahra’nın görüntüleri de ekrana yansıtılmıştır. Ancak gerek yazı ile gerek söz ile hiçbir şekilde Kubbet’üs Sahra’ya, Mescid-i Aksa Camii denilmemiştir. Mescid-i Aksa Kampüsü’nün dış çekimleri ile Mescid-i Aksa Camisinin iç görüntüleri yaklaşık iki saatlik bir canlı yayın sırasında gösterilmiş olup, bu yayına ‘skandal’ diyenlerin asıl habercilik skandalı yaptığını kamuoyuna bildiririz. Yanlışlığı TRT değil, TRT’nin yayınını izlemeden haber ve yorum yapanlar yapmıştır.’’ Ankara / aa |
22.07.2009 |