Haberler |
Ortaöğretimde zaafiyet var |
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ÖSS’ye giren 1 milyon 324 bin kişi içinde 30 bin öğrencinin hiçbir soruya cevap vermemesini “beklenen bir olay” olarak değerlendirirken, “Bu durum ortaöğretimde bir zaafiyet olduğunun işaretidir’’ dedi. Bu durumun bir sebebinin üniversite sınavları da olabileceğini ifade eden Özcan, çözüm için üniversiteden başlayıp geriye doğru gidilmesi gerektiğini söyledi.
Ortaöğretimde bir zaafiyet var
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ‘’ÖSS’ye giren 1 milyon 324 bin kişi içinde 30 bin öğrencinin soruya cevap vermemesi gerçekten ortaöğretimde bir zafiyet olduğunun işaretidir’’ dedi. YÖK Genel Kurulu’nun aldığı ‘’ÖSS baraj puanlarının aşılmasını kolaylaştıran’’ kararıyla ilgili eleştirileri ‘’yersiz’’ bulduğunu söyleyen Özcan, ‘’hem kontenjanları artırıp, hem de kontenjanların boş kalmasına yol açmanın akıllıca bir iş olmadığını’’ kaydetti. Özcan, ÖSS’den 30 bin adayın ‘’sıfır’’ puan almasını değerlendirirken, ‘’bunun beklenmedik bir olay olmadığını’’ söyledi. Özcan, ÖSS’de geçen yıl da 23 bin civarında adayın sıfır aldığını, önceki yıl ise sıfır puan alanların sayısının 47 bin olduğunu hatırlattı. Yök Başkanı Özcan, sınavdan sıfır alınmasının sebepleri ile ilgili olarak, ‘’Bunun pek çok nedeni olabilir. Birincisi, öğrenci yeteri kadar sınavlara hazırlanmamıştır, liseden iyi gelmiyordur. Veya imtihana girdiğinde birkaç soruya bakar, soruların çok zor olduğunu anlar ve hiçbirine cevap vermemeye karar verir. Böyle bir psikolojik neden de olabilir. Ama her ne nedenle olursa olsun 30 bin kişi çok büyük bir rakam. ÖSS’ye giren 1 milyon 300 bin kişi içinde 30 bin öğrencinin soruya cevap vermemesi gerçekten ortaöğretimde bir zafiyetin olduğunun işaretidir. Yani her halükârda ortaöğretimimiz için iyi bir haber değil. İnşallah bundan sonra takip edilecek politikalarda bu rakamın azaltılması yoluna gidilebilir” şeklinde konuştu.
ÜNİVERSİTE SINAVI DENGELERİ BOZDU
Bu konuda nasıl tedbirler alınabileceği sorusuna Özcan, şu cevabı verdi: ‘’Her halde çok ciddî değişiklikler yapılması gerekiyor. Belki ortaöğretimde böyle bir neticenin ortaya çıkmasının sebebi üniversite sınavlarıdır. Üniversite sınavları yüzünden ortaöğretimdeki dengeler bozulmuş olabilir. Belki biz üniversiteye girişi daha rasyonel bir hale getirirsek ortaöğretim kendiliğinden düzelecektir. İnsanlar son yıllarını dershanelerde değil de lisede derslerini görerek geçireceklerdir. Belki daha çok şey öğreneceklerdir. Yani üniversite sınavından başlayıp geriye doğru gitmek lâzım. Öğretmenlerin kalitelerine dikkat etmek lâzım, belki müfredatı biraz gözden geçirmek lâzım. Alınacak ciddî tedbirler olabilir.’’
ELEŞTİRİLER YERSİZ
YÖK’ün, bu yıl ÖSS’ye girenlerin barajı aşmasını kolaylaştıran kararının çeşitli eleştirilere yol açtığının hatırlatılması üzerine Özcan, şunları söyledi: ‘’Bence bu eleştiriler yersiz. Şu unutulmamalıdır: Bu ülkede yükseköğretim talep eden herkese yükseköğretim imkânlarını hazır hale getirmeliyiz. Üniversitelerimizi biraz da zora sokup kontenjanların artmasını sağladık. Bu sene 90 bin kontenjan artışı oldu. Bir taraftan kontenjanları arttırıp, bir taraftan taban puanları yüksek tutup insanların o kontenjanları doldurmamasını sağlamak çok akıllıca bir iş değildi. Madem böyle bir kontenjan yaratılıyor en akıllıca iş o kontenjanları dolduracak durumu da yaratmaktı puanlar bakımından.’’
YENİ SİSTEM
YÖK Başkanı Özcan, yeni sistemle alakalı olarak, “Gelecek yıl yapılacak sınavın iki avantajı olacak. Bir tanesi, öğrencilerin stresini azaltacak çünkü iki aşamalı olacak. İkinci aşamayı da belki iki gün veya bir hafta arayla yapmayı düşünüyoruz. O stresin azalması söz konusu olacak. İkincisi de çok kategoride test olduğu için öğrenciler yapmak istedikleri mesleğe yönlenme bakımından daha avantajlı olacaklar. Bu iki açıdan bugünkü kullandığımız sisteme nazaran daha çağdaş ve daha modern, öğrenci için daha avantajlı bir sistem diyebiliriz’’ dedi. |
16.07.2009 |