Dünya |
Dünya katliama ses versin |
Bulgaristan, Azerbaycan, Batı Trakya, Kırım Türk Dernekleri Federasyonu (BAK TÜRK) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Efendioğlu, Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki olaylarla ilgili en büyük görevin BM Genel Sekreterine düştüğünü söyledi. Efendioğlu, Urumçi’deki şiddet olaylarına dünyanın seyirci kalmasını da kınadı. Dünya katliâma ses versin
Bulgarİstan, Azerbaycan, Batı Trakya, Kırım Türk Dernekleri Federasyonu (BAK TÜRK) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Efendioğlu, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylarla ilgili en büyük görevin BM Genel Sekreteri’ne düştüğünü söyledi. Efendioğlu, derneğin ofisinde yaptığı basın açıklamasında, Çin devletinin 1949’da işgal ettiği Sincan’ın başşehri Urumçi’deki şiddet olaylarına dünyanın seyirci kaldığını belirtti. Çin’in uzun yıllardan bu yana Türkleri eritme politikası uyguladığını savunan Efendioğlu, ‘’İnsanları genç, yaşlı, kadın demeden katlediyorlar. Bine yakın kişinin öldürüldüğü, binlercesinin de yaralandığı haberleri gelmektedir. Başta ABD çok cılız açıklamalarda bulunmakla birlikte, bu acımasız baskı ve katliâmlara dünya sessiz kalmaktadır’’ dedi. Avrupa İnsan Hakları savunucularını, Avrupa ve Dünya Hukuk teşkilâtlarını, İslâm ülkelerini, İslâm teşkilâtlarını, Katolik ve Ortodoks din kuruluşları ile BM’yi Urumçi’deki olaylara tepki vermeye çağıran Efendioğlu, şunları kaydetti: ‘’Kaldı ki Çin, BM Teşkilâtı’nın daimî temsilcisidir. Bize göre en büyük görev BM Genel Sekreteri’ne düşmektedir. BM, başşehir Urumçi’ye bağımsız gözlemciler göndermeli. Bu şiddet dolu baskılar ve katliâmlar durdurulmalıdır. Bu katliâmlar bir soykırımdır. Soykırım, en büyük insanlık suçu olduğu için katliâmları işleyenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. BAK TÜRK Federasyonu olarak bu vahşet olaylarını şiddetle kınıyoruz.’’ |
13.07.2009 |
İngiltere’nin Afganistan çıkmazı |
Brİtanya’da, Afganistan’da ölen askerlerinin sayısının artmasıyla bu konuyla ilgili tartışmalar yoğunlaşırken, Mail on Sunday gazetesi, “Britanya askeri için, Snatch Land Rover’ların yerine alınan Husky tipi aracın, ABD ordusu tarafından güvenli bulunmadığı için reddedildiğini” yazdı. Aracın en basit güvenlik testlerinden bile geçemediği iddiasına yer veren gazete, “Bu durumun da Afganistan’daki Britanya askerlerinin yol kenarına kurulan bombalı pusulara karşı korunmasız kılacağını” ifade etti. Gazete, söz konusu araçtan Britanya Savunma Bakanlığının 262 adet ısmarladığını belirterek, bir yandan Başbakan Gordon Brown’ın Afganistan’daki askerlerin ekipman açısından her türlü ihtiyacının karşılanacağı sözünü verdiğini, diğer yandan da bu tür alımların yapıldığını yazdı. Gazete, son 10 günde Afganistan’da vefat eden Britanya askeri sayısının 15’e çıktığını kaydetti. Mail on Sunday, adını açıklamadığı Avam Kamarası Savunma Komisyonu üyesi bir milletvekilinin de durumun daha da kötüye gidebileceği uyarısında bulunduğunu belirtti. Gazete, buna rağmen Savunma Bakanı David Miliband’ın hala Afganistan’da Britanya askerinin yaptığı görevin, Britanya’nın iç güvenliğine doğrudan katkı yaptığına dair fikri savunmayı sürdürdüğünü yazdı. The Sunday Times gazetesi de Afganistan’daki kayıpların “ordu ile İşçi Partisi arasındaki ilişkileri gerdiğine” dikkati çekti. Gazete, İşçi Partisi sözcülerinin geçen hafta bir açıklama yapıp, Afganistan’daki asker ve helikopter sayısının “gerekenin çok altında olduğunu” belirten Genelkurmay Başkanı Sir Richard Dannatt’ı “politika yapmakla” suçladıklarını yazdı. Muhafazakâr Partili milletvekilleriyle bir araya geldiği akşam yemeği sırasında, Helmand bölgesinde takviye 2 bin askere ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Dannatt’ın iktidar partisini kızdırdığını yazan Times, bir bakanın “General Dannatt kırmızı çizgileri aşıyor. Son derece riskli bir oyun oynuyor” dediğini öne sürdü. Avam Kamarası Savunma Komisyonu üyesi David Crausby ise “Şu dönemde parti politikasına oynamak hiç de uygun değil. Dannatt sadece kendi işiyle uğraşmalı. Afganistan’daki görev tamamen sona erdiğinde, bundan çıkartılacak dersler varsa bunu da sorumlu bir yolla yerine getirmeliyiz” dedi. |
13.07.2009 |
Şirbini için Almanya’da gıyabî cenaze namazı kılındı |
Almanya’nIn Dresden şehrinde, mahkemede Alman sanık tarafından bıçaklanarak öldürülen Mısırlı Merve Şirbini için cenaze töreni düzenlendi. Irkçılık ve yabancı düşmanlığının protesto edildiği ve Şirbini’nin fotoğraflarının taşındığı törene, Sosyal Demokrat Partisi (SPD) Genel Başkanı Franz Müntefering, Mısır Büyükelçisi Remzi Ezzeldin Remzi, Almanya Müslümanlar Konseyi Başkanı Eyüp Axel Köhler, Genel Sekreteri Ayman Mazyek, Saksonya Eyaleti Adalet Bakanı Geert Mackenroth, Dresden Yabancılar Konseyi’nden Nebil Yakub ve yaklaşık 1500 kişi katıldı. Katılımcılar, toplumda barışçıl birlikte hayat ve Şirbini’ye saygı için Dresden Belediyesi merdivenlerine beyaz gül bıraktı. Büyükelçi Remzi, genç kadının kör nefretin ve aşırılığın kurbanı olduğunu ve failin en hızlı bir şekilde cezalandırılması gerektiğini, bu konuda Alman hükümetine güvendiğini belirtti. SPD Genel Başkanı Müntefering de aşırı sağcıların ve ırkçıların partilerde organize olmaya şansı bulunmaması gerektiğini ifade etti. 31 yaşındaki Mısırlı Şirbini, 3 yaşındaki oğluyla çocuk parkında oynarken kendisine ‘’terörist’’ diye hakaret eden 28 yaşındaki Alman Alex W. hakkında şikâyetçi olmuş, para cezasına çarptırılan Alex W, 1 Temmuzda Dresden şehrindeki mahkeme salonunda yapılan temyiz duruşmasında 3 aylık hamile Şirbini’yi 18 yerinden bıçaklayarak öldürmüştü. Mahkeme salonundaki saldırıda, Şirbini’nin eşi de bıçak darbeleriyle ağır yaralanmıştı. |
13.07.2009 |
Iraklı yaralılar Türkiye’ye getirildi |
Irak Telafer’de, Bavice ve Karakoyun beldelerinde 9 Temmuz’da yaşanan bombalı saldırılarda yaralanan, aralarında çocukların da bulunduğu 44 kişi, tedavileri için Türkiye’ye getirildi. Irak makamlarının talebi üzerine Türkiye’ye gönderilen 44 yaralı ve 43 refakatçiyi taşıyan Türk Silâhlı Kuvvetleri’ne ait C-130 tipi uçak, Cumartesi akşam saatlerinde Etimesgut Askerî Havaalanı’na indi. Yaralılar, hava alanında bekletilen ambulanslarla Ankara’daki Sağlık Bakanlığına bağlı Dr. Sami Ulus Çocuk, Numune, Dışkapı Yıldırım Beyazıt, Ankara, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanelerine kaldırılarak tedavi altına alındı. Saldırıda amcası ile kardeşini kaybeden ve yaralanan üç akrabasına refakat için Türkiye’ye gelen Ali Abbas Farac, bir canlı bombanın Telafer’deki evin kapısını çalmasının ardından yaşanan patlamada çok sayıda kişinin yaralandığını ve vefat ettiğini anlattı. Farac, Telafer’deki hastanelerin yeterli olmaması üzerine Türkiye’ye getirildiklerini belirterek, yaralılara yapılan yardımlardan dolayı teşekkür etti.
BAŞBAKANLIKTAN AÇIKLAMA Öte yandan, Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, saldırıda yaralananların bir kısmının, Irak makamlarının talebi üzerine, Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünün, Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri, Dışişleri, Sağlık Bakanlıkları ve Türkiye Kızılay Derneği Başkanlığı ile kurduğu koordinasyon sonucunda, Türk Silâhlı Kuvvetleri’ne ait bir uçakla Musul’dan alınarak Ankara’ya getirildiği bildirildi. Açıklamada, Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin yaralı nakli amacıyla tahsis ettiği aynı uçakla, insanî yardım kapsamında Türk Kızılayı tarafından 30 adet çadır, 260 adet gıda kolisi ve 157 koli muhtelif tıbbî malzemeden oluşan yardım paketinin de bölgeye ulaştırıldığı belirtildi.
IRAK’TA ŞİDDET
Irak’ta yaşanan bombalı saldırıda 4 kişinin öldüğü bildirildi. Başşehir Bağdat’ın merkezindeki Karrada bölgesinde bir bilardo salonunun kapısına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 4 gencin vefat ettiği açıklandı. Olayda 15 gencin de yaralandığı belirtildi. Aynı bölgedeki başka bir bombanın patlaması sonucu devriye gezen 4 polisin yaralandığı ifade edildi. Öte yandan, Tikrit ve Balad şehirleri arasında, dur ihtarına uymayan Iraklı kamyon şoförünün bir Amerikan askerinin ateş etmesi sonucunda öldüğü bildirildi. Musul yakınlarındaki Gugjeli Köyünde yaşanan ilk saldırıda en az 4 kişi ölmüş, 38 kişi yaralanmış, 8 ev de yıkılmıştı. |
13.07.2009 |
“Filistinlilerin Mandelası yok” |
İsraİl Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Ulusal Güvenlik Danışmanı Uzi Arad, Filistinliler arasında İsrail’i ve İsrail’le barışı gerçekten kabule yanaşan bir süreç göremediğini belirterek, “Filistin liderliğinin başarısız olduğunu” öne sürdü. Arad, “Filistinlilerin bir Enver Sedat’ı, bir (Nelson) Mandelası yok” diye konuştu. Arad (62), Haaretz’e yaptığı açıklamada, Filistinliler, Suriye ile barış süreci ve İran gibi konulardaki kişisel görüşlerini dile getirdi. Filistin’le ilgili olarak, ortada bir Filistin liderliği veya rejiminden çok, kuvvetlerin ve fraksiyonların düzensizliğinin bulunduğunu belirten Arad, Ebu Mazen’ın (Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas) Filistinlilerin 2004 yılı sonunda ölen lideri Yaser Arafat gibi kaba ve aynı zamanda Hamas gibi aşırı ve militan biri olmadığını, onda bile İsrail’le uyuşmazlığın sonuna gelinebilecek bir istek ve irade göremediğini ifade etti. Arad, tam tersine, Ebu Mazen’i de İsrail’e karşı varolan kindarlıkları muhafaza edip, hatta yoğunlaştırmakla suçladı. Arad, “gerçek bir barış için ortada Filistinli bir muhatap bulunmadığını mı söylüyorsunuz” denilmesi üzerine, “Bu noktada böyle birisi yok” dedi. Filistinliler arasında barış için gerçek liderler bulunmadığını savunan Arad, şöyle devam etti: “Bunun, Filistinlilerin genetik bir yapısı olduğu fikrinde değilim. Gelecekte, farklı bir liderliğin ortaya çıkacağına inanmak istiyorum. İsrail tarafında da adalet olduğunu anlayabilecek Filistinli bir kadın veya erkek ortaya çıkacaktır.” Tel Aviv / aa
İran’da buzağı kopyalandı
nİran’da kuzu ve oğlaktan sonra ilk kez buzağı kopyalandı. İsfahan’daki Royan Araştırma Enstitüsü, ‘’Bunyana’’ adı verilen buzağının 270 gün hamilelik döneminin ardından bugün yerel saat ile 15.05’te sezaryenle dünyaya geldiğini açıkladı. İran ve Orta Doğu’da ilk olduğu belirtilen kopyalamanın başarıyla sonuçlanması için bilim adamlarının iki yıl boyunca çok sayıda araştırma ve deney yaptığı kaydedildi. İran’ın bu bilimsel başarıyla, Yeni Zelanda, Danimarka ve ABD gibi klonlama teknolojisinde önde gelen ülkelerin arasına katıldığı belirtildi. Enstitü, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanların klonlama yöntemiyle varlıklarını sürdürebileceğini bildirdi. Bu arada, aynı enstitüye bağlı başka bir birimde de birkaç gün içinde başka bir buzağının dünyaya geleceği kaydedildi. Royan Araştırma Enstitüsünde, daha önce de ‘’Ruyana’’ adı verilen kuzu ile ‘’Hena’’ adlı oğlak kopyalanmıştı. |
13.07.2009 |
Çin’de sel: 7 ölü, 22 kayıp |
Çİn’İn güneybatısında aşırı yağışlar sebebiyle yaşanan sel baskınlarında 7 kişinin öldüğü, 22 kişinin kayıp olduğu bildirildi. Devlet televizyonu, ölen ve kaybolanların, Çongking şehri yakınlarındaki Tanzhang Vadisi’ndeki nehirde rafting yapan turistler olduğu belirtildi. Yetkililer, beş kişinin kurtarıldığını, arama-kurtarma çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. |
13.07.2009 |
Dominik Cumhuriyeti Kosova’yı tanıdı |
Domİnİk Cumhuriyeti, Kosova’nın bağımsızlığını tanıdığını resmen bildirdi. Dominik Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının, Kosova Dışişleri Bakanlığına gönderdiği resmî yazıda, Kosova yönetimi ve halkının egemen ve uluslar arası tanınan bir ülke olma yönündeki çabaları takdir edildi. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kuruluncaya kadar karşılıklı işbirliğinin gelişmesine önem verileceği kaydedildi. Ürdün’ün ardından, Orta Amerika ülkesi Dominik Cumhuriyeti’nin de katılmasıyla, Kosova’yı tanıyan ülke sayısı 62’ye çıktı. Kosova, 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlığını ilân etmişti. |
13.07.2009 |
Bu camiye girmek yasak |
Çin, Doğu Türkistan’da camilerin kapılarına astığı liste ile öğrenci, memur, işçi, emekli, 18 yaşın altındakiler, şehir yöneticileri ve kadınların camiye girmelerini yasakladı. Bu camiye girmek yasak
ÇİN, Doğu Türkistan’da camilerin kapılarına astığı liste ile öğrenci, memur, işçi, emekli, 18 yaşın altındakiler, şehir yöneticileri ve kadınların camiye girmelerini yasakladı. Türkistan’ın önemli şehirlerinden biri olan Hoten’e 30 kilometre uzaklıktaki Lop ilçesi Merkez Camii’nin kapısında, camiye girmesi yasak olanların listesi asılı. Bu liste, çok göz önünde olduğu ve yabancıların dikkatini çekeceği için büyük şehirlerdeki merkezi camilerin kapılarında yok. Ama daha küçük şehirlerdeki camilerin giriş kapılarındaki mermer levhalarda yazılı bulunduğu belirtiliyor. Bu fotoğraf, 2007 yılı Kurban Bayramı’nda Doğu Türkistan’a giden İHH ekibinden eski milletvekili Ahmet Faruk Ünsal tarafından çekilmişti. Camiye asılan listeye göre camiye girmesi yasak olanlar şöyle sıralanıyor: 1- Partiye girmeye namzet öğrenciler. 2- Devlet memurları, işçi ve emekliler. 3- 18 yaşın altındakiler. 4- Şehir yöneticileri ve memurlar. 5- Kadınlar. |
13.07.2009 |