Kültür-Sanat

“Ahi Simav” çarşıyı duâyla açıyor

KÜTAHYA’NIN Simav ilçesinde merkez, belde ve köylerin başta yiyecek ve giyecek olmak üzere birçok ihtiyacının karşılandığı halk pazarı, her hafta Belediye Başkanı ve meclis üyelerinin katılımıyla duâyla açılıyor.

Anadolu’da Selçuklu ile Osmanlı dönemlerinde etkili olan ve ‘’esnaf birliği’’ olarak tanımlanan Ahilik, Simav’da yaşatılmaya çalışılıyor. İlçede Çarşamba günleri kurulan pazarda, her hafta Ahi kültüründen gelen ‘’esnaf duâsı’’ ediliyor. İlçe merkezi ile çevre belde ve köylerden çok sayıda vatandaşın erken saatlerde geldiği pazarda, tezgâhlar satışa hazır hale getirildikten sonra ilk olarak duâ okunuyor.

Belediye hoparlörlerinden yapılan duâya, Simav Belediye Başkanı Kasım Karahan, Belediye Meclisi üyeleri, esnaf ve vatandaşlar katılıyor. Duânın ardından birbirlerine ‘’hayırlı işler’’ diyen pazar esnafı, tezgâhlarının başına geçerek satışlarına devam ediyor. Karahan, geçmişi yaklaşık 300 yıl öncesine dayanan ve Ahi kültüründen gelen esnaf duâsının Simav’da yaşatılmasının kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Duâ sonrası esnafın birbirlerine ‘’hayırlı ve bol kazançlar’’ dilemesinin dostluk, kardeşlik ve yardımlaşma duygularını pekiştirdiğini ifade eden Karahan, ‘’Bu duâ, esnafta kazanılana kanaat etme duygusunu pekiştiriyor. Böylece vatandaşlarımız her hafta pazarda huzur içinde alış veriş yaparak ihtiyaçlarını gideriyor’’ dedi.

03.07.2009

Hacıbayram Camii çevresinin restorasyonuna başlandı

ANKARA’NIN sembollerinden olan Hacıbayram Camiinin çevresinin Ulus Tarihi Kent Projesi kapsamında tarihî dokuya uygun olarak restorasyonuna başlandı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Hisar Caddesi, Bentderesi Caddesi ve Hükümet Caddesi arasında kalan 11 hektarlık alanda yer alan tarihi niteliği Kültür Bakanlığı Koruma kurulu tarafından tescillenen 75 binanın restorasyon çalışmaları devam ediyor. İlk aşamada mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’ne ait projeleri onaylanan 20 binanın ihalesi yapılarak restore edilmekte olduğunu ifade eden yetkililer, yıkılma tehlikesi bulunan ve ayakta durması mümkün olmayan binaların, itina ile sökülerek sağlam parçalarının, aslına uygun olarak inşa edilecek binada kullanılmak üzere saklandığına dikkat çektiler. Son rötuşları yapılarak tamamlanmak üzer olan bir binayı örnek olarak gösteren yetkililer, bu binada yapılan inşaatın tavan işlemeleri dahil olmak üzere tümüyle aslına sadık kalarak inşa edildiğinin altını çizdiler. Söz konusu bölgede tarihî nitelikteki binaların restorasyonu için özel mülk sahibi vatandaşlarla da sıcak diyaloglar kurulduğuna değinen yetkililer, projenin işbirliği ile gerçekleştirilmesi için çaba harcadıklarını ifade ettiler. Yetkililer, asıl amaçlarını Ankara’nın yaşayan tarihini ayağa kaldırmak ve şehri ziyaret eden turist sayısını 60 binlerden, milyonlarla ifade edilen rakamlara ulaştırmak olduğuna dikkat çektiler.

03.07.2009

Eminönü Meydanı’nda san'at merkezi açıldı

İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) tarafından Eminönü Meydanı’nda bu yıl 6’ncısı düzenlenen ‘’Açık Hava Sanat Merkezi’’ açıldı.

Açılışta konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, san'atı toplumla ve ticaretle bir araya getirmeye çalıştıklarını ifade ederek, bu serginin tarihe ve tabiata sahip çıkmanın bir örneği olduğunu söyledi. Bu yıl sergiye katılımda çok talep olduğu için 30’ar katılımcı olarak 2 ayrı gruba ayırdıklarını ifade eden Yalçıntaş, serginin de kapanış tarihinin uzatılarak 19 Eylül şeklinde belirlendiğini kaydetti. Murat Yalçıntaş, ‘’Turizmin etkin olduğu bir noktada İTO olarak bir turizm etkinliği yapıyoruz’’ dedi.

03.07.2009

Hamidiye tabyaları temizleniyor

ÇANAKKALE’NİN kültürel mirasları arasında yer alan tarihi ‘’Hamidiye Tabyaları’’nda bulunan otlar Çanakkale Belediyesi tarafından temizleniyor.

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Barbaros Mahallesi’nin sahil kesiminde 105 dönümlük arazide bulunan tarihî Hamidiye Tabyaları’ndaki otların bakımsızlık dolayısıyla tehlike meydana getirdiğini ve yangına sebebiyet vermemesi için temizlenmeye başlandığını söyledi. Gökhan, ‘’Burayı düzene sokup, açığa çıkararak görünür hale getirmek üzere çalışıyoruz. Sonuçta kime ait olursa olsun, kentin içinde yer alan bir alan. Buranın temizliğini yapıyoruz’’ diye konuştu. Buranın kullanımı ve halka açılması konusunda henüz yetkilisi belli olmadığı için bir şey yapamadıklarını anlatan Gökhan, şunları kaydetti: ‘’Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmesi halinde bizim talebimiz var. Tabyaların dışında kalan alanın düzenlenmesini bir proje dahilinde üstlenebiliriz dedik. Çok geniş bir alan. Kültürel ve sportif anlamda bir şeyler yapılabilir.’’

03.07.2009

Şehzadeler Müzesi’ni 15 bin kişi gezdi

AMASYA’DAKİ Şehzadeler Müzesi’ni yılının ilk altı ayında yaklaşık 15 bin kişinin ziyaret ettiği bildirildi. Müze Müdürü Nurdan Kayalar, Amasya Valiliği İl Özel İdaresi tarafından Yalıboyu’nda yaklaşık 2 milyon TL harcama ile oluşturulan Şehzadeler Müzesi’nin 2008 yılı sonunda ziyarete açıldığını hatırlattı.

Kayalar, Amasya’da valilik yapmış Osmanlı padişahlarından Yıldırım Bayezid, Çelebi Sultan Mehmed, II. Murad, Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid, III. Murad ve Amasya doğumlu olan Yavuz Sultan Selim ile şehzadelerden Mehmed Çelebi, Alaaddin Çelebi, Ahmet Çelebi, Bayezid Çelebi ve Mustafa Çelebi’nin balmumu heykelinin sergilendiği müzenin iç tasarımının da Osmanlı dönemini yansıttığını belirtti.

03.07.2009

Bu ardıç ağacı on yüzyıl gördü

KONYA’NIN Taşkent ilçesine bağlı Balcılar beldesinde bulunan ve yaklaşık bin yaşında olduğu tahmin edilen yüzyılların görkemli şahidi ardıç ağacı, adeta zamana meydan okuyor.

Balcılar Belediye Başkanı Ahmet Karaalp, insanların yaşadığı bölgedeki yeşil dokuyu sürekli tahrip ettiği için birçok yaşlı ağacın günümüze kadar ulaşamadığını söyledi. Bin yıllık olduğu tahmin edilen ardıç ağacının, yerleşim alanına yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta olduğu için bugüne kadar hayatını sürdürebildiğini, ağacın yaklaşık 12 metre boyunda, 12 metre çapında olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: ‘’Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü tarafından bu ağaç 2002 yılında tescil edilmiş. Oldukça yaşlı ve büyük bir ağaç. Ağacı, 10 kişi ellerini açarak ancak kucaklayabiliyor. Gövdesi kadar dalları da oldukça büyük ve uzun. Her biri bir ağaç gövdesi kalınlığındaki dallarını bile taşımakta zorlanıyor. Günümüze kadar gelmeyi başarabilen yüzyılların bu görkemli tanığı zamana adeta meydan okuyor.’’

Türkiye’nin en yaşlı ardıçlarından biri olarak bilinen bu ağacı görebilmek için yurt içi ve yurt dışından turistlerin bölgeye geldiğini dile getiren Karaalp, ‘’Buraya gelen turistler, 10 kişinin ancak kucaklayabildiği ağaca sarılarak fotoğraf çektiriyor. Ağacı gören herkes hayretler içinde kalıyor, şaşkınlığını gizleyemiyor. Tüm turistleri bir doğa harikası olan bu ağacı görmeye beldemize dâvet ediyoruz’’ diye konuştu.

03.07.2009

Bulgurlu’da bulgur pilavı şenliği

ÜSKÜDAR’IN 500 yıllık tarihî mahallesi Bulgurlu’da Üsküdar Belediyesi’nin katkılarıyla Bulgur Pilavı Şenliği düzenleniyor. 4-5 Temmuz Cumartesi ve Pazar günü gerçekleşecek şenlik, 4 Temmuz Cumartesi günü Söğütlüçayır parkından saat 18:00’deki yürüyüş ile başlayacak.

Cumartesi akşamı açılışı sonrası konser gerçekleştirilirken, Pazar günü şenliğin en ilgi çekici faaliyetlerinden “Bulgur Pilavı Pişirme Yarışması” da yapılacak. Yarışma; “En lezzetli bulgur pilavını ben pişiririm” diyen herkese açık. Bulgur Pilavı Şenliği’nde Üsküdar Belediyesi Turizm ve Folklor Derneği ekiplerinin halk oyunları gösterileri ile çocuklar için özel eğlenceler yer alacak. Şenlik boyunca Bulgurlu’da bulunan dernekler stand açıp, yörelerine özgü ürünlerin tanıtımını da yapacaklar.

03.07.2009

Edebiyatımızda hüzün

HÜZÜN, insanî bir duygudur ve bize aittir. Üzüntü, keder, gariplik, burukluk karşılamıyor bu sözü. Melâl diye ifade edildi, ama tutmadı.

Hüznü bize çok yakıştıran şairler, mısralarında bu duyguyu en ince ve zarif şekilde kaleme alıp yüreklere hitap ettiler. Kültürümüzde hüzün, çok geniş bir şekilde işlendi. Ninnilerimizde, manilerimizde, türkülerimizde ve şarkılarımızda hüzün hâkimdir. Edebiyatımızda da hüzün en yaygın temalardandır. Ayrılık, gurbet ve ölüm konuları işlenirken hüznümüz anlatılmıştır. ‘Edebiyatımızda Hüzün’ Türk edebiyatının son 200 yıllık geçmişindeki hüzün haritasını ortaya koyuyor. Erken ölen şair ve yazarlar, çocuklarını ve yakınlarını kaybeden edebiyatçılar türlü hastalık ve çeşitli sıkıntılarla mücadele eden yazı erbabı, bu kitapta önümüze çıkıyor. Edebiyat araştırmalarıyla tanınan Mehmet Nuri Yardım, bu eserinde melankolik ruhlu, bunalıma düşmüş kişilerin yanı sıra, yaşadığı acılara rağmen direnç göstererek ayakta durabilen, ümidini ve coşkusunu kaymetmeyen kalem ustalarına da dikkat çekiyor. 0 (212) 513 51 26

03.07.2009